SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
İslamiyetten Once Mekke
Mekkenin Durumu İslamiyetten Once
Alemlere rahmet olarak gonderilen Allahın elcisi ve son peygamberi Hz Muhammed (sav), eski dunya olarak bilinen Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının ortasında yer alan Arabistan yarımadasının batısındaki Hicaz bolgesinde Mekke şehrinde dunyaya gelmiştir Bu sebeple ana hatlarıyla Mekke tarihi ve bu arada Kabe ve Kureyşten bahsetmek faydalı gorulmektedir
Mekkenin bilinen tarihi Hz İbrahim donemine kadar inmekte, daha onceki tarihi hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır Hz İbrahim Allahın emriyle, henuz cok kucuk yaşta olan oğlu Hz İsmaili ve annesi Haceri Mekkeye getirip bıraktıktan sonra Filistine donmek uzere ayrıldı Kuranı Kerimde ekin bitmeyen bir vadi olarak nitelenen (İbrahim 1437) Mekke vadisi col karakterli bir araziye sahip olup iklimi sıcak ve kuraktır Bu sebeple anneoğul bir sure sonra susuzluk problemi ile karşılaştılar Dini rivayetlere gore su bulmak icin Safa ve Merve tepeleri arasında koşturan Hacerin, caresiz kalıp oğlunun hayatından umit kestiği bir sırada Yuce Allahın emriyle cocuğun bulunduğu yerden bir su kaynağı fışkırdı Zemzem adını alan ve suyu bol olan kaynak nedeniyle burası kervanların konak yeri oldu Bir sure sonra Yemenden gelen Curhumluler Mekke cevresine yerleştiler İsmail onlardan Arapca oğrendi ve bu kabileden bir kızla evlendi
Filistinde yaşayan Hz İbrahim zaman zaman Hacer ile İsmaili ziyarete gelmekteydi Hz İbrahim Mekkeyi ucuncu ziyaretinde Allahın emri doğrultusunda oğlu İsmail ile birlikte Kabeyi inşa etmeye başladı Kuranı Kerimdeki bazı ayetlerden (elBakara 2127; Ali İmran 396; elHacc 2226) hareketle Kabenin Hz İbrahimden once de var olduğu, ancak yıkılıp uzun zaman icinde yerinin kaybolduğu ve İbrahim tarafından bulunarak yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır1 Kuranda Hz İbrahimden once kimin tarafından inşa edildiği hususunda herhangi bir bilgi yer almamakla birlikte bazı kaynaklarda Hz Adem yahut oğlu Şit tarafından yapıldığı kaydedilmektedir Hz İbrahim Kabenin inşasını tamamlayınca Cebrail gelip kendisine hac ibadetinin nasıl yapılacağını oğretti O da insanları hac ibadetine davet edip oğlu ile birlikte gorevini tamamladıktan sonra İsmaili burada bırakarak Filistine dondu
Mekke ve Kabenin idaresi Hz İsmailden bir nesil sonra Curhumlulerin eline gecti Onceleri Hz İsmailin tebliğ ettiği dini benimsemiş olan Curhumluler zamanla sapıklığa duştuler; ceşitli ahlaksızlıklar yanında Kabeye takdim edilen hediyeleri caldıkları gibi hac maksadıyla şehre gelenlere de kotu davranmaya başladılar Bir sure sonra Guney Arabistandan goc ederek Mekke civarına gelen Huzaa kabilesi Curhumlulerle yaptıkları savaşta onları mağlup ederek şehirden cıkardı Curhumluler Hacerulesvedi yerinden sokup bir yere gomdukten ve Zemzem Kuyusunu kapatıp yerini belirsiz hale getirdikten sonra tekrar ilk yurtları olan Yemene gittiler İsmailoğulları ise sayılarının azlığı sebebiyle savaşta taraf olmadı ve Beni Huzaa ile anlaşarak şehirde kalmaya devam etti Huzaalılar zamanında kabilenin ileri gelenlerinden Amr b Luhay, Mekke ve Kabe idaresini eline alınca tevhid geleneğini bozup şehirde putperestliğin başlamasına sebep oldu
