SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
11. Sınıf Tarih Ders Notları
TC İnkılap Tarihi ders notları 11.sınıf11.Sınıf TC İnkılap Tarihi konularını ve anlatımlarını aşağıdaki yazıda bulabilirsiniz.
İkinci Meşrutiyet Dönemi
Bu dönemde aydınlar, mevcut sorunların meşrutiyet yönetimi ile çözümleneceği düşüncesindeydiler. Bu düşünceyi savunan aydınlara Jön Türkler (Genç Osmanlılar) deniyordu.
II. Abdülhamit, Mithat Paşa’yı sadrazam tayin etti. Mithat Paşa‘nın başkanlığında bir kurulun hazırladığı Kanunuesasi 23 Aralık 1876‘da ilan edildi. Kanunuesasi’nin yürürlüğe girmesi ile anayasal düzene geçilmiş ve halk dolaylı da olsa yönetime katılma hakkını elde etmişti.Meclis, Ayan ve Mebusan Meclisi olmak üzere iki bölümden oluşuyordu. Ayan Meclisi üyelerinin üçte biri padişah tarafından atanıyordu. Hükümet, meclise değil padişaha karşı sorumluydu. Padişahın meclisi dağıtma ve gerekli gördüğü kişileri sürgüne gönderme yetkisi vardı.
II. Abdülhamit, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nı bahane ederek 14 Şubat 1878′de meclisi süresiz kapattı.
Meşrutiyet yanlısı Osmanlı aydınları, gizlice İttihat ve Terakki Cemiyetini kurdular. Osmanlı siyasi cemiyetlerinden bir diğeri de Mustafa Kemal tarafından Vatan ve Hürriyet Cemiyeti adıyla Şam’da kuruldu (1906). Bunu Selanik’te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti izledi.
İttihat ve Terakki Cemiyetinin amacı, Osmanlı İmparatorluğu içinde yer alan bütün toplulukları Osmanlılık düşüncesi etrafında birleştirmek için Mebuslar Meclisinde azınlıkların temsilcilerine de yer vermekti. Böylece azınlıklar, Mecliste kendi haklarını kendileri koruyabileceklerdi. 24 Temmuz 1908 günü II. Abdülhamit, 1876 Anayasası’nı yeniden yürürlüğe koyduğunu açıkladı. Kısa bir süre içinde seçimlere gidildi ve meclis toplandı. Böylece İkinci Meşrutiyet Dönemi başlamış oldu.
31 Mart Olayı
Meşrutiyete karşı olanlar 13 Nisan 1909 günü (Rumi takvime göre 31 Mart) isyan ettiler. Mebuslar Meclisi basıldı. Genç subaylar, gazeteciler ve meşrutiyet yanlılarından öldürülenler oldu. İstanbul’daki bu olay, İttihat ve Terakki Cemiyetinin merkezi olan Selanik’te duyulunca parti hemen çalışmalara başladı ve Hareket Ordusu adı verilen bir kuvveti İstanbul’a gönderdi. Ordunun kumandanı Mahmut Şevket Paşa, kurmay başkanı ise Mustafa Kemal‘di. Ayaklanmada rolü olduğu düşünülen II. Abdülhamit tahttan indirilerek V.Mehmet Reşat, padişah ilan edildi.
İkinci Meşrutiyet Döneminin Sonu
31 Mart Olayı’ndan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti, ülke yönetiminde tam olarak söz sahibi oldu. İç politikada Türkçülüğe önem verildi. Çünkü daha önce savunulmuş olan Osmanlıcılık ve İslamcılık (Panislamizm) gibi düşüncelerin, Osmanlı İmparatorluğu’nu dağılmaktan kurtaramayacağı anlaşılmıştı.
Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemleri Osmanlı İmparatorluğu’nda halkın ülke yönetimine katılması yönünden önemli demokrasi hareketleridir.
Trablusgarp Savaşı(Osmanlı Devleti, İtalya’ya karşı)
İtalya; İngiltere, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi ülkelere göre sömürgecilik yarışında geç kalmıştı. İtalya, zayıf devletlerin ellerindeki toprakları alacak amacını gerçekleştirebilirdi. Bu amacı doğrultusunda Osmanlı İmparatorluğu’nun durumundan yararlanmak istedi. Osmanlı İmparatorluğu’na ültimatom vererek Trablusgarp’ın boşaltılıp kendisine teslimini istedi. İtalya, isteğinin kabul edilmemesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu’na savaş açtı.
İtalya, Osmanlı İmparatorluğu’nu barışa zorlamak için Oniki ada’ya asker çıkardı, Çanakkale Boğazı’nı topa tuttu. Ancak bu çabalarından bir sonuç alamadı. Bu sırada, Balkan Savaşı’nın çıkması üzerine Osmanlı İmparatorluğu, yakın ve daha büyük tehlike karşısında, İtalya ile anlaşmak zorunda kaldı.
Yapılan Ouchy (Uşi) anlaşmasına göre:
Trablusgarp ve Bingazi, İtalya’ya bırakıldı.
İtalya, savaş sırasında işgal ettiği Oniki Ada’yı Osmanlı İmparatorluğu’na geri verecekti. Ancak adaların, Yunanlılar tarafından işgal edilebileceği düşüncesiyle Balkan Savaşı’nın sonuna kadar İtalyanlarda kalması uygun görüldü.
