SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Hakkı Tuna’nın Çanakkale Anıları
Hakkı Tuna’nın Çanakkale Hatıraları
Eceabat - Büyük Anafartalar Köyü'nden
1312 (1896) doğumluyum 85 yaşındayım
Ben küçük Zabit Mektebinde okuyordum İki yıl olmuştu ki, seferberlik patladı Bizi de askeri birliklere dağıttılar 9 ay, 10 gün Çanakkale Savaşlarının içinde kaldım Ankara'nın Boyabat ilçesinde doğdum Buralara çok küçük yaşta geldim Harpten sonra burada evlenip kaldım
İstanbul Haydarpaşa'da İttihad-ı Osmaniye Mektebi'nde 1,5 yıl, Kadıköy Rüştiyesi'nde de 2 yıl okudum Sonra Küçük Zabit Mektebi'ne gittim
Henüz ikinci yılın sonuna gelmiştik ki, seferberlik ilan edildi Beni Hadımköy Sancaktepe Topçu Alayına verdiler 6 bölüklü bir alaydı
Bir gün Bahriye Nazın Cemal Paşa bizi teftişe geldi Bu teftişten sonra bizi İstanbul'da Sultan Ahmet Camiine kaldırdılar Bir süre Sultan Ahmet Camii'nde yatıp kalktık Daha sonra bir emir geldi Bütün bölüklerimizi ayrı ayrı yerlere gönderdiler Kimimiz Arabistan'a, kimimiz İstanbul Boğazı'na, bizim bölüğü de Çanakkale Cephesine ayırdılar
10 gün kadar geçmedi Galat rıhtımına yanaşan bir vapura topumuz, tüfeğimiz, cephanemizle yüklendik Marmara
Denizi'nde o zaman denizaltı olduğundan şüphe edilirdi Onun için bindiğimiz vapura muhafız olarak bir de torpido verdiler Galata'dan hareket ettik Çanakkale'ye Akbaş İskelesi'ne vapur yanaştı Vapur boşaldı Toplarımızı koştuk
O sırada bir düşman mermisi yakınlarımıza düştü Eceabat'ın içinden geçiyoruz Eceabat harabeye dönmüş Binalar yıkılmış Orda burda evler yanıyor Çamburnu yolundan, Behramlı köyünden geçtik Kirte'ye yakınlaştığımızda gece olmuştu O gece orada 9 Fırka'da misafir kaldık Ertesi sabah Kirte Köyü'nün üst taraflarında hazırlanmış mevzilerimizi bulduk Toplarımızı mevziye yerleştirdik
Bir telaş bir telaş hepimizde Hazırlık yapıyoruz Telefon hattımızı düzenledik Batarya dürbünümüz kurduk Her şeyi yerine yerleştirip hazırlığımızı tamamladık O sırada düşman da Kirte Köyü'nün altındaki Eski Bağlar'a kadar gelmişti Biz düşmana başladık toplarımızla ateş etmeye Bir hafta o mevzilerde kaldık Sonra bir emir geldi Toplarımızı Eceabat Top Zeytinlik'e götürdük Geri çekildik
Çadırlarımızı filan kurduk Ben o zaman kıdemli başçavuş muaviniydim 17 Alay, 2 Bölükteydim Ağır Topçu Bölüğünde 12'lik ağır obüs toplarımız vardı
Şimdi burada yaşayan Ömer Güner de benim yanımda aynı bölükte askerdi Top Zeytinlik'te çadırları kurduktan sonra 2 top alıp Kara Yorgi'nin Dere'ye gittik Kara Yorgi'nin Derede'de 25 ay kaldık Savaş devam ediyor Hücumlar oluyor Derenin içinde toplarımızın askerlerinden iki şehit verdik Tekrar Top Zeytinliğe geldik Refik adında bir takım subayımız vardı Onunla birlikte bu defa, Domuz Dere'ye 2 top kurduk 3,5 ay da Domuz Dere'den ateş ettik düşman üzerine Batarya Kumandanımız nadir Efendiydi Üsteğmendi
