SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
- Konu Yazar
- #1
Hayriye Tuccarları Nedir? Hayriye Tuccarları Hakkında Bilgi
Hayriye Tuccarları
Osmanlı'da fetihler yoluyla kazanılan topraklar uzerinde, idari ve iktisadi acıdan koklu yapılanmalar vucuda gelmiştir Bunların gercekleştirilemediği durumlarda, fetihler kalıcı olamamıştır
İktisadi teşkilatlanmanın, en az idari yapılanma kadar onemli olduğunu, Hz Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine'ye hicret ettiğinde gostermiştir Siyerden oğrendiğimize gore; O'nun (sallallahu aleyhi ve sellem) Hicret'ten sonra ilk icraatlarından biri, Medine'de Musluman Pazarını kurmak olmuştu
Turklerin Anadolu'da kurdukları ilk medeni teşekkullerden birinin, ahiesnaf teşkilatının olması tesaduf değildir Osmanlı klasik doneminde, fetih siyasetinin bir gayesi de ticaret yollarının guvenliğini sağlamaya yonelikti Avrupalıların coğrafi ve ilmi keşifleri, bu siyasetin surdurulmesine engel olunca, Avrupa ticareti, Avrupa ordularının yapamadığını yapmış, Devleti Aliye'yi iceriden kuşatmıştı
Osmanlı'da Musluman teb'anın ticarette geri kalmasının sebeplerine dair pek cok goruş ileri surulmuştur Bunlar icerisinde onemli gorulenlerden bazıları şunlardır: MuslumanTurk nufus; geniş imparatorluk coğrafyasında ancak idari ve askeri teşkilat kurmaya yetmiştir MuslumanTurk nufusun, ata mesleği cobanlık dışında, ticari faaliyetlerden uzun sure uzak kalması yuzunden ticari alan gayrimuslimler ve yabancılar tarafından doldurulmuştur
Başka bir değerlendirmeye gore; Avrupa'nın benimsediği ticari ahlakın, Osmanlı ahlakına ters olması, Muslumanların ticarette geri kalmalarına yol acmıştı Rakibini mumkun her yolla saf dışı bırakma, ile yanıltma ve orantısız kar elde etme; Osmanlı ahlakına ve sosyal duzenine ters olduğundan caiz gorulmuyordu Klasik donemde ticarete konu olan iş kollarının gedik veya iltizam usuluyle satılması, rekabeti devlet gucuyle onlemeye yonelik bir uygulamaydı Bu konuda ileri surulen goruşlerin, az cok doğruluk payı bulunmakla birlikte, faiz, tuccar, ticaret ve para arasında İslam itikadı ve piyasa şartları acısından uyumlu bir formul geliştirmekte zorlanan İslam dunyasının bu meseleyi koklu bir cozume kavuşturduğunu soylemek zordur
Buna karşılık, Muslumanların ticarette geri kalmalarını onlemeye yonelik bazı tedbirler de alınmıştır:
Osmanlı Devleti'nde başlangıcta ticaret yapan uc grup insan vardı:
a) Muslumanlar,
b) Gayrimuslim Osmanlı vatandaşları,
c) Avrupa devletlerinden birinin himayesinde, kapitulasyonların sağladığı haklardan faydalanarak Osmanlı topraklarında ticaretle uğraşan yabancılar
3 Selim doneminde, bazı gayrimuslimlere Avrupa devletleriyle yapacakları ticareti kolaylaştırmak icin birtakım ayrıcalıklar sağlandı Bunlara ‘Beratlı Avrupa Tuccarı' adı verildi1 Bu ayrıcalık, yabancı tuccarlar karşısında zorlanan Musluman tuccarları daha da zor duruma duşurdu Musluman tuccarlar, Avrupa'yla ticaret yapabilmek icin, yabancı tuccarların veya Avrupa tuccarlarından birinin himayesi altında calışmak ve onlara bir nevi komisyon vermek zorunda kalıyordu Musluman tuccarların bu duruma yaptıkları itiraz kabul edilmiş; ancak 3 Selim durumu duzeltme fırsatı bulamamıştı Halefi Sultan 2 Mahmud ise, ekonomik hayatın canlanmasına katkı sağlamak ve ticari hayatta Musluman esnafın konumunu guclendirmek gayesiyle Hayriye Tuccarıadıyla yeni bir ticari sınıf oluşturmuştu
