- Konu Yazar
- #1
İmralı heyetinden Öcalan açıklaması: Yapılacak çağrının içeriği ne olacak?
İmralı heyetinde yer alan ve PKK terör örgütü elebaşı Öcalan ile görüşme gerçekleştiren Sırrı Süreyya Önder, yeni sürece ve Öcalan'ın olası çağrısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Önder, "Hem topluma hem de bize düşen görev, tasavvur edilen yere barışın bahçesini inşa etmektir" dedi. Önder, aynı zamanda İmralı'nın vereceği mesaja ilişkin de konuştu.![103739724-dem-2.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103739724-dem-2.jpg)
![103738771-dem-mhp-1.jpeg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103738771-dem-mhp-1.jpeg)
![103740537-dem-3.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103740537-dem-3.jpg)
![103739443-sirri-3.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103739443-sirri-3.jpg)
![103739396-sirri-12.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103739396-sirri-12.jpg)
![103739005-sirri-11.jpeg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103739005-sirri-11.jpeg)
![103739146-sirri-10.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103739146-sirri-10.jpg)
![103740427-dem-9.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103740427-dem-9.jpg)
![103740021-dem-8.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103740021-dem-8.jpg)
![103740146-dem-7.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103740146-dem-7.jpg)
![103739630-dem-6.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103739630-dem-6.jpg)
![103739521-dem-5.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103739521-dem-5.jpg)
![103739896-dem-4.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/11/103739896-dem-4.jpg)
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla yeniden hareketlenen 'çözüm süreci'nde hareketli günler yaşanıyor.
PKK elebaşı Öcalan'ı ziyaret eden İmralı heyetinin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Barzani ile de bir görüşme gerçekleştireceği ifade edilmişti. Aynı zamanda PKK elebaşı Öcalan'dan da yakın zamanda bir mesaj bekleniyor.
Tüm bu gelişmelerin ardından İmralı heyetinin önemli isimlerinden Sırrı Süreyya Önder sürece dair önemli açıklamalarda bulundu. İşte Önder'in açıklamalarının satır başları:
Son dönemlerde artan operasyon ve yönelimler ile iktidar çevrelerindeki karşıt dile rağmen bu sürecin nasıl ilerleyeceğini düşünüyorsunuz? Bu sürecin gelişebileceğinden Abdullah Öcalan ne kadar umutlu?
Son dönemlerde artan operasyon ve yönelimler ile iktidar çevrelerindeki karşıt dile rağmen bu sürecin nasıl ilerleyeceğini düşünüyorsunuz? Bu sürecin gelişebileceğinden Abdullah Öcalan ne kadar umutlu?
Meşhur hikayedir, Tomris Uyar’ın günlüklerinde geçer: İki arkadaş Parma Manastırı’yla ilgili olarak kendi aralarında konuşurlar. Biri manastırın tıpkı romandaki gibi olduğunu, diğeri böyle bir manastırın olmadığını söyler. Sonunda Parma’ya giderler. Böyle bir manastır yok diyen afallar. Olmadığından emindir ama orada bir manastır durmaktadır. Papaz durumu şöyle açıklar; romandan sonra aynı şekilde bir manastır belediye tarafından yapılmıştır.
Evet, bir yandan kardeşlik çağrıları, diğer bir yandan kayyım politikaları ve operasyonlar var. Bunlar bu sürecin geliştirilmesi adına ciddi kuşkulara yol açıyor. Özellikle devlet ve yönetim katında belirginleşmiş ya da ortaklaşmış bir irade var mıdır, yok mudur sorusunu sorduruyor haliyle. Bununla birlikte ve bu yaşanan olumsuzlukları asla meşrulaştırmaksızın, çatışma çözümlerinde son evreye dek olumsuzlukların yaşanabileceği bilgisini aklımızda tutmak zorundayız. Şunu da belirtmeliyim; olumsuzlukları kesin bilgiye ve bilgiyi de hazza dönüştürmemek gerekli. Bunu yaparsak, var olan acıları biraz daha katlamış oluruz. Burada siyaset yine konuşma biçimini alır ve bir şey elde edemeyiz.
Parma örneğini tekrar etmem gerekiyor. Şimdi, biz heyet olarak iki defa Sayın Öcalan ile bir araya geldik. Bu şu demektir; Bir eserin yazım aşamasındayız. Sayın Öcalan’ın sergilediği tutumu doğru anlamak gerektiğini düşünüyorum. Çok sancılı, zamana yayılmış, toplum ve dinamikleri açısından yıpratıcı bir sorunun çözüm ihtimalinden bahsediyoruz. Bir günden diğerine herkesin ve her şeyin değişmesi beklenemez. Tamamen tozpembe bir tablo asla çizilmedi. Aşırı beklentilere de aşırı bir karamsarlığa da yer yok bu dönemde. Sayın Öcalan’ı son derece umutlu ve coşkulu gördük. Çünkü hedeflenen barış ihtimalinin gerçekleşmesi için çabalıyor, olumsuzluklara son vermeyi amaçlıyor ve bu sürecin herkesi, hepimizi yaşatacağı fikrini benimsiyor. Asıl umut verici olan bu.