Bizim gözetleme yerimiz Alçı Tepe'deydi Üst tarafımızda da Grup Kumandanı'nın gözetleme yeri vardı Bir gün bana, batarya Kumandanımız Nadir Efendi dedi ki:
-Seni grup Kumandanı istiyor
Gittim Kapısını vurdum Girdim yanına Selam verdim
Grup Kumandanı:
-Sen avcı hattına gideceksin Orada 16 Alay Kumandanını bulacaksın Sana görev verecek
-Emredersiniz, dedim, çıktım odasından Bataryaya gelip silahlı bir asker aldım Beraberce başladık avcı hattına gitmek üzere gitmek üzere Kirte köyü yönünde yürümeye Kirte köyüne geldiğimizde savaş bütün şiddetiyle sürüyordu Kirte Köyü zaten harabe olmuş Yıkıntıların arasında bizim yaralıları getirmişler, gördüm Kiminin kolu, kiminin bacağı kopmuş Yaralıları sargı yerine götürmeye çalışıyorlardı
Orada durmadık Geriye bataryaya döndük Sabahleyin tekrar yola koyuldum Avcı hattı bizim topların ateş ettikleri yöndeymiş Boğazdan, Çan ovasına kadar düşmanla doluydu Yalnız Palamut ve Kaba Tepe arasında düşman yoktu
Yanıma asker almamıştım Yalnızdım Doğru yönümde gidiyordum Bir de baktım Önümde bir asker yürüyordu
Seslendim askere, asker durdu Sordum:
-Kaçıncı alaydansın?
Asker:
- Biz 16 Alayın 3 Taburuyuz Şurada istirahata çekildik Ordayız, diyerek eliyle gösterdi
- Düş önüme beraber gidelim, dedim
O zaman asker toprak altında, meydanda değil, sığınaklarda Gittik oraya
İndim aşağıya Bir piyade subayı gördüm Grup Kumandanının beni istediğini anlattım
Hemen çavuşa döndü:
-Çavuş Açıkgöz birisi silahlarını alsın gelsin Bu arkadaşla gidecek
Bir de baktım, cin gibi bir asker geldi Silahlı, göğsünde çapraz fişekler Düştü önüme Gidiyoruz Bazı açıktan gidiyoruz Düşman bizi görünce veriyor şarapneli bize Bazı gizli yollardan gidiyoruz Koşarak giderken, avcı hattının arkasında karargah çıktı karşımıza
Karargaha vardım 5-10 kişi getirmişler İleri hattan getirmişler şehitleri Gömememişler daha Uzatmışlar öyle yatıyorlar
Alay Kumandanına bir selam verdim Alay Kumandanı uzun boylu bir adam
Bana dedi ki:
- Şurada, telefon odasında biraz otur da, bir erle gidersin ileri
- Ben er istemem, dedim
Karargahtan, ilerideki avcı hatlarına giden bir sıçan yolu var Girdim sıçan yoluna vardım avcı hattına Bir ateş cehennemi üzerindeyiz
Kum çuvallarını sıralamışlar Asker de çuvalların gerisinde silahları ellerinde ateş ediyorlardı
Piyade bölük kumandanı anlatmaya başladı:
“Bu hattı teslim aldığımızda burada bulunan alaydan 12 kişi kalmıştı"
Bizim hattın 100 metre ilerisinde de Fransız hatları vardı Düşman denizden, zırhlılar dan da toplarıyla durmadan ateş ediyor Bizim bulunduğumuz yerle Fransız hatları arasına bir mermi düştü Kum çuvallarını yıktı Çuvallardan biri belime çarptı Ben de yerimi değiştirdim