V Yuzyılın ilk yarısında Hz Peygamberin beşinci kuşaktan dedesi Kusay b Kilab liderliğindeki Kureyş kabilesi, Huzaalılara karşı mucadele ederek Mekke yonetimini ele gecirdi Boylece buyuk şeref ve saygınlık ifade eden Kabe hizmetleri de Kureyşe gecmiş oldu Kusay Mekke civarında dağınık halde yaşayan Kureyş kollarını birleştirerek Kabe cevresinde yerleştirdi Ayrıca gerekli duzenlemeler yaparak Mekke idaresi (Darunnedve idaresi), başkumandanlık (kıyade), sancaktarlık (liva), Kabenin bakımı, kapısının ve anahtarlarının muhafazası (hicabe veya sidane), hacılara su temini (sikaye) ve hacıları ağırlama (rifade) hizmetlerini elinde topladı Onun yaptırdığı Darunnedve onemli meselelerin goruşulup karara bağlandığı ve ceşitli torenlerin duzenlendiği bir toplantı yeri olarak İslam donemine kadar devam etti
Kusaydan sonra Mekke idaresi ve Kabe hizmetleri onun cocukları ve torunları tarafından surduruldu Kusayın torunu ve Hz Peygamberin ucuncu kuşaktan dedesi Haşim b Abdumenaf gerek Mekkeye gelen hacıların gerekse Kureyş kabilesinin yiyecek ve su ihtiyacını karşılamak icin calıştı Comertliği ile tanınan Haşim ile kardeşleri Muttalib, Abduşems ve Nevfel, Bizans, Yemen, Habeşistan ve İran devletleri nezdinde ticaret antlaşmaları yaptılar Ayrıca ticaret guzergahı uzerindeki kabilelerle saldırmazlık antlaşmaları imzaladılar Boylece Mekke ticareti milletlerarası bir mahiyet kazandı Kureyşliler gerek antlaşmalar gerekse Kabe hizmetlerini yurutmenin vermiş olduğu itibar sayesinde emniyet icerisinde kışın Yemene ve Habeşistana, yazın Suriye ve Anadoluya kadar ticari amaclı yolculuklar yapmaya başladılar Haşim ticaret icin Suriyeye giderken bir sure kaldığı Yesribde (Medine) Neccaroğullarından Amr b Zeydin kızı Selma ile evlendi Bu evlilikten Hz Peygamberin dedesi Abdulmuttalib (Şeybe) dunyaya geldi Haşim seyahatı sırasında Filistindeki Gazzede oldu ve oraya defnedildi Abdulmuttalib sekiz yaşına kadar Medinede kaldıktan sonra amcası Muttalib tarafından Mekkeye getirildi Abdulmuttalibi amcası yetiştirdi ve olumune yakın bir zamanda kabile reisliği gorevini ona devretti Abdulmuttalib gorduğu bir ruya uzerine Curhumlulerin Mekkeyi terkederken kapattıkları Zemzem kuyusunun yerini bularak yeniden actı Hacılara yiyecek ve su temini gorevlerini ustlendi
İslam oncesinde Mekke coğrafi konumu yanında dini ve ticari bir merkez olmasından dolayı Bizans, İran (Sasani) ve Habeşistan gibi donemin devletlerinin dikkatini cekmiştir Habeş Krallığının mustakil Yemen valisi Ebrehe Arapların Kabeyi ziyaretlerini engellemek uzere Sanada bir kilise yaptırmış, ancak amacına ulaşamayınca Kabeyi yıkmaya karar vermiş, şehri zaptederek dini merkez olma ozelliğini ortadan kaldırmayı ve Mekkelilerin ticari faaliyetlerine son vermeyi planlamıştı Ebrehe ordusuyla birlikte Mekke yakınlarına kadar gelip konakladı Bu sırada Kureyşin Haşimoğulları kolunun reisi olan Hz Peygamberin dedesi Abdulmuttalib, Ebrehe ile goruştu ve Allahın evi (Beytullah) olarak bilinen Kabeyi sahibinin mutlaka koruyacağını ona hatırlattı Kabeyi yıkmaya kararlı olan Ebrehe hucum emri verdi; ancak ordusunun onunde bulunan fil, Kabeye doğru asla hareket etmediği gibi ordusu da Fil sUresinde belirtildiğine gore (10515) Allah tarafından gonderilen kuş surulerinin attığı kucucuk taşlarla helak oldu Bu olaya Fil Vakası, meydana geldiği yıla da Fil yılı adı verilmiştir Ebrehenin girişiminin başarısızlıkla sonuclanması Arapların Kabeye ve hac ibadetine daha once gorulmemiş derecede değer vermeye başlamalarına yol actı; Mekke ve Kureyşin itibarı arttı