HAYRİYE TUCCARI BERATI
Klasik donem Osmanlı arşiv belgeleri, ait olduğu konular hakkında teferruatlı bilgiler ihtiva etmektedir Boyle bir belgede; Beyrut'ta oturan Hayriye Tuccarlarından Seyyid Derviş'in, Sultan Abdulmecid'in tahta gecişi sebebiyle yenilenen beratında, Hayriye tuccarlığı ile alakalı bazı bilgiler bulunmaktadır Allah'ın yardımıyla ulkenin imarı ve ticaretin genişlemesi mutlaka tuccarların durumlarının bir nizama bağlanmasına ve haklarının gozetilmesiyle birlikte bu konuda gerekli sebeplerin hazırlanması ve eksiklerin giderilmesine bağlıdırşeklinde, ticaretin onemine dikkat ceken berat; asıl gayenin, kara ve deniz yoluyla Avrupa, Acem ve Hindistan ticaretine yabancı olmayan ve ticaret mesleğine girmek isteyen Musluman tuccarların serbest ticaret yapmalarını sağlamak olduğuna vurgu yapmıştı
HAYRİYE TUCCARLIĞI NİZAMI
Tuccarlar kendi aralarından bir nefer şehbender (ticari ataşe) ve iki nefer muhtardan oluşan bir kurul sececektirHayriye tuccarı beratı, bu kurul tarafından yapılan araştırmaya gore; gercekten dindar, namusuna duşkun ve doğrulukları tecrube edilmiş Musluman tuccarlara verilecektir
Hayriye tuccarı iki adet hizmetcisiyle birlikte beratlı Avrupa tuccarlarının sahip oldukları ayrıcalıklara, fazlasıyla sahip olacaktır
HAYRİYE TUCCARINA SAĞLANAN İMTİYAZLAR
Hayriye tuccarının iki adamı, ticaret icin memleketin her yerine gitme ve oralarda ikamet etme hakkına sahip olacaktır
Avrupa tuccarından herhangi birinde olan alacakları yargı yoluyla tahsil edilecek ve yuzde ikiden fazla vergi alınmayacaktır
Hayriye tuccarı aleyhine acılan davalarda, bu tuccarların Ticaret Mahkemesi'ne getirilmeleri sırasında, zabıta tarafından itibarları korunacak; hapis cezaları Ticaret Nezareti'nce infaz edilecektir
Dini mahkemeleri ilgilendiren davaları, Ticarethanei Amire'de bulunan Umurı Nafia Muftusu'nun veya Şeyhulislam'ın huzurunda gorulecektir
Hesapları, ihracat ve ithalat durumları Ticaret Nezareti tarafından incelenecek, yabancı ulke vatandaşı tuccarlarla ilgili davaları İstanbul'a havale edilecektir
Hayriye tuccarları hangi devlet teb'ası tuccar ile anlaşmazlığa duşerlerse, iki devlet arasında yapılan sozleşmeler icra edilip bunun dışında işlem yapılmayacaktır
HAYRİYE TUCCARLARININ VERGİLERİ
Tuccarların kayıt altına alınmalarından maksat, ticaretlerine kolaylık sağlamaktı Hayriye tuccarlarının yabancı ulkelerden memleketine gonderdikleri emtia ve eşyadan İngiltere, Fransa, ve sair bazı dost devletler ile son olarak imzalanan ticaret muahedesi ve tanzim edilen tarife uzerinden girişlerinde;
İthalatta % 3 amediye (giriş), % 2 gumruk vergisi; ihracatta % 9 amediye, % 3 reftiye (cıkış) vergisi alınacaktır
Gumruk vergilerini odeyip eda tezkiresi alan tuccardan bir daha vergi talep edilmeyecektir Vergileri haksızlık ve eziyete uğramadan tahsil edilecektir
Deniz ticareti icin kiralayacakları veya inşa edecekleri gemiler icin Tersanei Amire nizamı icra edilecektir
Vergi usulsuzluğu yapmaları durumunda, tuccar ile birlikte şehbender ve muhtarları da cezalandırılacaktır
SİSTEMİN KORUNMASI İCİN ALINAN TEDBİRLER
Devleti Aliye'ye mensup şehbenderler, bulundukları ulkelerde, Hayriye tuccarlarına her turlu yardımı yapacaktır