Arkasından bir mermi daha Avcı hatlarının tam orta yerine Bir bağırtı koptu Bir kaç şehit dört, beş yaralı Hemen sıhhiyeler koşup geldiler Götürdüler yaralı ve şehitleri
Şehitlerden bir tanesini gördüm İnsan olduğu belli değil Kıpkırmızı et Dağılmış Batarya Kumandanımız Sami Bey, benim ölüp ölmediğimi öğrenmek için bir er göndermişbenim avcı hatlarında olduğumu öğrenen er de geri dönüp gitmiş
Avcı hatlarını iyice görmüş, düşmanın ateşini ve durumunu yakından incelemiştim Akşam bataryama dönmek üzere yola çıktım
Gece çakır yıldızlıktı Kurşunlar, vızıl vızıl etrafımdan geçiyordu Bataryama sağ salim dönebilmiştim
Arkadaşlar “ Ölmeden gelmiş” diyorlardı
Bir gün gözetleme yerindeydim Sami Bey var Batarya kumandanımız O gerideydi Topları RefikTeğmen idare ederdi Sonradan bir Üsteğmen daha gelmişti O,” More More” diye konuşurdu Arnavut’tu Gözetleme yerinden makaslı dürbünle bakıyordum İlerilere avcı hatlarına Dürbün yakın gösteriyor Birde baktım Fransız hatlarında bir kıpırtı var Teğmene seslendim
-Fransızlarda bir telaş var Hücuma mı kalkacaklar ne?
-İyi bak Hakkı, dedi teğmen
Teğmen diyorum Üsteğmen Batarya Kumandanımıza söylüyorum bunları
Kafamı çevirdim baktım Fransızlar süngü takmışlar hücuma kalkıyorlar, fırlamışlar siperlerden biraz ilerlediler, bizimkiler de fırladı siperlerden, başladı süngü harbi Bizim toplar, düşman topları hepimiz oraya ateş ediyoruz
Gökyüzüne dikildi asker Epey devam etti süngü harbi Fransızlar bizim askerleri önlerine katmışlar sürüyorlar geriye karargahın yakınlarına Az geldi herhalde kuvvetimiz O sırada bir şakırtı koptu Soğandere'den;” kuvvet geliyor" dedim kendi kendime
Asker koşa koşa gidip, karşıladı gavuru Hiç unutmam Bizim askerlerden birisi bir Fransız askerini kat ön etmiş Fransız kaçıyor bizimki arkada yetişemiyor Fransız'a Yetişse süngüleyecek Aştılar gittiler önlü arkalı düşman içlerine kadar ne oldular bilmem Gözden kayboldular Bizim askerlerimiz Fransızların siperlerini ele geçirmişlerdi o günkü hücumda
Bizim alt tarafımızda çamlığın içinde 10,5'luk seri ateşli toplar vardı Onlar da başldılar ateşe, şimdi abide yapılan sırtlara ateş ediyorlardı
Orada Fransızların bir cephaneliği isabet almış yanıyor Bilmiyorum artık cephanelik miydi Erzak deposu muydu? Başlarında bir subay, bir manga Fransız askeri söndürmek için koşuyorlardı Bizim toplar, şarapnele çevirdiler bu sefer atışı Tutunamadı Fransızlar Bıraktılar söndürme işini kaçıp gittiler,Bu olay Domuz Dere'de olmuştu
Aradan bir zaman geçti Düşman birlikleri bütün cephe boyunca hücuma laktılar Söktüremediler Son hücumları idi bu onların Bıraktılar hücumu