Mekke Hicaz bolgesinin uc onemli şehrinin başında geliyordu (diğer ikisi Yesrib Medine ve Taif) Guneyde Yemene, kuzeyde Akdenize, doğuda Basra korfezine, batıda Kızıldeniz limanı Ciddeye ve Afrika istikametine giden yolların kesişme noktasında bulunan Mekke ekonomik acıdan cok elverişli bir mevkide yer almaktaydı Ote yandan Kabe dolayısıyla şehir, Arabistanın dini merkezi idi Yılın belirli aylarında Arabistanın her tarafından Kabeyi ziyarete gelen insanlar şehrin ticari faaliyetlerine canlılık kazandırır, panayırlar kurulur ve şiir yarışmaları yapılırdı Coğrafi şartlar yuzunden tarıma elverişli olmayan Mekkede ekonomik hayatın temelini ticaret oluşturmaktaydı
Mekkede Arabistan yarımadasının genelinde olduğu gibi putperestlik hakimdi Kabe ve cevresinde sayıları 360a ulaşan putların en buyuğu Hubel olup Kureyşin en onemli putu idi Bunların dışında evlerin coğunda da put vardı Araplar gokleri ve yeri yaratan, idare eden en yuce tanrı olarak Allahın varlığını kabul etmekle birlikte kendilerini Allaha yaklaştıracağı ve Onun katında şefaatcı olacağı duşuncesiyle putlara tapıyorlardı Boylece sadece Allaha kulluğu ongoren tevhid inancından saparak Allaha ortak koşmak suretiyle şirke duşmuş oluyorlardı Ote yandan Mekkede sayıları az olmakla birlikte Hz İbrahimden gelen tevhid inancına sahip Hanifler de bulunuyordu
Mekkenin Durumu İslamiyetten Once
Alemlere rahmet olarak gonderilen Allahın elcisi ve son peygamberi Hz Muhammed (sav), eski dunya olarak bilinen Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının ortasında yer alan Arabistan yarımadasının batısındaki Hicaz bolgesinde Mekke şehrinde dunyaya gelmiştir Bu sebeple ana hatlarıyla Mekke tarihi ve bu arada Kabe ve Kureyşten bahsetmek faydalı gorulmektedir
Mekkenin bilinen tarihi Hz İbrahim donemine kadar inmekte, daha onceki tarihi hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır Hz İbrahim Allahın emriyle, henuz cok kucuk yaşta olan oğlu Hz İsmaili ve annesi Haceri Mekkeye getirip bıraktıktan sonra Filistine donmek uzere ayrıldı Kuranı Kerimde ekin bitmeyen bir vadi olarak nitelenen (İbrahim 1437) Mekke vadisi col karakterli bir araziye sahip olup iklimi sıcak ve kuraktır Bu sebeple anneoğul bir sure sonra susuzluk problemi ile karşılaştılar Dini rivayetlere gore su bulmak icin Safa ve Merve tepeleri arasında koşturan Hacerin, caresiz kalıp oğlunun hayatından umit kestiği bir sırada Yuce Allahın emriyle cocuğun bulunduğu yerden bir su kaynağı fışkırdı Zemzem adını alan ve suyu bol olan kaynak nedeniyle burası kervanların konak yeri oldu Bir sure sonra Yemenden gelen Curhumluler Mekke cevresine yerleştiler İsmail onlardan Arapca oğrendi ve bu kabileden bir kızla evlendi
