- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 265.238
- Çözümler
- 4
- Tepkime puanı
- 1
- Puan
- 38
- Konu Yazar
- #1
gazeteci, yazar, şair, radyo ve televizyon programcısı
10 Mayıs 1942 tarihinde Kayseri’de doğdu. Kayseri Lisesi’ni bitirdi. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Sanayi Bölümü’nden mezun oldu.
1960 yılında gazeteciliğe başladı. Askerliğini Menemen Özel İhtisas Tabur’unda tamamladı. Askerlikten sonra Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden mezun oldu. Kayseri Belediye’sinin ilk Basın Yayın Müdürü olarak göreve başladı. Görevi sırasında Alparslan Türkeş’in Genel Başkanı olduğu Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)’nin ilk Kayseri teşkilatını kurdu. Bu yüzden siyasi irade tarafından Belediye Basın Yayın Müdürlüğü görevine son verildi. Kayseri’de, Milli Ülkü, Yeni Sabah, Orta Doğu, Millet (gazete) ve Erciyes Gazetesi’ni kurdu.
Ayrıca; Spor Kayseri, Kurultay ve Sel dergilerini yayınladı. Kayseri’de günlük olarak yayınlanmakta olan Erciyes Gazetesi’nin sahibi ve başyazarı.
2 Ekim 1992 tarihinde, 93.5 mhz fm bandından yayın yapan, Kayseri’nin ilk özel radyosu Star fm’i kurdu. Kayseri’deki bütün televizyonlarda sayısız siyasi ve edebi proğramları hazırladı ve yönetti.
Dr. Recep Doksat’tan Hipnotizma ve Spiritüalizm; Mehmet Mete’den Elektronik – yüksek frekans dersleri aldı. Sahibi olduğu Star Fm radyosu vericisinin power katını kendi yaptı. Bir süre, Mesmer metodu ile hipnoz uygulamalarında bulundu ve bunları günlük bir gazetede (Devrim Gazetesi-Kayseri-1962) dizi halinde yayınladı.
Mavi Gömlekliler isimli tiyatro eseri birçok kere sahneye kondu. Münih’teki Radio Liberty (Azatlık Radyosu)’nin Kazak, Özbek ve Uygur seksiyonlarında 1972’de skeç olarak yayınlandı. Çeşitli gazete ve dergilerde yüzlerce makale yazdı. Yurt içi ve yurt dışında onlarca ilmi ve siyasi konferans verdi.
1968 yılında ülkücü gençlerin katıldığı ve kamuoyunda ‘Komando Kampları’ diye adlandırılan Türkiye’nin ilk ülkücü eğitim kampını Kayseri’de kurdu. Bu ve daha sonraları kurduğu diğer üç kampta gençlerin teorik ve pratik eğitimlerine fiilen katıldı.
12 Eylül 1980 öncesinde 2 yıl süre ile MHP Kayseri İl Başkanlığı yaptı. Kayseri Akşam Lisesi’nde; 2 yıl edebiyat – kompozisyon ve felsefe öğretmenliği görevlerinde bulundu. Almanca ve İngilizce biliyor.
Aruz ve hece vezinleri ile yazdığı birçok şiiri tanınmış dergi, ansiklopedi ve antolojilerde yayınlandı. Bestekâr Erol Sayan tarafından mâhur makamında bestelenmiş bazıları ise TRT repertuvarında yer aldı.
1973 yılında Kayseri’de ilk ofset matbaayı, 2005 yılında da ilk web ofset gazete baskı sistemini kurdu. Türkiye’nin ilk ortokromatik film gazete sayfasını çeken horizantal yerli (57X82) repro kamerasını imal etti. (1973)
Hasan Sami Bolak, Basın Konseyi daimi üyesi ve Basın şeref kartı sahibidir. Kendisi gibi Basın Konseyi daimi üyesi Mevlüde Nevin’le evli. Beyhan, Fatih ve Nihan isimli üç çocuk sahibi.
Çocuklarından Beyhan ve Fatih de anne ve babaları gibi basın sektöründe. Beyhan Bolak Hisarlıgil mimari içerikli “TOL” dergisinin genel editörü, Fatih Bolak ise Erciyes Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü.