Biz toplarımızı Kaba Tepe'ye getirdik Ben yine gözetleme yerindeydim Dürbünle bakıyordum Düşman, sabah erkenden Anafarta Ovasına da asker çıkardı Askerin çıkarılışını ben de dürbünümle izliyordum Düşmanın karaya ayak basmasıyla Anafartalarda da savaş başladı Cayırtı koptu Devam etti Fakat söktüremedi 3 ay daha kaldıkafir Üç aydan sonra aldı başını gitti
Bir sabah Kaba Tape'de arkadaşlar Fransızlar Seddülbahir'den kaçmış dediler Atladım beygire, bastım gittim Çift Ekin'den aşağı indim Bizim asker ovaya yayılmış hep Yiyecek, giyecek herşeyleri bırakıp gitmişler Bir tane de Kadana beygiri kaçırmışlar Bizim askerler de tutup getirmişler
Bir İngiliz Gemisi, İmroz taraflarından bıraktıkları şeylere veriyorlar mermiyi Yakıyorlar
Düşman gittikten sonra, bir süre daha o yakınlarda bir köyde durduk Sonra bizim topları Enez'e götürdüler
Buralarda bir alay meydana getirdiler Sahillere adi ateşli toplar koydular Buralarda az bir asker kaldı Beni de Küçük Anafarta la r Köyündeki 24'lük toplara verdiler Arabistan teslim olduktan sonra da zaten asker terhis olmuştu
Bizim batarya kumandanımız daha sonra tekrar tabur kumandan vekili olarak burada kurulan alaya gelmişti
Mütareke imzalandıktan sonra fransızlar,ingilizler buralardaki topları hep patlatıp parçaladılar
Anadolu'ya geçirmediler bizi buralardan Köyümüzde Yunan jandarması da vardı Ben bu köyde Büyük Anafarta köyü'nde evlenip kaldım Düğünümü o zaman askerler yaptılar Köyümde bir sene evveline kadar bakkallık yapıyordum
Şimdi bıraktım İki çocuğum var İlk karımı 35 sene önce kaybettim Sonra ikinciyi aldım İkinciyle hala yaşıyoruz Madalyam filan yok Yaşlılık maaşı alıyorum Oğlumun biri öğretmen İlkokul öğretmeni Kız torunum da öğretmen çıktı Sol kaşımın üzerinde kurşun yarasının izini taşıyorum
Hakkı Tuna’nın Çanakkale Hatıraları
Eceabat - Büyük Anafartalar Köyü'nden
1312 (1896) doğumluyum 85 yaşındayım
Ben küçük Zabit Mektebinde okuyordum İki yıl olmuştu ki, seferberlik patladı Bizi de askeri birliklere dağıttılar 9 ay, 10 gün Çanakkale Savaşlarının içinde kaldım Ankara'nın Boyabat ilçesinde doğdum Buralara çok küçük yaşta geldim Harpten sonra burada evlenip kaldım
İstanbul Haydarpaşa'da İttihad-ı Osmaniye Mektebi'nde 1,5 yıl, Kadıköy Rüştiyesi'nde de 2 yıl okudum Sonra Küçük Zabit Mektebi'ne gittim
Henüz ikinci yılın sonuna gelmiştik ki, seferberlik ilan edildi Beni Hadımköy Sancaktepe Topçu Alayına verdiler 6 bölüklü bir alaydı
Bir gün Bahriye Nazın Cemal Paşa bizi teftişe geldi Bu teftişten sonra bizi İstanbul'da Sultan Ahmet Camiine kaldırdılar Bir süre Sultan Ahmet Camii'nde yatıp kalktık Daha sonra bir emir geldi Bütün bölüklerimizi ayrı ayrı yerlere gönderdiler Kimimiz Arabistan'a, kimimiz İstanbul Boğazı'na, bizim bölüğü de Çanakkale Cephesine ayırdılar
10 gün kadar geçmedi Galat rıhtımına yanaşan bir vapura topumuz, tüfeğimiz, cephanemizle yüklendik Marmara