Trablusgarp Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu, Kuzey Afrika’daki son toprağını da yitirmiş oldu.
Balkan Savaşları
Balkan Savaşı’nın Nedenleri
Fransız İhtilali ile ortaya çıkan ve yayılan milliyetçilik akımının etkisiyle Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılarak bağımsız duruma gelen Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Bulgaristan, aralarındaki anlaşmazlıklara son verdiler. Rusya’nın amacı ise Boğazlar’ı ele geçirmek ve Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmaktı. Rusya, Osmanlıları Balkanlardan tümüyle çıkarmak isteyen Balkan devletlerini destekliyordu.
Rusya’nın girişimleri sonucunda bir araya gelen Sırbistan, Bulgaristan, Karadağ ve Yunanistan, Balkan Birliği‘ni kurdular.
Birinci Balkan Savaşı (Osmanlı Devleti; Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan ve Karadağ’a karşı)
Karadağ’ın saldırısıyla başlayan savaş dört cephede birden gelişti. Edirne’yi kuşatan Bulgar ordusu, Kırklareli ve Lüleburgaz savaşlarını kazandıktan sonra Çatalca önlerine kadar geldi. Rauf Bey (Orbay) komutasındaki Hamidiye kruvazörü, Ege Denizi’ne açılarak Yunan donanmasıyla savaştı. Ancak olumlu bir sonuç elde edilemedi. Arnavutluk, bağımsızlığını ilan etti.
Mahmut Şevket Paşa başkanlığında kurulan yeni hükümet, Balkan devletlerinin isteklerini kabul etmeyerek savaşa devam etti. 30 Mayıs 1913′te imzalanan Londra Antlaşması ile Arnavutluk’un bağımsızlığı tanındı. Gökçeada ve Bozcaada dışındaki Ege adaları Yunanistan’a bırakıldı. Midye-Enez çizgisinin batısında kalan topraklar, Balkan devletlerine bırakılmış oldu.
İkinci Balkan Savaşı(Bulgaristan; Sırbistan, Yunanistan, Karadağ’a karşı)
Londra Antlaşması’na göre Bulgaristan, Osmanlılardan alınan topraklarının çoğuna sahip olmuştu. Bundan memnun olmayan diğer balkan birlikleri Bulgaristan’a karşı birleştiler. Balkan devletleri arasındaki çatışmadan yararlanan Osmanlı kuvvetleri, Midye-Enez çizgisini geçtiler. Bulgarlar, geri çekilmek zorunda kaldılar. İkinci balkan savaşı sonunda Bulgaristan ile İstanbul, Yunanistan ile Atina Antlaşması yapıldı (1913). Balkan devletleri, kendi aralarında Bükreş Antlaşması (1913)’nı imzaladılar.
İstanbul Antlaşmasına göre;
Edirne, Kırklareli ve Dimetoka Osmanlılarda kaldı. Dedeağaç, Bulgaristan’a bırakıldı.
İki devlet arasında Meriç Nehri sınır kabul edildi.
Bulgaristan’daki Türklerden isteyenler dört yıl içinde Osmanlı topraklarına göç edebilecekler, yerlerinde kalanlar da Bulgarlarla eşit haklara sahip olacaklardı.
Yunanistan ile yapılan Atina Antlaşması’na göre Yanya, Selanik ve Girit Adası’nın Yunanistan’a ait olduğu kabul edildi.
Balkan Savaşlarının Sonuçları
Osmanlı İmparatorluğu, Balkan Savaşlarının sonunda Makedonya, Arnavutluk ve Batı Trakya’yı kaybetti.
Ege Denizi’nde kıyılarımıza yakın adaların geleceğiyle ilgili karar Avrupa devletlerine bırakıldı. Londra Antlaşması ile verdikleri karar ise Bozcaada, Gökçeada ve Meis’in dışında kalan adaların Yunanistan’a verilmesi oldu.
Doğu Trakya dışında Balkanlarda Osmanlı egemenliği sona erdi.
İttihat ve Terakki Partisi Hükümeti, orduda yeni düzenlemeler yapılmasını gerekli gördü. Ordunun eğitimi için Almanya’dan subaylar getirildi ve yeni silahlar alındı.
Birinci Dünya Savaşı (1914-1918)
Almanya’nın Afrika, Atlas Okyanusu ve Hint Okyanusu adalarında sömürgeler elde etmeye çalışması, İngiltere ile karşı karşıya gelmesine neden oldu.
Almanya, 1871′de aldığı Alsace-Lorraine (Alsas – Loren) bölgesi yüzünden Fransa ile anlaşmazlık halindeydi.
Almanya’nın Osmanlı İmparatorluğu’na yakınlaşması İngiltere’yi huzursuz ediyordu. Çünkü sömürgelerine giden en kestirme yol olması bakımından büyük önem kazanan Mısır’ın dolayısıyla Süveyş Kanalı’nın tehlikeye düşmesi İngiltere’yi korkutuyordu.
Avrupa devletleri arasındaki ekonomik ve siyasi rekabet, Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan en önemli nedendir.