Devletler arasında yururlukte olan ticari anlaşmalara aykırı olarak yolsuzluk yapanlar, Hayriye tuccarlığından cıkarılacaktır
İclerinden yolunun guzelliği, doğruluk ve dirayeti artarak devam edenler, dost ulkelerin iskelelerinde şehbenderlik gorevine tayin edilecektir
Vefat eden tuccarların dukkan, oda ve sair mulkleriyle eşyalarına, varisleri mevcut oldukca, devlet tarafından mudahale edilmeyecektir
Ehli fesad ve dedikodu ashabının şerlerinden korunmak icin tedbir alınacaktır Vefat eden tuccarın buyuk oğlu, ehil ve istekli olursa, babasının beratı kendisine verilecektir2
Metni sadeleştirilerek ve kısaltılarak verilen Hayriye Beratı; sistemin kuruluş nizamı, esnafın sahip olduğu hukuki ayrıcalıklar, vergi yukumlulukleri, devlet yardımları ve sistemin korunması konularında ihtiyac duyulan bilgilerin tamamına sahipti
HAYRİYE TUCCARLIĞI UYGULAMALARI
Belgelerden anlaşıldığına gore; Hayriye tuccarlarının sayısı sınırlı tutulmuştur İstanbul'da kırk; Şam, Halep, Kıbrıs, İzmir gibi ticaret merkezi sayılan şehirler icin onar kişilik kontenjan ayrılmıştır Bu kontenjanlar kısa surede dolmuş, sayıları İstanbul'da 60'a; diğer vilayetlerde 30'a cıkarılmıştır Onceleri sadece İstanbul'da tayin edilen bir şehbender ve iki muhtardan oluşan kurulun yetersiz kalması uzerine, onemli merkezlerde Ticaret Meclisleri kurulmuş, Hayriye tuccarlarına ait işlemler bunlara havale edilmiştir3 Hayriye tuccarların alacaklarının tahsili konusunda, devletin fevkalade gayret gosterdiğini soylemek mumkundur Zaman zaman Hayriye tuccarının devlete olan borclarına erteleme getirilmiştir Onemli sayıda Hayriye tuccarının gemi satın aldığı, yine kendilerine verilen emri sefinelerden anlaşılmaktadır4
Berat metninde bilhassa vurgulandığı gibi, Hayriye tuccarlığı cok şerefli bir unvandı Zira ummetin ahlakca en iyileri ve şerefce en yuksekleri arasından secilmeleri kanun gereğiydi Tuccarların şereflerini kıracak muameleden kacınılması icin, taşra yoneticileri sıklıkla uyarılmıştı Maliye meclislerine uye tayin edilmeleri, yabancı ulkelerde şehbender olarak gorevlendirilmeleri, mahkemelerde şuhudu'lhal uyeleri arasında bulunmaları, başarılı gorulen tuccarın devlet nişanı ile mukafatlandırılması, Hayriye tuccarına atfedilen onemin birer gostergesiydi Mesela Bursalı Hayriye Tuccarlarından Hoca Sadem'e kaliteli ipek urettiği icin nişan verilmişti5 Hayriye tuccarlarından arasında ilim sahipleri de vardı Hayriye Tuccarından Giritli Serverzade Mehmed Bey'in ticari muamelelere dair hazırladığı risale; Turkce, Rumca ve Ermenice neşredilmişti6
Harp ve kriz zamanlarında devletin Galata bankerlerinden yuksek faizle borc almak zorunda kalması, Osmanlı sultanları icin onur kırıcı olmalıydı Projede acıkca beyan edilmese de, devleti bunların elinden kurtarma gibi ikinci bir niyetin varlığından soz etmek de mumkundur Onceden ekseriyetle Rum tuccarların elinde olan askeri erzak muteahhitliği, Hayriye tuccarlarına verildi Bu kalem, ticaret hacmi acısından oldukca onemliydi Aynı şekilde Anadolu oşurlerinin İstanbul'a nakil işi de Hayriye tuccarlarına ihale edildi7 Onemli ticaret kalemlerinden olan tuz yataklarının ihale edildiği Hayriye tuccarlarının zamanla sermayelerini artırdıkları, bazı vilayetlerde madencilik işine girmelerinden anlaşılmaktaydı8
