AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

İngilizce Yardımcı Fiiller

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.379
Tepkime puanı
1
Puan
1
İngilizcede Tezgâhtar Fiiller
türkler için ingilizce muavin fiiller
ingilizce muavin fiiller konu anlatımı
Ingilizce ’ de gelmen gerekir, çayı tercih ederim, dinlemelisin, anlatabilirim gibi ifadeleri yardımcı fiiller yardımı ile oluştururuz Bu bölümde tezgâhtar fiillerin nerelerde kullanılacağını göreceğiz
CAN
1 Kabiliyet (Ability):
I can swim Yüzebilirim
2 Birşeyin nasıl yapılacağını bildiğimiz durumlarda (Knowing how sth is done):
I can make a cake
3 Ihtimal (Possibility):
I can come to see u tomorrow – Yarın seni görmeye gelebilirim
4 Ricalarda (Request):
Can u open the door, please? – Kapıyı açabilir misin?
5 Izin isterken ya da müsade verirken (Asking for and giving permission)
Can I study in this room? – Bu odada çalışabilir miyim?
When u finish bitkiler homework, you can watch TV? Ödevini bitirdiğinde TV izleyebilirsin
6 Tahminlerdeolumluolumsuz (Predictionquestionnegative):
Who can that be at the door? He can ’t be my dad Kapıdaki kim olabilir? Babam olamaz
COULD
1 Geçmişteki yetenekler (Past ability):
Beygir what age could you speak? Kaç yaşında konuşabildin?
2 Geleceğe karşın ihtimallerde (Future Possibility):
The doctor could see you at 3 Hekim seni saat 3 ’ te görebilir
3 Ricalarda (Request) :
Could I borrow your dictionary? – Sözlüğünü ödünç alabilir miyim?
BE ABLE TO
1 Tüm zamanlarla birlikte yetenek olarak (With all tenses ability)
She ’ll be able to keep her appointment tomorrow :Randevusunu yarın için elde tutabilecek
2 Fırsatlarda (Opportunity):
I ’ ve a week ’s holiday next monthI ’ll be able to go on a holiday – Bir dahaki ay bir haftalık tatilim var Tatile gidebileceğim
3 Somut başarılarda (Physical achievement) (what so really managed to do)
Mary was able to answer all questions on exam paper – Mary sınav kağıdındaki bütün soruları cevaplayabildi
WILL
1 Istikrar ( Determination):
I ’ ll pass that exam Şu snıavı vereceğim
2 Gelecek hakkında fikir ve tahminlerde (Prediction and opinion for the future)
It will rain Yağmur yağacak
3 Laf verirken (Promise):
I ’ll do whatever u say – Sen her ne dersen yapacağım
4 Zaruri durumlarda (Unavoidable situations):
Accidents will happen – Kazalar olacak
5 Inkar ederken (Rejection):
I ’ll anekdot talk to you – Seninle konuşmayacağım
6 İsteklilik maksat (Willingness – intention):
I ’ll help you to do the works İşlerini yapmada sana destek edeceğim
7 Davetlerde – tekliflerde (Invitation – offer):
Will u have some tea? Biraz akarsu alır mısınız?
WOULD
1 Nazik ricalarda (Polite Request):
Would you open the door, please? – Lütfen kapıyı açar mısınız?
2 İnanılamaz durumlarla ilgili sorularda (Questions indicating unbelievable situations)
Who would make such a big mistake? – Kim bu değin büyük bir hata yapabilir?
3 Keşke (wish, if only) ve Neler (what) kalıplarından sonradan açlık açıkça belirtmek için (to show desire for the presents after wish, if only, what):
I wish I would study harder – Keşke daha fazla çalışsam
If only you would help me – Keşke bana takviye etsen
What would not I give for good teeth Dinç dişler için neler vermezdim
MAY
1 Müsade isterkenverirken (Ask for give permissionrequest):
May I come in? – İçeri gelebilir miyim?
You may leave when you finish? Bitirince ayrılabilirsin
2 Olasılık akla uygun tahminlerde (Probabilityreasonable guess):
