AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

İstanbul Arkeoloji Müzesi Tarihi ve Özellikleri

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
İstanbul Kazıbilim Müzesi
Açılış Tarihi 13 Haziran 1891İstanbul
Tür Kazıbilim
Kurucusu Osman Hamdi Bey
Osmanlı Devleti ’nden servet kalmış olan bu müze binalarının önemi ilk müzecilik çalışmalarını bünyesinde toplamasından gelmektedir Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren tarihi eserlerin toplandığını görmekteyiz O dönemde sistematik bir şekilde yürütülmeyen bu kurum, 1869 yılında Müzei Hümayun yani İmparatorluk Müzesi kurulduktan sonra ahenkli bir şekilde yürütülmeye başlanmıştır Bu müze İstanbul Arkeoloji müzesinin temellerini oluşturmaktır Birincil görülen eserler Avuç Içi İrini kilisesinden toplanmış olan tarihi parçalardır Müze bir dönem kaldırılmıştır fakat 1872 yılında tekrar hayata kazandırılması hedeflenmiştir Yalnız yetkisiz olabileceği düşüncesi ise yeni bir mekan düşünülmüş ve Fatih Sultan Mehmet Döneminde üretilmiş olan Çinili Köşk müzeye dönüştürülmüştür 1880 yılında restore edilerek halka açılan müze bugün de hala İstanbul Arkeoloji Müzesine tabi kalarak varlığını sürdürmektedir 1881 yılında Osman Hamdi Bey ’in müzeye müdür olarak atanması sonucunda Türk müzeciliğinin seyri değişmiştir bununla birlikte kazıbilim çalışmalarında yer alan Osman Hamdi Bey, buluntuları bu müzede toplayarak koleksiyonu genişletmiştir İskender Lahti öncelikle edinmek üzere çok sayıda lahit müzenin en değerli parçalarındandır Çinili Köşk mimari tarihi en erken olanıdır Sonra yapılan iki yapı köşkün çevresine konumlandırılmıştır Bu binalardan biri Osmanlı Devletinin birincil Güzel Sanatlar Akademisi olarak inşa ettiği ve sonra Eski Şark Eserleri Müzesi olarak düzenlenmiştir 1883 yılında ise bu müze Osman Hamdi Bey göre Sanayi Nefise Mektebi olarak yapı ettirmiştir Bu binanın ve İstanbul Kazıbilim Müzeleri Alışılmış binanın mimarı Alexander Vallaury ’dir 1917 yılında mektep olan bu bina müzeler müdürlüğüne ödev edilmiştir Halil Ethem Bey binanın yeniden Eski Şark Eserleri Müzesi olarak kullanılması için düzenlemelerde bulunmuştur 2000 yılına gelinceye dek pek çok bakım ve onarımlar geçiren müze, bu yıldan sonradan bugün oysa halini almıştır Arkeoloji Müzesi ise dünyada müze binası olarak yapı edilmiş nadir yapılardan biri olma özelliğini taşımaktadır NeoHerzamanki mimarinin en hoş örneklerindendir
MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Kazıbilim binası cephelerindeki süslemeler ve anıtsal duruşu ile son derece dikkat çekmektedir Ön cephesinde geniş merenlerden ulaşılan iki girişi dörden kolon ayırmaktadır Girişin üzerindeki alınlık ile görselliği arttırılmıştır Alınlık üstünde kufi üslupla yazılı bir Osmanlıca yazı dikkat çekmektedir Bu yazı da ‘Eski Eserler Müzesi ’ yazmaktadır En tepede ise bir tuğraa yer almaktadır Bu tuğra binayı yapı ettiren IIAbdülhamid ’e aittir Kazıbilim Müzesi binasına 1903 yılında kuzey, 1907 yılında güney kanadın eklemesi ile müze bugünki halini almıştır 1969 yılında ise sergi salonlarına gereklilik duyulması nedeniyle müzenin güneydoğu köşesine bir ilave bina yapılmıştır
KAZIBILIM MÜZESİNİN KOLEKSİYONU
1891 yılında açıldıktan sonra seri bir şekilde koleksiyonunu genişletmiştir Bugün müzenin giriş katındaki sağ tarafta bulunan salonda Arkaik dönemden Roma dönemine Antik Çağ heykelleri bulunmaktadır Sol taraftaki salonda ise Sidon Kralı Nekropolü ’nden gelen İskender Lahdi, Dertli Kadınlar Lahdi, Tabnit Lahdi gibi dünyaca ünlü lahitler bulunmaktadırİki katlı olarak yapı edilmiş binanın üstteki katında ise Define Bölümü, Gayri İslami ve İslami Sikke Kabineleri ile kütüphane bulunmaktadırEk binada ise ayrı çağlara ait buluntular ve tümülüs kazıları sonucu elde edilen eserlerin sergilendiği salondur TharakiaBithynia ve Bizans bölümlerine sahiptir 1 Kat ‘Çağlar Boyu İstanbul ’ 2 Kat ‘Çağlar Boyu Anadolu ve Troia ’ 3 Katta ise ‘Anadolu ’nun Çevre Kültürleri: Suriye, Filistin ve Kıbrıs ’ Eserleri kronolojik sıraya tarafından sergilenmektedir *
 
