AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hasan Daği

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
52.415
Tepkime puanı
1
Puan
1
Ali KILINCSOY KARŞIYAKA İZMİR 05062008 18:08
HASAN DAĞI
Hasan Dağının cevresi, gunumuzden on bin yıl once, bugunkunden cok daha guzeldi O zamanlar Konya’dan Ereğli’ye kadar uzanan buyuk bir gol vardı Bugunku Tuz Golu de, en az uc misli buyuklukte bir tatlı su goluydu Gerek iklim koşulları, gerekse doğal cevre gunumuzde olduğundan cok daha elverişliydi Bolge, tamamen ormanla kaplıydı ve bol yağış alıyordu Yabani koyun, keci ve sığırlar cok buyuk suruler halinde dolaşıyordu Boylesine verimli olan Anadolu topraklarında ilk uygarlıklar doğdu Buna ilerde daha geniş olarak değineceğim (15)
Kemali Babanın cok guzel bir koşmayla anlattığı ve goren pek cok kişinin de buyulenip bir şiir yazdığı Hasan Dağının insanlık tarihinde resmi yapılan ilk doğa parcası olduğu sanılmaktadır Gunumuzden dort bin yıl once sonmuş bulunan (16) 3252 metre yuksekliği olan Hasan Dağı’nın, Taş Devrinin sonları olarak bildiğimiz Neolitik cağda, (MO 8500–5700) Hollandalı arkeolog James Mellaart (doğ 1925) tarafından gun ışığına cıkarılan ve gunumuzden on bin yıl once kurulduğu sanılan Catal Hoyuk’te yaşayan insanlar tarafından, sanatcı titizliğiyle cizilmiş bir duvar resmi, Ankara Arkeoloji Muzesindedir (17)
Neolitik Cağ, insanlık tarihinde onemli bir yer tutar Cunku Anadolu insanı bu cağda gercek bir devrim yaratmıştır Tarımı başlatmış, hayvanları ehlileştirmiştir İlk koyler bu devirde, aluvyonlu topraklar uzerinde kurulmuş, gunumuzden 7 bin yıl once de yaylalara goc etmişlerdir Koyumuzdeki oren yerlerinin de, CiftlikTepecik, KoşkHoyuk, Gelveri, Guvercinkayası yerleşimleri ile eş zamanlı olduğu akla yatkındır Avoren ve Koy Tepesinde yapılacak bir yuzey araştırmasının bu gerceği ortaya cıkaracağına inanıyorum Karakisle’den Koy Tepesine cıkarken soldaki bir kayada bulunan hayvan resmi, Kayaburnu’nda bulunan ve insan eliyle yapılmış olduğu apacık olan basamaklar ve el ele tutuşup dans eden insan figurleri de o devirlerden kalma olsa gerektir
Helmut Uhlig “Die Mutter Europas – Avrupa’nın Anası adlı Almanca kitabında “Catal Huyuk’te kadın cok saygındı ve yeri baş koşeydi Kuşkusuz bu durumun, kulturel gelişmesine buyuk katkısı vardı Gunumuz Batı kulturunun kokenlerini de Anadolu topraklarında aramalıyız (18) diyor
Prof Dr Karl J Narr da, Catal Huyuk’le ilgili olarak Dunya Tarihi Ansiklopedisinde şunları yazıyor: Ailenin mirası, anne tarafından akrabalık on planda tutularak paylaştırılırdı Baba tarafı ikinci planda kalıyordu Bir kızla evlenen erkek kızın evine taşınırdı Ailenin edindiği ev ve tarla gibi mal varlıklarının kullanma hakkı kadınındı (19)
Dora Jane Hamblin, TurkeiLand der Lebenden LegendenTurkiye Yaşayan Efsaneler Ulkesi adlı eserinde şunları yazıyor: Hasan Dağının 135 km batısında buyuk bir uygarlık kurulmuştu Yine aynı dağdan gelen ve obsidiyen denilen volkanik camdan yaptıkları ayna, takı, bıcak, orak, keser, ok ve benzeri şeyleri Urdun ve Kıbrıs gibi uzak yerlere satarak cok iyi kazanc sağlıyorlardı(20)