Bu insanlara Hayriye tuccarıisminin verilmesi, eski zenginlerin hayır ve hasenat ile tanınmış olmalarının yanında, kendilerine bazı hayır işlerinin havale edildiğini gostermekteydi Sozgelimi Hayriye Tuccarından İsmail Yazıcı, Varna'nın Balcık kasabasında on bir hucreli bir medrese yaptırmıştı9 Gunumuzde de hayırsever işadamlarının dunyanın dort bir yanında, durust iş ahlakıyla yaptıkları yatırımlar ve actıkları okullar, bu anlayışla paralellik arz etmektedir
1838 Osmanlıİngiliz Ticaret Anlaşması, Hayriye tuccarlarının rekabet etme guclerini zayıflatan maddeler ihtiva etmekteydi Bu anlaşmayla Hayriye tuccarlarının ihracat vergileri artırılırken, yabancı uyruklu tuccarlara, vergileri duşurulerek, perakende ticaret hakkı verilmişti Sermayesi, gucu ve tecrubesi sınırlı olan Hayriye tuccarları bunlarla rekabette zorlanmıştı10
1810'lu yıllarda ihdas edildiği duşunulen Hayriye tuccarlığı, Sultan Aziz'e yapılan darbe sonrasında yururlukten kaldırıldı (1876) Bunu, başarısızlıktan cok, siyasi sebeplerde aramak daha doğru olur Her şeye rağmen Hayriye tuccarlığı istikbale guzel hatıralar ve onemli fikirler bıraktı Avrupalı tuccarın ve azınlıkların tekeline gecmiş olan ticarette, Muslumanların ağırlığını artırmak ve milli ticaretin alt yapısını hazırlamak fikriyle teşkil edilen Hayriye tuccarlığı, 2 Meşrutiyet sonrasında ortaya atılan milli iktisat duşuncesinin ilk adımını oluşturmuştur
Son olarak; sistemin yetişmiş insan gucune yaptığı vurguya dikkat cekmek yerinde olur İslam nurunun yayılmasında Musluman tacirlerin ulaştığı coğrafyanın, İslam devletlerinin siyasi coğrafyasından cok daha geniş olmasının altında yatan sebebin anlaşılması icin buna ihtiyac vardır Tam yetki, tam sorumluluk anlayışıyla hazırlana Hayriye Beratı, bu yonuyle de dikkat cekicidir
Hayriye Tuccarları
Osmanlı'da fetihler yoluyla kazanılan topraklar uzerinde, idari ve iktisadi acıdan koklu yapılanmalar vucuda gelmiştir Bunların gercekleştirilemediği durumlarda, fetihler kalıcı olamamıştır
İktisadi teşkilatlanmanın, en az idari yapılanma kadar onemli olduğunu, Hz Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine'ye hicret ettiğinde gostermiştir Siyerden oğrendiğimize gore; O'nun (sallallahu aleyhi ve sellem) Hicret'ten sonra ilk icraatlarından biri, Medine'de Musluman Pazarını kurmak olmuştu
Turklerin Anadolu'da kurdukları ilk medeni teşekkullerden birinin, ahiesnaf teşkilatının olması tesaduf değildir Osmanlı klasik doneminde, fetih siyasetinin bir gayesi de ticaret yollarının guvenliğini sağlamaya yonelikti Avrupalıların coğrafi ve ilmi keşifleri, bu siyasetin surdurulmesine engel olunca, Avrupa ticareti, Avrupa ordularının yapamadığını yapmış, Devleti Aliye'yi iceriden kuşatmıştı
Osmanlı'da Musluman teb'anın ticarette geri kalmasının sebeplerine dair pek cok goruş ileri surulmuştur Bunlar icerisinde onemli gorulenlerden bazıları şunlardır: MuslumanTurk nufus; geniş imparatorluk coğrafyasında ancak idari ve askeri teşkilat kurmaya yetmiştir MuslumanTurk nufusun, ata mesleği cobanlık dışında, ticari faaliyetlerden uzun sure uzak kalması yuzunden ticari alan gayrimuslimler ve yabancılar tarafından doldurulmuştur