İstanbul Kazıbilim Müzesi'nin tarihçesi oldukça zengin ve önemli bir geçmişe sahiptir. Osmanlı Devleti'nden miras kalan müze binalarının ilk müzecilik çalışmalarını bünyesinde toplamasıyla önem kazanmaktadır. Müzecilik faaliyetleri Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren görülmeye başlamıştır ve 1869'da Müze-i Hümayun yani İmparatorluk Müzesi'nin kurulmasıyla daha sistematik bir şekilde yürütülmeye başlanmıştır.

İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin temellerini oluşturan bu müze, Osman Hamdi Bey'in 1881 yılında müze müdürü olarak atanmasıyla müzecilik alanında yeni bir dönem başlamıştır. Müze, Avuç İçi İrini Kilisesi'nden toplanan tarihi parçalar sayesinde zengin bir koleksiyona sahiptir. Osman Hamdi Bey'in müzeye katkıları ve eserlerin toplanmasıyla müzenin değeri artmıştır.

Çinili Köşk, Osmanlı Devleti tarafından yapılan ve daha sonra müzeye dönüştürülen önemli bir yapıdır. 1883 yılında ise Çinili Köşk, Sanayi Nefise Mektebi olarak Osman Hamdi Bey tarafından düzenlenmiştir. Bu binanın mimarı Alexander Vallaury'dir ve bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin bir parçasıdır.

Müze, pek çok bakım ve onarım geçirdikten sonra günümüzde korunmaktadır. Mimarisi, cephelerindeki süslemeler ve anıtsal duruşu ile dikkat çekicidir. Ön cephesinde yer alan iki giriş ve üzerlerindeki Osmanlıca yazı ve tuğra, binanın tarihi ve mimari değerini yansıtmaktadır. Müze binası zaman içinde eklemelerle genişlemiş ve 1969 yılında sergi salonlarının ihtiyacı nedeniyle yeni binalar eklenmiştir.

İstanbul Kazıbilim Müzesi'nin koleksiyonu da oldukça zengin ve çeşitlidir. Arkaik dönemden Roma dönemine ait antik çağ heykelleri, Sidon Kralı Nekropolü'nden gelen İskender Lahdi, Dertli Kadınlar Lahdi gibi önemli eserler bulunmaktadır. Define bölümü, çeşitli sikke kabineleri ve kütüphane de müzenin üst katlarında yer almaktadır. Ayrıca tümülüs kazıları sonucunda elde edilen eserlerin sergilendiği ek binalar da farklı çağlara ait eserleri barındırmaktadır.

İstanbul Kazıbilim Müzesi, zengin tarihî birikimi ve geniş koleksiyonuyla müze severlere benzersiz bir deneyim sunmaktadır.
 
Geri
Üst