AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hukuki Olay, Hukuki Fiil ve Hukuki Muamele Kavramları

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Hukuki Olay Hukuki Fiil ve Hukuki Muamele Kavramları
Hukukun kendisine bir netice bağladığı olaylara hukuki durum denirDiğer olaylardan bambaşka olarak insanın kendi iradesi ile vuku bulan davranışlara da hukuki fiil denirHukuka aykırı veya genel tavır kurallarına aykırı davranışlara hileli fiil denirHukuka uygun fiillerin bir kısmında hukuk failin arzusuna yerinde sonucu fiile tanımıştırBunlara da yasal muamele denirŞayet yasal fiil düşünülmüş olsun veya olmasın pratik sonuca yönelmiş açlık açıklamasına yasal sonuç bağlanmışsa yasal muamele güya fiilden bahsedilirŞayet hukuki sonuç iradi olarak meydana getirilen bir fiziksel değişikliğe bağlanmışsa somut fiil laf konusu olur
Hukuki İşlemler
1Yasal Muamele Çeşitleri:
a)Zorunlu İrade Beyanı Adedi Açısından:
aa)Tek Yanlı Hukuki Muameleler:İstenilen hukuki sonucun doğması için tek şahsın irade beyanının tatmin edici olduğu yasal muamelelerdirVakıf kurma vasiyet yapma tek yanlı hukuki muameledir
bb)Karşılıklı Yasal Muameleler:İki tarafın iki taraflı ve birbirine uygun irade beyanında bulunması gereken yasal muamelelerdi
cc)Kararlar:Bir şahıs topluluğunda bir sonucu yerine getirmek için yeter sayıda şahsın iradelerini aynı yönde açıklamalarıdırNormal olarak yarıdan fazla birey yani oy çokluğu karar için yeterlidirFakat bunu o topluluğun iç ilişkilerini düzenleyen kuralları belirtir
dd)Müşterek Hukuki Muamele:Bir hukuki muamelede bir irade beyanını birdenbire fazla şahsın beyanlarını birleştirmesiyle meydana gelmesini ifade eder(3kişinin kira sözleşmesi)
b)Bir İrade Beyanının Bir şahsa Yöneltilip Yöneltilmemesine Kadar Yasal Muameleler
Hangi muamelelerin böyle bir iradeye dayandığını muamelenin niteliği tahsis ederYenilik doğuran hakların şahsa iletilmiş olması gerekirBazı beyanlar şahsa bazıları ise devlete ait makamlara iletilmesini gerektirirBir akdin feshi şahsa mirasın reddi ise devlete ait makama demeç edilen beyana örnektir
c)Etki Bakımından Yasal Muameleler:Şahsiyeti ilgilendiren ve Malvarlığını ilgilendiren olarak ikiye ayrılır
d)Malvarlığını İlgilendiren Muameleler:Malvarlığına yaptıkları etki açısından azaltan için borca girme muamelesi ve tasarruf muamelesi olarak ikiye ayrılırArtış için kazandırıcı muameleler laf konusu olur
Alımsatım akdi iki tarafa borç yükleyen akittirBağışlama vaadi ise bir tarafa borçlandırıcı diğer tarafa kazandırıcı muameledir
aa)Borçlanma muameleleri: ( iltizami muameleler):Muameleyi yapan kişinin malvarlığının pasifini arttıran muamelelerdirMamelek azalırAlımsatım akdi,kira akdi,bağışlama vaadi bu alıcı muamelelerdir
bb)Tasarruf Muameleleri:Tasarrufta bulunanın malvarlığındaki bir hakka direkt etki yapan,o hakkı başkasına devreden(mülkiyetin nakli),sınırlayan (irtifak belirlemek),külfet yükleyen ya da değiştiren(borç ilişkisinde alacaklıya yeni bir mehil vermek) ya da sona erdiren(haktan feragat) muamelelerdir Tasarrufta bulunanın malvarlığındaki aktifi azaltır