Denizi'nde o zaman denizaltı olduğundan şüphe edilirdi Onun için bindiğimiz vapura muhafız olarak bir de torpido verdiler Galata'dan hareket ettik Çanakkale'ye Akbaş İskelesi'ne vapur yanaştı Vapur boşaldı Toplarımızı koştuk
O sırada bir düşman mermisi yakınlarımıza düştü Eceabat'ın içinden geçiyoruz Eceabat harabeye dönmüş Binalar yıkılmış Orda burda evler yanıyor Çamburnu yolundan, Behramlı köyünden geçtik Kirte'ye yakınlaştığımızda gece olmuştu O gece orada 9 Fırka'da misafir kaldık Ertesi sabah Kirte Köyü'nün üst taraflarında hazırlanmış mevzilerimizi bulduk Toplarımızı mevziye yerleştirdik
Bir telaş bir telaş hepimizde Hazırlık yapıyoruz Telefon hattımızı düzenledik Batarya dürbünümüz kurduk Her şeyi yerine yerleştirip hazırlığımızı tamamladık O sırada düşman da Kirte Köyü'nün altındaki Eski Bağlar'a kadar gelmişti Biz düşmana başladık toplarımızla ateş etmeye Bir hafta o mevzilerde kaldık Sonra bir emir geldi Toplarımızı Eceabat Top Zeytinlik'e götürdük Geri çekildik
Çadırlarımızı filan kurduk Ben o zaman kıdemli başçavuş muaviniydim 17 Alay, 2 Bölükteydim Ağır Topçu Bölüğünde 12'lik ağır obüs toplarımız vardı
Şimdi burada yaşayan Ömer Güner de benim yanımda aynı bölükte askerdi Top Zeytinlik'te çadırları kurduktan sonra 2 top alıp Kara Yorgi'nin Dere'ye gittik Kara Yorgi'nin Derede'de 25 ay kaldık Savaş devam ediyor Hücumlar oluyor Derenin içinde toplarımızın askerlerinden iki şehit verdik Tekrar Top Zeytinliğe geldik Refik adında bir takım subayımız vardı Onunla birlikte bu defa, Domuz Dere'ye 2 top kurduk 3,5 ay da Domuz Dere'den ateş ettik düşman üzerine Batarya Kumandanımız nadir Efendiydi Üsteğmendi
Bizim gözetleme yerimiz Alçı Tepe'deydi Üst tarafımızda da Grup Kumandanı'nın gözetleme yeri vardı Bir gün bana, batarya Kumandanımız Nadir Efendi dedi ki:
-Seni grup Kumandanı istiyor
Gittim Kapısını vurdum Girdim yanına Selam verdim
Grup Kumandanı:
-Sen avcı hattına gideceksin Orada 16 Alay Kumandanını bulacaksın Sana görev verecek
-Emredersiniz, dedim, çıktım odasından Bataryaya gelip silahlı bir asker aldım Beraberce başladık avcı hattına gitmek üzere gitmek üzere Kirte köyü yönünde yürümeye Kirte köyüne geldiğimizde savaş bütün şiddetiyle sürüyordu Kirte Köyü zaten harabe olmuş Yıkıntıların arasında bizim yaralıları getirmişler, gördüm Kiminin kolu, kiminin bacağı kopmuş Yaralıları sargı yerine götürmeye çalışıyorlardı
Orada durmadık Geriye bataryaya döndük Sabahleyin tekrar yola koyuldum Avcı hattı bizim topların ateş ettikleri yöndeymiş Boğazdan, Çan ovasına kadar düşmanla doluydu Yalnız Palamut ve Kaba Tepe arasında düşman yoktu
Yanıma asker almamıştım Yalnızdım Doğru yönümde gidiyordum Bir de baktım Önümde bir asker yürüyordu
Seslendim askere, asker durdu Sordum:
-Kaçıncı alaydansın?
