SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
İcradan Hacizli Mal Alıp Satmak Caiz midir?
"Varlıklı olan kimsenin malı, (yani imkanı olduğu halde zamanında borcunu vermeyip tehir etmesi) zulümdür." (Buhari, Müslim)
"Varlıklı olan kimsenin zimmetindeki borcu erteleyip, temerrüd etmesi, zulümdür. Irzını (haysiyet ve şerefini) ve cezalandırılmasını mubah kılar." (Buhari-Müslim, Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace)
Temerrüd edip zimmetindeki borcu vermemek büyük günahlardandır. Bunu yapan kimse fasıktır, başkasının malını gaspetmek gibidir.
Kurtubi diyor ki: "Irzını mubah kılmaktan maksad, o kişiyi kınamaktır. Cezalandırmaktan maksat da onu hapsetmektir."
Sanani, "Sübülü's-Selam" isimli kitabında şöyle diyor: "Irz ve cezasını mubah kılmaktan maksat; malına haciz konması ve hakimin, borçlunun malını satıp borcunu kapatmasıdır." (Halil Gönenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar)
İşte dinde haciz edilen malların tamamen şer'i bir kaide olduğu açıktır. Bu malları almak caizdir. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır.
İcra ile sattırılan malların genelde borca mukabil olduğu bilinen gerçektir. Bu tür satışta artık mal sahibinin yetkisi hükmen kalmamıştır. Buradaki tasarruf yetkisi icra makamına geçmiştir. O da kendi rızası ile satmaktadır. İcra makamının satış yapması da zaruretten dolayıdır. Buradaki zaruret, malın satılarak borcun ödenmesi ve hakkın ehline teslimidir. Bundan dolayı icra yolu ile yapılan satım akdi dinen de geçerlidir. Bu konunun zahiri kısımıdır.
Ancak konunun ahlaki boyutu da vardır. Dinimiz kasıt ve ihmal olmadan olaganüstü sabeplerden dolayı borcunu ödeyemeyen kimseye kolaylık gösterilmesini öngörür. Bu yüzden kaynaklar, darda kalan kimsenin malını satın almanın mekruh olduğunu belirtmektedirler.
Buna göre icra dairelerinde satışa çıkarılan bir malı piyasa fiyatının çok altında almak sureti ile karşı tarafın zorda kalmışlığından faydalanılmamalı ve imkanlar ölçüsünde mal sahibinin mağdur edilmemesi için gayret gösterilmelidir.
Ayrıca, bu konu biraz da vicdanidir. Malın piyasadaki değerine yakın bir fiyata alınmasına gayret etmek gerekir. Fiyatın daha da düşmesine neden olacak işler yapmak caiz olmaz.
Diğer taraftan, malın satışa çıkarıldığı günde belirlenen fiyatın daha da düşmesi için bilerek teklif vermemek veya teklif vereceklere engel olmak da caiz olmaz. Bunlar zor durumda olan kimselere bilerek zarar vermek anlamına gelir. Hem Allah hakkı hem de kul hakkı çiğnenmiş olur.
Bununla beraber, bilerek zarar vermek gibi bir durum yoksa, piyasa fiyatının altında da olsa, alışveriş her halükarda caiz ve geçerlidir. Bundan elde edilen kar da helaldır.
Fakat o malların ardından masumların ve çocukların göz yaşı varsa, dini bir mesuliyet olmamakla beraber, hissi ve vicdani bir sıkıntı verebilir. Bu noktadan fetvayı, "müftüler verse de sen vicdanına sor." hadisi şerif gereği size bırakırız.
Özetle söylemek gerekirse, İcra gereği haczedilip satışla arzedilen mal er veya geç satılacaktır. Bu malın piyasası farklıdır. Bu piyasa (fiyat) çerçevesinde verilebilecek en fazlayı vererek malı almak, ağlayana zarar değil, fayda sağlar.
"Varlıklı olan kimsenin malı, (yani imkanı olduğu halde zamanında borcunu vermeyip tehir etmesi) zulümdür." (Buhari, Müslim)
"Varlıklı olan kimsenin zimmetindeki borcu erteleyip, temerrüd etmesi, zulümdür. Irzını (haysiyet ve şerefini) ve cezalandırılmasını mubah kılar." (Buhari-Müslim, Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace)
Temerrüd edip zimmetindeki borcu vermemek büyük günahlardandır. Bunu yapan kimse fasıktır, başkasının malını gaspetmek gibidir.
Kurtubi diyor ki: "Irzını mubah kılmaktan maksad, o kişiyi kınamaktır. Cezalandırmaktan maksat da onu hapsetmektir."
Sanani, "Sübülü's-Selam" isimli kitabında şöyle diyor: "Irz ve cezasını mubah kılmaktan maksat; malına haciz konması ve hakimin, borçlunun malını satıp borcunu kapatmasıdır." (Halil Gönenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar)
İşte dinde haciz edilen malların tamamen şer'i bir kaide olduğu açıktır. Bu malları almak caizdir. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır.
İcra ile sattırılan malların genelde borca mukabil olduğu bilinen gerçektir. Bu tür satışta artık mal sahibinin yetkisi hükmen kalmamıştır. Buradaki tasarruf yetkisi icra makamına geçmiştir. O da kendi rızası ile satmaktadır. İcra makamının satış yapması da zaruretten dolayıdır. Buradaki zaruret, malın satılarak borcun ödenmesi ve hakkın ehline teslimidir. Bundan dolayı icra yolu ile yapılan satım akdi dinen de geçerlidir. Bu konunun zahiri kısımıdır.
Ancak konunun ahlaki boyutu da vardır. Dinimiz kasıt ve ihmal olmadan olaganüstü sabeplerden dolayı borcunu ödeyemeyen kimseye kolaylık gösterilmesini öngörür. Bu yüzden kaynaklar, darda kalan kimsenin malını satın almanın mekruh olduğunu belirtmektedirler.
Buna göre icra dairelerinde satışa çıkarılan bir malı piyasa fiyatının çok altında almak sureti ile karşı tarafın zorda kalmışlığından faydalanılmamalı ve imkanlar ölçüsünde mal sahibinin mağdur edilmemesi için gayret gösterilmelidir.
Ayrıca, bu konu biraz da vicdanidir. Malın piyasadaki değerine yakın bir fiyata alınmasına gayret etmek gerekir. Fiyatın daha da düşmesine neden olacak işler yapmak caiz olmaz.
Diğer taraftan, malın satışa çıkarıldığı günde belirlenen fiyatın daha da düşmesi için bilerek teklif vermemek veya teklif vereceklere engel olmak da caiz olmaz. Bunlar zor durumda olan kimselere bilerek zarar vermek anlamına gelir. Hem Allah hakkı hem de kul hakkı çiğnenmiş olur.
Bununla beraber, bilerek zarar vermek gibi bir durum yoksa, piyasa fiyatının altında da olsa, alışveriş her halükarda caiz ve geçerlidir. Bundan elde edilen kar da helaldır.
Fakat o malların ardından masumların ve çocukların göz yaşı varsa, dini bir mesuliyet olmamakla beraber, hissi ve vicdani bir sıkıntı verebilir. Bu noktadan fetvayı, "müftüler verse de sen vicdanına sor." hadisi şerif gereği size bırakırız.
Özetle söylemek gerekirse, İcra gereği haczedilip satışla arzedilen mal er veya geç satılacaktır. Bu malın piyasası farklıdır. Bu piyasa (fiyat) çerçevesinde verilebilecek en fazlayı vererek malı almak, ağlayana zarar değil, fayda sağlar.