cc)Kazandırıcı muameleler:Bir kimsenin malvarlığına ilişkin olarak bir menfaat sağlanmasıdırAktifin artması olacağı gibi pasifin azalması da olabilirKazandırma bir ivaz (bedel)karşılığında yapılıyorsa ivazlı muamele değilse ivazsız kazandırma laf konusu olurKazandırıcı muameleler açıklanmış bir amaç için yapılır buna kazandırmanın sebebi denir
1)Ödeme(ifa) sebebi:Bir borcu ifa etmek amacıyla yapılan kazandırmanın sebebini teşkil eder
2)Alacak Sebebi:Karşılık olarak bir alacak hakkı elde etme gayesiyle yapılan kazandırmanın sebebini ifade eder(alımsatım akdi)
3)Affetme Sebebi:Bir kimseye ivazsız olarak yapılan kazandırmanın sebebini açıklama eder
e)Hayatta Hüküm Açıklayan muamelelerÖlüme bağlı tasarruflar:
Ölüme tabi tasarruflar istek edilen sonucu bu muameleyi yapan kişi veya kişilerden birinin ölmesi sonucu hüküm doğururTek cepheli vasiyetname ya da miras mukavelesi tiplerinde yapılabilirHayatta hüküm doğuran muameleler çok çeşitli şekilde yapılabilir
2)Yasal Muamelelerin Unsurları:Temel öğe irade beyanıdırBazen yapılan beyanın hukuki netice doğurabilmesi için beyanla birlikte bazı unsurların bulunması gereklidirBunlara kurucu öğe denirAyrıca muamelenin geçerli sayılması için bir takım şartların da bulunması gerekir;bunlara da geçerlilik şartları denir Geçerli bir hukuki muamelenin yasal sonucu meydana getirmesi bazen birtakım unsurların tamamlanmasıyla olur bunlara da bütünleyici unsurlar denir
a)Hukuki Muamelenin Kurucu Unsurları:
aa)İrade Beyanı:Yasal bir sonuca yönelmiş arzunun açıklanmasına irade beyanı denirŞu unsurlardan meydana kazanç
Hukuki sonuca yönelmiş özlem,irade
Bu arzuyu tanımlama;iki iradi unsuru gerektirir:
a)İradeyi açıklayıcı hareketi yapma arzusu
b)Bu hareketle arzuyu dış dünyaya aksettirme arzusu
Ama bu unsurlardan oluşan bir fiil irade beyanını teşkil ederFakat güven teorisi adı bahşedilen bakış bu unsurlar olmaksızın bir şahsın davranışlarını bir takım şartlarla irade beyanı gibi netice doğurmasını kabul eder(mektup,oylama,açık arttırma)
bb)İrade Beyanının Çeşitleri:
aaa)SarihZımni İrade Beyanlarıİrade beyanı sayılan davranışlar:
Hukuki netice açısından arzuyu tereddüde yer vermeyecek biçimde açılayan irade beyanına sarih (açık) irade beyanı denirSöz yazı ya da bir işaretle yapılabilir
Hukuki netice hakkındaki özlem ama arzuyu açıklamak için yapılan hareketin,bu hareketin yapıldığı hal ve şartları göz önünde tutularak anlaşılabiliyorsa irade beyanı zımni(örtülü) dür
Beyan arzusu hakta hukuki sonuca yönelmeksizin bir tavır irade beyanı gibi sonuç doğuruyorsa buna da irade karinesi denir
Susma kimi zaman irade beyanı kimi zamanda irade beyanı olarak sayılmazBilerek susuluyorsa davranış zımnen irade beyanı sayılırMuhatabın davranışı nasıl kabul edeceği ise güven teorisine kadar çözülürİrade beyanı sayılması için susanın huysuz arzuda ise susmaması ve susmayacak durumda olması gerekir
bbb)YöneltilenYöneltilmeyen İrade beyanları:
Yöneltilmesi muhatabın bu iradeyi öğrenmesi anlamındadırHukuki muamelenin çoğunluğu böyledirArzunun açıklanması yetmez beyanın zorunlu olan şahsa yöneltilmesi hukuki sonuç için şarttırFakat kimi muamelelerde de gereksizdir Vasiyet Hazırlama böyledirYöneltilmesi zorunlu olan irade beyanının muhataba vardığında hüküm ifade etmesi genel görüştürDoktrinde böyle olsa da Türkİsviçre hukukunda böyle değildir ve her hal için yerinde olmayacağı düşünülür
