SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Peygamber Efendimizin yaşadığı cevre
Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed'in (sav) Doğduğu Yaşadığı Cevre
Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) Arap yarımadasının Hicaz bolgesinde, Mekke şehrinde doğdu O'nun hayatını ve insanlık tarihinde yaptığı buyuk inkılabı kavrayabilmek icin, yaşadığı asırda Arabistan'ın genel durumunun ve Arapların yaşayışlarının, ana hatları ile de olsa, bilinmesinde fayda vardır
İslamiyet'ten once Araplar, henuz millet haline gelemedikleri icin; kabileler halinde yaşıyorlardı Her kabile, diğerlerinden ayrı bir devlet gibiydi Kabile başkanına Şeyhdeniyordu Hicaz ve Yemen bolgelerinde bazı şehirler kurulmuşsa da, genellikle collerde cadır ve gocebe hayatı geciriyorlardı Hicaz bolgesinde uc onemli şehir, Mekke, Yesrib (Medine) ve Taif'ti
Kabileler arasında kan davası ve sınır anlaşmazlıkları gibi sebepler yuzunden savaş eksik olmazdı Yalnızca yılın dort ayında (Muharrem, Recep, Zilka'de ve Zilhicce aylarında) savaşmazlardı Bu aylara haram aylar denir Bu aylarda, butun kabileler guvenlik icinde seyahat edebildikleri icin, genellikle buyuk panayırlar bu aylarda kurulurdu Mekke'nin hakimi, Kabe ve civarındaki putların koruyucusu oldukları icin Kureyş kabilesi, diğer butun kabilelerden saygı gorurdu Bu sebeple Kureyşliler, senenin her mevsiminde diledikleri yere seyahat edebiliyorlardı
Hicaz bolgesindeki panayırların en onemlileri, Mekke civarında kurulmakta olan Ukaz, Mecenne ve Zulmecaz panayırlarıydı Bu panayırlara ulkenin dort bir yanından akın akın gelenler arasında satıcılar, şairler, hatipler, falcılar ve ceşitli dinlere mensup kimseler de bulunuyordu Taif'le Nahle arasında kurulmakta olan Ukaz panayırında, şiir yarışmaları yapılır; beğenilip derece alan şiirler, Kabe'nin duvarlarına asılırdı
Peygamberimizin doğduğu ortam
Muslumanlıktan once, Arapların coğunluğu putperestti Yapmış oldukları bir takım heykellere ilah diye tapıyorlardı En onemli putlar, Hubel, Lat, Menat, Uzza, Vedd, Suva', YeğUs, YeUk ve Nesr adlarını taşıyanlardı Mekke'de Kabe ve civarına 360 kadar put yerleştirilmişti Her kabilenin ayrı bir putu, her putun ozel bir ziyaret gunu vardı Boylece yılın her gununde putlarını ziyarete gelenlerle dolup taşan Mekke, bir ticaret merkezi olduğu kadar, putperestliğin de merkezi haline gelmiş bulunuyordu
Arabistan'da putperestlerden başka, MUsevi, Hıristiyan, Mecusi (ateşe tapan) ve Sabii dinlerine mensup kimseler de vardı Bunlardan başka, cok az sayıda, Hz İbrahim'in tebliğinden o devre ulaşan dini esasları benimsemiş tek Tanrı inancında olan Hanifler vardı Nevfel oğlu Varaka, Cahş oğlu Abdullah, Huveyris oğlu Osman ve Saide oğlu Kuss bunlardandı
İslamiyetten once Araplar arasında okuyup yazma bilenlerin sayısı son derece azdı Comertlik, konukseverlik, sozde durma, duşmanları bile olsa kendilerine sığınanları koruma, cesaret gibi bazı iyi ozellikleri yanında, soygunculuk, faizcilik, zenginleri ustun, fakirleri hor gorme, icki ve kumar duşkunluğu, kabilecilik gayreti ile kan dokme gibi son derece cirkin adetleri de vardı Ozellikle kole ve kadınlara hic değer vermezlerdi Kadınlar, olen kocasından, babasından ve diğer yakınlarından miras alamadıkları gibi, kendileri miras malları arasında, mirascılara kalırdı Erkekler istedikleri kadar kadınla evlenebilirlerdi Bazı kimseler kız cocuklarını diri diri kumlara gomecek derecede vahşet gostermişlerdi
İslamiyetin doğuşu sırasında yalnız Araplar ve Arabistan değil, butun dunya, haksızlık, sefahat ve cehaletin karanlığı icindeydi Maddi ve rUhi sıkıntılar icinde bunalmış olan insanlık, bir onder, bir kurtarıcı beklemekteydi