Başka bir değerlendirmeye gore; Avrupa'nın benimsediği ticari ahlakın, Osmanlı ahlakına ters olması, Muslumanların ticarette geri kalmalarına yol acmıştı Rakibini mumkun her yolla saf dışı bırakma, ile yanıltma ve orantısız kar elde etme; Osmanlı ahlakına ve sosyal duzenine ters olduğundan caiz gorulmuyordu Klasik donemde ticarete konu olan iş kollarının gedik veya iltizam usuluyle satılması, rekabeti devlet gucuyle onlemeye yonelik bir uygulamaydı Bu konuda ileri surulen goruşlerin, az cok doğruluk payı bulunmakla birlikte, faiz, tuccar, ticaret ve para arasında İslam itikadı ve piyasa şartları acısından uyumlu bir formul geliştirmekte zorlanan İslam dunyasının bu meseleyi koklu bir cozume kavuşturduğunu soylemek zordur
Buna karşılık, Muslumanların ticarette geri kalmalarını onlemeye yonelik bazı tedbirler de alınmıştır:
Osmanlı Devleti'nde başlangıcta ticaret yapan uc grup insan vardı:
a) Muslumanlar,
b) Gayrimuslim Osmanlı vatandaşları,
c) Avrupa devletlerinden birinin himayesinde, kapitulasyonların sağladığı haklardan faydalanarak Osmanlı topraklarında ticaretle uğraşan yabancılar
3 Selim doneminde, bazı gayrimuslimlere Avrupa devletleriyle yapacakları ticareti kolaylaştırmak icin birtakım ayrıcalıklar sağlandı Bunlara ‘Beratlı Avrupa Tuccarı' adı verildi1 Bu ayrıcalık, yabancı tuccarlar karşısında zorlanan Musluman tuccarları daha da zor duruma duşurdu Musluman tuccarlar, Avrupa'yla ticaret yapabilmek icin, yabancı tuccarların veya Avrupa tuccarlarından birinin himayesi altında calışmak ve onlara bir nevi komisyon vermek zorunda kalıyordu Musluman tuccarların bu duruma yaptıkları itiraz kabul edilmiş; ancak 3 Selim durumu duzeltme fırsatı bulamamıştı Halefi Sultan 2 Mahmud ise, ekonomik hayatın canlanmasına katkı sağlamak ve ticari hayatta Musluman esnafın konumunu guclendirmek gayesiyle Hayriye Tuccarıadıyla yeni bir ticari sınıf oluşturmuştu
HAYRİYE TUCCARI BERATI
Klasik donem Osmanlı arşiv belgeleri, ait olduğu konular hakkında teferruatlı bilgiler ihtiva etmektedir Boyle bir belgede; Beyrut'ta oturan Hayriye Tuccarlarından Seyyid Derviş'in, Sultan Abdulmecid'in tahta gecişi sebebiyle yenilenen beratında, Hayriye tuccarlığı ile alakalı bazı bilgiler bulunmaktadır Allah'ın yardımıyla ulkenin imarı ve ticaretin genişlemesi mutlaka tuccarların durumlarının bir nizama bağlanmasına ve haklarının gozetilmesiyle birlikte bu konuda gerekli sebeplerin hazırlanması ve eksiklerin giderilmesine bağlıdırşeklinde, ticaretin onemine dikkat ceken berat; asıl gayenin, kara ve deniz yoluyla Avrupa, Acem ve Hindistan ticaretine yabancı olmayan ve ticaret mesleğine girmek isteyen Musluman tuccarların serbest ticaret yapmalarını sağlamak olduğuna vurgu yapmıştı
HAYRİYE TUCCARLIĞI NİZAMI
Tuccarlar kendi aralarından bir nefer şehbender (ticari ataşe) ve iki nefer muhtardan oluşan bir kurul sececektirHayriye tuccarı beratı, bu kurul tarafından yapılan araştırmaya gore; gercekten dindar, namusuna duşkun ve doğrulukları tecrube edilmiş Musluman tuccarlara verilecektir
Hayriye tuccarı iki adet hizmetcisiyle birlikte beratlı Avrupa tuccarlarının sahip oldukları ayrıcalıklara, fazlasıyla sahip olacaktır
HAYRİYE TUCCARINA SAĞLANAN İMTİYAZLAR
Hayriye tuccarının iki adamı, ticaret icin memleketin her yerine gitme ve oralarda ikamet etme hakkına sahip olacaktır
Avrupa tuccarından herhangi birinde olan alacakları yargı yoluyla tahsil edilecek ve yuzde ikiden fazla vergi alınmayacaktır