Filistinde yaşayan Hz İbrahim zaman zaman Hacer ile İsmaili ziyarete gelmekteydi Hz İbrahim Mekkeyi ucuncu ziyaretinde Allahın emri doğrultusunda oğlu İsmail ile birlikte Kabeyi inşa etmeye başladı Kuranı Kerimdeki bazı ayetlerden (elBakara 2127; Ali İmran 396; elHacc 2226) hareketle Kabenin Hz İbrahimden once de var olduğu, ancak yıkılıp uzun zaman icinde yerinin kaybolduğu ve İbrahim tarafından bulunarak yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır1 Kuranda Hz İbrahimden once kimin tarafından inşa edildiği hususunda herhangi bir bilgi yer almamakla birlikte bazı kaynaklarda Hz Adem yahut oğlu Şit tarafından yapıldığı kaydedilmektedir Hz İbrahim Kabenin inşasını tamamlayınca Cebrail gelip kendisine hac ibadetinin nasıl yapılacağını oğretti O da insanları hac ibadetine davet edip oğlu ile birlikte gorevini tamamladıktan sonra İsmaili burada bırakarak Filistine dondu
Mekke ve Kabenin idaresi Hz İsmailden bir nesil sonra Curhumlulerin eline gecti Onceleri Hz İsmailin tebliğ ettiği dini benimsemiş olan Curhumluler zamanla sapıklığa duştuler; ceşitli ahlaksızlıklar yanında Kabeye takdim edilen hediyeleri caldıkları gibi hac maksadıyla şehre gelenlere de kotu davranmaya başladılar Bir sure sonra Guney Arabistandan goc ederek Mekke civarına gelen Huzaa kabilesi Curhumlulerle yaptıkları savaşta onları mağlup ederek şehirden cıkardı Curhumluler Hacerulesvedi yerinden sokup bir yere gomdukten ve Zemzem Kuyusunu kapatıp yerini belirsiz hale getirdikten sonra tekrar ilk yurtları olan Yemene gittiler İsmailoğulları ise sayılarının azlığı sebebiyle savaşta taraf olmadı ve Beni Huzaa ile anlaşarak şehirde kalmaya devam etti Huzaalılar zamanında kabilenin ileri gelenlerinden Amr b Luhay, Mekke ve Kabe idaresini eline alınca tevhid geleneğini bozup şehirde putperestliğin başlamasına sebep oldu
V Yuzyılın ilk yarısında Hz Peygamberin beşinci kuşaktan dedesi Kusay b Kilab liderliğindeki Kureyş kabilesi, Huzaalılara karşı mucadele ederek Mekke yonetimini ele gecirdi Boylece buyuk şeref ve saygınlık ifade eden Kabe hizmetleri de Kureyşe gecmiş oldu Kusay Mekke civarında dağınık halde yaşayan Kureyş kollarını birleştirerek Kabe cevresinde yerleştirdi Ayrıca gerekli duzenlemeler yaparak Mekke idaresi (Darunnedve idaresi), başkumandanlık (kıyade), sancaktarlık (liva), Kabenin bakımı, kapısının ve anahtarlarının muhafazası (hicabe veya sidane), hacılara su temini (sikaye) ve hacıları ağırlama (rifade) hizmetlerini elinde topladı Onun yaptırdığı Darunnedve onemli meselelerin goruşulup karara bağlandığı ve ceşitli torenlerin duzenlendiği bir toplantı yeri olarak İslam donemine kadar devam etti
Kusaydan sonra Mekke idaresi ve Kabe hizmetleri onun cocukları ve torunları tarafından surduruldu Kusayın torunu ve Hz Peygamberin ucuncu kuşaktan dedesi Haşim b Abdumenaf gerek Mekkeye gelen hacıların gerekse Kureyş kabilesinin yiyecek ve su ihtiyacını karşılamak icin calıştı Comertliği ile tanınan Haşim ile kardeşleri Muttalib, Abduşems ve Nevfel, Bizans, Yemen, Habeşistan ve İran devletleri nezdinde ticaret antlaşmaları yaptılar Ayrıca ticaret guzergahı uzerindeki kabilelerle saldırmazlık antlaşmaları imzaladılar Boylece Mekke ticareti milletlerarası bir mahiyet kazandı Kureyşliler gerek antlaşmalar gerekse Kabe hizmetlerini yurutmenin vermiş olduğu itibar sayesinde emniyet icerisinde kışın Yemene ve Habeşistana, yazın Suriye ve Anadoluya kadar ticari amaclı yolculuklar yapmaya başladılar Haşim ticaret icin