Asker:
- Biz 16 Alayın 3 Taburuyuz Şurada istirahata çekildik Ordayız, diyerek eliyle gösterdi
- Düş önüme beraber gidelim, dedim
O zaman asker toprak altında, meydanda değil, sığınaklarda Gittik oraya
İndim aşağıya Bir piyade subayı gördüm Grup Kumandanının beni istediğini anlattım
Hemen çavuşa döndü:
-Çavuş Açıkgöz birisi silahlarını alsın gelsin Bu arkadaşla gidecek
Bir de baktım, cin gibi bir asker geldi Silahlı, göğsünde çapraz fişekler Düştü önüme Gidiyoruz Bazı açıktan gidiyoruz Düşman bizi görünce veriyor şarapneli bize Bazı gizli yollardan gidiyoruz Koşarak giderken, avcı hattının arkasında karargah çıktı karşımıza
Karargaha vardım 5-10 kişi getirmişler İleri hattan getirmişler şehitleri Gömememişler daha Uzatmışlar öyle yatıyorlar
Alay Kumandanına bir selam verdim Alay Kumandanı uzun boylu bir adam
Bana dedi ki:
- Şurada, telefon odasında biraz otur da, bir erle gidersin ileri
- Ben er istemem, dedim
Karargahtan, ilerideki avcı hatlarına giden bir sıçan yolu var Girdim sıçan yoluna vardım avcı hattına Bir ateş cehennemi üzerindeyiz
Kum çuvallarını sıralamışlar Asker de çuvalların gerisinde silahları ellerinde ateş ediyorlardı
Piyade bölük kumandanı anlatmaya başladı:
“Bu hattı teslim aldığımızda burada bulunan alaydan 12 kişi kalmıştı"
Bizim hattın 100 metre ilerisinde de Fransız hatları vardı Düşman denizden, zırhlılar dan da toplarıyla durmadan ateş ediyor Bizim bulunduğumuz yerle Fransız hatları arasına bir mermi düştü Kum çuvallarını yıktı Çuvallardan biri belime çarptı Ben de yerimi değiştirdim
Arkasından bir mermi daha Avcı hatlarının tam orta yerine Bir bağırtı koptu Bir kaç şehit dört, beş yaralı Hemen sıhhiyeler koşup geldiler Götürdüler yaralı ve şehitleri
Şehitlerden bir tanesini gördüm İnsan olduğu belli değil Kıpkırmızı et Dağılmış Batarya Kumandanımız Sami Bey, benim ölüp ölmediğimi öğrenmek için bir er göndermişbenim avcı hatlarında olduğumu öğrenen er de geri dönüp gitmiş
Avcı hatlarını iyice görmüş, düşmanın ateşini ve durumunu yakından incelemiştim Akşam bataryama dönmek üzere yola çıktım
Gece çakır yıldızlıktı Kurşunlar, vızıl vızıl etrafımdan geçiyordu Bataryama sağ salim dönebilmiştim
Arkadaşlar “ Ölmeden gelmiş” diyorlardı
Bir gün gözetleme yerindeydim Sami Bey var Batarya kumandanımız O gerideydi Topları RefikTeğmen idare ederdi Sonradan bir Üsteğmen daha gelmişti O,” More More” diye konuşurdu Arnavut’tu Gözetleme yerinden makaslı dürbünle bakıyordum İlerilere avcı hatlarına Dürbün yakın gösteriyor Birde baktım Fransız hatlarında bir kıpırtı var Teğmene seslendim
-Fransızlarda bir telaş var Hücuma mı kalkacaklar ne?