ccc)VasıtalıVasıtasız İrade Beyanları:
Bir kimsenin açıkladığı arzunun kendi sözleri ya da hareketleri dışında hiçbir şahsın araya girmesine lüzum kalmaksızın muhataba ulaştırılmasını açıklama eder Mektup telefon vasıtasız beyanlardırAraya bir şahsın fiili giriyorsa vasıtalı beyandır Haberci ile telgraf ile veya gazeteye bildiri yoluyla olan beyanlar vasıtalıdır
b)Hukuki Muamelenin geçerliliği için aranan koşullar:
aa)Her türlü hukuki muamelede aranan koşullar:
1)Hukuki Muamele Ehliyeti:Kişilerin ehliyeti kişiler hukukunda açıklanırHukuki muamele ehliyetinin esas şartı temyiz kudretine sahip olmaktır Temyiz kudreti akılcı surette hareket edebilme iktidarıdırYani kişinin davranışlarını öngörebilmesidirve bu öngörünün gerektirdiği biçimde davranmasıdırBuna sahip olmayan kişinin oluşturacağı yasal işlem geçerli değildir
Temyiz kudretine sahip olan kimsenin reşit olmaması ya da mahcur olduğu takdirde kendisini borç altına sokan bir muamelenin geçerli olması için kanuni temsilcisinin (veli,Vasi)kendisinin yaptığı bu işleme muvaffak etmesine veya bu muameleyi sonradan tasvip etmesine (icazetonaylama) bağlıdır
2)Yasal Muamele konusunun emredici hukuk kurallarına ulus düzenine genel ahlaka şahsiyet haklarına aykırı ya da imkansız olmaması gerekir
3)Hukuki muameleyi meydana getiren irade beyanı sıhhatli olmalıdırYani hata aldanma ya da ikrah (tehdit etme ) yüzünden sakat olmamalıdır
4)İrade Beyanı muvazaalı (önceden ayarlanmış)olmamalıdırMuamele yi yapmış belirmek lakin aslında muamelenin hiç hüküm doğurmamış olması konusunda anlaşmadır
bb)Bir Takım hukuki muameleler için aranan şartlar:
1)Geçerliliği şekle ast muameleler:Şekli kanun emrederse kanuni şekil ,taraflarca kararlaştırılırsa rızai iradi şekil söz konusu olurİrade gerekli şekle yan yapılamazsa muamele geçersiz olurHukuki muameleler için aranan başlıca şekil yazılı şekildirÜç türlüdür:
Bayağı yazılmış şekilde,irade yazılı şekilde açıklanırÖnemli olan irade beyanının sahibinin elle imzalamasıdır
Özel yazılmış şekil ,özelliği bir uçtan bir uca kadar irade sahibinin yazması gerekliliğidir(el yazısı) Vasiyetname böyledir
Devlete Ait yazılmış şekil ise irade beyanını taşıyan metnin resmi bir makam tarafından düzenlenmesi tarzındaki yazılı şekildir
2)Tasarruf muamelesinde tasarrufta bulunanın yasal muamele ehliyetinden başka tasarruf ettiği hakta tasarruf yetkisine sahip olması gerekirBu yetkinin olmaması durumunda bu muamele geçersizdir
3)İlli (sebebe tabi) tasarruf muamelelerinin geçerli olması apaçık buna esas teşkil eden geçerli bir borca girme işlemi bulunmasına bağlıdırBorçlanma işleminin geçersiz olması tasarruf muamelesinin de geçersiz olması sonucunu doğurur
4)Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde gabin (sömürme) bulunmaması gerekirTarafların yüklendikleri borçlarda açık oransızlık varsa bundan yararlananın öteki tarafın müzayaka (zorlama durum) halinde bulunmasını veya hiffetini (işi hafife almasını) yoksa tecrübesizliğini kullanıyorsa sözleşmenin geçersizdir
c)Bir Takım hukuki muamelelerde muamelenin hüküm doğurabilmesi için zorunlu tamamlayıcı unsurlar:
aa)Sürücü Ehliyeti noksanını giderici müsade veya icazet:Mümeyyiz küçük veya mümeyyiz kısıtlıların kendilerini borç altına sokan muamelelerin hüküm ifade etmesi için kanuni temsilcilerinin iznine ya da icazetine bağlıdırBöylece bunlar hüküm açıklama etmesini bütünleyici bir unsur olmaktadır
bb)Temsil yetkisinin eksikliğini giderici icazet:Vekil yetkili ise temsilcilik olunan için muamele işlemi kendisi yapmış gibi hüküm ifade ederYetkisiz ise temsil olunanı bağlamazAncak temsil olunan icazet vererek muameleyi benimseyebilirBöylece icazet geçmişe etkili biçimde netice doğurur
cc)Bir devlete ait makamın fiili:Bazı hukuki muamelelerin geçerli olması için bir devlete ait makamın fiili aranmıştırBir sözleşmenin hakim göre tasdiki bir vakfın tüzel karakter kazanması böyledir
dd)Geciktirici (taliki) şart:Koşul gelecekteki gerçekleşmesi beklenen lakin olup olmayacağı kararsız kesin olmayan bir olaydırBir muamelenin hüküm doğurması bir şarta bağlanmış ise o muameleyi geciktirici şarta bağlanmış muamele denir
ee)Geciktirici Vade:Bir hukuki muamelenin hükümlerinin doğması için kurucu unsurların gerçekleşmesinden sonra bir müddetin geçmesi gerekiyorsa o hukuki muameleye vadeye emrindeki muamele denir
3)Yasal Muamelelerin Unsurlarında Eksiklik ve Sakatlıklar:Hukuki Muamelenin Hükümsüzlüğü
Bir hukuki muamelenin kurucu unsurları yetkisiz ise o hukuki muamele ve onun hedeflediği ilişki hiç doğmamıştırBu hükümsüzlük hal,ne “yokluk denir
Kurucu unsurları tam lakin geçerlilik şartlarından biri eksik ise o muamele ile doğan ilişki ölü yada sakat doğarBu muamelenin “kesinkes hükümsüzlüğü demektirBuna “butlanda denirİlişkinin sakat olarak doğmasında ise ya sakatlık giderilip ilişki yaşatılmaya çalışılır veya sakatlık yüzünden muameleyi hükümsüzleştirebilirBu duruma iptal kabiliyeti veya iptal edilebilirlik denir
Kurucu unsurlar tam geçerlilik şartları tam fakat tamamlayıcı unsurlar yetersiz ise yasal muamele hüküm ifade etmezTamamlanmamış bu muamelenin bu hükümsüzlük haline noksanlık denir
Ara Sıra hükümsüzlük muamele sonuçlarının bazı kimselere karşısında ileri sürülememesi tarzındadır
Değişik Hükümsüz Halleri:
a)Sefalet:Kurucu unsurların işlenmiş olmaması haklinde muamele varlık kazanamaz ve yasal ilişki kurulamazOrtada hukuki muamele “ değil tur
b)Belirli hükümsüzlük(butlan):Kurucu unsurları hazır kamu düzenini ilgilendirecek olan geçerlilik şartları gerçekleşmemiş ise muamele batıldırKesin olarak hükümsüzdürBazen de yasal muamelenin bir kısmını geçersiz öteki bir kısmını geçerli sayabilirBuna kısmi butlan denir
c)İptal edilebilirlik:Bu hükümsüzlük hali dağıtılmış görünümlerde ortaya çıkabilirOrtak yanları muamelenin tam olarak hükümsüz olması için ihlal edilen geçerlilik şartı ile korunan tarafa bir iptal hakkı tanınmış olmasıdır
d)Noksanlık:Kurucu unsurları cilalı olan bir yasal işlemin hüküm ifade edebilmesi için bir unsurla tamamlanması gereken hallerde noksanlık laf konusu olur
e)Nisbi Etkisizlik:Bir tasarruf muamelesi ile meydana gelen değişikliğin bir takım sebeplerle bazı kişilere karşısında ileri sürülememesi değişikliğin onlara karşısında etkin olamaması halinde nisbi etkisizlik laf konusu olur
II) Hakların iktisab ediliş tarzı
1)Aslen İktisab:
