İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Ders Notu 8.sınıf

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
8.sınıf İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Ders Notu

ATATÜRK İLKELERİ
ATATÜRK İLKELERİNİN AMACI


1. Türk ulusuna bu gün ve gelecekte tam bağımsızlık, huzur ve refah sağlamak.
2. Devletin ulus egemenliğine dayanmasına zemin hazırlamak.
3. Aklın ve bilimin önderliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyine çıkarılmasını sağlamak.

CUMHURİYETÇİLİK

- Yeni Türk Devleti’nin yönetim biçimini ve temel yapısını belirleyen ilkedir.
- Cumhuriyet yönetiminde ülkede egemenlik kişinin veya grupların değil toplumun elindedir.
- Demokrasi ancak cumhuriyet ile gerçekleşir.
- Atatürk’ün temel ilkesidir, ödün verilemez.
NOT: Halkın tamamının desteğini almadan gerçekleşen oligarşik veya aristokratik cumhuriyetler yada dini temele dayalı cumhuriyetler bu ilkeden farklıdır.

MİLLİYETÇİLİK

- Ait olduğu milletin varlığını sürdürmesi ve yüceltmesi için diğer bireylerle beraber çalışmaya, bu çalışmayı bilinci, diğer kuşaklara da yansıtmaya milliyetçilik denir.
- Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı, akılcı ve bilimseldir.
- Milliyetçilik ilkesi diğer ilkelerin özüdür.
- Amaç milli birliği sağlamaktır.
- Atatürk’ün milliyetçilik ilkesi birleştirici ve bütünleştiricidir.
- Vatanın bütünlüğünü ve ulusun bağımsızlığın her şeyin üstünde tutar.
- Barışçı ve insancıldır. Irkçılığı reddeder.

HALKÇILIK

- Cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerinin doğal bir sonucudur.
- Devletin, milleti oluşturan bütün gruplara eşit hizmet etmesi ve halkın kendi kendini yönetmeye alıştırmasını amaçlar.

- Bu ilkeye göre, hiç kimseye, aileye, sınıfa veya zümreye ayrıcalık tanınmaz.
- Ulusun bütün bireyleri yasa önünde eşittir. Ulus egemenliğini esas alır ve demokrasiyi savunur.
- Amaç milleti meydana getiren halkı demokratik bir ortamda maddi ve manevi refah içinde yaşatmaktır.

DEVLETÇİLİK

- Devletçilik bir ekonomi sistemidir.
- Temel anlamıyla devletin ekonomik hayatın içine girmesidir.
- Bu yapılırken sosyalist model benimsenmez. Elinde sermayesi olan vatandaşlar, birkaç alan dışında, diledikleri biçimde üretime katılabilirler.
- Devleti, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın temel faktörü görüp bu konularda önemli görevler yükler.
- Devletçilik, özel sektörün elinde yeterli sermaye olmamasından doğdu.
- Ancak zaman içinde uygulanan para ve kredi politikalarıyla özel teşebbüste teşvik edildi.
- Türkiye Cumhuriyeti bu politikalar ile 1930’a kadar en hızlı kalkınan 3 ülkeden biri oldu. ( Diğerleri, İspanya ve Rusya )

LAİKLİK

- Devlet düzeni ve hukuk kurallarının dine değil akla ve bilme dayandırılmasıdır.
- Dine saygılıdır, din ve vicdan özgürlüğünü korur.
- Atatürk ilkelerinin en önemli öğesidir.
- Amaç ülkede birlik ve beraberlik sağlamaktır. Dinin siyasal sömürüye alet edilmemesi dine olan saygının gereğidir.
- Laik devlet anlayışında devlet vatandaşın inancına karışmaz. Bu demokrasiye de aykırıdır. Bu sebeple demokrasilerde devletin tek bir dini vatandaşlara benimsetmeye çalışması düşünülemez.

- Laiklik vatandaş inancının en sağlam güvencesidir. İnanç özgürlüğünü devlet tarafından sağlanmasıdır.

İNKILAPÇILIK

- Bir toplumun kurumlarını ve yaşam düzenini ileriye dönük olarak kısa sürede değiştirip, yenileştirmeye inkılap denir.
- Bu ilkenin amacı, Türk milletinin en kısa zamanda çağdaş medeniyetler üzerine çımasını sağlamaktır.
- İnkılapçılık başlar ve bitmez. Daha iyiye daha mükemmele doğru bir arayış vardır.

BÜTÜNLEYİCİ İLKELER

1. Milli Egemenlik: Cumhuriyetçilik
2. Milli Bağımsızlık Milliyetçilik
3. Milli Birlik ve Beraberlik: Milliyetçilik
4. Özgürlük ve Bağımsızlık: Cumhuriyetçilik ve Milliyetçilik
5. Akılcılık ve Bilimsellik: Laiklik ve İnkılapçılık
6. Çağdaşlaşma ve Batılılaşma: İnkılapçılık.
7. İnsan ve İnsan Sevgisi: Halkçılık.

