AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Kabeu180;nin kapısı nicin yerden yuksek

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Hic duşundunuz mu, Kabe’nin kapısı yerden neden daha yuksekimageskbeninkapisinicinyerdenyuksek5ad2f99cab80c

Doğrusu yıllardır merak ettiğim bu sorunun cevabını yakın zamanda okuduğum bir kitapta oğrenme fırsatı buldum Nedense, okuduklarım Turkiye’nin icinde bulunduğu cağrıştırdı zihnimde Bilmem katılır mısınız?
Kabe kapısının yerden yuksekliği yaklaşık 2 metre (1 metre 97 cm) Yani ortalama insan boyundan 25–30 cm daha yuksek Nitekim gerek Kabe ziyaret edildiğinde, gerekse de cekilen fotoğraflara goz atıldığında, Kabe kapısı onunde dua ve niyazda bulunan insanların ellerini yukarıya kaldırdığında ancak kapının eşiğine dokunabildiği gorulur
Kabe’nin kapısının yerden neden daha yuksek olduğu konusu kitapta şu şekilde yer alıyor
Hz Ayşe rivayet ediyor:
Peygamber (sav)’e sordum:
Kabe’nin kapısı neden yuksekte kalmış dedim
Kureyşliler, diledikleri kimselerin Kabe’ye girmelerine izin vermek, istemedikleri kimseleri de engel olmak icin boyle yaptılar Kureyş, cahiliyet donemini henuz geride bırakmış olmasaydı ve itirazlarından cekinmeseydim, Kabe’nin kapısını yer seviyesine indirirdim buyurdu (Ahmet Bayer, Fotoğraflarla Kutsal Yolculuk, Bursa 2008)
Peygamber Efendimizin cevabında iki nokta dikkati cekiyor
Birincisi, Kabe’nin kapısı, anahtarları elinde bulunduran Kureyşliler tarafından ozellikle yuksek yapılmış ki, isteyen herkes iceriye giremesin, ancak diledikleri ve izin verdikleri girebilsin Buraya girmek bir imtiyaz, birilerine sunulan lutuf gibi algılansın
İkinci nokta da, her şeyin bir vakti saati olduğudur Zamanından once yapılan bazı işlerin bir takım hazımsızlıkları da beraberinde getirebileceğidir Benim yukarıda satırlardan anlayabildiğim budur
Bir fotoğrafın anlattıkları…
Hic kimse uzerine alınmasın ve yanlış anlamasın Yukarıdaki satırları ilk okuduğumda, Beyaz Turkler kavramını ilk ortaya atan isimlerden olan Akşam gazetesi Genel Yayın Yonetmeni Serdar Turgut’un gazetesinin manşetine taşıdığı bir fotoğrafla, “Beyaz Turklerin tasfiyesi mi? başlıklı bir yazı ile bu fotoğrafı analiz eden satırlar kaleme alan Hurriyet gazetesi Genel Yayın Yonetmeni Ertuğrul Ozkok’un yazdıkları geldi aklıma
Akşam gazetesi 20 Nisan 2006 tarihli haberinde, o gunlerde Merkez Bankası Başkanlığına yeni atanan Durmuş Yılmaz’ın oturduğu evin kapısının onunde cekilen bir fotoğrafa yer vermiş, kapı onunde duran ayakkabılardan yola cıkarak, eve ayakkabısız girilmesini dikkatlere sunmuştu Fotoğrafta, Durmuş Yılmaz’ın tesetturlu eşi Duriye Hanım’ın, evlerine gelen misafirleri iceri buyur ettikten sonra, kapı onundeki ayakkabıları duzelttiği goruluyordu
Durmuş Yılmaz’ın kapısının onundeki goruntu aslında milyonlarca Anadolu ailesinin kapı onu goruntusunden farklı değildi Ama bu fotoğrafa yuklenen anlam cok farklı oldu
Turkiye´nin en “beyaz genel yayın yonetmeni, evine ayakkabıyla girilmeyen Durmuş Yılmaz hakkında ertesi gunu (21 Nisan 2006) ibretlik bir yazı kaleme aldı Aslında cok da haksız sayılmazdı Cunku Merkez Bankası Başkanlığı, Cumhuriyet elitlerinin gozunde, sembolik onemi cok yuksekte olan bir makamdı