Suriyeye giderken bir sure kaldığı Yesribde (Medine) Neccaroğullarından Amr b Zeydin kızı Selma ile evlendi Bu evlilikten Hz Peygamberin dedesi Abdulmuttalib (Şeybe) dunyaya geldi Haşim seyahatı sırasında Filistindeki Gazzede oldu ve oraya defnedildi Abdulmuttalib sekiz yaşına kadar Medinede kaldıktan sonra amcası Muttalib tarafından Mekkeye getirildi Abdulmuttalibi amcası yetiştirdi ve olumune yakın bir zamanda kabile reisliği gorevini ona devretti Abdulmuttalib gorduğu bir ruya uzerine Curhumlulerin Mekkeyi terkederken kapattıkları Zemzem kuyusunun yerini bularak yeniden actı Hacılara yiyecek ve su temini gorevlerini ustlendi
İslam oncesinde Mekke coğrafi konumu yanında dini ve ticari bir merkez olmasından dolayı Bizans, İran (Sasani) ve Habeşistan gibi donemin devletlerinin dikkatini cekmiştir Habeş Krallığının mustakil Yemen valisi Ebrehe Arapların Kabeyi ziyaretlerini engellemek uzere Sanada bir kilise yaptırmış, ancak amacına ulaşamayınca Kabeyi yıkmaya karar vermiş, şehri zaptederek dini merkez olma ozelliğini ortadan kaldırmayı ve Mekkelilerin ticari faaliyetlerine son vermeyi planlamıştı Ebrehe ordusuyla birlikte Mekke yakınlarına kadar gelip konakladı Bu sırada Kureyşin Haşimoğulları kolunun reisi olan Hz Peygamberin dedesi Abdulmuttalib, Ebrehe ile goruştu ve Allahın evi (Beytullah) olarak bilinen Kabeyi sahibinin mutlaka koruyacağını ona hatırlattı Kabeyi yıkmaya kararlı olan Ebrehe hucum emri verdi; ancak ordusunun onunde bulunan fil, Kabeye doğru asla hareket etmediği gibi ordusu da Fil sUresinde belirtildiğine gore (10515) Allah tarafından gonderilen kuş surulerinin attığı kucucuk taşlarla helak oldu Bu olaya Fil Vakası, meydana geldiği yıla da Fil yılı adı verilmiştir Ebrehenin girişiminin başarısızlıkla sonuclanması Arapların Kabeye ve hac ibadetine daha once gorulmemiş derecede değer vermeye başlamalarına yol actı; Mekke ve Kureyşin itibarı arttı
Mekke Hicaz bolgesinin uc onemli şehrinin başında geliyordu (diğer ikisi Yesrib Medine ve Taif) Guneyde Yemene, kuzeyde Akdenize, doğuda Basra korfezine, batıda Kızıldeniz limanı Ciddeye ve Afrika istikametine giden yolların kesişme noktasında bulunan Mekke ekonomik acıdan cok elverişli bir mevkide yer almaktaydı Ote yandan Kabe dolayısıyla şehir, Arabistanın dini merkezi idi Yılın belirli aylarında Arabistanın her tarafından Kabeyi ziyarete gelen insanlar şehrin ticari faaliyetlerine canlılık kazandırır, panayırlar kurulur ve şiir yarışmaları yapılırdı Coğrafi şartlar yuzunden tarıma elverişli olmayan Mekkede ekonomik hayatın temelini ticaret oluşturmaktaydı
Mekkede Arabistan yarımadasının genelinde olduğu gibi putperestlik hakimdi Kabe ve cevresinde sayıları 360a ulaşan putların en buyuğu Hubel olup Kureyşin en onemli putu idi Bunların dışında evlerin coğunda da put vardı Araplar gokleri ve yeri yaratan, idare eden en yuce tanrı olarak Allahın varlığını kabul etmekle birlikte kendilerini Allaha yaklaştıracağı ve Onun katında şefaatcı olacağı duşuncesiyle putlara tapıyorlardı Boylece sadece Allaha kulluğu ongoren tevhid inancından saparak Allaha ortak koşmak suretiyle şirke duşmuş oluyorlardı Ote yandan Mekkede sayıları az olmakla birlikte Hz İbrahimden gelen tevhid inancına sahip Hanifler de bulunuyordu