AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hoş Geldin!

Bize kaydolarak topluluğumuzun diğer üyeleriyle tartışabilir, paylaşabilir ve özel mesaj gönderebilirsiniz.

Şimdi Kaydolun!

Hacı Bayram-i Veli

zeberus

Yeni Üye
Katılım
29 Ocak 2024
Mesajlar
74.060
Tepkime puanı
2
Puan
38
Yaş
36
İstanbul'u, Fatih Sultan Mehmed Hanın fethedeceğini mujdeleyen buyuk veli NUman bin Ahmed bin MahmUd, lakabı Hacı Bayram'dır 1352 (H 753)de Anakra ilinin Cubuk Cayı uzerindeki Zulfadl (SolFasol) koyunde doğdu 1429 (H 833) senesinde Ankara'da vefat etti Turbesi, Hacı Bayram Camiinin kenarında ziyarete acıktır

NUman, kucuk yaşından itibaren ilim tahsiline başladı Ankara'da ve Bursa'da bulunan alimlerin derslerine katılarak; tefsir, hadis, fıkıh gibi din ilimlerinde ve o zamanın fen ilimlerinde yetişti Ankara'da Melike Hatun'un yaptırdığı Kara Medresede muderrislik yaparak talebe yetiştirmeye başladı Kısa zamanda, halk arasında sevilip sayılan biri oldu

İlimdeki bu ustunluğune rağmen Muderris NUman'ın rUhunda bir sıkıntı vardı O, bu sıkıntıdan ancak bir murşidi kamilin huzUruna varmakla kurtulabileceğini biliyor ve bir fırsat gozluyordu Nitekim bir gun dersten cıktığında yanına birisi geldi ve;

Ben Şucai Karamani'yim Kayseri'den senin icin geliyorum Sana bir haberim ve davetim vardedi

NUman, bu sozlerin sonunda kendisi icin muhim bir haberin olduğunu anlamıştı

Hoş geldin, safalar getirdin İnşaallah hayırlı haberlerle gelmişsindir Anlat! Anlat!diyerek hayretle sordu

Beni şeyhim ve murşidim Hamideddini Veli hazretleri gonderdi ve; Git Enguru'de (Ankara'da) Kara Medresede NUman adında bir muderris vardır Ona selamımı ve davetimi soyle Al getir O bize gerekdedi Ben de bu vazife ile huzUrunuza gelmiş bulunuyorum

Muderris NUman bu sozleri dinler dinlemez;

Baş ustune, bu davete icabet lazımdır Hemen gidelimdiyerek muderrisliği bıraktı Şucai Karamani ile Kayseri'ye gittiler Kayseri'de Somuncu Baba diye meşhUr Hamideddini Veli ile bir kurban bayramında buluştular O zaman Hamidi Veli; İki bayramı birden kutluyoruzbuyurarak, NUman'a Bayram lakabını verdi

Hamidi Veli, NUman ile başbaşa sohbetlere başlayarak, onu kısa zamanda olgunlaştırdı Zahiri ve batıni ilimlerde yuksek derecelere kavuşturduktan sonra ona;

Hacı Bayram! Zahiri ilimleri ve bu ilimlerde yetişmiş alimleri ve derecelerini gordun Batıni ilimleri ve bu ilimlerde yukselmiş evliyayı ve derecelerini de gordun Hangisini murad edersen onu sec!buyurdu Hacı Bayram da, velilerin yuksek hallerini gorerek, kendisini tasavvufa verdi ve bu yolda daha yuksek derecelere kavuşmak icin calıştı Hocasının teveccuhleri ile zamanının en buyuk velilerinden oldu