-İyi bak Hakkı, dedi teğmen
Teğmen diyorum Üsteğmen Batarya Kumandanımıza söylüyorum bunları
Kafamı çevirdim baktım Fransızlar süngü takmışlar hücuma kalkıyorlar, fırlamışlar siperlerden biraz ilerlediler, bizimkiler de fırladı siperlerden, başladı süngü harbi Bizim toplar, düşman topları hepimiz oraya ateş ediyoruz
Gökyüzüne dikildi asker Epey devam etti süngü harbi Fransızlar bizim askerleri önlerine katmışlar sürüyorlar geriye karargahın yakınlarına Az geldi herhalde kuvvetimiz O sırada bir şakırtı koptu Soğandere'den;” kuvvet geliyor" dedim kendi kendime
Asker koşa koşa gidip, karşıladı gavuru Hiç unutmam Bizim askerlerden birisi bir Fransız askerini kat ön etmiş Fransız kaçıyor bizimki arkada yetişemiyor Fransız'a Yetişse süngüleyecek Aştılar gittiler önlü arkalı düşman içlerine kadar ne oldular bilmem Gözden kayboldular Bizim askerlerimiz Fransızların siperlerini ele geçirmişlerdi o günkü hücumda
Bizim alt tarafımızda çamlığın içinde 10,5'luk seri ateşli toplar vardı Onlar da başldılar ateşe, şimdi abide yapılan sırtlara ateş ediyorlardı
Orada Fransızların bir cephaneliği isabet almış yanıyor Bilmiyorum artık cephanelik miydi Erzak deposu muydu? Başlarında bir subay, bir manga Fransız askeri söndürmek için koşuyorlardı Bizim toplar, şarapnele çevirdiler bu sefer atışı Tutunamadı Fransızlar Bıraktılar söndürme işini kaçıp gittiler,Bu olay Domuz Dere'de olmuştu
Aradan bir zaman geçti Düşman birlikleri bütün cephe boyunca hücuma laktılar Söktüremediler Son hücumları idi bu onların Bıraktılar hücumu
Biz toplarımızı Kaba Tepe'ye getirdik Ben yine gözetleme yerindeydim Dürbünle bakıyordum Düşman, sabah erkenden Anafarta Ovasına da asker çıkardı Askerin çıkarılışını ben de dürbünümle izliyordum Düşmanın karaya ayak basmasıyla Anafartalarda da savaş başladı Cayırtı koptu Devam etti Fakat söktüremedi 3 ay daha kaldıkafir Üç aydan sonra aldı başını gitti
Bir sabah Kaba Tape'de arkadaşlar Fransızlar Seddülbahir'den kaçmış dediler Atladım beygire, bastım gittim Çift Ekin'den aşağı indim Bizim asker ovaya yayılmış hep Yiyecek, giyecek herşeyleri bırakıp gitmişler Bir tane de Kadana beygiri kaçırmışlar Bizim askerler de tutup getirmişler
Bir İngiliz Gemisi, İmroz taraflarından bıraktıkları şeylere veriyorlar mermiyi Yakıyorlar
Düşman gittikten sonra, bir süre daha o yakınlarda bir köyde durduk Sonra bizim topları Enez'e götürdüler
Buralarda bir alay meydana getirdiler Sahillere adi ateşli toplar koydular Buralarda az bir asker kaldı Beni de Küçük Anafarta la r Köyündeki 24'lük toplara verdiler Arabistan teslim olduktan sonra da zaten asker terhis olmuştu
Bizim batarya kumandanımız daha sonra tekrar tabur kumandan vekili olarak burada kurulan alaya gelmişti
Mütareke imzalandıktan sonra fransızlar,ingilizler buralardaki topları hep patlatıp parçaladılar
Anadolu'ya geçirmediler bizi buralardan Köyümüzde Yunan jandarması da vardı Ben bu köyde Büyük Anafarta köyü'nde evlenip kaldım Düğünümü o zaman askerler yaptılar Köyümde bir sene evveline kadar bakkallık yapıyordum
Şimdi bıraktım İki çocuğum var İlk karımı 35 sene önce kaybettim Sonra ikinciyi aldım İkinciyle hala yaşıyoruz Madalyam filan yok Yaşlılık maaşı alıyorum Oğlumun biri öğretmen İlkokul öğretmeni Kız torunum da öğretmen çıktı Sol kaşımın üzerinde kurşun yarasının izini taşıyorum