Bir hakkın direkt birincil sahibi olarak iktisab edilmesine hakkın aslen iktisabı denirHak iktisab edildiği anda doğarAslen hak kazanılması hemen diğer birinin bu hakkı kaybedip kaybetmemesi ağırlık taşımazBir kimsenin sahipsiz bir malın mülkiyetini iktisap etmesi menkulde ihraz gayrı menkulde işgal adı bahşedilen fiillerle olurKanunda öngörülen şartlarla ve emin bir zamanın da geçmesi ile bir kimse mülkiyetin hakkını elde edebilirBuna kazandırıcı vakit aşımı denir
2)Devren İktisab:
Hakkın bir şahıstan diğerine geçmesi halinde yeni yargı sahibinin hakkı iktisab ediş tarzı devren iktisaptırDevren iktisabı irade ile intikal hallerinde “intikal deyimini ise daha geniş olarak iradeye dayanmayan halleri de kapsayacak şekilde kullanılır
Birinin sahip olduğu hakları bir başka kişiye devri o hak için öngörülmüş olunan tayin muamelesinin yapılması ile olurBuna cüz ’i intikal denirŞahsın malvarlığı aktifi ve pasifi ile birlikte tüm (kül) halinde intikal ederse buna da külli intikal denir
3)Tesisen İktisab:
Bir kişi sahip olduğu hakkı devretmeyip ,bu hakka dayanarak bir başkasına yeni bir adalet sağlarsa buna tesisen iktisab denir
III)Hakların Kaybediliş Tarzı:
Bir yargı bir şahıstan diğerine geçerken yeni yargı sahibi hakkı iktisab ederken eski hak sahibi hakkı kaybetmiş olurBu hallerde hakkın nisbi kaybı laf konusu olurBir hakkın kaybı hakkın adamakıllı ortadan kalkması sonucu olursa buna hakkın mutlak kaybı denir
Zamanın geçmesi bir hakkın sona ermesine doğrudan doğruya sebep olduğu hallerde vardırBunlara süreye emrindeki hak denirKimi durumlarda da hakkın düşmesi süreyle beraber hak sahibinin öngörülen süre içinde hareketsiz kalmasındandır(şuf ’a hakkı)Bu halde sürenin hak düşürücü süre olduğundan bahsedilir
Bazen de zamanın geçmesi ,o zaman içinde alacaklının alacağını edinmek hususunda tembel kalması yüzünden alacağın dava edilmesine engel olurBu halde zaman aşımı söz konusu olur
5)Hakların İktisabında İyiniyetin rolü:
I)Nesnel hüsnüniyet hakların kullanılması ve borçların ifasında dürüst davranmayı ,sübjektif hüsnüniyet bir hakkın kazanılmasında veya daha geniş bir açıklama ile bir hukuki etkinin sonucun meydana gelmesinde buna ait bir engeli bilmemeyi ifade ederMK mad3 ’de belirtilen hüsnüniyet durumun gerektirdiği özeni gösterdiği halde bir hakkın kazanılmasına ya da diğer bir yasal sonucun gerçekleşmesine ait bir engeli bilmemek şeklinde tanımlanabilir
II)İyiniyetin rolü:İyiniyet bir kimsenin iyiniyetli olmaması halinde karşılaşacağı bazı hukuki sonuçlardan korunmasını ve hukuki sonucun değişmemesini sağlar
III)İyiniyetin aranacağı kişi ve lahza:
A)İyiniyetin Aranacağı Kişi:
İyiniyet kanunun koruduğu şahısta aranırİyiniyetin koruyucu tesir yaptığı ,ilişkide başka şahıslar kadar temsil edilmiş ise ya da bu ilişkiye pat diye fazla şahıs aynı oranda katılıyorsa iyiniyetin kimlerde aranması gerektiği:
1)Temsil Halinde;korunmadan yararlanan şahıs bu ilişkide bir başka biri göre temsilcilik ediliyorsa ayrıca temsilcilik edilene,in hem de temsilcinin iyiniyeti aranır
2)Tüzel kişilerde iyiniyet bunun etkin olacağı ilişkilerde tüzel kişiyi temsilci yetkili organı oluşturan şahıslarda aranırBu şahıslardan birinin fena niyetli olması tüzel kişiliği kötü niyetli kılar
3) Tüzel Kişiliği bulunmayan şahıs topluluklarında;normal şirket gibi tüzel kişiliği bulunmayan fakat elbirliği ortaklığı ilişkisi içinde bulunan ve birlikte hareket etmeleri gereken bu herif topluluklarda herkeste iyiniyet aranır
B)İyiniyetin Aranacağı Lahza:
Belli sıfatı ile zilyedden bir menkul malın mülkiyetini iktisapta iyiniyet iktisap hemen;buna karşılık zamanaşımı ile iktisapta iyiniyet zamanaşımı süresince devam etmesi gerekirHukuki netice alındıktan sonra iyiniyet aranmaz
IV)İyiniyetin İspatı:
Koruyucu etkiden yararlanacak olan şahıs bunu ispatla mesul değildirOnun iyiniyetli olmadığını kanıt etmek ,o durumda bundan yararlanacak olan tarafa düşerKorunan şahsın engeli bildiği kanıt edilirse karine çürütülmüş olurAyrıca MK ’ da korunan şahsın eğer özen gösterseydi engeli öğrenebileceği yani engeli bilmesi gerektiğinin ispatı da yeterlidir
6)Hakların Kullanılması ve Dürüstlük Kuralına Uyma Zorunluluğu (tarafsız Hüsnüniyet)
I)Hak sahibinin hakkından yararlanması hakkı göstermek suretiyle olurHakkın kullanılışı hakkın sağladığı yetkilere tarafından değişirAyni hakların kullanılması hakkın eşya üstünde sağladığı hakimiyetin kullanılması ile olurYenilik doğuran haklar adalet sahibinin irade beyanında bulunması ile alacak hakları ise alacaklının borçludan borcunu yerine getirmeyi istemesiyle olur
II)Tüm hakların kullanılmasında dürüstlük kuralına uyulması zorunludurDürüstlük kuralı bir kimseden namuslu içten bir insan olarak beklenen davranışı açıklama eder
III)Hak sahibi hakkını kullanmada tamamen hür değildirHakkın bunların tanınmasındaki alâkalı olarak kullanılması gerekirBir hakkın amacına tutarsız olarak kullanılası dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz ve böylece o hak kötüye kullanılmış olur
Hakkın Kötüye Kullanıldığının Bildiren Unsurlar:
aa)Hakkın kullanılmasında meşruu bir fayda bulunması:
Bir hakkın adalet sahibine meşruu bir avantaj temin etmek için değil de bir başkasını zarara uğratmak zorlama duruma çökertmek ya da gayrı yasal gelir sağlamak üzere kullanılması halinde hak kötüye kullanılmış olur
bb)Hakkın kullanılmasının sağlayacağı fayda ile başkasına vereceği hasar aralarında fazla oransızlık olması
Kira akdinin sona ermesiyle kiracının evi terk etmesi gerekir fakat kiracı ağır hasta ve yer değiştirmesi yaşamsal tehlike içeriyorsa konut sahibinin terhis istemi hakkın kötüye kullanılmasıdır
cc)Kendi Ahlaka tutarsız davranışına dayanarak hak kullanılması
Şahsın karşısında tarafı oyalayarak bir zamanaşımı süresi ya da hak düşürücü süreyi geçirttikten sonra bunları savunması hakkın kötüye kullanılmasıdır
dd)Uyandırılan güvene tutarsız davranışta bulunulması
Bir hukuki ilişkide bir kimse davranışı ile karşısında tarafta esaslı bir güven uyandırdıktan sonra bundan böyle bu davranışına ve güvene aykırı bir tavır takınamazAksi takdirde bu tavır hakkın kötüye kullanılmasına yol açar
Hakkın Kötüye Kullanılmasının Sonucu(yaptırımı):
Hakkın kötüye kullanılmasının kanunen korunmasının her şeyden önce kötüye kullanılan hakka dayanan taleplerin ya da savunmaların nazara alınmaması biçiminde gerçekleşirBazen kötüye kullanılan haktan hasar gören kimseye bu zararını gidermek üzere bir dava hakkı tanınarak hakkı kötüye kullananın davranışı yaptırıma bağlanmış olurZararın önlenmesi zarar verici durumun giderilmesi davaları olabileceği gibi tazminat davası da olabilir
IV)Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağının Başvuru Formu Alanı
1)Kanunun yorumlanmasında ve boşlukların doldurulmasında
Hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığını iyi anlamak için dürüstlük kuralına bakıldığı gibi bu hakkı karşılayan kanun hükmünün yorumlanmasında da bu kurala bakılırYorumla anlamı tespit edilen hükmün uygulanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı ve böyle bir hükmün uygulanmasını istemenin hakkın kötüye kullanılması olduğu gibi durumlarda hakim söz konusu hükmü uygulamaması ve ortaya çıkan örtülü boşluğu doldurması gerekir
2)Kanuna Karşısında Hilenin Önlenmesinde:
Bir emredici hukuk kuralına tutarsız bir fiile ya da yasal işleme uygulanacak yaptırımı bertaraf etmek için hukuken caiz olan başka yollara başvurarak aynı hukuki sonuca ulaşmayı “kanuna karşı aldanma denirKanuna karşı hilenin yaptırımı aldatma ile amaçlanan kanuni korumadan yoksun olmaktırHükmün ilk elden ihlalinin yaptırımı ne ise kanuna karşı aldatma ile ihlalinin yaptırımı da odur
3)Hukuki İşlemin oluşması yorumlanması ve tamamlanmasında
a)Bir yasal muamelenin varlığının tayininde ve oluşan bir yasal işlemin yorumlanmasında önemli bir rol oynayan güven prensibi dürüstlük kuralına dayanır
aa)Bir şahsın bir davranışı dürüstlük kuralı uyarınca kendisine üretilmiş bir irade beyanı sayan kimseye,sözü geçen davranışın irade beyanı unsurlarını taşımasa deha irade beyanı gibi netice doğurur
bb)Hukuki muamelenin yorumunda da bir irade beyanına verilecek anlam muhatabın dürüstlük kuralına kadar bildiği veya bilmesi gereken tüm unsurları değerlendirerek vereceği amaç olarak kabul edilir
b)Yapılan açıklama ama yasal muameledeki hükümleri açıklarMeselenin çözümüne ait esaslar yasal muamelede yer almayabilirBu takdirde yasal muamelenin boşluğu söz konusu olurDoldurulası için kanunun değiştirme hukuk kurallarına başvurulması gerekirBu da yahut hakim dürüstlük kuralına göre tarafların farazi idaresini devir ederek doldurur
4)Borçların Doğumunda
a)Akit yapma zorunluluğuürüstlük kuralının bir kontrat yapılması gerektirdiği hallerde sözleşmeyi yapmaktan kaçmak hakkın kötüye kullanılmasıdır
b)Yan borçlar:Borç ilişkisinde taraflar veya kanun çoğu kez asli borçları düzenler fakat borç ilişkisi birtakım emrindeki borçların da doğmasını sağlarYan borçların bir kısmı muhafaza ve koruma amacı güder(spor gösterisi aranjör kuruluşun güvenliği sağlaması)Bir Takım hallerde ast borçlar bir husus bildirme yükümü tarzında ortaya çıkar (alacaklının alacağını almaktan kaçındığı için borcunu tevdi etmesi) Bir yasal muamele ile ilgili belgeleri sağlama yükümlüğü de dürüstlük kuralına dayanan bir yan borç olabilirBazı şartlar altında işbirliğinde katılmak yükümü de alt borç sayılabilirYan borçların bir kısmı asli borcun ifasına takviye ederler bağımsız nitelikleri yokturBunlara uyulmaması asli borcun ifa edilmemesi sonucunu doğururBunlar bağımlı bağlı borçlardırDiğer bir kısım ise borcun ifasına değil amacın ulaşmasına takviye ederlerBunlar bağımsız emrindeki borçlardır
c)Sözleşme görüşmelerinde içten davranma borcu:Akdin yapılması veya şartlarının tespiti hususundaki kararlara tesir edecek hususlar hakkında birbirlerine data verme mükellefiyeti
d)Tutum Yükümlülükleri
ata verme dikkat bakış yükümlülükleri haricen temasa geçtiği karşı tarafı zarardan koruma yükümlülüğü de yükler
5)Sözleşmelerde Değişiklik Yapılması veya Sözleşmenin Sona Erdirilmesinde:
Kesintisiz borç ilişkilerinde sonra ortaya meydana çıkan sebepler üstüne değişen duruma göre ayarlanması ya da sona erdirilmesi bazı ilişkilerde kanunla öngörülür(haklı sebeple fesih hakkı)Bu temelini dürüstlük kuralında bulur
V)Medeni Kanunun 2Maddesinin Uygulanmasında Göz önünde Tutulması Gereken Hususlar
Dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı kanun hükümlerinin katı uygulanmasının götüreceği adalete hakkaniyete ve etik anlayışına tutarsız yaşam ihtiyaçlarına yerinde sonuçları önleyecek bir genel kaide bir esas hukuk ilkesi niteliğindedir
7)Hakların Korunması:
Yargı sahibinin hakkı bu hakka aktarmak zorunda olanlar kadar ihlal edilince ortaya hakkın korunması meselesi çıkarHak sahibini hakkını korumak için sahip olduğu esas yetki hakkına riayet edilmesini talep yetkisidirBu hakka riayet edilmezse gözetmek için başvurulacak temel yol hakkı ihlal edene hakka uymasını emredecek bir yargı hükmü elde etmek için dava açmaktır
Eğer ihlal eden kişi gönül rızası ile yerine getirmezse hak sahibi cebri icra yoluna başvurur Bazı durumlarda ise adalet sahibine istisnaen kendi gücünü kullanarak hakkını koruma imkanı tanınmıştırHer şeye karşın hakka riayet sağlanmazsa ya da sağlanıp da adalet sahibi zarara uğramışsa da adalet sahibi için zararın tazmini isteme hakkı doğar *
 
Hukuki olaylar, hukuki fiiller ve hukuki muamele kavramları hukuk sisteminde önemli bir yere sahiptir. Hukuki olaylar, hukukun neticelendirdiği durumları ifade eder. Öte yandan, hukuki fiiller insanın kendi iradesiyle gerçekleştirdiği eylemleri temsil eder. Hileli fiiller ise hukuka aykırı veya genel ahlaka aykırı davranışları ifade eder. Yasal muamelelerde ise hukuka uygun fiillerde hukuk, failin arzusuna göre bir sonuç doğmasını sağlar. Bu tür durumlara yasal muamele denir.

Hukuki işlemlerde zorunlu irade beyanı adedi açısından; tek yönlü hukuki muameleler, karşılıklı yasal muameleler, kararlar ve müşterek hukuki muameleler gibi çeşitler bulunmaktadır. Ayrıca irade beyanının bir şahsa yöneltilip yöneltilmemesine göre değerlendirilen yasal muameleler vardır. Etki bakımından ise kişisel ve malvarlığını ilgilendiren muameleler şeklinde ayrılır.

Yasal muamelelerin unsurları arasında en temel unsur irade beyanıdır. İrade beyanının seçilmesindeki unsurlar, sarih ve zımni irade beyanları gibi farklı türlerde tanımlanabilir. İyiniyetin rolü, hukuki işlemlerin yapılması, yorumlanması ve tamamlanmasında önemli bir etkendir. İyiniyet, bir kimsenin haklarını koruması ve dürüst davranması gerektiğini ifade eder.

Hakkın kötüye kullanılması durumunda yasal işlemlerin hükümsüzlüğü, butlan, iptal edilebilirlik gibi farklı durumlar ortaya çıkabilir. Dürüstlük kuralı ve hakların korunması, hukukun işleyişi ve adaletin sağlanması açısından önemlidir.

Hukuki kavramlar, muameleler ve işlemler üzerinde dururken, hukuk sistemini doğru anlamak ve uygulamak için bu temel bilgilerin önemli olduğunu unutmamak gerekir.
 
Geri
Üst