Hasan Sami Bolak’ın örnek dört şiiri:
SENDE GİTTİN SUDAN BAHANELERLE
Sen de gittin sudan bahanelerle Kırılmış kâsedir gururum artık Her gün selâmını göndersen bile Uyku tutmaz oldu huzurum artık! Sevgi boy vermezmiş yaban bağlarda Kurudu diktiğim güller ard arda Bir zaman şahinken ben şu dağlarda; Şimdi kanadımdan vurgunum artık! Gittiğinden beri kalmadı huzur Gözlerimde fer yok, gökyüzünde nur.. Sensiz bilmem nasıl mutlu olunur; Dibine karanlık bir mumum artık! Gönül avunmuyor, geçmiyor zaman Ne aşkın ateşi, ne de bir duman Bir kış ortasında kaldım ki aman Ne yaşım yanıyor, ne kurum artık! Yüzünde tel duvak, elinde kına Gelin olup gittin bir başkasına Kalsan… yıldızları verirdim sana Avutmaz gönlümü sürûrum artık! Sen de gittin sudan bahanelerle Neylesem kaderi yenmem nafile Can düşmanı oldum mesafelerle Seni sevmek benim kusurum artık!
ÖLÜMSÜZ
Geceler dursa, sürüp gitse doyumsuz öpüşün Yine kanmaz dudağım, ben sana açlık duyarım Uzatır ömrümü bir yan bakışın, bir gülüşün Seni dünyama ışık, gönlüme aysın sayarım.
Bana işkence verir göğsüne bir gül takışın Boşa geçmiş sanırım ömrümü, ben senden uzak. Büyüler gözlerinin gölgesi, baygın bakışın Gülüşün can suyu, sevgin ise görkemli konak!
Yüreğim sen’le kıpırdar, sana mahkûmdur elim Göremezsem seni bir gün, o gün öksüz olurum Seni ben böyle yürekten seviyorken güzelim Nice yıllar yaşarım, belki ölümsüz olurum!
Hasan Sami Bolak
GÜLÜ SOLMAZ SANILAN BAHÇE
Gülü solmaz sanılır bu ömür bahçesinin, Ebedi susmayacak nağmesi, bülbül sesinin!
Ne kadar sürse hayatın sonu bir gün gelecek Yeniden başlayan her şey yine bir gün bitecek,
Bitecek sevgilinin tatlı ılık merhabası, Bitecek, bahçede gül goncasının naz havası.
Azalır belki sanıp, gönlümüzün gamlarını Boşa bekler dururuz ilkbahar akşamlarını..
Ne hayâller avutur gönlü, ne tozpembe saray; Veremez gençliğimin hazzını sarhoş dolunay!
Bulanık ufkumuz artık… sona gelmiş gibiyiz Namazın vakti yakın… gitgide elmiş gibiyiz!
Hani canlar, hani can yoldaşımız sevgililer? Ne bu dünyâlara gelmiş, ne de gitmiş gibiler.
Görünüp, beş para etmezliği dünyâ malının Giderek anlaşılır kıymeti zeytin dalının!
Yaşarız ömrümüzün sendeleyen günlerini Derin özlem duyarak… yad ederek , dünlerini.
Kocamış gönlümüzün duygulu yağmurları az, Yumulan gözleri artık geceler korkutamaz!
Getirir fermanı bir gün ecelin zâlim atı Ve güneş battı mı başlar gecenin saltanatı!
Bir ömür öyle hayâllerle avuttun ki beni; Seni hâin, seni zâlim ve sefil dünya seni!
Koyacak noktayı, bardaktaki zemzem suyudur Doğuyorsan öleceksin, kaderin hükmü budur!
YABANGÜLÜM, KARDELENİM
Gök kubbenin yedi katı Erişilmez kulesin sen. Akşamüstü saltanatı, Güneşlerce şûlesin sen!
İşte sana sevdâ selim İstediğin başka ne var? Ben, elinde bir kadehim; İç, içebildiğin kadar!
Yabangülüm, kardelenim Gönlüm sende, sevgim sana İlk göz ağrım, son sevdiğim Umursayıp anlasana!
Yanlış yazmış kırılası Kader denen kalem bizi; Bizim gibi sevmeyenler Anlamazlar sevgimizi!
Farklı zaman diliminde Gelmiş olmak bir kusursa, Başka dünya ikliminde Tekrar doğmak mümkün olsa,
Elvedâ der, apar topar Hemen ölüp, nöbet savar Ve doğarım senin için; Gülüşün, gözlerin için!