Don ’t touch it! It may be hot Ona dokunma! Sıcak olabilir
3 Zıtlık göstermeye hazırlanırken (Getting ready to show contradiction):
She may not be very pretty etap she is very good at his job Fazla sevimli olmayabilir fakat işinde mükemmel
4 Dileklerde (Desire, wish):
May she rest in peace! – Kolaylık içinde yatsın!
MIGHT
1 Olasılıkmay ’ den daha cılız (Probability (weaker than may):
I don ’t know where he is, he might be beygir work Nerede olduğunu bilmiyorum İşte olabilir
2 Nazik bir şekilde Izin isterken (Ask for permission request):
Might I use your phone? Telefonunuzu kullanabilir miyim?
MUST
1 Zinde gerekliliklerde (Strong necessity):
The lecture must begin right now – Ders şimdi başlamalı
2 Varsayım – mevcut durum hakkında yaptığımız çıkarımlarda (Predictiondeduction about a present situation):
He looks terribleHe must be ill Berbat görünüyor Hasta olmalı
3 Yasaklarda (Prohibition):
You mustn ’t speak during the exam – Imtihan sırasında konuşmamalısınız
SHOULD
1 Görevlerde, gerekliliklerdemust ’ dan daha cılız bir ifade, tavsiyelerde (Duty, necessityweaker than must), advice:
He should get up early – Erken kalkması gerekir
2 Tahminlerde (Prediction): Türkçe ’ de de gerekir kelimesini tahminlerde kullanıyoruz
Helen took dancing lessons for years She should be a good dancer – Helen yıllarca dans dersleri aldı İyi bir dansçı olması gerekir
OUGHT TO
1 Görevlerde (Duty):
We ought to study Ders çalışmamız lüzumlu
2 Tavsiyelerde (Advice):
You ought to eat less – Daha az yemen lazım
3 Beklentilerde (Expectation):
My friend works hard He ought to be successful – Arkadaşım çok çalışır Başarılı olması gerekli
HAD BETTER
1 Tavsiyelerde (Advice)
You had better explain this – Bunu açıklasan iyi olur
2 Uyarılarda (Warn):
You had better not visit himHe has been so angry recently – Onu ziyaret etmesen iyi olur Son zamanlarda fazla sinirli
BE SUPPOSED TO
1 Görevlerde (Duty) should:
She ’s supposed to clean all the rooms – Tüm odaları temizlemesi gerekir
2 Genellikle inançlarda (General belief):
Milk is supposed to be good for health – Süt afiyet için yardımcı olmalı
3 Planlı hareketlerde (Planned action):
The plane is supposed to leave at 5 – Uçağın 5 ’ te kalkması gerekir
4 Yasaklarda (Prohibition):
You are not supposed to leave the class before afternoon – Öğleden önce sınıftan ayrılmaman gerekir
WOULD RATHER
1 Tercihlerde (Preference):
Would u like tea or coffee?I ’d rather have coffee than tea – Dere mı kahve mi istersiniz? Çaydansa kahve almayı tercih ederim
2 Benbiz harici öznelerde geçmiş yapıyla (past etap the meaning is present):
I ’d rather you didn ’t ask difficult questions – Zorlama sorular sormamanı tercih ederim
USED TO
1 Geçmiş alışkanlıklarda (Past habit):
I used to get up early Erken kalkardım
2 Alışkanlıklarda (Be used toVing):
I am used to working too much – Fazla çalışmaya alışığım *
 
Teşekkürler belirttiğiniz metni inceledim. Yardımcı fiiller doğru ve detaylı bir şekilde açıklanmış. Bu metinden İngilizce yardımcı fiillerin kullanım alanları hakkında faydalı bilgiler edinebilirsiniz. Yardımcı fiiller (can, could, be able to, will, would, may, might, must, should, ought to, had better, be supposed to, would rather, used to) cümlelerde farklı anlamlar kazandırabilir ve dildeki nuansları ifade edebilir. Eğer bu konuda daha fazla örnek veya açıklama isterseniz sormaktan çekinmeyin. Yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.
 
Geri
Üst