Hz. Âdemden beri gelen Allahın dini Hz. İsadan sonra nasıl bozuldu? Kim bozdu? Daha önce haram olan şeylerin helal edilmesi nasıl oldu? Üç tanrı inancı nereden geldi?
CEVAP: Fransızların Saint Paul dedikleri Bolüs=Paulus=Pavlos adında bir Yahudi, peygamber Yahudilerden gelmedi diye, İsevi görünüp, kendini din âlimi tanıttı. Hz. İsadan sonra ilk işi, hakiki İncili yok ettirmek oldu. İsa, Allahın oğlu dedi. Şarabı ve domuzu helal etti. Kıblelerini Kâbeden güneşin doğduğu tarafa döndürdü. Allah hem bir, hem üç dedi. Yahudi dönmesinin sözleri ilk yazılan dört İncile, özellikle Lukanın İnciline karıştı. Hz. İsanın sohbetinde bulunan, Hz. İsanın arkadaşı, yardımcısı yani Havarilerden olan Barnabas, Hz. İsadan işittiklerini doğru olarak yazdı. Fakat bozuk dört İncillere aldananlar, fırka fırka ayrıldı. Birbirine uymaz 72 fırka hasıl oldu. Pavlosun düşmanlığı anlaşılarak Kudüste iki kere hapsedildi. Sonra Romaya götürüldü. Neron tarafından orada başı kesildi.
Pavlosun hayatı incelenirse, hep Havarileri kötülediği ve onları gözden düşürmeye çalıştığı açıkça görülür. Pek çok Hıristiyan papazı, Pavlosu Hıristiyanlığın tek kurucusu kabul eder. Çünkü bu papazlara göre, Hz. İsa ve Havarileri iman ve ibadet bakımından Yahudiliğe, [Hz Musanın dinine] bağlı kalmışlardır. Pavlos buna karşı çıkmış, Yahudilikteki bütün ibadetleri terk ettirmiş, böylece Hz. İsa ve Havarilerin bildirdikleri dine zıt bir din ortaya çıkarmıştır. Bu din, Havari Petrusun, tebliğ etmeye çalıştığı Nasraniliğin dışında, Pavlosun fikirlerinden meydana gelen bir din oldu. Papazlar, Pavlosu, Aziz kabul etmektedir. Pavlosun yazdığı mektuplar Ahd-i cedidin sonunda, kutsal kitabın bir kısmını teşkil eder. Lukanın yazdığı Resullerin işleri kısmı, Pavlosun hal tercümesidir. Pavlosun yazdığı mektuplar da, dört İncile ayrılan yerden az değildir. Pavlosun bildirdiği şeylerin çoğu, Hıristiyanlığın iman esaslarını teşkil eder. Mesela der ki: (Günah, ruh ve beden için ölüm, Hz. Âdemin yasak olan meyveden yemesi ile başladı. Hz. Âdemin neslinden gelen bütün bebekler, bu günah pisliğine bulaşmış olarak doğdular. Tanrı, biricik oğlunu yeryüzüne gönderdi ve Hz. Âdemden beri gelen günahtan kurtardı.) Pavlos böyle saçma inançla Nasranilikten intikamını almıştır. Hıristiyanlar ise, ona hâlâ Resul Pavlos diyerek, onu Hıristiyan azizi kabul ederler. Hz. İsayı hiç görmemiş bir kimsenin sözleri ile, dinlerinin inanç ve ibadet esaslarını tespit ediyorlar. Böyle bir dinin de, Allahın gönderdiği en son ve en kâmil din olduğunu iddia edebiliyorlar.
İzhar-ül-hakta deniyor ki: Pavlosun çelişkileri çoktur. Resullerin işleri kitabında deniyor ki:
Onunla beraber yolculuk edenlerin nutku tutuldu. Sesi işitiyor ama kimseyi görmüyorlardı. (Bab 9/7)
Benimle beraber olanlar nuru gördüler. Ama bana söz söyleyenin sesini işitmediler. (Bab 22/9]
Bab 26da ise sesten hiç bahsedilmiyor. Yani üç ifade birbirini tutmuyor. Yine deniyor ki:
Rab ona dedi ki: Kalk şehre gir, ne yapman gerekiyorsa sana söylenecek. (Bab 9/ 6)
Rab bana: Kalk Şama git, orada ne yapılması gerekeceği sana söylenir. (Bab 22/10)
Kalk ayakta dur. Çünkü hem gördüğün şeylerde, seni şahit tayin etmek için sana göründüm. Seni, kendilerine göndereceğim milletlerden de kurtaracağım. (Bab 26/17,18)
9. ve 22. babdakilerden, onun yapacakları, şehre vardıktan sonra, kendisine açıklanacağı söylenmiş iken, 26. babdakilere göre, sesi işittiği yerde ne yapacağı kendisine söylenmiştir.
Nur görünce hepimiz yere düştük. (Bab 26/14)
Halbuki, 9/7 babda, onunla beraber bulunanların nutku tutulur, ses çıkaramaz olurlar. 22 babda ise, nutku tutulmak diye bir şey yok. Hıristiyan düşünürler, İncilleri bu çelişkilerden kurtarmaya çalışıyorlar!