kaynak: dinibilcom
Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed'in (sav) Doğduğu Yaşadığı Cevre
Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) Arap yarımadasının Hicaz bolgesinde, Mekke şehrinde doğdu O'nun hayatını ve insanlık tarihinde yaptığı buyuk inkılabı kavrayabilmek icin, yaşadığı asırda Arabistan'ın genel durumunun ve Arapların yaşayışlarının, ana hatları ile de olsa, bilinmesinde fayda vardır
İslamiyet'ten once Araplar, henuz millet haline gelemedikleri icin; kabileler halinde yaşıyorlardı Her kabile, diğerlerinden ayrı bir devlet gibiydi Kabile başkanına Şeyhdeniyordu Hicaz ve Yemen bolgelerinde bazı şehirler kurulmuşsa da, genellikle collerde cadır ve gocebe hayatı geciriyorlardı Hicaz bolgesinde uc onemli şehir, Mekke, Yesrib (Medine) ve Taif'ti
Kabileler arasında kan davası ve sınır anlaşmazlıkları gibi sebepler yuzunden savaş eksik olmazdı Yalnızca yılın dort ayında (Muharrem, Recep, Zilka'de ve Zilhicce aylarında) savaşmazlardı Bu aylara haram aylar denir Bu aylarda, butun kabileler guvenlik icinde seyahat edebildikleri icin, genellikle buyuk panayırlar bu aylarda kurulurdu Mekke'nin hakimi, Kabe ve civarındaki putların koruyucusu oldukları icin Kureyş kabilesi, diğer butun kabilelerden saygı gorurdu Bu sebeple Kureyşliler, senenin her mevsiminde diledikleri yere seyahat edebiliyorlardı
Hicaz bolgesindeki panayırların en onemlileri, Mekke civarında kurulmakta olan Ukaz, Mecenne ve Zulmecaz panayırlarıydı Bu panayırlara ulkenin dort bir yanından akın akın gelenler arasında satıcılar, şairler, hatipler, falcılar ve ceşitli dinlere mensup kimseler de bulunuyordu Taif'le Nahle arasında kurulmakta olan Ukaz panayırında, şiir yarışmaları yapılır; beğenilip derece alan şiirler, Kabe'nin duvarlarına asılırdı
Peygamberimizin doğduğu ortam
Muslumanlıktan once, Arapların coğunluğu putperestti Yapmış oldukları bir takım heykellere ilah diye tapıyorlardı En onemli putlar, Hubel, Lat, Menat, Uzza, Vedd, Suva', YeğUs, YeUk ve Nesr adlarını taşıyanlardı Mekke'de Kabe ve civarına 360 kadar put yerleştirilmişti Her kabilenin ayrı bir putu, her putun ozel bir ziyaret gunu vardı Boylece yılın her gununde putlarını ziyarete gelenlerle dolup taşan Mekke, bir ticaret merkezi olduğu kadar, putperestliğin de merkezi haline gelmiş bulunuyordu
Arabistan'da putperestlerden başka, MUsevi, Hıristiyan, Mecusi (ateşe tapan) ve Sabii dinlerine mensup kimseler de vardı Bunlardan başka, cok az sayıda, Hz İbrahim'in tebliğinden o devre ulaşan dini esasları benimsemiş tek Tanrı inancında olan Hanifler vardı Nevfel oğlu Varaka, Cahş oğlu Abdullah, Huveyris oğlu Osman ve Saide oğlu Kuss bunlardandı
İslamiyetten once Araplar arasında okuyup yazma bilenlerin sayısı son derece azdı Comertlik, konukseverlik, sozde durma, duşmanları bile olsa kendilerine sığınanları koruma, cesaret gibi bazı iyi ozellikleri yanında, soygunculuk, faizcilik, zenginleri ustun, fakirleri hor gorme, icki ve kumar duşkunluğu, kabilecilik gayreti ile kan dokme gibi son derece cirkin adetleri de vardı Ozellikle kole ve kadınlara hic değer vermezlerdi Kadınlar, olen kocasından, babasından ve diğer yakınlarından miras alamadıkları gibi, kendileri miras malları arasında, mirascılara kalırdı Erkekler istedikleri kadar kadınla evlenebilirlerdi Bazı kimseler kız cocuklarını diri diri kumlara gomecek derecede vahşet gostermişlerdi
İslamiyetin doğuşu sırasında yalnız Araplar ve Arabistan değil, butun dunya, haksızlık, sefahat ve cehaletin karanlığı icindeydi Maddi ve rUhi sıkıntılar icinde bunalmış olan insanlık, bir onder, bir kurtarıcı beklemekteydi
kaynak: dinibilcom