hz muhammedin dedesinin olumu,
peygamberimizin dedesinin vefatı
HZ MUHAMMED (SAV)İN DEDESİ ABDULMUTTALIBIN VEFATI
Yaşı epeyce ilerlemiş bulunan AbdUlmuttalib, bir gun aniden rahatsızlandı Rahatsızlığı gittikce şiddetini artırıyordu
O, artık bir başka aleme gocun yakında başlayacağını anlamıştı Yalnız, gormesi gereken bir vazife vardı: Sevgili Peygamberimizi teslim edecek emin bir kişi secmek
Bunun icin butun oğullarını cağırttı Aklına E:bU Leheb geldi Fakat, o katı kalbli merhametsizin biri idi Olmazdeyiverdi icinden
Ya Abbas? Hayır, o da olamazdı Cunku, coluk cocuğu coktu Ancak onlarla meşgul olabilirdi
Hamza var Ona da razı olmadı Zira, Hamza genc ve ava meraklı idi Torunuyla gereği gibi ilgilenemezdi
EbU Talib! İşte, nur torununun hamisini bulmuştu Gerci, EbU Talib'in serveti azdı, ama merhameti ve şefkati boldu Muhamnıed'i (sav), himayeye ancak o layık olabilirdi!
Bununla beraber, AbdUlmuttalib, onun da goruşunu almayı ihmal etmedi Amcalarından hangisinin himayesine girmek istersin?diye sordu
Sevgili Peygamberimiz, dedesinin sorusuna haliyle cevap verdi Yerinden kalkarak amcası EbU Talib'in boynuna sarıldı O, babasıyla anne baba bir kardeş olan amcasının himayesini kabul ettiğini, boylece ifade etmiş oluyordu
AbdUlmuttalib de, tercihinde isabet ettiğine sevindi Sonra EbU Talib'e donerek, Onu sana emanet ediyorum! O, İlahi bir emanettir Onu her şeye rağmen, can, baş pahasına da olsa koruyacağına dair bana acıkca soz ver ki, gozlerim arkada kalmadan gonlum rahat etsindedi
Efendimizin kendisine karşı teveccuhunden oldukca mutehassis olan EbU Talib, gozleri dolu dolu, babasına şu cevabı verdi:
Sen hic merak etme babacığım! Onu oz cocuklarıma, hatta kendi canıma bile tercih edeceğime emin olabilirsin! Hayatta bulunduğum muddetce ona hic kimsenin zarar vermesine musaade etmeyeceğime soz veriyorum!
Bu asil konuşmadan, AbdUlmuttalib fazlasıyla memnun oldu ve gozleri sevinc gozyaşlarıyla doldu
Ve AbdUlmuttalib tarafından, Nur Muhammed (sav), amcası EbU Talib'e teslim edildi
Yakalandığı rahatsızlıktan kurtulamayan AbdUlmuttalib, torununun neşesine, sevgisine, tebessumune doyamadan dunyaya gozlerini 80 yaşını aşkın bir ihtiyar olarak kapadı
Tarih: Miladi, 578 Fil Yılından sekiz sene sonra
Mekke Carşısı, AbdUlmuttalib'in vefatı dolayısıyla gunlerce kapalı tutuldu Kureyşliler, sevdikleri ve hurmet ettikleri bu zatın olumu dolayısıyla gunlerce yas tuttular, cenazesini el ustunde dolaştırdılar Sonra Hacun Kabristanına, dedesi Kusay'ın yanına gomduler
Peygamberimizin Gozyaşları
Sevgili Peygamberimiz, dedesini kaybetmekten derin uzuntu duydu Cunku, bu kaybediş, baba ve annesinin de ebedi aleme gocunu hatırlatıyordu
Dedesinin cenazesi ve defni sırasında Peygamberimiz, gozyaşlarını tutamadı; bazan hıckırarak, bazan da sessiz sedasız ağladı
Seneler sonra bir gun kendilerine, dedesinin olumunu hatırlayıp hatırlamadığı sorulduğunda, Evet, hatırlıyorum! Ben, o sırada sekiz yaşında bulunuyordumcevabını verdi
Peygamber Efendimizin saadetli omrunun ik sekiz senelik bolumu, İşte boyle acılarla, uzuntu ve kederlerle dolu gecmişti Adeta buyuk ruhu ve rikkatli kalbi, ta o yaşlardan itibaren istikbalde cekeceği meşakkat ve mihnetlere dayanmak icin ızdırap ve sıkıntı teknesinde yoğruluyordu
Alıntı
peygamberimizin dedesinin vefatı
HZ MUHAMMED (SAV)İN DEDESİ ABDULMUTTALIBIN VEFATI
Yaşı epeyce ilerlemiş bulunan AbdUlmuttalib, bir gun aniden rahatsızlandı Rahatsızlığı gittikce şiddetini artırıyordu
O, artık bir başka aleme gocun yakında başlayacağını anlamıştı Yalnız, gormesi gereken bir vazife vardı: Sevgili Peygamberimizi teslim edecek emin bir kişi secmek
Bunun icin butun oğullarını cağırttı Aklına E:bU Leheb geldi Fakat, o katı kalbli merhametsizin biri idi Olmazdeyiverdi icinden
Ya Abbas? Hayır, o da olamazdı Cunku, coluk cocuğu coktu Ancak onlarla meşgul olabilirdi
Hamza var Ona da razı olmadı Zira, Hamza genc ve ava meraklı idi Torunuyla gereği gibi ilgilenemezdi
EbU Talib! İşte, nur torununun hamisini bulmuştu Gerci, EbU Talib'in serveti azdı, ama merhameti ve şefkati boldu Muhamnıed'i (sav), himayeye ancak o layık olabilirdi!