Ertuğrul Ozkok, “Beyaz Turklerin tasfiyesi mi başlıklı konuyla ilgili yazısına, “Merkez Bankası Başkanı´nın eşi Duriye Yılmaz´ın dunku Akşam Gazetesi´nde yayınlanan fotoğrafını uzun uzun seyrettim satırlarıyla başladı Yazının sonunu ise; “Acaba koylerden ve varoşlardan gelen bir “garibanizm ihtilali mi yaşıyoruz Acaba bu ihtilal “Beyaz Turklerin tasfiyesi surecini mi başlattı? Acaba “Beyaz Turkler tasfiye edilince bu ulke daha mı guzel olacak? sorusuyla bağladı
Ozkok, Durmuş Yılmaz’ın evine ayakkabısız giriliyor, ustelik eşi de tesetturlu diye, bir Anadolu evladının Merkez Bankası Başkanlığına gelişini garibanizmin ihtilali ve Beyaz Turklerin tasfiyesi olarak değerlendirmekte mahzur gormedi
Temel gercek…
Şu an Turkiye’nin yaşadığı temel sıkıntı işte budur Ulkenin siyasi, ekonomik ve burokratik yonetimi sadece bazı ‘ozel’ hususiyetleri olan seckinci sınıfın elinde olması istenmektedir Eğer bir baskıdan soz edilecekse, realitede var olan en temel ve dışlayıcı baskı budur Azınlığın iktidarı coğunluğa dayatılmakta ve boyle gelmiş boyle gitsin arzu edilmektedir
Bir noktaya dikkatinizi cekerim Ertuğrul Ozkok, Durmuş Yılmaz’la ilgili satırları kaleme alırken, Cankaya’da henuz Sayın Abdullah Gul oturmuyordu Cumhurbaşkanlığı secimine tam yıl vardı Şimdi anladınız mı, bir tornacının evladı olan eşi tesetturlu Sayın Gul’un Cankaya’ya cıkışının neden bu kadar direncle karşılaştığını Sayın Gul’un secilmesine engel olunamayacağını anlayınca, Ertuğrul Ozkok’in neden, “gel bir şovalyelik yap, bu işten vazgec diye yazdığını
Merkez Bankası Başkanlığı’na Sayın Yılmaz’ın yakıştırılamaması gibi, Cankaya’ya da Sayın Gul yakıştırılamadı… Diğer gorevler hakeza… Bir vatan evladı bir goreve gelmeye gorsun, o goreve atanması icin tum yasal şartlara haiz olduğu halde, belirsiz nedenlerle ceşitli direnclerle karşılaşılıyor ve bir takım sıfatlar yakıştırılıyor Birileri surekli, kilit noktaların anahtarları kendi ellerinde olsun, makam mansıpları sadece kendileri dağıtsın istiyor
Cumhuriyet Halk Partisi’nden Erzurum ve Rize milletvekilliği de yapan Kemalettin Kamu’nun, Kabe’nin yerine Cankaya´yı koyduğu o meşhur şiirini, Kabe kapısını bazı seckinci Arapların neden yukseltme gereği duyduğu, Sayın Abdullah Gul’un Cankaya’ya cıkışının onune de neden bazı maniler konulduğu ekseninde bir daha ibretle okuyunuz ve sembolik de olsa bazı konuların neden onemli olduğunu bir kez daha hatırlayınız
Ne demişti şiirinde Kemalettin Kamu;
Ne orumcek ne yosun Ne mucize ne fusun
Kabe Arabın olsun Cankaya bize yeter
Tesetturlu hanımefendilerin eğitim hakkından neden mahrum edilmek istendiğini, bunun gercekte ne anlama geldiğini ve ne amaclandığını, Anayasa Mahkemesi’nin gerekceli kararının satır aralarını, Kureyşlilerin Kabe kapısını neden yukselttikleri bağlamında bir kez daha duşununuz
Tarihi okurken lutfen ayrıntıları gozden kacırmayınız
Kişisel cıkar ve sosyal pozisyonlarını kaybetmemek icin kutsal Kabe kapısına bile engel koyan zihniyetin izduşumunun, tarihin her doneminde her yerde egemen olmak isteyebileceğini hatırdan cıkarmayınız
İbret alınırsa, tekerrur etmeyebilir ve dahi artık etmemelidir
Alıntıdır
 
Geri
Üst