İttifak ve İtilaf Gruplarının Oluşması
1882′de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve İtalya ile Üçlü İttifak (Üçlü Bağlaşma) kurdu. Bu birleşme karşısında İngiltere, Fransa ve Rusya kendi aralarında Üçlü İtilaf’ı (Üçlü Anlaşma) kurdular.
Savaşın Başlaması ve Gelişmesi
Almanlar, Ruslarla savaşmadan önce Fransa’yı savaş dışı bırakmak istiyorlardı. Bu nedenle ilk olarak Belçika ve Fransa üzerine yürüdüler. Fakat Fransızlarla yapılan Marn Savaşı‘nı kaybedince geri çekildiler. Diğer yandan 11 Kasım 1914′te Cihad-ı Ekber fetvasını yayımlayan Osmanlı İmparatorluğu, Almanya’nın yanında savaşa girdi. İlk defa bu savaşta denizaltılar önem kazandı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’na Girmesi
Osmanlı İmparatorluğu tarafsız kalacağını açıkladı. Ancak önlem olarak seferberlik ilan etti. Bu arada da kapitülasyonları tek taraflı olarak kaldırdı.
Almanya ise Osmanlı İmparatorluğu’nun bir an önce kendi yanında savaşa girmesini istiyordu. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu savaşa girerse yeni cepheler açılacak ve bunun sonucunda Almanya’nın savaş yükü azalmış olacaktı. Diğer yandan Almanya, Osmanlı padişahının halifelik nüfuzundan yararlanıp İngiliz sömürgelerindeki Müslümanları ayaklandırmayı düşünüyordu. Ancak V. Mehmet Reşat cihat ilan ettiği halde Hint Müslümanları, İngilizlerin yönetimindeki Türklere karşı savaşırken Araplar da İngilizlere yardım ederek Yemen, Hicaz ve Suriye’de İngilizlerle birlikte Türk askerlerine karşı savaştılar.
2 Ağustos 1914′te gizli bir Türk-Alman ittifakı imzalandı. Savaşın başlamasından bir süre sonra, Akdeniz’de bulunan iki Alman savaş gemisi Goeben (Goben) ve Breslau (Breslav), İngiliz donanmasından kaçarak Enver Paşa’nın izniyle Osmanlı İmparatorluğu’na sığındı.
Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nda şu cephelerde savaştı: Çanakkale, Kafkasya, Filistin, Mısır, Hicaz, Irak, Yemen, Romanya, Galiçya, Makedonya.
Kafkas Cephesi
Bu cephe Almanların isteği üzerine açıldı. Rusların Erzurum’a Sarıkamış Harekatı büyük bir bozgunla sonuçlandı. Çanakkale Savaşlarından sonra Şubat 1916′da Doğu Cephesi’nde görevlendirilen Mustafa Kemal, Rusları yenerek Muş ve Bitlis’i geri aldı. 1917′deki devrim sonucu Rusya, savaştan çekildi ve İttifak Devletleri ile Brest-Litowsk Antlaşması yaptı. Osmanlı imparatorluğu, böylece daha önce Berlin Antlaşması ile Rusya’ya bırakmış olduğu Kars, Ardahan ve Batum’u geri aldı.
Çanakkale Cephesi
Ekonomik yönden büyük sıkıntı içinde bulunan Rusya, müttefiklerinden yardım istemişti. İngiltere ve Fransa’nın, Boğazlar yoluyla Rusya’ya yardım etmek istemeleri üzerine Çanakkale Cephesi açıldı.
Çanakkale Cephesinin Sonuçları
Rusya’da ihtilale neden oldu.
Çarlık Rusya’sı yıkıldı ve Ruslar savaştan çekildi.
İngiliz ve Fransızların uğradıkları bu yenilgi, Müslüman halkının bulunduğu sömürgelerde ve özellikle de Hindistan’da ayaklanmalara yol açtı.
Birinci Dünya Savaşı uzadı.
Bulgaristan, ittifak devletlerinin yanında savaşa girdi.
Mustafa Kemal’in Türk halkı tarafından tanınmasına ve Milli Mücadele’nin önderi olmasına ortam hazırladı.
Irak Cephesi
İngiliz şirketleri tarafından işletilen Abadan petrolleri korunacak; Ruslarla karadan birleşilecek; Türk ve Alman kuvvetleri, İran üzerinden İngiliz sömürgesi olan Hindistan’ı tehdit edemeyeceklerdi. 30 Ekim 1918′de Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığında Musul yakınlarına gelmişlerdi.
Mısır ve Filistin Cepheleri
Osmanlı İmparatorluğu, Mısır Cephesini Almanların isteği üzerine açtı. Mekke Emiri Şerif Hüseyin, İngilizlerle iş birliği içindeydi.
Birinci Dünya Savaşı’nın Sona Ermesi
1917 yılında iki önemli olay oldu. Çarlık Rusya’sında ihtilal çıktı. Diğer olay ise ABD’nin İtilaf Devletlerinin yanında savaşa girmesi oldu.
Almanya 28 Haziran 1919′da Versailles (Versay) Antlaşması‘nı imzaladı.
Avusturya 10 Eylül 1919′da Saint Germain (Sen Jermen) Antlaşması‘nı imzaladı. Bu antlaşma ile Avusturya; Macaristan, Çekoslovakya ve Yugoslavya’nın bağımsızlığını tanıdı.