Hayriye tuccarı aleyhine acılan davalarda, bu tuccarların Ticaret Mahkemesi'ne getirilmeleri sırasında, zabıta tarafından itibarları korunacak; hapis cezaları Ticaret Nezareti'nce infaz edilecektir
Dini mahkemeleri ilgilendiren davaları, Ticarethanei Amire'de bulunan Umurı Nafia Muftusu'nun veya Şeyhulislam'ın huzurunda gorulecektir
Hesapları, ihracat ve ithalat durumları Ticaret Nezareti tarafından incelenecek, yabancı ulke vatandaşı tuccarlarla ilgili davaları İstanbul'a havale edilecektir
Hayriye tuccarları hangi devlet teb'ası tuccar ile anlaşmazlığa duşerlerse, iki devlet arasında yapılan sozleşmeler icra edilip bunun dışında işlem yapılmayacaktır
HAYRİYE TUCCARLARININ VERGİLERİ
Tuccarların kayıt altına alınmalarından maksat, ticaretlerine kolaylık sağlamaktı Hayriye tuccarlarının yabancı ulkelerden memleketine gonderdikleri emtia ve eşyadan İngiltere, Fransa, ve sair bazı dost devletler ile son olarak imzalanan ticaret muahedesi ve tanzim edilen tarife uzerinden girişlerinde;
İthalatta % 3 amediye (giriş), % 2 gumruk vergisi; ihracatta % 9 amediye, % 3 reftiye (cıkış) vergisi alınacaktır
Gumruk vergilerini odeyip eda tezkiresi alan tuccardan bir daha vergi talep edilmeyecektir Vergileri haksızlık ve eziyete uğramadan tahsil edilecektir
Deniz ticareti icin kiralayacakları veya inşa edecekleri gemiler icin Tersanei Amire nizamı icra edilecektir
Vergi usulsuzluğu yapmaları durumunda, tuccar ile birlikte şehbender ve muhtarları da cezalandırılacaktır
SİSTEMİN KORUNMASI İCİN ALINAN TEDBİRLER
Devleti Aliye'ye mensup şehbenderler, bulundukları ulkelerde, Hayriye tuccarlarına her turlu yardımı yapacaktır
Devletler arasında yururlukte olan ticari anlaşmalara aykırı olarak yolsuzluk yapanlar, Hayriye tuccarlığından cıkarılacaktır
İclerinden yolunun guzelliği, doğruluk ve dirayeti artarak devam edenler, dost ulkelerin iskelelerinde şehbenderlik gorevine tayin edilecektir
Vefat eden tuccarların dukkan, oda ve sair mulkleriyle eşyalarına, varisleri mevcut oldukca, devlet tarafından mudahale edilmeyecektir
Ehli fesad ve dedikodu ashabının şerlerinden korunmak icin tedbir alınacaktır Vefat eden tuccarın buyuk oğlu, ehil ve istekli olursa, babasının beratı kendisine verilecektir2
Metni sadeleştirilerek ve kısaltılarak verilen Hayriye Beratı; sistemin kuruluş nizamı, esnafın sahip olduğu hukuki ayrıcalıklar, vergi yukumlulukleri, devlet yardımları ve sistemin korunması konularında ihtiyac duyulan bilgilerin tamamına sahipti
HAYRİYE TUCCARLIĞI UYGULAMALARI
Belgelerden anlaşıldığına gore; Hayriye tuccarlarının sayısı sınırlı tutulmuştur İstanbul'da kırk; Şam, Halep, Kıbrıs, İzmir gibi ticaret merkezi sayılan şehirler icin onar kişilik kontenjan ayrılmıştır Bu kontenjanlar kısa surede dolmuş, sayıları İstanbul'da 60'a; diğer vilayetlerde 30'a cıkarılmıştır Onceleri sadece İstanbul'da tayin edilen bir şehbender ve iki muhtardan oluşan kurulun yetersiz kalması uzerine, onemli merkezlerde Ticaret Meclisleri kurulmuş, Hayriye tuccarlarına ait işlemler bunlara havale edilmiştir3 Hayriye tuccarların alacaklarının tahsili konusunda, devletin fevkalade gayret gosterdiğini soylemek mumkundur Zaman zaman Hayriye tuccarının devlete olan borclarına erteleme getirilmiştir Onemli sayıda Hayriye tuccarının gemi satın aldığı, yine kendilerine verilen emri sefinelerden anlaşılmaktadır4
