- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 265.238
- Çözümler
- 4
- Tepkime puanı
- 1
- Puan
- 38
- Konu Yazar
- #1
Hile nedir Borçlar Hukuku?
Hile, bir şey ile ilgili olarak bir kimseyi aldatmak, o şeyin niteliğiyle ilgili olarak yanıltıcı bilgi vererek kandırmak demektir. Türk borçlar hukukundaki hile ise, karşı tarafta yanlış bir kanaat uyandırarak sözleşmenin yapılmasını sağlamaktır.Hile aldatma nedir?
Aldatma (Hile) Aldatma, bir kimseyi bir irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten yanlış bir kanaat uyandırma veya esasen mevcut olan yanlış kanaati koruma ya da sürdürme fiilidir.Türk Borçlar Kanunu’na göre akit yapılırken iradenin hile ile fesada uğraması sebebiyle söz konusu ise sözleşme ne kadarlık sürede Feshedilmelidir?
Türk Borçlar Kanunu’na göre akit yapılırken iradenin hile ile fesada uğraması sebebiyle söz konusu ise sözleşme ne kadarlık sürede Feshedilmelidir?MADDE 39- Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.
Yanılma halleri nelerdir?
TBK ya göre bir saik yanılmasının esaslı yanılma yani temel yanılması sayılabilmesi için 4 unsurun birlikte olması gerekir. Bunlar: Saik yanılması, sübjektif unsur, objektif unsur ve karşı tarafça bilinebilirlik unsurudur. Bundan başka aracının yanılması durumu var.Aldatma nedir Borçlar Hukuku?
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 36. maddesinde yer alan aldatma, bir kimseyi belirli bir hususu yapmaya sevk etmek, o yönde bir irade açıklamasında bulunmasını sağlamak kastı ile o kimsede yanlış bir kanı uyandırmak ya da esasen var olan yanlış (hatalı) fikrinin devamını sağlamaktır.Hile nedir temel hukuk?
Hile nedir temel hukuk?Sözlükte “çare, maharet, kurnazlık” gibi anlamlara gelen hile hukuk dilinde, bir kimseyi istenen yönde bir irade beyanında bulundurmak için onda yanlış bir kanaat uyandırarak veya mevcut bulunan hatalı fikrin devamını sağlayarak yanıltmayı ifade eder.
Hanefiler ise, zorlanan (mükreh) kişinin nikahını geçerli saymışlardır. Bu görüşlerini Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, ‘Üç şeyin şakası da ciddidir, ciddisi de ciddidir; nikah, talak ve talaktan dönüş’ hadisine dayandırmakta, cebir ve şiddete maruz kalanı şaka yapan kimseye benzetmektedirler.