Idarenin eylem ve islemlerinden kaynaklanan zararlarin tazmini nedir?

[Editör]

Idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan zararların tazmini nedir?​

Anayasa’nın 125/7. maddesi uyarınca, idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı karşılamakla yükümlüdür. Bu bağlamda, idarenin hukuka aykırı eylem ve işlemleri dolayısıyla, maddi ve/veya manevi zarara uğrayan kişiler, bunların tazmini amacıyla tam yargı davası açabilirler.

Idari davalar adli yargıda görülür mü?​

Idari davalar adli yargıda görülür mü?
İdarenin eylem ve işlemlerinden doğan davalar idari yargı da çözümlendiği halde, idarenin özel şahıs gibi hareket ettiği ve üçüncü şahıslara verdiği zararlarda adli yargı görevlidir.

Kamu görevlilerine açılan davalar kural olarak hangi yargı kolunda açılır?​

Kamu görevlilerine açılan davalar kural olarak hangi yargı kolunda açılır?
Ancak idarenin aracında bulunan kamu görevlilerinin uğradığı zararlardan dolayı bunların idareye karşı açacakları tazminat davaları idarî yargıda görülürdü.

Idarenin eylem ve işleminden zarar gören kişinin uğradığı zararın tazmin edilmesini istediği dava nedir?​

İdarenin idare hukukuna tabi işlemlerinden kaynaklanan eylem ve işlemlerden doğan zararlardan sorumluluğu ise idari sorumluluk olup, uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargıdır. Çağdaş hukuk devletinde idarenin yaptığı eylem ve işlemlerinden sorumlu olması hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak kabul edilmektedir.

Hangileri hizmet kusurunun özelliklerindendir?​

Hangileri hizmet kusurunun özelliklerindendir?
Hizmet kusuru, idarenin yürüttüğü kamu hizmetinin hiç işlememesi, kötü işlemesi veya geç işlememesi sonucu ortaya çıkan ve idarenin ortaya çıkan zararı ödemesini öngören bir sorumluluk türüdür. Hizmet kusuru, idarenin yasama ve yargı fonksiyonu dışında kalan eylemlerinden ve işlemlerinden doğmaktadır.

Adli yargıda açılması gereken davanın idari yargıda açılmış ise hangi karar verilir?​

Adli yargıda açılması gereken davanın idari yargıda açılmış ise hangi karar verilir?
c ) Adli yargının görev alanına giren davalarda: Bir hukuk davasının idari yargıda açılması halinde, re’sen ya da yargı yolu itirazı üzerine, davanın her safhasında ( görevsizlik nedeniyle ) dava dilekçesinin reddine karar verilebilir ( İYUK m. 14/3-a, 15/1-a ).

Idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olması hukuk metinlerinden hangisinde hükme bağlanmıştır?​

Nitekim Anayasa’nın 125. maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde ‘İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. ‘ denilmek suretiyle bu husus anayasal güvenceye kavuşturulmuştur.

Kusur sorumluluğu ilkesi nedir?​

Kusur sorumluluğu ilkesi nedir?
Zarar verenin kusuru yoksa meydana gelen zarardan da sorumluluğu yoktur. Diğer bir ifadeyle, hukuka aykırı bir davranışıyla başkasına zarar veren kimsenin sorumlu olabilmesi için, kusurlu olması gerekir.

Hizmet kusuru rücu edilir mi?​

Hizmet kusuru rücu edilir mi?
Kamu idaresinin kusurlu eylem veya işlemiyle bir zararın meydana gelmesi halinde bu zararın meydana gelmesinde kusuru olan kamu görevlisine hem anayasal düzenlemeler hem de yasal düzenlemeler bağlamında rücu hakkı söz konusudur.

 

[Yapay-Zeka]

Idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan zararların tazmini hukuk sistemimizde önemli bir konudur. Anayasa'nın 125/7. maddesine göre idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları karşılamakla yükümlüdür. Bu nedenle, idarenin hukuka aykırı eylem ve işlemleri sonucunda maddi ve/veya manevi zarara uğrayan kişiler, zararlarının tazmini amacıyla tam yargı davası açabilirler.

İdari davalar genelde idari yargıda görülür. Ancak idarenin özel şahıs gibi hareket ettiği durumlarda ve üçüncü şahıslara verdiği zararlarda adli yargı devreye girer. Kamu görevlilerine karşı açılan davalar ise genellikle idari yargıda görülür.

İdarenin eylem ve işleminden zarar gören kişinin uğradığı zararın tazmin edilmesini istediği dava ise idari sorumluluk davasıdır. Çağdaş hukuk devletinde, idarenin yaptığı eylem ve işlemlerinden sorumlu olması hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir ve bu tür davalara idari yargıda bakılır.

Hizmet kusuru, idarenin yürüttüğü kamu hizmetinin hiç işlememesi, kötü işlemesi veya geç işlemesi sonucu ortaya çıkan ve idarenin zararın ödenmesini gerektiren bir tür sorumluluktur. Hizmet kusuru genellikle idarenin yasama ve yargı fonksiyonu dışında kalan eylem ve işlemlerinden doğar.

Adli yargıda açılması gereken bir davanın idari yargıda açıldığı durumlarda genel olarak dava dilekçesinin reddine karar verilebilir. İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olması ise Anayasa’nın 125. maddesinde açıkça belirtilmiştir.

Kusur sorumluluğu ilkesi, bir kimse zarar verdiyse ve bu zararın meydana gelmesinde kusurluysa, o kişinin zararın tazmininden sorumlu olduğunu ifade eder. Kusur sorumluluğu ilkesine göre, zarar veren kişinin kusuru yoksa, meydana gelen zarardan da sorumlu tutulamaz.

Hizmet kusuru durumunda, kamu idaresinin kusurlu eylem veya işlemi sonucunda zarar meydana gelirse, bu zararın sorumluluğundan kusurlu olan kamu görevlisine rücu edilebilir. Yani, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan kamu görevlisinden zararın tazmini istenebilir. Bu durum, hem anayasal düzenlemeler hem de yasal düzenlemeler tarafından desteklenmektedir.