Hacı Bayramı Veli, hocası ile hacca gitti Hac vazifelerini yaptıktan sonra Aksaray'a geldiler Orada hocasının 1412 (H 815) senesinde; Halifem, vekilim sensinemri uzerine, bu ağır vazifeyi uzerine aldı Aynı sene hocası vefat edince, defn işleriyle meşgUl olup, cenaze namazını kıldırdı Aksaray'da vazifesini bitirdikten sonra Ankara'ya dondu Ankara'da dinin emir ve yasaklarını insanlara anlatmaya, onlara doğru yolu gostermeye, yetiştirmeye başladı Her gun pekcok kimse huzUruna gelir, hasta kalplerine şifa bularak giderlerdi Talebeleri gun gectikce coğalmaya, akın akın gelmeye başladılar Kısa zamanda ismi her tarafta duyuldu

Bilahare İstanbul'un manevi fatihi olacak olan Akşemseddin de Osmancık'ta muderrisken şeyhin evliyalık derecesini duymuş ve ona talebe olmak uzere Ankara'ya gelmişti Fakat şeyhin dukkan dukkan dolaşıp para topladığını gorunce, yanına varıp hikmetini sormadan Evliya para mı toplar, buralara boşuna gelmişimdiyerek oradan ayrıldı Zeynuddin Hafi hazretlerine talebe olmak uzere Mısır'a doğru yola cıktı Haleb'e vardığı gece bir ruya gordu Ruyasında, boynuna bir zincir takılmış ve zorla Ankara'da Hacı Bayramı Veli'nin eşiğine bırakılmıştı Zincirin ucu ise Hacı Bayram'ın elindeydil Bu ruya uzerine, Akşemseddin yaptığı hatayı anlayarak derhal Anakra'ya geri dondu Şehre ulaştığında Hacı Bayramı Veli'nin talebeleriyle ekin bicmeye gittiğini oğrendi Tarlaya gitti Fakat Hacı Bayram hazretleri ona hic iltifat etmediler Akşemseddin, diğer talebelerle birlikte ekin bicmeye başladı Yemek vakti geldiğinde, insanların ve orada bulunan kopeklerin yiyecekleri ayrıldı Hacı Bayramı Veli, talebeleriyle yemek yemeye başladı Yine Akşemseddin'e hic iltifat etmeyip, yemeğe cağırmadı Akşemseddin yaptığı hatayı bildiği icin, kendi kendine;

Ey nefsim! Sen, Allahu tealanın buyuk bir veli kulunu beğenmezsen, işte boyle yuzune bile bakmazlar Senin layık olduğun yer burasıdırdiyerek, kopeklerin yanına yaklaşıp, onlarla beraber yemeye başladı

Hacı Bayramı Veli hazretleri, Akşemseddin'in bu tevazuuna dayanamayarak; Kose! Kalbimize cabuk girdin, yanımıza gelbuyurup iltifat etti, kendi sofrasına oturttu Sonra ona; Zincirle zorla gelen misafiri, işte boyle ağırlarlardiyerek, onun gorduğu ruyayı, keramet gostererek anladığını bildirdi

Akşemseddin bundan sonra hocasının yanından hic ayrılmadı Sohbetlerini kacırmayarak, kalplere şifa olan nasihatlarını zevkle dinlemye başladı Hacı Bayramı Veli'nin teveccuhleri altında, kısa zamanda butun talebe arkadaşlarının onune gecti Nefsini terbiye etmekte herkesten ileri gitti

Akşemseddin'e icazet, diploma verdiğinde, bazıları;

Efendim! Sizde yıllarca okuyan talebelere hilafet vermediğiniz halde, bu yeni gelen Akşemseddin'i kısa zamanda hilafet ile şereflendirdiniz?dediler

Hacı Bayramı Veli de;

Bu oyle bir kosedir ki, bizden her ne gorup duydu ise hemen inandı Gorduklerinin ve işittiklerinin hikmetini de bizzat kendisi anladı Fakat yanımda yıllardır calışan talebeler, gorduklerinin ve duyduklarının hikmetini anlayamayıp bana sorarlar Ona hilafet vermemizin sebebi işte budurdiye cevap verdi
 
Geri
Üst