Aşıklı, Ihlara vadisine bir kilometre uzaklıktaki Melendiz Cayı’nın kıyısında bir yerin adıdır Catal Hoyuk yerleşimi ile cağdaş bir yerleşim yeri ve ilk uygarlıklar acısından onun kadar onemli olduğu biliniyor Dunyadaki ilk beyin ameliyatının, Mısırlılardan da once burada yapıldığı da anlaşılmıştır
Catal Hoyuk uzerinde bu kadar durmamın nedeni, koyumuzdeki kalıntıların da o yıllardan mı, yoksa daha sonra mı olduğunu duşunmemdendir İkinci bir neden de, ilk medeniyetlerin yakın cevremizde yaratılmış olmasından duyduğum kıvanctır Ancak yoremizdeki yerleşimin daha sonra; orneğin, Hitit uygarlığınadonemine denk duşuyor olması da olasıdır Hasan Dağı lav puskururken resmi yapıldığına gore, aynı anda yerleşim yeri olmayabilir Yine de Catal Hoyuk zenginliğinin oluşmasında Hasan Dağı’nın rolu vardı
Zaten Hasan Dağı’nı gorup de resmini yapmamak, şiir yazmamak elde mi? Koca şair Karacaoğlan (16061679) da: (21)
Şiirin devamından anlaşıldığına gore, Kemali Baba aradığını bulmuş ve muradına ermiş gibidir
Toros Dağlarının guneyinden, Adana yoresinden de Hasan Dağı icin şoyle bir turku yakılmıştır:
Nida Tufekci tarafından derlenip notaya alınan “Hasan Dağı Halayı yore oyunlarındandır
1955 yılında TKP davasından yargılanıp hukum giyenler, Adana Cezaevi’ne yolcu ediliyor Hukumlulerden Ahmet Baba şoyle anlatıyor: “Hepimizi bir otobuse doldurup birbirimize zincirle bağladılar Geceleyin Niğde Ovası’ndan geciyoruz Anadolu bozkırı yaz gecelerinde dehşet guzel oluyor Buyulu, saydam bir geceydi Ay ışığı altında Hasan Dağı yalap yalap ediyor İşte tam bu anda Ruhi Su birden coşuyor Sanırsınız Hasan Dağı binlerce, milyonlarca yıldır karnında sakladığı ateşini cıkarıyor
Dunyada bir eşi daha olmayan Kapadokya mucizelerinin yaratılmasında buyuk katkısı olan Hasan Dağı’nın, adını nereden ve kimden aldığını araştırırken ilginc konularla karşılaştım Sultan I Kılıc Arslan (olm 1107), Arkhelai adını Aksaray’a cevirdiğine gore (24) tarihteki adı Athar ya da Argaios olan dağa da Hasan Dağı adının da o zamanlarda verilmiş olduğu akla yakındır diye duşunerek onun zamanına, bundan neredeyse bin yıl oncesine gittim Ote yandan, Ekim 1994’teki “Aksaray ve Cemaleddini Aksarayi “ (25) adına duzenlenen bir sempozyumda anlatılan şoyle bir soylence de vardı:
“Prof Dr Sayın Kemal Gursoy’dan dinlediğim ve birbirini tamamlayan bir menkıbeden anlaşıldığına gore; Kulhani Ali Dede, Hasan Dağı’nda yatan Hasan Dede ile aynı yıllarda yaşamış veya halk hafızası onları cağdaş yapmış olmalıdır Menkıbe şoyledir: Hasan Dede ile Kulhani Ali Dede arasında zaman zaman “Tanrı yolunda ben senden ilerdeyim, veya “Bu yolda ben senden daha buyuğum diye cekişmeler olurmuş Birbirlerini gormeden de yapamazlarmış Bir kış gunu Ali Dede “Dağ başında soğuktan buz kesmiştir diyerek hamamın kulhanından aldığı korları bir mendile cıkılayıp Hasan Dedeye goturur Boylece manevi buyukluğunu de ispatlamış olur Kış gecer, yaz gelir, sıcaklar bastırır Bu sefer Hasan Dede “Bu sıcakta, hamam kulhanında sıcaktan bunalmıştır deyip dağdaki karlıklarda kalmış buzları bir mendile doldurup Aksaray’a iner Hamama gelir Kar ve buz dolu mendilini bir civiye asar Gosterdiği kerametten dolayı biraz da gururlanmıştır Ali Dede ile hoşbeş ederlerken gozu, hamama gelen hanımların ayak bileklerine ilişir İcinden onları guzel bulduğunu gecirdiği sırada, buzlar eriyip şıp şıp damlamaya başlar Bunu goren Ali Dede “dağ başında buyukluk taslamaktan kolay ne var Eğer yiğitsen gel de şehirde, hamamda buyukluğunu ispatla der