Berat metninde bilhassa vurgulandığı gibi, Hayriye tuccarlığı cok şerefli bir unvandı Zira ummetin ahlakca en iyileri ve şerefce en yuksekleri arasından secilmeleri kanun gereğiydi Tuccarların şereflerini kıracak muameleden kacınılması icin, taşra yoneticileri sıklıkla uyarılmıştı Maliye meclislerine uye tayin edilmeleri, yabancı ulkelerde şehbender olarak gorevlendirilmeleri, mahkemelerde şuhudu'lhal uyeleri arasında bulunmaları, başarılı gorulen tuccarın devlet nişanı ile mukafatlandırılması, Hayriye tuccarına atfedilen onemin birer gostergesiydi Mesela Bursalı Hayriye Tuccarlarından Hoca Sadem'e kaliteli ipek urettiği icin nişan verilmişti5 Hayriye tuccarlarından arasında ilim sahipleri de vardı Hayriye Tuccarından Giritli Serverzade Mehmed Bey'in ticari muamelelere dair hazırladığı risale; Turkce, Rumca ve Ermenice neşredilmişti6
Harp ve kriz zamanlarında devletin Galata bankerlerinden yuksek faizle borc almak zorunda kalması, Osmanlı sultanları icin onur kırıcı olmalıydı Projede acıkca beyan edilmese de, devleti bunların elinden kurtarma gibi ikinci bir niyetin varlığından soz etmek de mumkundur Onceden ekseriyetle Rum tuccarların elinde olan askeri erzak muteahhitliği, Hayriye tuccarlarına verildi Bu kalem, ticaret hacmi acısından oldukca onemliydi Aynı şekilde Anadolu oşurlerinin İstanbul'a nakil işi de Hayriye tuccarlarına ihale edildi7 Onemli ticaret kalemlerinden olan tuz yataklarının ihale edildiği Hayriye tuccarlarının zamanla sermayelerini artırdıkları, bazı vilayetlerde madencilik işine girmelerinden anlaşılmaktaydı8
Bu insanlara Hayriye tuccarıisminin verilmesi, eski zenginlerin hayır ve hasenat ile tanınmış olmalarının yanında, kendilerine bazı hayır işlerinin havale edildiğini gostermekteydi Sozgelimi Hayriye Tuccarından İsmail Yazıcı, Varna'nın Balcık kasabasında on bir hucreli bir medrese yaptırmıştı9 Gunumuzde de hayırsever işadamlarının dunyanın dort bir yanında, durust iş ahlakıyla yaptıkları yatırımlar ve actıkları okullar, bu anlayışla paralellik arz etmektedir
1838 Osmanlıİngiliz Ticaret Anlaşması, Hayriye tuccarlarının rekabet etme guclerini zayıflatan maddeler ihtiva etmekteydi Bu anlaşmayla Hayriye tuccarlarının ihracat vergileri artırılırken, yabancı uyruklu tuccarlara, vergileri duşurulerek, perakende ticaret hakkı verilmişti Sermayesi, gucu ve tecrubesi sınırlı olan Hayriye tuccarları bunlarla rekabette zorlanmıştı10
1810'lu yıllarda ihdas edildiği duşunulen Hayriye tuccarlığı, Sultan Aziz'e yapılan darbe sonrasında yururlukten kaldırıldı (1876) Bunu, başarısızlıktan cok, siyasi sebeplerde aramak daha doğru olur Her şeye rağmen Hayriye tuccarlığı istikbale guzel hatıralar ve onemli fikirler bıraktı Avrupalı tuccarın ve azınlıkların tekeline gecmiş olan ticarette, Muslumanların ağırlığını artırmak ve milli ticaretin alt yapısını hazırlamak fikriyle teşkil edilen Hayriye tuccarlığı, 2 Meşrutiyet sonrasında ortaya atılan milli iktisat duşuncesinin ilk adımını oluşturmuştur
Son olarak; sistemin yetişmiş insan gucune yaptığı vurguya dikkat cekmek yerinde olur İslam nurunun yayılmasında Musluman tacirlerin ulaştığı coğrafyanın, İslam devletlerinin siyasi coğrafyasından cok daha geniş olmasının altında yatan sebebin anlaşılması icin buna ihtiyac vardır Tam yetki, tam sorumluluk anlayışıyla hazırlana Hayriye Beratı, bu yonuyle de dikkat cekicidir