Macaristan 4 Haziran 1920′de imzaladığı Trianon (Triyanon) Antlaşması ile topraklarının bir kısmını Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya’ya bıraktı.
Bulgaristan 27 Kasım 1919′da Neuilly (Nöyyi) Antlaşması‘nı imzaladı. Bulgaristan topraklarının bir bölümünü Yunanistan’a ve Yugoslavya’ya bıraktı.
İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu ile 30 Ekim 1918′de Mondros Ateşkes Anlaşması‘nı imzalayarak savaşa son verdiler.
10 Ağustos 1920′de Osmanlı İmparatorluğu’na Sevres (Sevr) Antlaşması’nı imzalattılar. Ancak Türk Milleti bu antlaşmayı tanımadı. Mustafa Kemal’in önderliğinde başlattığı Millî Mücadele’yi zaferle sonuçlandırarak Sevr Antlaşması’nın uygulanmasına izin vermedi.
Mondros Ateşkes Anlaşması (30 Ekim 1918)
Mondros Ateşkes Anlaşmasının Koşulları
Çanakkale ve İstanbul boğazları açılacak ve bu yerlerdeki istihkâmlar, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek,
Osmanlı orduları terhis edilecek. Orduya ait silah, cephane ve taşıma araçları İtilaf Devletlerinin emrine verilecek,
Donanma İtilaf Devletleri tarafından uygun görülecek limanlarda demirli tutulacak,
Limanlar, Toros tünelleri, telsiz, telgraf istasyonları ve bütün demir yolları, İtilaf Devletleri görevlilerince kontrol edilecek,
İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkında sahip olacak (madde 7)
Altı doğu ilinde (Erzurum, Van, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Bitlis) karışıklık çıkarsa bu illerin bir kısmını itilaf Devletleri işgal etme hakkını saklı tutacak (madde 24) (Amaç: Ermeni Devleti kurmak.)
Trablus ve Bingazi’deki Osmanlı subayları en yakın İtalyan garnizonuna; Hicaz, Yemen, Suriye ve Irak’ta bulunan askeri birlikler ise en yakın İtilaf Devletleri komutanına silah ve cephaneleri ile birlikte teslim olacak,
İran içlerinde ve Kafkasya’da bulunan Osmanlı kuvvetleri, Birinci Dünya Savaşı öncesi sınırlarına çekileceklerdi.
Ateşkes Anlaşması’nda 19 Mayıs 1919′a Kadar Meydana Gelen Önemli Olaylar
İngilizler, 3 Kasım 1918′de Musul’a girdiler. İskenderun’a da asker çıkaran İngilizler, 1919 yılı başlarında Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal ettiler. Daha sonra, Fransızlarla anlaşarak Antep, Maraş ve Urfa‘yı onlara bıraktılar. Fransızlar, Adana ve dolayları ile bu bölgeleri işgal ederken buradaki Ermenileri Türklere karşı teşkilatlandırdılar. İngilizler, Samsun ve Merzifon‘a asker çıkarırken; İtalyanlar da Konya, Antalya, Söke, Kuşadası, Bodrum ve Marmaris yörelerini işgal ettiler. 13 Kasım 1918′de İtilaf donanması İstanbul’a geldi.
İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)
İşgale verilmeyeceğini söyleyen İzmir valisi ve kolordu komutanı Nurettin Paşa görevden alındı. İzzet Paşa yerine geçti.
İşgalci yunanlara ilk kurşunu Hukuk-ı Beşer gazetesinde çalışan Hasan Tahsin sıktı.
Milne Hattı, Paris Barış Konferansında belirlenen Ayvalık-Gediz çizgisinde ilerleyen Yunan işgal hattı.
Amiral Bristol Raporu, Osmanlı Devletinin isteği üzerine Amerikalı Amiral Bristol’un başkanlığında itilaf güçlerinden oluşturulan komisyon, hazırlanan raporda İzmir’de nüfus çoğunluğunun Türk olduğu, Hristiyanların katledilmediği işgalcilerin kötü hareketleri sonucunda Türk halkının galeyana geldiği bildirildi.
Amiral Bristol raporunun önemi
Milli mücadelenin haklılığını ortaya koyan ilk uluslararası belge.
Cemiyetler
Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler
Trakya-Paşaeli Cemiyeti
Kilikyalılar
İzmir Redd-i İlhak
Milli Kongre Cemiyeti
İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye
Trabzon Müdafaa-i Hukuk-i Milliye
Şark Vilayetleri
Müslümanların Kurduğu Cemiyetler
Kürt Teali
İslam Teali
İngiliz Muhipleri
Hürriyet ve İtilaf Fırkası
Wilson Prensipleri Cemiyeti
Sulh ve Selameti Osmaniye
Milli Varlığa Zararlı Cemiyetler
Rum (Mevr-i Mira, Etniki Eterya, Pontus Rum Cemiyeti)
Yahudi (Alyans Cemiyeti)
Ermeni (Taşnak ve Hınçak Cemiyeti)
Yararlı Cemiyetlerin Özellikleri
Kendiliğinden oluşan sivil direniş örgütleridir.
Bölgeseldir, milliyetçilik ilkesine dayanır.
İşgallere tepki olarak doğmuştur.
Kaynağı halktır.