Steven Runciman bir Haclı tarihcisidir(26) Birinci haclı seferini anlatırken, Hasan Dağına adını veren Hasan Bey ve Emir Gazi ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
“Sultan Kılıc Arslan İznik’i kurtarma girişiminin başarısız kalması uzerine kendisine tabi bulunan Hasan Bey ve Danişmendoğulları (Başlarında Emir Gazi vardır) ordusu ile birlikte geri dondu Haclılar Ereğli’de Emir Hasan ve Danişmend Emiri’nin kumandasında bir Turk ordusuna rastladılar Turkler doğrudan doğruya bir meydan savaşını arzu etmemekteydiler; suratle kuzeye doğru cekilerek Ereğli şehrini Hıristiyanlara bıraktılar Bu sırada gokyuzunde gorunen bir kuyruklu yıldız, haclı zaferini aydınlatıyor addolundu
Ordunun cekildiği yerler Hasan Dağı ve yoresiydi
Avrupalılar deveyi de ilk kez bu tarihte gorurler
Doğan Avcıoğlu, “Turklerin Tarihi (27) adlı eserinde bu konuyla ilgili olarak şunları yazmaktadır:
“Kutalmışoğlu Suleyman Şah (olm 1086) (Bizans generali Filaret’in eyaletlerini fetih amacıyla) ayrıldığında, İznik’te akrabası Ebu’l Kasım vekildir Onun kardeşi Ebu’lGazi Hasan Bey, Kapadokya’da, adını verdiği Hasandağ cevresinde fetihler yapmaktadır
Haclılara karşı Hasandağ’ında başarılı direnişiyle un kazanan Hasan Bey, Turkmen’i Ege kıyılarından bozkıra suren Bizanslılara karşı saldırılara girişir Buyuk Selcuklu Sultanı Tapar ile iyi ilişkiler kuran Hasan Bey, İran’da hapiste tutulan Selcuklu Sultanı Şahinşah’ın Konya’ya donmesini sağlar (1110) Konya’ya donen Şahinşah’ın ilk işi akrabası ve naibi Hasan Beyi oldurmek, kardeşi Mes’ut’u hapsetmek olur
Danişmendoğlu Emir Gazi’nin desteğiyle, Sultan’ın oldurduğu Hasan Bey’in oğlu Boğa, Turkmenleriyle ayaklanır Şahinşah, tutsak alınır ve gozlerine mil cekilir Mes’ut, kardeşini kor durumda bile tehlikeli bulur ve onu boğdurtur
Buyuk gezgin Evliya Celebi (16111682) de 1649 yılında buyuk olasılıkla Ulukışla’ya uğramıştır Cunku
unlu Seyahatname’sinde şoyle demektedir
“Bor’dan sonra ilk menzili Ortakoy’de aldık Geniş ve urunu bol bir kaza olup bağ, bahce, cami ve mescidi olan gelişmiş bir koydur Bu koya bağlı otuzaltı adet nahiye koyleri vardır Buradan kuzey tarafa doğru gidip guzel koylerden gectik Bir menzilde Harvadalı koyune geldik Burası da meyvesi bol, verimli, guzel, hanı, hamamı ve camii olan bir Musluman koyudur Aksaray nahiyeleri koylerindendir Buradan da yine kuzeye giderek Aksaray şehrine vardık (28)
Ortakoy’den Helvadere’ye «bir menzilde» varabilmek, Ulukışla uzerinden gitmekle olasıdır Bu nedenle de Ulukışla’ya uğramamış olması duşunulemez
Ulukışla koyunun kendine ozgu bir kultur yaratması, bir gecit yolu uzerinde kurulmuş olmasındandır
Ulukışla yoresi Anadolu Selcuklu Devletini kuran Kutalmış oğlu Suleyman Bey zamanında (1077) Turklerin eline gecmiştir 1142 yılında Selcukluların eline gecmiş ve 1470 yıllarında Osmanlıların egemenliğine gecinceye kadar İlhanlılar, Danişmentliler ve Karamanoğulları yonetiminde kalmıştır
Bu calışmayı neden yaptım?
Buyuk ozan Nazım Hikmet:
“Ne ah edin dostlar
Ne de ağlayın
Dunu bugune
Bugunu yarına bağlayın
demektedir
Ben de dunumuzu bugune bağlamak istedim Başarabildimse, kendimi mutlu sayıyorum
 
Geri
Üst