KURTULUŞ SAVAŞI
KUVAYI MİLLİYE HAREKETİ

Düşman işgalleri karşısında yurdun çeşitli yörelerinde ortaya çıkan milli direniş teşkilatlarına Kuvayı Milliye denir.İlk direnişler, güney cephesinde Fransızlara karşı başlamıştır.Kuvayı Milliye, teşkilat olarak batıda Yunan işgallerine karşı ortaya çıkmıştır.
İstanbul Hükümeti'nin işgaller karşısındaki çaresizliği, Mondros Ateşkes Antlaşması ile orduların dağıtılması Kuvayı Milliye'nin ortaya çıkmasına neden olan etkenlerdir.

1919'un Temmuz ve Ağustos aylarında yapılan Balıkesir ve Alaşehir kongrelerinde Kuvayı Milliye'nin insani ve maddi yönden desteklenerek ortak bir cephe oluşturulması kararlaştırıldı ve böylece Batı Cephesi meydana geldi.
Sivas Kongresi'nden sonra Ali Fuat Paşa ,düzenli orduların oluşturulmasından sonra da İsmet Paşa Batı Cephesi komutanlığına getirilmişlerdir.
MUSTAFA KEMAL'İN SAMSUN'A ÇIKIŞI (19 Mayıs 1919)
I.Dünya Savaşı'nda Suriye'de görev yapan Mustafa Kemal , Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası İstanbul'a geldi.İstanbul'dan vatanın kurtuluşunu mümkün görmeyen Mustafa Kemal Anadolu'ya geçmeye karar verdi.
Samsun ve çevresinde Türkler ile Rumlar arasındaki çatışmaları önlemek isteyen İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal'i 9.Ordu Müfettişi olarak görevlendirdi.
Mustafa Kemal,Doğu Anadolu'da sivil ve askeri kurumlara emretme yetkisini de alarak 16 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a hareket etti.
Asıl amacı milli mücadeleyi başlatmak ve organize etmek olan Mustafa Kemal arkadaşlarıyla birlikte 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a ayak bastı.
Bu tarih ,Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç tarihi olarak kabul edilir.
HAVZA BİLDİRİSİ (28 Mayıs 1919)
M.Kemal,milli bilincin uyandırılması amacıyla yayınladığı bildiriyle,bütün yurtta işgallerin protesto edilmesini ve mitingler tertiplenmesini istedi.
AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919)
M.Kemal ile Rauf Paşa,Ali Fuat Paşa ve Kazım Karabekir haberleşerek ortak bir genelge yayınladılar.
Bu genelgenin maddeleri şunlardır:
a-Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikededir.
b-İstanbul Hükümeti üzerine düşen vazifeyi yerine getirememektedir.
c-Milletin istiklalini ,milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
d-Vatanın her türlü etki ve denetimden uzak bir bölgesinde (Sivas'ta) milli bir kurul toplanmalıdır.
e-Her ilden milletin güvenini kazanmış üç kişi seçilerek acele ve gizli olarak bu kurula gönderilmelidir.
*ÖNEMİ:
1-Kurtuluş Savaşı'nın sebebini ve yöntemini açıklar.
2-Kurtuluş Savaşı'nın resmen ilanıdır.
3-Milli egemenlik yolunda ilk adımdır.
*NOT:Yetkilerini aştığı gerekçesiyle İstanbul'a geri çağırılan Mustafa Kemal,dönmeyince görevinden alındı.M.Kemal, hem görevinden, hem de askerlikten istifa ettiğini bildirdi.(7-8 Temmuz 1919)
ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz 1919)
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından Ermenilere karşı düzenlenen bu kongreye Mustafa Kemal de katılmış ve başkan olarak seçilmiştir.
Kongrede alınan kararlar şunlardır:
1-Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez.
2-Vatanın bağımsızlığını İstanbul Hükümeti sağlayamazsa geçici bir hükümet kurulacaktır.
3-Manda ve himaye kabul edilemez.
4-Milli iradeyi hakim, Kuvayı Milliye'yi etken kılmak esastır.
5-Azınlıklara, milli bütünlüğü ve egemenliği zedeleyici ayrıcalıklar verilemez.
6-Meclisin toplanmasına çalışılacaktır.
*NOT:Kongre sonunda "Temsil Heyeti" seçilmiş ve Mustafa Kemal heyet başkanı olmuştur.
SİVAS KONGRESİ (4-11 Eylül 1919)
Yurdun her tarafından temsilcilerin katıldığı kongrede, Erzurum Kongresi kararları kabul edilmiştir.Manda meselesi uzun tartışmaların ardından reddedilmiştir.Bütün cemiyetler, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adıyla birleştirilmiştir.
Temsil Heyeti, sayıca genişletilmiş, yetkileri artırılmış ve başkanlığına yine Mustafa Kemal getirilmiştir.
OSMANLI HÜKÜMETLERİ VE TEMSİL HEYETİ
Anadolu'da, işgallere karşı çıkanlar, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının etrafında bir araya geliyorlardı.Bu ilk tepkiler zamanla yerini direnişe ve mücadeleye bıraktı.İstanbul Hükümetleri, Anadolu'da işgallere karşı çıkma eylemi olarak başlayan ve milli mücadele olarak adlandırılan bu hareketten rahatsız oldular.İtilaf Devletleri'nin bu direnişe kızacağını ve tüm yurdun da elden gideceğini savunan İstanbul Hükümetleri, işgalci devletlerin baskılarıyla mili mücadeleyi baltalamaya çalışmışlardır.Bu hükümetlerden en fazla milli mücadele karşıtlığı yapan, Damat Ferit Paşa Hükümetidir.
Anadolu'da ise Temsil Heyeti, milli bir hükümet gibi, T.B.M.M. açılana kadar görevini yapmıştır.
AMASYA GÖRÜŞMELERİ (22 Ekim 1919)
Ali Rıza Paşa Hükümeti'nin temsilcisi, Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Mustafa Kemal arasında Amasya'da yapılmıştır.Aşağıdaki şu konularda bir anlaşma sağlanmıştır:
1.Türk vatanının bütünlüğünün ve bağımsızlığının korunması.