Sivas kongresinde bütün yararlı cemiyetler birleştirilmiştir. (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti)
TC İnkılap Tarihi ders notları 11.sınıf11.Sınıf TC İnkılap Tarihi konularını ve anlatımlarını aşağıdaki yazıda bulabilirsiniz.
İkinci Meşrutiyet Dönemi
Bu dönemde aydınlar, mevcut sorunların meşrutiyet yönetimi ile çözümleneceği düşüncesindeydiler. Bu düşünceyi savunan aydınlara Jön Türkler (Genç Osmanlılar) deniyordu.
II. Abdülhamit, Mithat Paşa’yı sadrazam tayin etti. Mithat Paşa‘nın başkanlığında bir kurulun hazırladığı Kanunuesasi 23 Aralık 1876‘da ilan edildi. Kanunuesasi’nin yürürlüğe girmesi ile anayasal düzene geçilmiş ve halk dolaylı da olsa yönetime katılma hakkını elde etmişti.Meclis, Ayan ve Mebusan Meclisi olmak üzere iki bölümden oluşuyordu. Ayan Meclisi üyelerinin üçte biri padişah tarafından atanıyordu. Hükümet, meclise değil padişaha karşı sorumluydu. Padişahın meclisi dağıtma ve gerekli gördüğü kişileri sürgüne gönderme yetkisi vardı.
II. Abdülhamit, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nı bahane ederek 14 Şubat 1878′de meclisi süresiz kapattı.
Meşrutiyet yanlısı Osmanlı aydınları, gizlice İttihat ve Terakki Cemiyetini kurdular. Osmanlı siyasi cemiyetlerinden bir diğeri de Mustafa Kemal tarafından Vatan ve Hürriyet Cemiyeti adıyla Şam’da kuruldu (1906). Bunu Selanik’te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti izledi.
İttihat ve Terakki Cemiyetinin amacı, Osmanlı İmparatorluğu içinde yer alan bütün toplulukları Osmanlılık düşüncesi etrafında birleştirmek için Mebuslar Meclisinde azınlıkların temsilcilerine de yer vermekti. Böylece azınlıklar, Mecliste kendi haklarını kendileri koruyabileceklerdi. 24 Temmuz 1908 günü II. Abdülhamit, 1876 Anayasası’nı yeniden yürürlüğe koyduğunu açıkladı. Kısa bir süre içinde seçimlere gidildi ve meclis toplandı. Böylece İkinci Meşrutiyet Dönemi başlamış oldu.
31 Mart Olayı
Meşrutiyete karşı olanlar 13 Nisan 1909 günü (Rumi takvime göre 31 Mart) isyan ettiler. Mebuslar Meclisi basıldı. Genç subaylar, gazeteciler ve meşrutiyet yanlılarından öldürülenler oldu. İstanbul’daki bu olay, İttihat ve Terakki Cemiyetinin merkezi olan Selanik’te duyulunca parti hemen çalışmalara başladı ve Hareket Ordusu adı verilen bir kuvveti İstanbul’a gönderdi. Ordunun kumandanı Mahmut Şevket Paşa, kurmay başkanı ise Mustafa Kemal‘di. Ayaklanmada rolü olduğu düşünülen II. Abdülhamit tahttan indirilerek V.Mehmet Reşat, padişah ilan edildi.
İkinci Meşrutiyet Döneminin Sonu
31 Mart Olayı’ndan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti, ülke yönetiminde tam olarak söz sahibi oldu. İç politikada Türkçülüğe önem verildi. Çünkü daha önce savunulmuş olan Osmanlıcılık ve İslamcılık (Panislamizm) gibi düşüncelerin, Osmanlı İmparatorluğu’nu dağılmaktan kurtaramayacağı anlaşılmıştı.
Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemleri Osmanlı İmparatorluğu’nda halkın ülke yönetimine katılması yönünden önemli demokrasi hareketleridir.
Trablusgarp Savaşı(Osmanlı Devleti, İtalya’ya karşı)
İtalya; İngiltere, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi ülkelere göre sömürgecilik yarışında geç kalmıştı. İtalya, zayıf devletlerin ellerindeki toprakları alacak amacını gerçekleştirebilirdi. Bu amacı doğrultusunda Osmanlı İmparatorluğu’nun durumundan yararlanmak istedi. Osmanlı İmparatorluğu’na ültimatom vererek Trablusgarp’ın boşaltılıp kendisine teslimini istedi. İtalya, isteğinin kabul edilmemesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu’na savaş açtı.
İtalya, Osmanlı İmparatorluğu’nu barışa zorlamak için Oniki ada’ya asker çıkardı, Çanakkale Boğazı’nı topa tuttu. Ancak bu çabalarından bir sonuç alamadı. Bu sırada, Balkan Savaşı’nın çıkması üzerine Osmanlı İmparatorluğu, yakın ve daha büyük tehlike karşısında, İtalya ile anlaşmak zorunda kaldı.
Yapılan Ouchy (Uşi) anlaşmasına göre:
Trablusgarp ve Bingazi, İtalya’ya bırakıldı.
İtalya, savaş sırasında işgal ettiği Oniki Ada’yı Osmanlı İmparatorluğu’na geri verecekti. Ancak adaların, Yunanlılar tarafından işgal edilebileceği düşüncesiyle Balkan Savaşı’nın sonuna kadar İtalyanlarda kalması uygun görüldü.