Kendi adıma da can çekişen bu hal için şunu söyleyebilirim: Her iyi temenninin karşısına bir keşiş ve bir de kasap çıkar. Ama en küçük bir ihtimali bile ne bir keşişin vaazlarına ne de kasabın bıçağına teslim edecek durumdayız. Barışa giden yol düz değildir hiçbir zaman, hatta bazen doruklar ve dipsiz çukurlar bile olur. Hem topluma hem de biz barış emekçilerine düşen görev, tasavvur edilen yere barışın bahçesini inşa etmektir.
Bütün değerlendirmeler Abdullah Öcalan’ın bir çağrı yapacağına işaret ediyor, peki bu çağrı ne anlama gelecek ve neyi hedefleyecek?
Bütün değerlendirmeler Abdullah Öcalan’ın bir çağrı yapacağına işaret ediyor, peki bu çağrı ne anlama gelecek ve neyi hedefleyecek?
Bugün gerçekleşen görüşme trafiği, yapılan açıklamalar, Sayın Öcalan’ın söyledikleri ve hazırlandıkları kuşkusuz yeni bir duruma ve sürece işaret ediyor. Fakat bu yeni dönemi 2013-2015 arası yaşananlarla kıyaslayarak değerlendirmemeliyiz. O dönemde taraflar arasında bir ateşkes hali vardı ve sürecin yasal çerçevesi oluşturuluyordu. Fakat nihayetinde belirleyici olanın tarafların barış iradesinin gücü olduğunu, o sürecin bozulma biçiminden biliyoruz. Dolayısıyla bugünkü girişim ve belirlemeleri bu yeni duruma göre okumalıyız.
Sayın Öcalan’ın çağrısını bizler de sizin gibi heyecanla bekliyoruz. Çok şey konuşabilir, çok şey öngörebiliriz fakat esas olan onun neler diyeceğidir. Ben olası bir çağrının tek bir anlamı değil, birçok boyutunun olacağı kanısındayım. Demokratik siyaset vurgusu ve çağrısı elbette çarpıcı olabilir. Fakat bunun kadar Kürt sorununun demokratik çözümünün yasal, kültürel ve sosyal boyutlarına dair de vurgular bekleyebiliriz ve her şeyden önce de iletişim kanallarının açılması önemlidir. Toplum tıkanmıştır. Yüz yüze gelmeyen, konuşamayan, tartışmayan, kendisiyle çatışan ama bunu başkasına fatura eden hatırı sayılır bir yığın var karşımızda. Biri diğerine alerji besliyor ve Öcalan bu alerjiyi kıracaktır diye düşünüyorum.
Abdullah Öcalan üzerine düşeni yaptı ve beklenen çağrı gerçekleşti; sonra neyin değişmesini bekliyorsunuz?
Abdullah Öcalan üzerine düşeni yaptı ve beklenen çağrı gerçekleşti; sonra neyin değişmesini bekliyorsunuz?
Sayın Erdoğan’ın ve yakın zamanda Sayın Bahçeli’nin çıkışlarıyla diğer siyasi partilerimizin soruna yaklaşımlarındaki retçilikten uzak tutumlarını göz ardı edemeyiz. Eğer bu coğrafyada bir bin yıl daha kardeşçe yaşayacaksak -ki herkese kazandıracak olan budur- zihinsel değişim ve dönüşümü hepimizin gerçekleştirmesi gerekiyor. Her şeyden önce bu süreci sahiplenen ve çözüm iradesini ifade eden siyasi bir iradenin ete kemiğe kavuşması gerekir. Demokratik yönetimin, demokratik uzlaşı dilinin, kültürel özgürlüklerin, bir bütün olarak demokratik bir hukuk uygulamasının geliştirilme gereği var. Elbette bu değişimlerin tümünü devletten beklemek gerçekçi bir tutum olmaz. Ancak devletin ve iktidarın, bu sorunların çözüm arayış ve tartışmalarına dönük demokratik siyaset zeminini sınırlandırmaması, aksine teşvik etmesi beklenir. Süreç başarılı bir biçimde ilerlerse bütün bunlar için hep birlikte çaba sarf etmemiz gereken uzun bir yol olacak önümüzde. Ancak en önemlisi, bu yeni yolun demokratik siyasetin aygıt ve yöntemleriyle yürüneceği fikridir.