Bununla beraber, AbdUlmuttalib, onun da goruşunu almayı ihmal etmedi Amcalarından hangisinin himayesine girmek istersin?diye sordu
Sevgili Peygamberimiz, dedesinin sorusuna haliyle cevap verdi Yerinden kalkarak amcası EbU Talib'in boynuna sarıldı O, babasıyla anne baba bir kardeş olan amcasının himayesini kabul ettiğini, boylece ifade etmiş oluyordu
AbdUlmuttalib de, tercihinde isabet ettiğine sevindi Sonra EbU Talib'e donerek, Onu sana emanet ediyorum! O, İlahi bir emanettir Onu her şeye rağmen, can, baş pahasına da olsa koruyacağına dair bana acıkca soz ver ki, gozlerim arkada kalmadan gonlum rahat etsindedi
Efendimizin kendisine karşı teveccuhunden oldukca mutehassis olan EbU Talib, gozleri dolu dolu, babasına şu cevabı verdi:
Sen hic merak etme babacığım! Onu oz cocuklarıma, hatta kendi canıma bile tercih edeceğime emin olabilirsin! Hayatta bulunduğum muddetce ona hic kimsenin zarar vermesine musaade etmeyeceğime soz veriyorum!
Bu asil konuşmadan, AbdUlmuttalib fazlasıyla memnun oldu ve gozleri sevinc gozyaşlarıyla doldu
Ve AbdUlmuttalib tarafından, Nur Muhammed (sav), amcası EbU Talib'e teslim edildi
Yakalandığı rahatsızlıktan kurtulamayan AbdUlmuttalib, torununun neşesine, sevgisine, tebessumune doyamadan dunyaya gozlerini 80 yaşını aşkın bir ihtiyar olarak kapadı
Tarih: Miladi, 578 Fil Yılından sekiz sene sonra
Mekke Carşısı, AbdUlmuttalib'in vefatı dolayısıyla gunlerce kapalı tutuldu Kureyşliler, sevdikleri ve hurmet ettikleri bu zatın olumu dolayısıyla gunlerce yas tuttular, cenazesini el ustunde dolaştırdılar Sonra Hacun Kabristanına, dedesi Kusay'ın yanına gomduler
Peygamberimizin Gozyaşları
Sevgili Peygamberimiz, dedesini kaybetmekten derin uzuntu duydu Cunku, bu kaybediş, baba ve annesinin de ebedi aleme gocunu hatırlatıyordu
Dedesinin cenazesi ve defni sırasında Peygamberimiz, gozyaşlarını tutamadı; bazan hıckırarak, bazan da sessiz sedasız ağladı
Seneler sonra bir gun kendilerine, dedesinin olumunu hatırlayıp hatırlamadığı sorulduğunda, Evet, hatırlıyorum! Ben, o sırada sekiz yaşında bulunuyordumcevabını verdi
Peygamber Efendimizin saadetli omrunun ik sekiz senelik bolumu, İşte boyle acılarla, uzuntu ve kederlerle dolu gecmişti Adeta buyuk ruhu ve rikkatli kalbi, ta o yaşlardan itibaren istikbalde cekeceği meşakkat ve mihnetlere dayanmak icin ızdırap ve sıkıntı teknesinde yoğruluyordu
Alıntı