Sonsuz aşkım, gerçek sevgim Yabangülüm, kardelenim Sevdim, demek ne zor sana Umursayıp anlasana!
Hasan Sami Bolak
10 Mayıs 1942 tarihinde Kayseri’de doğdu. Kayseri Lisesi’ni bitirdi. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Sanayi Bölümü’nden mezun oldu.
1960 yılında gazeteciliğe başladı. Askerliğini Menemen Özel İhtisas Tabur’unda tamamladı. Askerlikten sonra Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden mezun oldu. Kayseri Belediye’sinin ilk Basın Yayın Müdürü olarak göreve başladı. Görevi sırasında Alparslan Türkeş’in Genel Başkanı olduğu Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)’nin ilk Kayseri teşkilatını kurdu. Bu yüzden siyasi irade tarafından Belediye Basın Yayın Müdürlüğü görevine son verildi. Kayseri’de, Milli Ülkü, Yeni Sabah, Orta Doğu, Millet (gazete) ve Erciyes Gazetesi’ni kurdu.
Ayrıca; Spor Kayseri, Kurultay ve Sel dergilerini yayınladı. Kayseri’de günlük olarak yayınlanmakta olan Erciyes Gazetesi’nin sahibi ve başyazarı.
2 Ekim 1992 tarihinde, 93.5 mhz fm bandından yayın yapan, Kayseri’nin ilk özel radyosu Star fm’i kurdu. Kayseri’deki bütün televizyonlarda sayısız siyasi ve edebi proğramları hazırladı ve yönetti.
Dr. Recep Doksat’tan Hipnotizma ve Spiritüalizm; Mehmet Mete’den Elektronik – yüksek frekans dersleri aldı. Sahibi olduğu Star Fm radyosu vericisinin power katını kendi yaptı. Bir süre, Mesmer metodu ile hipnoz uygulamalarında bulundu ve bunları günlük bir gazetede (Devrim Gazetesi-Kayseri-1962) dizi halinde yayınladı.
Mavi Gömlekliler isimli tiyatro eseri birçok kere sahneye kondu. Münih’teki Radio Liberty (Azatlık Radyosu)’nin Kazak, Özbek ve Uygur seksiyonlarında 1972’de skeç olarak yayınlandı. Çeşitli gazete ve dergilerde yüzlerce makale yazdı. Yurt içi ve yurt dışında onlarca ilmi ve siyasi konferans verdi.
1968 yılında ülkücü gençlerin katıldığı ve kamuoyunda ‘Komando Kampları’ diye adlandırılan Türkiye’nin ilk ülkücü eğitim kampını Kayseri’de kurdu. Bu ve daha sonraları kurduğu diğer üç kampta gençlerin teorik ve pratik eğitimlerine fiilen katıldı.
12 Eylül 1980 öncesinde 2 yıl süre ile MHP Kayseri İl Başkanlığı yaptı. Kayseri Akşam Lisesi’nde; 2 yıl edebiyat – kompozisyon ve felsefe öğretmenliği görevlerinde bulundu. Almanca ve İngilizce biliyor.
Aruz ve hece vezinleri ile yazdığı birçok şiiri tanınmış dergi, ansiklopedi ve antolojilerde yayınlandı. Bestekâr Erol Sayan tarafından mâhur makamında bestelenmiş bazıları ise TRT repertuvarında yer aldı.
1973 yılında Kayseri’de ilk ofset matbaayı, 2005 yılında da ilk web ofset gazete baskı sistemini kurdu. Türkiye’nin ilk ortokromatik film gazete sayfasını çeken horizantal yerli (57X82) repro kamerasını imal etti. (1973)
Hasan Sami Bolak, Basın Konseyi daimi üyesi ve Basın şeref kartı sahibidir. Kendisi gibi Basın Konseyi daimi üyesi Mevlüde Nevin’le evli. Beyhan, Fatih ve Nihan isimli üç çocuk sahibi.
Çocuklarından Beyhan ve Fatih de anne ve babaları gibi basın sektöründe. Beyhan Bolak Hisarlıgil mimari içerikli “TOL” dergisinin genel editörü, Fatih Bolak ise Erciyes Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü.
