AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Kacan Trenin Hikayesi

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Kacan Trenin Hikayesi
Muslumanları Birleştirecek Raylar
Halk Gerceğin Ne Kadarını Bilir?




20 yuzyılın başları ic siyasi ihtirasların muslumanları ne hale duşureceğinin gorulduğu yıllar oldu Osmanlı Devletinin cokuşu, musluman toprakların işgali ve yuzyıldır suren ic kargaşa Hicaz Demiryolunda kacırılan trenin istasyondaki kavgası devam ediyor Bakalım devran doner, perona yeni bir tren girer mi?

Memnuniyyetle beyan edeyim ki Mekkei Mukerreme Şerifi Hazretleri nezdinde misafi r bulunduğum zaman kendileriyle bu meseleyi etrafıyla konuşmak şerefi ne nail oldum Her şeyden once Şerif Hazretleri Medinei MunevvereMekkei Mukerreme ve Mekkei MukerremeCidde hatlarının inşasına taraftar olmadıklarını ortaya koyup gerekcelerini soylediler

Şerif Hazretleri de iki şart dahilinde hattın uzatılması hususunda ortaya koydukları itirazları geri cekmeye hazır olduklarını ifade eylediler Bu şartları pek makul gordum İlk olarak bedevilere deve taşımacılığının kesintiye uğraması karşılığında adil bir şekilde tazminat verilmesi

Bu satırlar Hicaz demiryolunu uzun uzadıya gezerek bir rapor hazırlayan Abdulkerim Ebu Ahmed Han Gazneviye aittir Kendisi Hindistan Genel Meclisi uyesidir Gaznevi bu gezisini 1913 sonu ve 1914 başını kapsayan bir zaman diliminde, yani I Dunya Savaşının başlamasına aylar kala gercekleştirmiştir

Bu sıralarda Hicaz Demiryolu Projesinde gelinmiş olan safha şudur: Demiryolu hattının Medineye uzatılması 1908 yılında tamamlanmış ve ilk tren de aynı yıl şehre ulaşmıştır Ne var ki işin bundan sonraki kısmı yani hattın Mekkeye uzatılması bir turlu hayata gecirilememektedir

Muslumanları Birleştirecek Raylar

Peki hattın Mekkeye uzatılması neden onemlidir? Bir defa Şamdan deve kervanlarıyla ve sık sık karşılaşılan saldırıları goze alarak yola
cıkanlar Medineye ulaşabilmek icin tam kırk gunluk zorlu bir seyahat yapmak mecburiyetinde iken, 1908 yılında calışmaya başlayan tren aynı mesafeyi 72 saate indirmiştir Aynı şekilde MedineMekke arası da deve seyahati ile 12 gun olup, hattın inşası halinde sadece 24 saate duşecektir CiddeMekke arasına cekilecek bir hat da deniz yoluyla gelenlerin trenlerle Mekkeye taşınmasını sağlayacaktır Bu durumda dunyanın her tarafındaki muslumanlar ve ozellikle de Hindistan muslumanları tarafından hac yolculuğuna rağbetin artacağı ve bolgenin canlanacağı muhakkaktır

Hindistan muslumanlarının Hicaz Demiryolu Projesine yaptıkları yardımın esas gayesi bu nedenle Cidde ve Medineden Mekkeye uzatılması duşunulen hatlara yoneliktir Raporu hazırlayan Hindistan Umumi Meclisi uyesi Gaznevi, gerek Osmanlı Hukumetini ve gerek Mekke Emirini bu projenin gercekleştirilmesi icin ikna etmeye ve bir orta yolda buluşturmaya calışmaktadır Gaznevinin raporunda belirtilen Mekke Şerifi nin hattın uzatılmasına dair ortaya koyduğu itirazın gerekcelerinin ilki bu taşımacılık meselesiyle ilgilidir Emir, gecimlerini deve taşımacılığından sağlayan kabileleri duşunmektedir Trenler işlemeye başladığında bu kabilelerin hali ne olacaktır? Gaznevinin dediği gibi Emirin itirazı oldukca makul gorunmektedir Fakat Gaznevi Mekke Emirinin ikinci bir şartı olduğundan bahsediyor:

Gozu Kor Eden İhtiras

İkinci olarak bu hattın inşaatı işinde sozlu vaad olarak değil ama ciddi bir teminat verilerek kendilerinin bu hat ile onemli olcude ilişkilendirilmesi ve bu meselede kendisine buyuk bir nufuz verilmesi gereğini Emiri Mekke Hazretleri ifade ve beyan buyurdular

Demek ki bu taşımacılık işinden zarar gorenlere adilane bir tazminat verilse ve mağduriyetleri giderilse bile demiryolunun Mekkeye gelmesi yine de o kadar kolay değilmiş

Emir daha ne kadar acık konuşabilirdi acaba? Soylediği şey Osmanlı merkezi otoritesini kesinlikle Mekkede gormek
istemediğini ifade etmekten ibarettir Demiryolunun Mekkeye gelmesi demek Osmanlının varlığının her acıdan daha fazla hissedilmesi demektir Trenler
artık Osmanlı askerini, silahını ve durum neyi gerektiriyorsa onu, Emirin idaresini kimselerle paylaşmak istemediği kutsal topraklara cok kısa surelerde ve bol bol nakledebilecek, Emirin el altından bizzat kışkırttığı kabile isyanları da Osmanlı acısından bir sorun olmaktan cıkacaktır Boylece bolgenin sadece Emirin kabileler uzerindeki nufuzu ve otoritesiyle varolabildiği duşunulen dengesi bizzat Osmanlı merkezi gucu tarafından rahatlıkla sağlanabilecektir Bu durum kacınılmaz olarak Emirin otoritesini sarsacaktır

Emir bu durumda demiryolu hattının Mekkeye uzatılması icin bu işle ilişkilendirilmesi hususunda kesin teminat ve buyuk bir nufuz istemektedir Yani bu iş olacaksa da Osmanlının esamesi bile okunmamalı, bolge halkı bu işi baştan aşağı Emirin oluru ve gayretinin bir sonucu olarak algılamalıdır

Buradaki celişki acıktır Bedevileri duşunen Emir bir anda başka şeylerden bahsetmeye başlamıştır Osmanlının bu guclu hamlesinin bolgede kendi otoritesini sarsmasından ciddi bir endişe duymaktadır Aslında pek de haksız sayılmaz Zira demiryolunun Mekkeye uzatılması Osmanlı acısından, yukarıda zikredildiği gibi hacılara getireceği kolaylıklar ve başka faydalar bir yana, gercekten de bolgede otoritenin tesisi acısından son derece onemlidir

Halk Gerceğin Ne Kadarını Bilir?

Gaznevi, Mekke Emirinin yanından ayrıldığı gunlerde yeni Osmanlı valisi de Mekkeye ulaşmak uzereydi 1913 yılında cıkartılan bir kanunla valilerin yetkileri oldukca genişletilmişti Yeni vali bu kanuna dayanarak devlet otoritesini kararlı bir bicimde yerleştirmeye girişince Mekke Emiri de harekete gecmekte gecikmedi ve kabilelere mektuplar gondermeye başladı Bu mektuplarda demiryolunun Mekkeye uzatılması işinin bu yeni vali tarafından gercekleştirilerek bedevilerin ac bırakılacağını ve bu yetmezmiş gibi yeni vergiler konularak bolge halkının mahvedileceği fikirlerini işliyordu Kabileler paniğe kapılarak harekete gectiler Emir bir yandan da Osmanlı idarecilerine bolgenin eski yapısının muhafaza edilerek bu demiryolu işinden vazgecilmesini, aksi taktirde isyanların buyuyeceğini haber veriyordu

Tum bu gelişmeler sonucunda 27 Mayıs 1914de Mekkeye demiryolu goturulmesi projesi resmen askıya alındı Osmanlı hukumeti artık Emirle anlaşmanın bir mecburiyet olduğunu kabul etmişti Talat Paşa, Şerif Huseyinin oğlu Şerif Abdullaha demiryoluna karşı muhalefetten vazgecmeleri halinde demiryolu hasılatının ucte birini vereceklerini, projede calışacak askerlerin Şerifin emrinde olacağını, bedevilere Şerif vasıtasıyla 250000 lira dağıtılacağını
ve bu teklifi n reddi halinde gorevden azledileceğini bildirdi Ne var ki kısa sure sonra patlayan I Dunya Savaşı hem bu hattın hem de Hicaz Demiryolu Projesinin sonu oldu

