AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

I. Mahmud Hayatı Kısaca

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
52.415
Tepkime puanı
1
Puan
1
1 MAHMUT KİMDİR?
Saltanatı: 17301754
Babası: II Mustafa Han Annesi: Saliha Sultan
Doğumu: 2 Ağustos 1696 Vefatı: 3 Aralık 1754
1696'da Edirne Sarayı'nda dünyaya geldi Mektep çağına geldiği süre babasının hocası Şeyhülislam Feyzullah Efendi'den dersler aldı Şehzadeliğinde yüksek fen ve din ilimlerini öğrenerek yetişti Babasının tahttan indirilmesinden sonra padişah olan amcası III Ahmet Han da, şehzade Mahmut'un yetiştirilmesine itina bir itina gösterdi Nihayet III Ahmet'in Patrona ayaklanmasıyla saltanattan indirilmesi üzerine, 2 Ekim 1730'da tahta çıktı III Ahmet Han saltanattan çekilirken yeğenine uzun uzun nasihatler etti ve tavsiyelerde bulundu
Sultan Mahmut saltanatının birincil günlerinde devletin kayda değer mevkilerini ellerine geçirmiş yer alan asi Patrona Halil ve adamlarınışiddetle cezalandırdı Bu Nedenle İstanbul'da güvenlik ve asayişi sağladıktan sonradan, amcası zamanında başlayan İran harpleriyle meşgul olma imkanını buldu Osmanlı kuvvetleri İran seraskeri Ahmet Paşa ile Erzurum valisi ve Revan seraskeri Hekimoğlu Ali Paşa kumandası aşağıda iki koldan harekete geçti 30 Temmuz 1731'de Kirmanşah alındı 15 Eylül'de Kurican sahrasında İran kuvvetleri bozguna uğratıldı Urumiye ve Tebriz ele geçirildi İran şahının sulh istemesi üstüne Ocak 1732'de Ahmet Paşa antlaşması imzalandı Buna göre Aras nehri iki devlet arasında sınır kabul edilirken, Revan, Gence, Nahcivan, Bitlis, Şirvan ve Dağıstan Osmanlılara, Tebriz, Kirmanşah, Hemedan, Luristan ve Erdelan eyaletleri ise İran'a bırakıldı Ama 1733'te İran'da iktidarı ele geçiren Nadir Şah, Osmanlıların eline geçen bölgeleri almak için tekrar savaş açtı 1735'te Arpaçay'da yapılan muharebeyi Osmanlılar kaybetti Gence, Tiflis ve Revan İran'ın eline geçti
Osmanlı Devleti'nin doğuda İran ile mücadelesini fırsat bilen Avusturya ve Rusya da iki cepheden harekete geçmişti Azak kalesini ele geçiren Ruslar, Osmanlı kuvvetlerinin toparlanmasına meydan vermeden Gözleve, Kılburun ve Urkapı'yı da işgal ettiler 12 Temmuz 1737'de harekete geçen Avusturya ordusu ise, Bosna, Sırbistan ve Eflak'a girdi Bu mağlubiyetler ve düşmanın girdiği yerlerde büyük tahrip ve mezalim yapması, Sultan Mahmut Han'ı son derece üzdü Sadarete getirdiği Muhsinzade Abdullah Paşa'yı Rusya üzerine, Hekimoğlu Ali Paşa'yı da Avusturya üzerine sefere memur etti Muhsinzade çabuk bir hareketle Özi ve Kılburun kalelerini ele geçirirken, Hekimoğlu Ali Paşa ise Banyaluka'yı kuşatan Avusturya kuuuvvetlerine büyük bir darbe indirdi Yapılan savaşta Avusturya kuvvetlerinin asker zayiatı 60 bin idi Hekimoğlu Ali Paşa'nın bu zaferi İstanbul'da büyük bir sevince yol açtı Bu zaferler üzerine Avusturya ve Rusya barıştırma arzu etmek zorunda kaldı Nihayet 18 Eylül 1739'de yapılan Belgrad antlaşmasıyla Avusturya ile Tuna ve Sava nehirleri sınır kesildi Rusya ise Azak kalesinde deniz filosu bulunduramayacaktı
Avrupa devletleriyle anlaşmalar sağlayan I Mahmut Han, her yerde İran üzerine döndü Nadir Şah, bu vaziyet aleyhinde Osmanlılarla baş edemeyeceğini anlayınca, Kasrı Şirin antlaşması maddeleri üzerinden anlaşma teklifinde bulundu ve bu özlem kabul edildi (1746)
Güç bir dönemde padişah olmasına karşın ülke içinde ve dıştan huzuru sağlayan, Osmanlı Devleti'ne azamet devri yaşatan I Mahmut Han, 13 Aralık 1754'te hastalığına rağmen çıktığı Cuma namazından dönerken, Demirkapı'da beygir sırtında vefat etti Yeni Camii'de babası Sultan II Mustafa'nın yanında gömüldü
Fazla akıllı, anlayışlı, hamiyetli, lütufkar ve merhametli bir zat olan Mahmut Han, hadiseleri sonuna kadar takip eder, devlet işlerinde mutlaka istişarede bulunur, acele etmez ve acele göstermezdi Aleyhte büyüyen Rusya ve Avusturya harplerini atama ettiği değerli kumandanlarla lehine çevirmesini bildi Yeniliği sever ve memleketi bu yoldan yükseltmeye çaba ederdi İlim, sanat, edebiyat meclislerindeki sohbetlere katılır ve Sebkatî mahlası ile şiirler yazardı *
 
I. Mahmud, II Mustafa Han'ın oğlu ve Saliha Sultan'ın oğludur. 2 Ağustos 1696'da Edirne Sarayı'nda doğmuş ve 3 Aralık 1754'te vefat etmiştir. Şehzadelik döneminde yüksek din ve fen ilimlerini öğrenmiştir. Amcası III. Ahmet'in tahttan indirilmesi üzerine 2 Ekim 1730'da Osmanlı tahtına çıkmıştır.

Saltanatının başlarında isyancı Patrona Halil ve adamlarını cezalandırarak İstanbul'da güvenliği sağlamıştır. İlerleyen dönemlerde İran ile süregelen savaşlarla meşgul olmuş, 1731'de Kirmanşah'ı alarak başarılı sonuçlar elde etmiştir. Ancak, 1735'te Osmanlılar Arpaçay'da İran'a karşı mağlup olmuş ve Gence, Tiflis ve Revan gibi bölgeleri kaybetmiştir.

Bu dönemde Rusya ve Avusturya da Osmanlı Devleti'ne karşı harekete geçmiş, Avusturya'nın Bosna, Sırbistan ve Eflak'a girmesi, Rusya'nın ise Azak Kalesi'ni ele geçirmesi gibi durumlarla karşı karşıya kalmıştır. Buna karşın, başarılı komutanlar atayarak Rusya ve Avusturya'ya karşı başarılı operasyonlar düzenletmiştir. 1739'da yapılan Belgrad Antlaşması ile Avusturya ve Rusya'yla barış sağlanmıştır.

I. Mahmud, akıllı, anlayışlı, merhametli bir padişah olarak tanınmış ve devlet işlerinde istişareye önem vermiştir. Yeniliği teşvik etmiş, ilim, sanat ve edebiyatla ilgilenmiş, şiirler yazmıştır. 13 Aralık 1754'te hastalığına rağmen Cuma namazından dönerken vefat etmiş ve Yeni Camii'de defnedilmiştir. Osmanlı Devleti'nin azamet devrini yaşatan ve huzuru sağlayan önemli bir padişahtır.
 
Geri
Üst