AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hitit İnanışları

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.379
Tepkime puanı
1
Puan
1
Hitit İnanışları nedir
Hitit İnançları hakkında veri
Hitit İnançları nelerdir
Hitit İnanışları
Bu konu alışkanlık olduğu üzere Hitit Dini başlığı altında incelenir zaman zaman bu terminolojiyi biz de kullanırız, oysa bu konuyu, genel kuralları belirlenmiş, aynı yapılı olan bir din olmadığı için, Hitit İnançları başlığı altında tahlil etmek daha doğrudur Hititler, şayet de Anadolu nun o dönemdeki mozaiğinden olsa lüzum, her topluluğun Tanrısını benimsemiş, fazla geniş bir panteon yaratmıştır Bu yüzden olsa lüzum tabletlerde Hatti Ülkesi nin bin tanrısı deyimi geçer Yazılıkaya daki tanrılar geçidi de bu konu hakkında epeyce iyi data vermektedir Oysa tanrı isimlerinin bir çoğu bize yapılan anlaşmalarda tanrıların tanıklığı bölümlerinden ulaşmaktadır Hititler, Eski Krallık döneminde HintAvrupa ve Hatti kökenli tanrıları benimserlerken, daha sonraları Hurri, hatta Mezopotamya kökenli tanrıları da benimsemişlerdir Hititler de Mezopotamya tanrıçası İştar da farklı alanlara yönlendirilmiş adlarla anılmakta ve büyük tartma taşımaktaydı bununla beraber aynı kökenden suların tanrısı Ea ve Damnika, Güneş tanrısı Şamaş ve karısı Aya ve Ay tanrısı Sin, Hitit panteonunda yer almışlardır Bu tanrılar keza şahiliğin gerektiği yerlerde yer almışlardır Hititler de tanrılar adamakıllı insanlar gibi düşünülmüştür; buna kadar tanrılar insanlara ait duyguları yaşayabilmekte, hatta acıkmakta, susamakta ve hastalanmaktadırlar Bu tanrılardan büyük bölümü lokal ve değişik topluluklara ait tanrılardır Bu dönemde Hurri, Luwi, Pala, Hatti ve Mezopotamya tanrıları çoğunluktadır Tanrılar ne dek çok olurlarsa olsunlar gerçekte belirli özellikleri karşılıklı olan tanrılardır Öteki bir deyişle, bambaşka isimlerde benzer özellikleri taşırlar Bu bağlamda belli başlı tanrı özelliklerini ortaya koyabiliriz Hitit inançlarını konu başlıkları halinde incelemek daha içten olacaktır
HİTİTLER İN TANRILARI
Gök TanrıKasırga Tanrısı Hitit panteonunda en manâlı tanrı şüphesiz Gök Tanrı idi Yerel olarak değişik isimlerle çağrılan bu tanrı Hatti dilinde Taru , Hurri dilinde Teşup , Hitit dilinde ise Tarhu,Tarhuna veya Tarhunt diye adlandırılıyordu Aslında Hititler geldiklerinde , Hint Avrupa kökenli bir tanrıları vardı Şiu ismindeki bu tanrı, Yunanca Zeus ve Latince Deus,dii sözcükleri ile benzer kökendendi Bu kök ayrıca tanrı hem de gün ışığı , ışıldamak gibi anlamlara da sahiptir Ancak zaman içinde Şiu özel tanrı ismi olmaktan çıkmış ve genel olarak tanrı anlamına gelmiştir Oysa Hititlerin de bir dönem, Luwiler gibi Hint Avrupa isimli başka tanrı isimlerini de korudukları zannedilmektedir
Tanrı nın isimleri ve sembolleri konusunda Akurgal da aşağıdaki alıntıyı almakta avantaj vardır : Baştanrı Hitit metinlerinde genelde Hatti Ülkesinin Gök Tanrısı , Göğün Tanrısı , Hattuşanın Tanrısı , Sarayın Tanrısı gibi adlarla anılmaktadır Hem Ordunun Göktanrısı , Yağmur Göktanrısı gibi adlandırmalara da rastlanmaktadır Bir tanrının hiyeroglif işareti ikiye bölünmüş bir elipsten oluşur Önce laf konusu sinyâl sonradan, gök tanrısı aramak isteniyorsa, ikiye bölünmüş elipsin altına W biçimli şimşek işareti yazılırdı ; ikisi pat diye gök tanrısı anlamına gelmektedir Gök tanrı ile dağlar, daha açıkçası dağ tanrıları, aralarında sembolik senet vardır Sahiden bunu dağların gökkubbeyi taşıdığı inancı ile birlikte koyulmak daha dürüst olacaktır Bu, daha sonra Yunan Mitolojisinde göreceğimiz Atlas efsanesinin ilk şekli olmalıdır Bir Hitit metninde, gök tanrının, dağ tanrılarının sembolize eden iki erkek figürü üstünde durması da bu görüşümüzü güçlendirmektedir Gök tanrının en kayda değer sembollerinden biri de boğadır Boğanın gök tanrıyı sembolize ettiği düşünülmektedir Alacahöyükte meydana çıkan bir kabartmada kral ve kraliçenin boğa heykeli önünde yaptığı hürmet duruşu da gerçekten gök tanrı ile ilintili olmalıdır Çatalhöyük deri, belki de daha eski çağlardan beri önemini koruyan bu amblem sonra Yunan Mitolojisinde Zeus un boğa kılığına girmesinde de karşımıza çıkacaktır Gök tanrısı aynı zamanda fırtına tanrısı idi Zaten Anadolu nun iklimini göz önünde bulundurursak vaktiyle daha sıcak olduğu düşünülüyorsa da fırtınaların ne değin önemli olduğu açıktır Hatta bir fırtına esnasında kral IIMurşili nin dilinin tutulduğunu öğreniyoruz : Birden hava bozdu Gök tanrısı korkunç bir şekilde gürledi ve ben ürktüm O süre ağzında söz azaldı ve söz kesiklik yaparak yukarı doğru çıktı Yıllar geçince bu düşlerimde de kendini duyurmaya başladı Bu düşlerden birinde tanrının eli bana değdi ve tavır gücümü bütünü ile yitirdim Geç dönemlerde , gök tanrısının bütün özellikleri Fırtına tanrısına geçmiş, Hurrilerin fırtına tanrısı Teşup da Hititler in gök tanrısına benzeyen bedel bir konuma yerleşmiştir Teşup için daha çok Toros ve güneyinde, Suriye ye kadar olan bölgede kült merkezleri vardı
Tanrıça
Hititlerde tanrı kadar tanrıça da önemlidir Zaten bunun izdüşümü olarak da Hitit toplumuna bayan erkeğe eş layık konumdadır Hitit Tanrıçası , Hattilerde Vuruşemu , Hurrilerde Hepat diye adlandırılmış tanrıçadır Hititlerde Arinna nın güneş tanrıçası , geç Hititlerde Kupaba olarak da geçmiştir (Kybele de büyük olasılıkla aynı inancın devamıdır ) Bu tanrıça isimleri tabletlerde bambaşka isimlerde geçseler de benzer özelliklere sahiplerdir Bilhassa Hurri etkisiyle, Teşup un panteona girmesiyle beraber Teşup un karısı tanrıça Hepat da kayda değer bir yer tutmaya başlamış, Hatta Arinna nın güneş tanrıçası ile benzer bir konuma gelmiştir Bir belgede şöyle denmektedir : Tüm ülkelerin kraliçesi efendin, Arinna nın güneş tanrıçası ! Hatti ülkesinde sen Arinna nın güneş tanrıçası adını alırsın, sedir ağacı ülkelerinde ise Hepat adını alırsın İlginçtir, yüzyıllar sonra Apuleius da böyle bir açıklama kullanacaktır Çoğu kabartmada Tanrı ve tanrıça yanyana eşdeğer önemde tanım edilmişlerdir Yazılıkaya da da bu tanrısal çiftin betimlemeleri vardır Bunun yanına bu çiftin oğulları da koruyucu tanrı olarak önemlidir Tanrıçalar arasında en önemlisi kuşkusuz Arinna nın güneş tanrıçasıdır Arinna kenti hakkında değişik varsayımlar vardır Fakat en kuvvetlisi ve arkeolojil delillere dayananı , Arinna nın Alacahöyük olduğudur Arinna nın güneş tanrıçası krallığın hayatında da önemlidir IIMurşili (MÖ13451315) uzun zamandan beri ihmalkârlık edilen bu kültü canlandırmış ve kazandığı zaferleri buna bağlamıştır: Ben majeste, babamın tahtına oturduğumda çevredeki bütün düşmanlar benimle savaşa giriştiler Oysa ben hiç bir düşman ülkesine karşı sefere çıkmadan önce Arinna kentinin güneş tanrıçası ile ilgili bayram törenlerini düzenledim ve ona seslendim: Arinna nın güneş tanrıçası! Benim efendim, benim yanıma aşağıya gel ve senin topraklarını elde etmek isteyen çevredeki düşman ülkeleri yok et! Ve Arinna nın güneş tanrıçası sözümü duydu ve bana geldi O vakit babamın tahtına oturur oturmaz, çevredeki düşman ülkeleri on yılda yendim ve onları yere vurdum Zamanla Hepat gibi diğer tanrıçalar da bu derece öneme sahip olmuşlar ve protokol de yerlerini almışlardır
Lokal Tanrılar
Hitiler in yerel tanrılara bakış açısı Ahmet Ünal ın Hitit Sarayındaki Entrikalar Hakkında Bir Fal Metni (bkz Litaratür) isimli çalışmasında açıkladığı metinlerde çok iyi gözükmektedir Bu bir fal metnidir ve olan olaylar hakkında tanrılara manzara sorulmaktadır (Fal konusu ileride ayrıntılı olarak işlenecektir) Bu metinde Arusna kenti tanrısı manâlı bir yer tutmaktadır Bu tanrıyı Ünal şöyle açıklamaktadır: Tapınağı, kültü ve kült personeli Arusna da yer alan, Hititlere oldukça tanıdık olmayan ve adı bilinmeyen bir tanrıdır Bu yabancılığa karşın büyük kralın hastalığı yüzünden Hitit sarayı onunla sıkı bir ilişki halindedir Çok alıngan ve nazlı bir tanrı olup, bu fal metninin yazılmasına o neden olmuştur Çünkü kralın hastalığı konusunda kendisine başvurulmamış, bu yüzden de gazaba gelmiştir Öfkelenmesinin başka bir nedeni de, kraliçeden bir rüya aracılığı ile istemiş olduğu altından çelenklerin aksesuarlarıyla birlikte kendisine verilmeyip, mabeyincinin evinde gizli tutulmasıdır Bundan dolayı,tanrının öfkesini yatıştırmak için kefaret verilmesi gerekmiş, büyük kralın tutulmuş olduğu hastalıktan kurtulduktan sonra, bir af dileme ayinine bulunma üzere bizzat Arusna ya gitmesi, fal aracıyla saptanmıştır Tüm bu çabalara rağmen tanrının öfkesi yatıştırılamamış ve görünüşe göre bu tanıdık olmayan tanrının kültünü tamamen bilmeyen Hititli rahipler, tanrının bakımını, ayinlerinin yapılmasını vs Arusna lı rahiplere bırakmak zorunda kalmışlardır bunun dışında diğer yerel tanrılar da olaylara kadar siklet kazanmışlardır
Hayvan tanrılar
Bunların açık havada Hitilerde hayvan biçimli (zoomorphique) tanrılar da vardır Hitilerde hayvan biçimli kaplar zoomorf tanrı düşüncesini kült aletleridir Kasırga tanrısının boğa ile sembolize edilmesinden dolayı boğa biçimli kaplar en önemlileridir Burada bir konu üstünde daha uzun uzadıya durmak gerekmektedir Kaynakçada belirttiğimiz bir çok yayında boğanın tanrının sembolü olduğu söylenmektedir Oysa bir Hitit metninde (IIMuwatalli nin duası) şöyle geçmektedir : Hatti nin Kasırga Tanrısının önünde yürüyen boğa Şeri, efendim, benim dua olarak bu sözlerimi tanrılara bildir! Efendiler, göğün ve yerin efendileri tanrılar bu sözlerimi ve duamı işitsinler Buradan anladığımıza tarafından boğa fırtına tanrısına eşlik etmekte ve tanrılarla insdanlar arasında aracılık yapmaktadır Bu Nedenle kabartmalarda gördüğümüz boğaya tapınma sahnesi de daha anlam kazanmaktadır Bu Yunan mitolijisindeki Hermes inkine benzer bir roldür Hem Ayıinsan biçimli figürler de Hitit sanatında yer almıştır Hitit sanatında garip bir figür de Sfenks tir Sfenks de Mısır kökenli olup Suriye yoluyla Hitit sanatına geçmiştir Kubaba Hitit tanrılarına uzun uzun isimleriyle yer vermemize karşın , Anadolu daki tarih sürekliliği açısından Kubaba üzerinde durmak gerekmektedir Büyük Hitit İmparatorluğu zamanından beri en manâlı merkezlerden diğer taraftan Kuzey Suriye de yer alan Kargamış olmuştur Bu dönemde Hitit krallık ailesinden vasal krallar kadar yöneytilen Kargamış, Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bir Geç Hitit Devleti olarak varlığını sürdürmüştür Bu merkezin en manâlı tanrçalarından dahası Kubaba dır Burada büyük hürmet görebilen Kubaba daha sonra Anadolu da Kybele adıyla yaşayacaktır
HİTİTLERDE ÖLÜLER KÜLTÜRÜ
İnsanların bedensel vücut ve ruhtan oluştuğu düşüncesi büyük olasılıkla Hititler de de vardı ve ruhun ölümden sonradan da varolduğu ve yeraltına gittiği düşünülmekteydi Hatta burada ölüye annesinin yol gösterdiği de düşünülmekteydi Muwatalli den sonraki tabletlerde de ölüm gününün anne günü diye anılması bu ilişkiyi göstermektedir Ruhlar insanlara ama rüyalar vasıtası ile gözükmekteydi Bunu dışarıya da ruhların ziyareti olasıydı Bilhassa kendilerine kurban sunulmayan veya adaletsizlik sonucu öldüğü düşünülen şahısların ruhları yaşayanları çoğu kez rahatsız etmekteydi Tabletlerden ölülere kurban sunulduğu da anlaşılmaktadır Ama tabletler başlıca krallardan sözettiği için bunun doğal olduğu düşünülebilir, çünkü kral öldükten daha sonra tanrı oluyordu ve tanrıya kurban arzetmek gerekliydi Bunun yanına halktan şahısların de ölüye kurban sundukları bilinmektedir Bu ölüleri yatıştırmak için olduğu gibi , Hitit ianaçlarına kadar günahlar babadan oğulakıza geçtiği için (benzer inanç Yunan mitolojisinde de vardır), günahlardan kurtulma nedeniyle da olabiliyordu
Gerçekte de Boğazköy vesikaları aralarında «Eğer Hattuşaş ta büyük bir hadise olursa,yani kral ve kraliçe tanrı olursa» etiketini taşıyan ölü metinleri ele geçmiştir Bu metinlere kadar kral ya da kraliçe tanrı olunca, büyükler onun için ağlamaya başlardı Anında bir sığır kurban edilir ve ruhu için de şarapla alkol kurbanı ibraz edilirdi Aynı günü akşamında tekrar bir keçi kesilir ve mevta bir arabaya konularak hususi surette kurulan bir çadıra götürülürdü Burada her tarafta kanlı kurban ve içki kurbanı yapılırdı Bundan sonradan tablet kırılmıştır Fakar diğer bir metinde ertesi günü ihtiyar kadınlar kavgalı bir ateşi şarapla söndürdüklerine tarafından, ölü geceleyin yakılmaktadır Yaşlı kadınlar ateşten kemik bakiyelerini toplayarak bunları içleri yağla içi doldurulmuş çömleklerin içine koymakta ve balahere bu kapları mabedde, ola ki de Yazılıkaya nın küçük galerisindeki hücrelerde muhafaza etmekte idiler Bu nesil törenlere sihirbaz anlamındaki ihtiyar kadının da eşlik ettiği olmaktaydı Ölüye sunulan eşyalar da çok zengin eşyalar olmayıp bazı süs eşyalarıydı
HİTİT MİTOLOJİSİ
Hitilerde eşsiz bir mitolojiden bahsetmek oldukça güçtür Hitit efsaneleri fazla dinç o bir şekilde Hurri, Hatti ve Mezopotamya etkisinde kalmıştır Hitilerden günümüze gelen efsanelerde bu tesir açık açık görülmektedir Ancak bir başka hakiki de Hitit efsanelerinin Yunan mitolojisine değin sürekliliğini koruduğudur Günümüze gelen başlıca Hitit mitoslarına göz atarsak bu etkileri daha iyi görebiliriz *
 
Hitit İnançları, Hitit medeniyetine ait dini inanç ve uygulamaları ifade etmektedir. Hitit İnançları genellikle Hititlerin, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden gelen farklı toplulukların tanrılarını benimseyerek geniş bir tanrı pantheonu oluşturduğu bilgisiyle tanımlanmaktadır. Hititlerin inanç yapısı, Mezopotamya, Hint-Avrupa, Hatti ve Hurri kökenli tanrılara sahip olmalarıyla karmaşık bir karaktere sahiptir.

Hitit İnançları, Gök Tanrı ve Kasırga Tanrısı olarak bilinen en önemli tanrılardan biri olan Tarhu, Tarhuna veya Tarhunt gibi farklı isimlerle anılan Gök Tanrı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Gök Tanrı, aynı zamanda fırtına tanrısı olarak da kabul edilmiştir ve Hitit inançlarında büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca, Hitit Tanrıçaları da önemli bir yere sahiptir ve Arinna'nın güneş tanrıçası gibi tanrıçalar, Hitit inanç dünyasında öne çıkmaktadır.

Hitit İnançları aynı zamanda lokal tanrılara da değinir. Arusna kenti tanrısı gibi yerel tanrılar da Hitit inançlarında önemli bir konuma sahiptir. Hayvan tanrılarının da Hitit inanç dünyasında yer aldığı bilinmektedir. Ölüler kültürü de Hitit İnançları içerisinde önemli bir yer tutar ve ölüleri yatıştırmak için çeşitli ritüeller ve kurbanlar gerçekleştirildiği bilinmektedir.

Hitit mitolojisi ise Hitit efsanelerinin farklı kültürlerden etkilenerek geliştiği ve Yunan mitolojisine de etki ettiği bilgisini içermektedir. Hitit mitolojisi, Hurri, Hatti ve Mezopotamya etkilerini barındırırken, Yunan mitolojisine uzanan bir süreklilik ortaya koymaktadır. Bu şekilde, Hitit İnançları ve mitolojisi, medeniyetin dinî ve kültürel yapılarını daha detaylı bir şekilde incelememizi sağlar.
 
Geri
Üst