AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hıristiyanlık Felsefesi Nedir?

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Hıristiyan Felsefesi,
Hıristiyanlık Felsefesi ,
Hıristiyan Felsefesi Kavramı
Hıristiyanlık Felsefesi Nedir?
Duşunce akımlarının temel hatlarını cizdiğimiz İlkcağın bu son doneminde yeni bir din, yeni bir orgut olarak Hıristiyanlıkortaya cıkmıştır Hıristiyanlık, kaynağı yonunden, Roma'daki ceşitli hellenistik tapınmalardan biridir
MO tahminen I yuzyılda hellenistik dinlerin Roma'da tutunmaya ve orgutlerini kurmaya başladıklarını gormuştuk Ancak Doğu'dan gelen bu dinsel akımlar, zamanla, Roma'nın resmi diniyle uyuşmazlığa duşmuştur Cunku Roma dini gittikce bir devlet dini durumuna gelmişti
Bir hellenistik dine bağlı olmak aynı zamanda resmi dinin cercevesinde kalmaya, imparatora karşı gerekli tapınmalarda bulunmaya bir engel oluşturmuyordu Romalıların bircok Tanrıların varlığını benimsemesi, ceşitli dinlere aynı zamanda bağlı olmayı kolaylaştırıyordu Ancak tum hellenistik dinlerin temelini, ruhun olumsuz olduğuduşunuşu oluşturur
İşte doğudan gelen dinlerin Roma'da kazandıkları buyuk etkinliğin nedenini, ozellikle bu noktada, yani bireye olmezliği vadetmelerinde aramak gerekir Oysa resmi Roma dini, bireylerin gelecekleri ile hic ilgilenmeyen soğuk bir devlet dini idi
Hellenistik dinlerde ruhun olumlu olmadığı duşuncesi, bir başka anlayışla da ilgili bulunmaktadır Bu dinlerde once olen sonra da tekrar dirilenbir Allah kabul edilir; yani ilkin olume yenilen Allah'ın, sonradan olumu yendiğine inanılır Boyle bir Allah'a inanan bir kişiye, belli torenlerden gectikten sonra, bu Allah'ın sonuna katılacağı, tıpkı onun gibi yeniden dirileceği vadedilir İşte tum hellenistik dinler icin ortak olan bu goruşler, ilk Hıristiyanlığın da karakteristiğini oluşturur
İlk Hıristiyanlığın başlangıcında iki ana fikir ile karşılaşıyoruz: Once olumun nedenini gunahta aramak gerekir Cunku insanlar gunah işlemekle Allah'tan uzaklaşmış, bu nedenle alın yazısına (kadere) katılamaz olmuş ve olume mahkUm edilmiştir İnsanın olumden kurtulabilmesi icin gunah işlememesi gerekir
Ne var ki insan yalnızca kendi olanaklarıyla ya da yalnızca kendi gucuyle gunahtan uzak duramaz İnsanın gunahtan kurtulması icin, Allah'ın şefaat(bağışlanma) edip onu gunahtan kurtarması gerekir Boylece Hıristiyanlığın ikinci ana fikrine gelmiş oluyoruz: Allah Îsanın varlığında insan şekline girmiştir Allah bir buyuk kahraman, bir buyuk imparator şeklinde gorunmemiş, aksine aşağılanan, yoksul ve zavallı bir insan biciminde gorunmuş (tecelli etmiş)tur
Bu zavallı insan biciminde Allah, pek cok hakaretlere uğramış, sonunda carmıha gerilerek olen bir insan olarak kendi olumunu algılamıştır Fakat olumunden uc gun sonra yeniden dirilmesiyle, Allah olmezliğini kanıtlamıştır İşte once olen sonra yeniden dirilen bu Allah'ın alın yazısına (mukadderatına) katılan bir insan, aynı onun gibi, olumden sonra yeniden dirilecektir
Bu goruşleri ile, oteki hellenistik dinlerle ortak duşunmekte olan Hıristiyanlığın, onlardan ayrılanyanları vardır Hıristiyanlık oteki hellenistik tapınmalardan, Allah'ın buyuk bir kişi varlığında değil de, İsa gibi zavallı bir insan da gorunmesi (tecelli etmesi) ile ayrılır Bu duşunce Hıristiyanlığın geniş bicimde yayılması icin can alıcı bir nokta olmuştur Bu goruş yardımıyla Hıristiyanlık, İlkcağın son donemlerinde buyuk olcude var olan işcisınıflarının dini olmak imkanını bulmuştur
Hıristiyanlığı oteki hellenistik tapınmalardan ayıran ikinci nokta, aslında yahudilikten alınmış olan, olumun gunahın bir sonucu olduğuduşuncesidir Evrenin iyi ve kotu guclerin bir savaş alanı olduğu, kotuluğun Allah'a karşı gelmekten doğduğu duşuncesine Hıristiyanlık oncesi donemlerde de rastlandığını biliyoruz Nitekim Yeni Eflatunculuk iyi ile kotuyu karşı karşıya getirmiş, iyi ve kotuyu Allah ile hicliğin bir karşıtlığı olarak duşunmuştur Hıristiyanlık ise savaşın Allahile Şeytanarasında gectiğini kabul eder
Hıristiyanlığı oteki hellenistik dinlerden ayıran ucuncu nokta, koku yine Yahudilikte olan, Hıristiyanlığa bağlı bir kişinin başka bir dine girme yasağıdır Yahudilik, İlkcağda inananları yalnızca kendisine bağlamak isteyen tek dindir Yahudilik oteki dinlerin Tanrılarını bir putolarak gorur
Başka bir deyişle: Yahudilik İlkcağda inananlarından yalnız Yahudi Allah'ına tapılmasını isteyen, onların başka Tanrılara inanmalarını yasaklayan tek tekelci dindir Yahudilik, cemaati sınırlı olan ve inananlarına belli ustunlukler tanıyan dar bir dindir Kucuk bir cemaate dayanan bu din, misyonerlik yapmaya, yani Yahudiliğe yeni insanlar kazandırmaya girişmemiştir Oysa Hıristiyanlık başlangıcından itibaren misyonerlikyapan bir dindir
Hıristiyanlık, aynı Yahudilik gibi, inananlarının başka Tanrılara tapınmalarını kesinlikle yasaklar Bu yasağın resmi Roma dinini de kapsadığı, Hıristiyanların imparatora tapınmalarını yasakladığı acıktır Sonraları buyuk bir sorun olan Roma devleti ile Hıristiyanlık arasındaki cekişmenin kaynağını bu Yasakta aramak gerekir
Roma dininin son zamanlarında imparatora tapınma gittikce artan bir onem kazanmış, boylece bu din, devleti, imparatorun kişiliğinde Allahlaştıran bir imparator dinidurumuna gelmiştir Oysa Hıristiyanlık, kendi Allah'ı konusundaki tekelciliği yuzunden, imparatora tapınma ve kurbanlar sunmayı başından beri yasaklamıştır
İki din arasındaki bu goruş ayrılığı, Roma devleti ile Hıristiyanlığın anlaşmazlığa duşmesine ve bunun sonunda Hıristiyanlarla ilgili kovuşturmayapılmasına yol acmıştır Ancak bu uygulama Hıristiyanlığı zayıflatacağı yerde busbutun guclendirmiştir Cunku pekcok inatcı din mazlumlarının ortaya cıkmasına neden olan bu uygulama sonunda, Hıristiyanlık direnc kazanmaya ve değerini, onemini kanıtlamaya fırsat bulmuştur
Onemli olan, bu uygulama sonunda Hıristiyanlığın sağlam ve koklu bir orgutlenmeyapmak zorunda kalmış olmasıdır Oysa oteki hellenistik dinlerden hicbiri bir kilise, bir ummet orgutu oluşturamamıştır Hıristiyanlık inananlarını cemaatler halinde orgutlemekle sanki devlet icin de devlet gibi bir guce kavuşmuştur Yeni dinin tumuyle bağımsız orgutu, devletin kendisine karşı cıkmasına neden olmuştur
Hıristiyanlığın orgutlenmesinin guclendiği bu donemde, Roma devlet orgutu gucunu yitirmeye başlamış bulunuyordu Varlığını surdurebilmek icin ağır girişimlerde bulunmak zorunda kalan imparatorluğun siyasal orgutu, birlik ve beraberliğinden cok şey yitirmişti
Roma devletinin cozulme doneminde Hıristiyanlık, gunden gune buyuyen bir guc olarak belirmiştir Sonuc olarak oyle bir an gelmiştir ki, Roma imparatorları Hıristiyanlık orgutuyle boğuşmaktan cayarak, bu orgute yaslanma gereği duymuştur Nitekim Hıristiyanlar konusunda en şiddetli ve en son uygulamayı yapan Diocletion'ın takipcisi (halefi) olan Konstantin, 300 yıllarında Hıristiyanların izlenmesine ait tum yasakları kaldırmak ve Hıristiyanlığı resmen tanımak zorunda kalmıştır Konstantin'in takipcisi Julianus Yeni Eflatunculuğa dayanarak Roma dinini yeniden canlandırmak istemişse de, bu girişiminde, bilineceği gibi, başarılı olamamıştır
Yeni dinde yayıncılıkdikkat cekici olmuştur Hıristiyanlık cercevesinde yapılan ilk yayının henuz felsefe ile ilgisi yoktur İlk Hıristiyan eserleri dort İncilkadrosu icinde yazılmış olup, aslında İsa'nın yaşam ve duşuncelerini acıklar Birincisi İsa'nın olumunden 30, dorduncusu 90 yıl sonra yazılmış olan dort İncil, kuşkusuz, İsa'nın duşuncelerini gercekci bicimde ele almayan, daha cok İsa'nın kişiliğine ve doktrinine duyulan inanctan kaynaklanan eserlerdir
Alıntı
 
Hıristiyanlık felsefesi, Hıristiyan inancının temel prensiplerini ve düşünce akımlarını içeren bir kavramdır. Hıristiyanlık, İsa Mesih'in öğretileri ve yaşamı etrafında şekillenen bir din olarak ortaya çıkmıştır. Bu din, özellikle Roma İmparatorluğu döneminde yayılmış ve etkisini geniş bir coğrafyaya yaymıştır.

İlkçağın son dönemlerinde, Roma İmparatorluğu'nda hüküm süren helenistik dinlerin etkisi altında, Hıristiyanlık doğuşunu gerçekleştirmiştir. Roma'da resmi din olan polytheism (çok tanrıcılık), devlet dini haline gelmiş ve bireylere geleceklerini umursamayan soğuk bir yapıya bürünmüştü. Bu durum, Doğu kökenli dinler ile Roma dininin karşı karşıya gelmesine neden olmuştur.

Hıristiyanlık, diğer helenistik dinlerden farklı olarak, ölümün günahın bir sonucu olarak algılanması ve insanın günahlardan kurtuluşu için Tanrı'nın şefkati ve bağışlaması gerektiği fikrini ön plana çıkarır. İsa Mesih'in insan suretinde Tanrı tarafından kurtarıcı olarak gönderildiği ve çarmıha gerilerek öldürüldükten sonra dirilerek insanların günahlarından kurtuluşunu sağladığına inanılır.

Hıristiyanlık, Yahudilikten bazı öğeleri alarak gelişmiştir. Örneğin, Yahudilikte olduğu gibi, Hıristiyanlık da tek Tanrı'ya tapınmayı ve diğer tanrılara inanmayı yasaklar. Bu durum, Roma dini ile çatışmaya ve Hıristiyanlara karşı ayrımcılığa sebep olmuştur. Ancak bu zulümler, Hıristiyanlığın dayanıklılığını artırmış ve örgütlenmesini güçlendirmiştir.

Hıristiyanlık, Roma İmparatorluğu'nun çözülme döneminde güçlenmiş ve giderek yayılmıştır. Roma İmparatorluğu'nun dini politikaları ile Hıristiyanlık arasındaki çatışma, sonunda Hıristiyanlığın güçlenmesine ve Roma İmparatorluğu'nun zayıflamasına yol açmıştır. Sonuç olarak, Roma İmparatorluğu, Hıristiyanlık ile çatışmaktan vazgeçerek Hıristiyanlığı resmen tanımak zorunda kalmıştır.

Hıristiyanlık felsefesi ve öğretileri, özellikle İsa Mesih'in yaşamı ve öğretileri etrafında şekillenmiş İnciller aracılığıyla yayılmıştır. İlk Hıristiyan eserleri, İsa'nın yaşamına ve öğretilerine odaklanmıştır ve Hıristiyan inancının temel taşlarını oluşturmuştur. Bu eserler, Hıristiyanlık düşüncesinin temellerini ve prensiplerini derinlemesine ele almıştır.
 
Geri
Üst