Hasan Sami Bolak’ın örnek dört şiiri:
SENDE GİTTİN SUDAN BAHANELERLE
Sen de gittin sudan bahanelerle Kırılmış kâsedir gururum artık Her gün selâmını göndersen bile Uyku tutmaz oldu huzurum artık! Sevgi boy vermezmiş yaban bağlarda Kurudu diktiğim güller ard arda Bir zaman şahinken ben şu dağlarda; Şimdi kanadımdan vurgunum artık! Gittiğinden beri kalmadı huzur Gözlerimde fer yok, gökyüzünde nur.. Sensiz bilmem nasıl mutlu olunur; Dibine karanlık bir mumum artık! Gönül avunmuyor, geçmiyor zaman Ne aşkın ateşi, ne de bir duman Bir kış ortasında kaldım ki aman Ne yaşım yanıyor, ne kurum artık! Yüzünde tel duvak, elinde kına Gelin olup gittin bir başkasına Kalsan… yıldızları verirdim sana Avutmaz gönlümü sürûrum artık! Sen de gittin sudan bahanelerle Neylesem kaderi yenmem nafile Can düşmanı oldum mesafelerle Seni sevmek benim kusurum artık!
ÖLÜMSÜZ
Geceler dursa, sürüp gitse doyumsuz öpüşün Yine kanmaz dudağım, ben sana açlık duyarım Uzatır ömrümü bir yan bakışın, bir gülüşün Seni dünyama ışık, gönlüme aysın sayarım.
Bana işkence verir göğsüne bir gül takışın Boşa geçmiş sanırım ömrümü, ben senden uzak. Büyüler gözlerinin gölgesi, baygın bakışın Gülüşün can suyu, sevgin ise görkemli konak!
Yüreğim sen’le kıpırdar, sana mahkûmdur elim Göremezsem seni bir gün, o gün öksüz olurum Seni ben böyle yürekten seviyorken güzelim Nice yıllar yaşarım, belki ölümsüz olurum!
Hasan Sami Bolak
GÜLÜ SOLMAZ SANILAN BAHÇE
Gülü solmaz sanılır bu ömür bahçesinin, Ebedi susmayacak nağmesi, bülbül sesinin!
Ne kadar sürse hayatın sonu bir gün gelecek Yeniden başlayan her şey yine bir gün bitecek,
Bitecek sevgilinin tatlı ılık merhabası, Bitecek, bahçede gül goncasının naz havası.
Azalır belki sanıp, gönlümüzün gamlarını Boşa bekler dururuz ilkbahar akşamlarını..
Ne hayâller avutur gönlü, ne tozpembe saray; Veremez gençliğimin hazzını sarhoş dolunay!
Bulanık ufkumuz artık… sona gelmiş gibiyiz Namazın vakti yakın… gitgide elmiş gibiyiz!
Hani canlar, hani can yoldaşımız sevgililer? Ne bu dünyâlara gelmiş, ne de gitmiş gibiler.
Görünüp, beş para etmezliği dünyâ malının Giderek anlaşılır kıymeti zeytin dalının!
Yaşarız ömrümüzün sendeleyen günlerini Derin özlem duyarak… yad ederek , dünlerini.
Kocamış gönlümüzün duygulu yağmurları az, Yumulan gözleri artık geceler korkutamaz!
Getirir fermanı bir gün ecelin zâlim atı Ve güneş battı mı başlar gecenin saltanatı!
Bir ömür öyle hayâllerle avuttun ki beni; Seni hâin, seni zâlim ve sefil dünya seni!
Koyacak noktayı, bardaktaki zemzem suyudur Doğuyorsan öleceksin, kaderin hükmü budur!
YABANGÜLÜM, KARDELENİM
Gök kubbenin yedi katı Erişilmez kulesin sen. Akşamüstü saltanatı, Güneşlerce şûlesin sen!
İşte sana sevdâ selim İstediğin başka ne var? Ben, elinde bir kadehim; İç, içebildiğin kadar!
Yabangülüm, kardelenim Gönlüm sende, sevgim sana İlk göz ağrım, son sevdiğim Umursayıp anlasana!
Yanlış yazmış kırılası Kader denen kalem bizi; Bizim gibi sevmeyenler Anlamazlar sevgimizi!
Farklı zaman diliminde Gelmiş olmak bir kusursa, Başka dünya ikliminde Tekrar doğmak mümkün olsa,
Elvedâ der, apar topar Hemen ölüp, nöbet savar Ve doğarım senin için; Gülüşün, gözlerin için!
Sonsuz aşkım, gerçek sevgim Yabangülüm, kardelenim Sevdim, demek ne zor sana Umursayıp anlasana!
Hasan Sami Bolak