Trablusgarp Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu, Kuzey Afrika’daki son toprağını da yitirmiş oldu.
Balkan Savaşları
Balkan Savaşı’nın Nedenleri
Fransız İhtilali ile ortaya çıkan ve yayılan milliyetçilik akımının etkisiyle Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılarak bağımsız duruma gelen Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Bulgaristan, aralarındaki anlaşmazlıklara son verdiler. Rusya’nın amacı ise Boğazlar’ı ele geçirmek ve Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmaktı. Rusya, Osmanlıları Balkanlardan tümüyle çıkarmak isteyen Balkan devletlerini destekliyordu.
Rusya’nın girişimleri sonucunda bir araya gelen Sırbistan, Bulgaristan, Karadağ ve Yunanistan, Balkan Birliği‘ni kurdular.
Birinci Balkan Savaşı (Osmanlı Devleti; Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan ve Karadağ’a karşı)
Karadağ’ın saldırısıyla başlayan savaş dört cephede birden gelişti. Edirne’yi kuşatan Bulgar ordusu, Kırklareli ve Lüleburgaz savaşlarını kazandıktan sonra Çatalca önlerine kadar geldi. Rauf Bey (Orbay) komutasındaki Hamidiye kruvazörü, Ege Denizi’ne açılarak Yunan donanmasıyla savaştı. Ancak olumlu bir sonuç elde edilemedi. Arnavutluk, bağımsızlığını ilan etti.
Mahmut Şevket Paşa başkanlığında kurulan yeni hükümet, Balkan devletlerinin isteklerini kabul etmeyerek savaşa devam etti. 30 Mayıs 1913′te imzalanan Londra Antlaşması ile Arnavutluk’un bağımsızlığı tanındı. Gökçeada ve Bozcaada dışındaki Ege adaları Yunanistan’a bırakıldı. Midye-Enez çizgisinin batısında kalan topraklar, Balkan devletlerine bırakılmış oldu.
İkinci Balkan Savaşı(Bulgaristan; Sırbistan, Yunanistan, Karadağ’a karşı)
Londra Antlaşması’na göre Bulgaristan, Osmanlılardan alınan topraklarının çoğuna sahip olmuştu. Bundan memnun olmayan diğer balkan birlikleri Bulgaristan’a karşı birleştiler. Balkan devletleri arasındaki çatışmadan yararlanan Osmanlı kuvvetleri, Midye-Enez çizgisini geçtiler. Bulgarlar, geri çekilmek zorunda kaldılar. İkinci balkan savaşı sonunda Bulgaristan ile İstanbul, Yunanistan ile Atina Antlaşması yapıldı (1913). Balkan devletleri, kendi aralarında Bükreş Antlaşması (1913)’nı imzaladılar.
İstanbul Antlaşmasına göre;
Edirne, Kırklareli ve Dimetoka Osmanlılarda kaldı. Dedeağaç, Bulgaristan’a bırakıldı.
İki devlet arasında Meriç Nehri sınır kabul edildi.
Bulgaristan’daki Türklerden isteyenler dört yıl içinde Osmanlı topraklarına göç edebilecekler, yerlerinde kalanlar da Bulgarlarla eşit haklara sahip olacaklardı.
Yunanistan ile yapılan Atina Antlaşması’na göre Yanya, Selanik ve Girit Adası’nın Yunanistan’a ait olduğu kabul edildi.
Balkan Savaşlarının Sonuçları
Osmanlı İmparatorluğu, Balkan Savaşlarının sonunda Makedonya, Arnavutluk ve Batı Trakya’yı kaybetti.
Ege Denizi’nde kıyılarımıza yakın adaların geleceğiyle ilgili karar Avrupa devletlerine bırakıldı. Londra Antlaşması ile verdikleri karar ise Bozcaada, Gökçeada ve Meis’in dışında kalan adaların Yunanistan’a verilmesi oldu.
Doğu Trakya dışında Balkanlarda Osmanlı egemenliği sona erdi.
İttihat ve Terakki Partisi Hükümeti, orduda yeni düzenlemeler yapılmasını gerekli gördü. Ordunun eğitimi için Almanya’dan subaylar getirildi ve yeni silahlar alındı.
Birinci Dünya Savaşı (1914-1918)
Almanya’nın Afrika, Atlas Okyanusu ve Hint Okyanusu adalarında sömürgeler elde etmeye çalışması, İngiltere ile karşı karşıya gelmesine neden oldu.
Almanya, 1871′de aldığı Alsace-Lorraine (Alsas – Loren) bölgesi yüzünden Fransa ile anlaşmazlık halindeydi.
Almanya’nın Osmanlı İmparatorluğu’na yakınlaşması İngiltere’yi huzursuz ediyordu. Çünkü sömürgelerine giden en kestirme yol olması bakımından büyük önem kazanan Mısır’ın dolayısıyla Süveyş Kanalı’nın tehlikeye düşmesi İngiltere’yi korkutuyordu.
Avrupa devletleri arasındaki ekonomik ve siyasi rekabet, Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan en önemli nedendir.
İttifak ve İtilaf Gruplarının Oluşması
1882′de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve İtalya ile Üçlü İttifak (Üçlü Bağlaşma) kurdu. Bu birleşme karşısında İngiltere, Fransa ve Rusya kendi aralarında Üçlü İtilaf’ı (Üçlü Anlaşma) kurdular.