Dost Edinilen Duşmanlar

Şerif Huseyin hayalindeki devasa krallığın başına gecebilmek icin savaş sırasında İngilizlerle işbirliği yapmaktan cekinmedi Kışkırttığı cahil bedevileri Osmanlı kuvvetlerinin uzerine yolladı İngiliz altınları ortalığa sacılmıştı İngilizler Mekke Şerifi ile ittifaklarının selameti acısından kutsal şehirlere karşı bizzat askeri operasyon yapmadılar Ama Mekke Şerifi ni bu hususta tum imkanlarıyla desteklediler

Hepimiz o destansı Medine mudafasını duymuşuzdur Kime karşı? İngiliz nufuzuna karşı olduğu kesin Ama meydanda İngiliz askerleri değil Arap kabileleri vardı Suriyeden Medineye uzanan demiryolunun sık sık tahrip edilmesi ve şehrin tum bağlantılarının kesilerek tecrit edilmesi işi de İngilizler tarafından bu zavallı insanlara ihale edilmişti Mekke ise kolaylıkla isyancılar tarafından kontrol altına alındı

Peki Şerif Huseyinin hayallerine ne oldu? Osmanlının bolgeye kuvvetli bir bicimde yerleşmesine karşı verdiği mucadele ve İngilizlerle yaptığı işbirliği
ona hayallerini gercekleştirme fırsatını verdi mi? Şerif Huseyinin bolgede iddia ettiği egemenlik cok kısa bir sure sonra Suudi ailesi tarafından elinden alındı Hicazı terk etmek zorunda kalarak once Maltaya sonra da artık uzunca bir sure kalacağı Kıbrısa gectiKıbrısta en yakın dostlarından biri eski KKTC Devlet Başkanı Rauf Denktaşın babası Raif Denktaş idi Kucuk Rauf da babası ile beraber zaman zaman Şerif Huseyini evinde ziyarete gidiyordu Rauf Denktaş bu ziyaretleri sırasında gorduklerini Nevzat Yalcıntaşa bakın nasıl nakletmiş:


Son Pişmanlık

Babamla yanına gittiğimizde hep aynı olay tekrarlanıyordu Babam onun elini oper, o da anlatmaya başlardı Şerif Hazretleri ah cekerek Ben ne yaptım, ben ne yaptım? Yaptığımın cezasını cekiyorum Niye Osmanlıya ihanet ettik? derdi


Şerif Huseyin babamın yanında hep ic gecirirdi Bundan sonra babam onu teselli edecek birkac laf soyler, ben de yanında dururdum Bir muddet sonra Şerif Huseyin: Raif, anlat şu İstanbul havalarını dinleyelim derdi

Konuşma esnasında bir taş plak calmaya başlardı O zaman Şerif Huseyin: Ahh! İstanbul, payitaht diyerek ağlamaya başlardı Babam da o sırada onu teselli edici sozler soylerdi: Şerif Hazretleri, bu takdiri ilahidir, uzulme Sen hata yaptın; ama bundan cok pişman olduğun gozlerinden akan yaşlardan belli oluyor Allah seni bundan dolayı affeder; yapma, ağlama Babam onu teselli ederken kendisi de ağlardı

Plak bitince biraz daha sohbet ederlerdi Daha sonra babam onun elini operdi Biz kalkıp giderken, Şerif Huseyin: Rauf gel! deyip bana elini opturur ve elime bir altın verirdi Ben de bu yuzden hep babamla Şerif Hazretlerine gitmek isterdim Şerif Huseyin hastalandı, olumu yaklaşmıştı Olumune yakın Urdun Prensi olan oğlu Abdullahın yanına gitti Onu Ammana biz uğurlamıştık Bir muddet sonra ise onun olum haberi bize ulaştı(*)

(*) (Mehmet Tosunun 21 Yuzyılda Sultan II Abdulhamide Bakış kitabından aktaran) Mustafa Armağan, Abdulhamidin Kurtlarla Dansı, Ufuk Kitap, İst 2006, s 157



Ali DEMİRTOPUZ

semerkand dergisi
haziran 2008
 
Geri
Üst