2.Müslüman olmayan azınlıklara devletin birliğini bozacak ayrıcalıklar tanınmaması.
3.Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin İstanbul Hükümeti'nce tanınması.
4.Mebuslar Meclisi'nin Anadolu'da, güvenli bir yerde toplanması.
5.İtilaf Devletleri'yle Osmanlı Devleti'nin barış amacıyla yapacağı konferansa Temsil Heyeti'nce de uygun görülecek kişilerin gönderilmesi.
İstanbul Hükümeti, anlaşma maddelerini benimsediği halde, meclisin Anadolu'da toplanmasını kabul etmedi.
*ÖNEMİ:İstanbul Hükümeti görüşmelere katılmakla Temsil Heyeti'nin varlığını tanımış oldu.
TEMSİL HEYETİ'NİN ANKARA'YA GELİŞİ (27 Aralık 1919)
Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti, yakın bir tarihte toplanacak olan Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin çalışmalarını yakından takip edebilmek amacıyla Ankara'ya geldiler.Coğrafi konumu, ulaşım ve haberleşme kolaylığı ile Batı Cephesi'ne yakın oluşu nedeniyle Ankara merkez olarak kabul edilmiştir.
SON OSMANLI MEB'USAN MECLİSİ VE MİSAK-I MİLLİ
Mustafa Kemal İstanbul'un işgal altında olması nedeniyle buradaki meclisin rahat çalışamayacağını, sıhhatli kararlar alamayacağını, alınsa bile uygulanamayacağını söylemiştir.
Başşehrin İstanbul olması, padişahın varlığı ve anayasa gereği meclis,12 Ocak 1920'de İstanbul'da toplandı.
Kendisi İstanbul'a gidemeyen Mustafa Kemal, meclis başkanı seçilmek ve Müdafaai Hukuk Grubu kurulmasını istediyse de bu mümkün olmadı.Osmanlı meb'usları, kendi aralarında Felah-ı Vatan Grubu'nu oluşturdular.Bu grup, Misak-ı Milli adlı bir bildiri yayınlayarak bunu mecliste ilan ettiler.
MİSAK-I MİLLİ KARARLARI
1-Türklerin çoğunlukta olduğu yerler Türk vatanıdır.
2-Halkının çoğunluğu Arap olan ülkelerde ve vatandan koparılmak istenen Batı Trakya ve Doğu Anadolu'da kaderini tayin için halk oylaması yapılmalıdır.
3-Kapitülasyonlar kaldırılmalıdır.
4-Azınlıklara, dışarıdaki Türklere verilen haklar kadar hak verilebilir.
5-Güvenliği sağlanmak şartıyla boğazlar dünya ticaretine açılabilir.
*ÖNEMİ:Misak-ı Milli, milli mücadelenin hedefini, vatanın sınırlarını ve bağımsızlık esaslarını benimseyip gerçekleştirmeye çalışmıştır.
İSTANBUL'UN İŞGALİ (16 Mart 1920)
Meclisin kendi yararlarına karar alacağını uman İtilaf Devletleri, Misak-ı Milli kararlarının geri alınması için önce Ali Rıza Paşa, sonra da Salih Paşa hükümetlerine baskı yaptılar.
Bir sonuç alamayınca İstanbul'u resmen işgal ettiler, meclisi basarak, kimi milletvekillerini Malta'ya sürdüler.
*ÖNEMİ:
1.İstanbul'un işgali Mustafa Kemal'in haklılığını ortaya çıkardı.Kaçabilen bir çok mebus, aydın komutan ve gazeteci Anadolu'ya geçti.
2.T.B.M.M.'nin açılması için ortam oluştu.
3.M. Kemal, işgali protesto ederek yeni seçimlerin yapılmasını istedi.
T.B.M.M.'NİN AÇILIŞI (23 Nisan 1920)
Yeni seçimlere gidildi.Meclis, yeni seçilenler ve Osmanlı meclisinden kaçabilenlerin katılmasıyla Ankara'da toplandı.T.B.M.M. Türk milletini temsil ettiğini ve kendi üstünde güç kabul etmediğini tüm dünyaya ilan etti.
 
Geri
Üst