Savaşın Başlaması ve Gelişmesi
Almanlar, Ruslarla savaşmadan önce Fransa’yı savaş dışı bırakmak istiyorlardı. Bu nedenle ilk olarak Belçika ve Fransa üzerine yürüdüler. Fakat Fransızlarla yapılan Marn Savaşı‘nı kaybedince geri çekildiler. Diğer yandan 11 Kasım 1914′te Cihad-ı Ekber fetvasını yayımlayan Osmanlı İmparatorluğu, Almanya’nın yanında savaşa girdi. İlk defa bu savaşta denizaltılar önem kazandı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’na Girmesi
Osmanlı İmparatorluğu tarafsız kalacağını açıkladı. Ancak önlem olarak seferberlik ilan etti. Bu arada da kapitülasyonları tek taraflı olarak kaldırdı.
Almanya ise Osmanlı İmparatorluğu’nun bir an önce kendi yanında savaşa girmesini istiyordu. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu savaşa girerse yeni cepheler açılacak ve bunun sonucunda Almanya’nın savaş yükü azalmış olacaktı. Diğer yandan Almanya, Osmanlı padişahının halifelik nüfuzundan yararlanıp İngiliz sömürgelerindeki Müslümanları ayaklandırmayı düşünüyordu. Ancak V. Mehmet Reşat cihat ilan ettiği halde Hint Müslümanları, İngilizlerin yönetimindeki Türklere karşı savaşırken Araplar da İngilizlere yardım ederek Yemen, Hicaz ve Suriye’de İngilizlerle birlikte Türk askerlerine karşı savaştılar.
2 Ağustos 1914′te gizli bir Türk-Alman ittifakı imzalandı. Savaşın başlamasından bir süre sonra, Akdeniz’de bulunan iki Alman savaş gemisi Goeben (Goben) ve Breslau (Breslav), İngiliz donanmasından kaçarak Enver Paşa’nın izniyle Osmanlı İmparatorluğu’na sığındı.
Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nda şu cephelerde savaştı: Çanakkale, Kafkasya, Filistin, Mısır, Hicaz, Irak, Yemen, Romanya, Galiçya, Makedonya.
Kafkas Cephesi
Bu cephe Almanların isteği üzerine açıldı. Rusların Erzurum’a Sarıkamış Harekatı büyük bir bozgunla sonuçlandı. Çanakkale Savaşlarından sonra Şubat 1916′da Doğu Cephesi’nde görevlendirilen Mustafa Kemal, Rusları yenerek Muş ve Bitlis’i geri aldı. 1917′deki devrim sonucu Rusya, savaştan çekildi ve İttifak Devletleri ile Brest-Litowsk Antlaşması yaptı. Osmanlı imparatorluğu, böylece daha önce Berlin Antlaşması ile Rusya’ya bırakmış olduğu Kars, Ardahan ve Batum’u geri aldı.
Çanakkale Cephesi
Ekonomik yönden büyük sıkıntı içinde bulunan Rusya, müttefiklerinden yardım istemişti. İngiltere ve Fransa’nın, Boğazlar yoluyla Rusya’ya yardım etmek istemeleri üzerine Çanakkale Cephesi açıldı.
Çanakkale Cephesinin Sonuçları
Rusya’da ihtilale neden oldu.
Çarlık Rusya’sı yıkıldı ve Ruslar savaştan çekildi.
İngiliz ve Fransızların uğradıkları bu yenilgi, Müslüman halkının bulunduğu sömürgelerde ve özellikle de Hindistan’da ayaklanmalara yol açtı.
Birinci Dünya Savaşı uzadı.
Bulgaristan, ittifak devletlerinin yanında savaşa girdi.
Mustafa Kemal’in Türk halkı tarafından tanınmasına ve Milli Mücadele’nin önderi olmasına ortam hazırladı.
Irak Cephesi
İngiliz şirketleri tarafından işletilen Abadan petrolleri korunacak; Ruslarla karadan birleşilecek; Türk ve Alman kuvvetleri, İran üzerinden İngiliz sömürgesi olan Hindistan’ı tehdit edemeyeceklerdi. 30 Ekim 1918′de Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığında Musul yakınlarına gelmişlerdi.
Mısır ve Filistin Cepheleri
Osmanlı İmparatorluğu, Mısır Cephesini Almanların isteği üzerine açtı. Mekke Emiri Şerif Hüseyin, İngilizlerle iş birliği içindeydi.
Birinci Dünya Savaşı’nın Sona Ermesi
1917 yılında iki önemli olay oldu. Çarlık Rusya’sında ihtilal çıktı. Diğer olay ise ABD’nin İtilaf Devletlerinin yanında savaşa girmesi oldu.
Almanya 28 Haziran 1919′da Versailles (Versay) Antlaşması‘nı imzaladı.
Avusturya 10 Eylül 1919′da Saint Germain (Sen Jermen) Antlaşması‘nı imzaladı. Bu antlaşma ile Avusturya; Macaristan, Çekoslovakya ve Yugoslavya’nın bağımsızlığını tanıdı.