CEVAP: Fransızların Saint Paul dedikleri Bolüs=Paulus=Pavlos adında bir Yahudi, peygamber Yahudilerden gelmedi diye, İsevi görünüp, kendini din âlimi tanıttı. Hz. İsadan sonra ilk işi, hakiki İncili yok ettirmek oldu. İsa, Allahın oğlu dedi. Şarabı ve domuzu helal etti. Kıblelerini Kâbeden güneşin doğduğu tarafa döndürdü. Allah hem bir, hem üç dedi. Yahudi dönmesinin sözleri ilk yazılan dört İncile, özellikle Lukanın İnciline karıştı. Hz. İsanın sohbetinde bulunan, Hz. İsanın arkadaşı, yardımcısı yani Havarilerden olan Barnabas, Hz. İsadan işittiklerini doğru olarak yazdı. Fakat bozuk dört İncillere aldananlar, fırka fırka ayrıldı. Birbirine uymaz 72 fırka hasıl oldu. Pavlosun düşmanlığı anlaşılarak Kudüste iki kere hapsedildi. Sonra Romaya götürüldü. Neron tarafından orada başı kesildi.
Pavlosun hayatı incelenirse, hep Havarileri kötülediği ve onları gözden düşürmeye çalıştığı açıkça görülür. Pek çok Hıristiyan papazı, Pavlosu Hıristiyanlığın tek kurucusu kabul eder. Çünkü bu papazlara göre, Hz. İsa ve Havarileri iman ve ibadet bakımından Yahudiliğe, [Hz Musanın dinine] bağlı kalmışlardır. Pavlos buna karşı çıkmış, Yahudilikteki bütün ibadetleri terk ettirmiş, böylece Hz. İsa ve Havarilerin bildirdikleri dine zıt bir din ortaya çıkarmıştır. Bu din, Havari Petrusun, tebliğ etmeye çalıştığı Nasraniliğin dışında, Pavlosun fikirlerinden meydana gelen bir din oldu. Papazlar, Pavlosu, Aziz kabul etmektedir. Pavlosun yazdığı mektuplar Ahd-i cedidin sonunda, kutsal kitabın bir kısmını teşkil eder. Lukanın yazdığı Resullerin işleri kısmı, Pavlosun hal tercümesidir. Pavlosun yazdığı mektuplar da, dört İncile ayrılan yerden az değildir. Pavlosun bildirdiği şeylerin çoğu, Hıristiyanlığın iman esaslarını teşkil eder. Mesela der ki: (Günah, ruh ve beden için ölüm, Hz. Âdemin yasak olan meyveden yemesi ile başladı. Hz. Âdemin neslinden gelen bütün bebekler, bu günah pisliğine bulaşmış olarak doğdular. Tanrı, biricik oğlunu yeryüzüne gönderdi ve Hz. Âdemden beri gelen günahtan kurtardı.) Pavlos böyle saçma inançla Nasranilikten intikamını almıştır. Hıristiyanlar ise, ona hâlâ Resul Pavlos diyerek, onu Hıristiyan azizi kabul ederler. Hz. İsayı hiç görmemiş bir kimsenin sözleri ile, dinlerinin inanç ve ibadet esaslarını tespit ediyorlar. Böyle bir dinin de, Allahın gönderdiği en son ve en kâmil din olduğunu iddia edebiliyorlar.
İzhar-ül-hakta deniyor ki: Pavlosun çelişkileri çoktur. Resullerin işleri kitabında deniyor ki:
Onunla beraber yolculuk edenlerin nutku tutuldu. Sesi işitiyor ama kimseyi görmüyorlardı. (Bab 9/7)
Benimle beraber olanlar nuru gördüler. Ama bana söz söyleyenin sesini işitmediler. (Bab 22/9]
Bab 26da ise sesten hiç bahsedilmiyor. Yani üç ifade birbirini tutmuyor. Yine deniyor ki:
Rab ona dedi ki: Kalk şehre gir, ne yapman gerekiyorsa sana söylenecek. (Bab 9/ 6)
Rab bana: Kalk Şama git, orada ne yapılması gerekeceği sana söylenir. (Bab 22/10)
Kalk ayakta dur. Çünkü hem gördüğün şeylerde, seni şahit tayin etmek için sana göründüm. Seni, kendilerine göndereceğim milletlerden de kurtaracağım. (Bab 26/17,18)
9. ve 22. babdakilerden, onun yapacakları, şehre vardıktan sonra, kendisine açıklanacağı söylenmiş iken, 26. babdakilere göre, sesi işittiği yerde ne yapacağı kendisine söylenmiştir.
Nur görünce hepimiz yere düştük. (Bab 26/14)
Halbuki, 9/7 babda, onunla beraber bulunanların nutku tutulur, ses çıkaramaz olurlar. 22 babda ise, nutku tutulmak diye bir şey yok. Hıristiyan düşünürler, İncilleri bu çelişkilerden kurtarmaya çalışıyorlar!