Macaristan 4 Haziran 1920′de imzaladığı Trianon (Triyanon) Antlaşması ile topraklarının bir kısmını Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya’ya bıraktı.
Bulgaristan 27 Kasım 1919′da Neuilly (Nöyyi) Antlaşması‘nı imzaladı. Bulgaristan topraklarının bir bölümünü Yunanistan’a ve Yugoslavya’ya bıraktı.
İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu ile 30 Ekim 1918′de Mondros Ateşkes Anlaşması‘nı imzalayarak savaşa son verdiler.
10 Ağustos 1920′de Osmanlı İmparatorluğu’na Sevres (Sevr) Antlaşması’nı imzalattılar. Ancak Türk Milleti bu antlaşmayı tanımadı. Mustafa Kemal’in önderliğinde başlattığı Millî Mücadele’yi zaferle sonuçlandırarak Sevr Antlaşması’nın uygulanmasına izin vermedi.
Mondros Ateşkes Anlaşması (30 Ekim 1918)
Mondros Ateşkes Anlaşmasının Koşulları
Çanakkale ve İstanbul boğazları açılacak ve bu yerlerdeki istihkâmlar, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek,
Osmanlı orduları terhis edilecek. Orduya ait silah, cephane ve taşıma araçları İtilaf Devletlerinin emrine verilecek,
Donanma İtilaf Devletleri tarafından uygun görülecek limanlarda demirli tutulacak,
Limanlar, Toros tünelleri, telsiz, telgraf istasyonları ve bütün demir yolları, İtilaf Devletleri görevlilerince kontrol edilecek,
İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkında sahip olacak (madde 7)
Altı doğu ilinde (Erzurum, Van, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Bitlis) karışıklık çıkarsa bu illerin bir kısmını itilaf Devletleri işgal etme hakkını saklı tutacak (madde 24) (Amaç: Ermeni Devleti kurmak.)
Trablus ve Bingazi’deki Osmanlı subayları en yakın İtalyan garnizonuna; Hicaz, Yemen, Suriye ve Irak’ta bulunan askeri birlikler ise en yakın İtilaf Devletleri komutanına silah ve cephaneleri ile birlikte teslim olacak,
İran içlerinde ve Kafkasya’da bulunan Osmanlı kuvvetleri, Birinci Dünya Savaşı öncesi sınırlarına çekileceklerdi.
Ateşkes Anlaşması’nda 19 Mayıs 1919′a Kadar Meydana Gelen Önemli Olaylar
İngilizler, 3 Kasım 1918′de Musul’a girdiler. İskenderun’a da asker çıkaran İngilizler, 1919 yılı başlarında Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal ettiler. Daha sonra, Fransızlarla anlaşarak Antep, Maraş ve Urfa‘yı onlara bıraktılar. Fransızlar, Adana ve dolayları ile bu bölgeleri işgal ederken buradaki Ermenileri Türklere karşı teşkilatlandırdılar. İngilizler, Samsun ve Merzifon‘a asker çıkarırken; İtalyanlar da Konya, Antalya, Söke, Kuşadası, Bodrum ve Marmaris yörelerini işgal ettiler. 13 Kasım 1918′de İtilaf donanması İstanbul’a geldi.
İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)
İşgale verilmeyeceğini söyleyen İzmir valisi ve kolordu komutanı Nurettin Paşa görevden alındı. İzzet Paşa yerine geçti.
İşgalci yunanlara ilk kurşunu Hukuk-ı Beşer gazetesinde çalışan Hasan Tahsin sıktı.
Milne Hattı, Paris Barış Konferansında belirlenen Ayvalık-Gediz çizgisinde ilerleyen Yunan işgal hattı.
Amiral Bristol Raporu, Osmanlı Devletinin isteği üzerine Amerikalı Amiral Bristol’un başkanlığında itilaf güçlerinden oluşturulan komisyon, hazırlanan raporda İzmir’de nüfus çoğunluğunun Türk olduğu, Hristiyanların katledilmediği işgalcilerin kötü hareketleri sonucunda Türk halkının galeyana geldiği bildirildi.
Amiral Bristol raporunun önemi
Milli mücadelenin haklılığını ortaya koyan ilk uluslararası belge.
Cemiyetler
Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler
Trakya-Paşaeli Cemiyeti
Kilikyalılar
İzmir Redd-i İlhak
Milli Kongre Cemiyeti
İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye
Trabzon Müdafaa-i Hukuk-i Milliye
Şark Vilayetleri
Müslümanların Kurduğu Cemiyetler
Kürt Teali
İslam Teali
İngiliz Muhipleri
Hürriyet ve İtilaf Fırkası
Wilson Prensipleri Cemiyeti
Sulh ve Selameti Osmaniye
Milli Varlığa Zararlı Cemiyetler
Rum (Mevr-i Mira, Etniki Eterya, Pontus Rum Cemiyeti)
Yahudi (Alyans Cemiyeti)
Ermeni (Taşnak ve Hınçak Cemiyeti)
Yararlı Cemiyetlerin Özellikleri
Kendiliğinden oluşan sivil direniş örgütleridir.
Bölgeseldir, milliyetçilik ilkesine dayanır.
İşgallere tepki olarak doğmuştur.
Kaynağı halktır.
Sivas kongresinde bütün yararlı cemiyetler birleştirilmiştir. (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti)