SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Guneş Enerjisi Nedir Guneş Enerjisi Hakkında Bilgi
İnsanoğlunun en buyuk emellerinden biri de Guneşin bu tukenmez enerjisinden istifade etmektir Bu tukenmez gucun bir mekanik alet imkanları arasında taklit etme emeli, korkunc bir şekilde hidrojen bombalarının patlamasıyla gercekleşmiştir
Guneş enerjisinden doğrudan doğruya (direkt) istifade edilebildiği gibi dolaylı yoldan da (endirekt) istifade etmek mumkundur Doğrudan doğruya guneş enerjisinden su ısıtmak, buhar temin etmek ve bu buharla turbo jenerator calıştırarak elektrik elde etme imkanları bulunduğu gibi, dolaylı yoldan; bitkilerde seluloz şeklinde biriken guneş enerjisinin sıvı veya gaz yakıtlar uretmek suretiyle gelecekte kullanılması da mumkundur
Guneşin ic tabakalarında 12 milyon derece civarında sıcaklığın mevcut olduğu hesaplanmıştır Bu yuksek sıcaklık hidrojen cekirdeğinin eriyip helyum ’a donuşmesine ve bu suretle buyuk miktarda enerjinin acığa cıkmasına sebep olmaktadır
“Bazı hesaplamalara gore guneşte yaklaşık 657 milyon hidrojen bir saniyede 653 ton helyum ’a donuşmektedir Yaklaşık yuzeyde 5530 derece sıcaklık hukum surduğu halde korona bir kac milyon derece kadar ısınır Bir sene icin hesap edilirse guneş 10^18 (1 rakamından sonra 18 adet sıfır olan bir rakam) Kilovat saat enerji yapar
Guneşlerin bir hidrojen Plazmasından meydana geldiğini fizikciler ifade etmektedirler PLAZMA: Cisimlerin dorduncu haline (katı, sıvı ve gaz halinden başka) Yunancada “Kalıplanmış, şekillenme ’ manasına gelen PLAZMA denir
PLAZMA fizikcilere gore 5000 derece veya daha fazla sıcaklıkta ısıtılmış bir gaz olduğu kanaatidir İşte Plazma ’nın muhafazası gercekleşirse (100 milyon derece bir saniye veya daha az bir zaman sabit tutulabilirse) nukleer zincirleme reaksiyon devam ederek enerji uretir Boylece insanoğlunun ihtiyacı olan enerji temin edilmiş olacaktır
Enerji, şuphesiz insanlık tarihinde bu gun olduğu kadar onem arz etmemiştir Ancak bu gun enerji kaynaklarının azalmaya başlaması ve ihtiyacın hızla artması enerjinin onemini arttırdığı gibi insanlığa da bir uzuntu kaynağı olmaya başlamıştır
Teknik seviyenin değişmeyeceği kabul edilirse petrol 1990 yılında sona erecektir 1973 yılındaki hesaplamalara gore petrol rezervleri 90 milyar ton olarak tespit edildi Gecmişte tuketilen enerji ve gittikce ihtiyactaki artış oranları nazara alınırsa petrolun 1992 yılında bitmiş olması gerekir Bu şekilde yapılan hesaplar petrol cağının sonunu hesaplamakta kesin netice vermeyeceği kanaatindeyiz Cunku biliyoruz ki, durmadan yeni kuyular bulunmaktadır 1973 yılında hesaplanan 90 milyar tondan
1960 yılında daha yarısı bile bilinmiyordu Oyleyse petrol ve diğer enerji kaynakları gelecek icin bir uzuntu kaynağı olmasına luzum yoktur Daha fazla petrol kaynaklarının bulunacağı hicbir şekilde utopik sayılmayacağı gibi, yeni keşfedilen (ve edilecek olan) ve tukenmeyen enerji kaynakları insanlığın endişesine su serpecek mahiyettedir
İnsanoğlu tarih boyunca devrinin teknik ve teknoloji imkanlarını kullanarak yeryuzunde, keşfedilen kaynaklardan istifade etmesini bilmiştir Nasıl anne rahminde basit ve kolayca beslenen bir cenin, dunyaya geldiği zaman anne memesini emme gibi bir zahmet ile beslenmesini temin eder, daha sonra buyudukce hem ihtiyacları artarak ve hem de temininde daha fazla gucluklerle karşılaşır Ama iktidarı nispetinde ihtiyaclarını temin eder Yirminci yuzyılda teknik ve teknolojinin doruk seviyeye ulaştığı bir devirde herhalde insanlar, en buyuk ihtiyacları olan enerji teminini ilk insanların elde eniği gibi elde etmek yoluna gitmeyeceklerdir Yeni metot ve imkanları değerlendirerek kainatta yaratılan enerji kaynaklarından istifade edeceklerdir Onun icin insanların karamsar olup endişeye duşmelerine luzum yoktur Diğer taraftan insanları endişeye sevk ederek duşunduren; sanayileşmenin getirdiği cevre kirlenmesi, hızlı nufus artışıyla beslenme eksikliği ve tabii kaynakların tukenmekte oluşu hususları ilerideki sayılarımızda ele alınacaktır
İnsanoğlunun en buyuk emellerinden biri de Guneşin bu tukenmez enerjisinden istifade etmektir Bu tukenmez gucun bir mekanik alet imkanları arasında taklit etme emeli, korkunc bir şekilde hidrojen bombalarının patlamasıyla gercekleşmiştir
Guneş enerjisinden doğrudan doğruya (direkt) istifade edilebildiği gibi dolaylı yoldan da (endirekt) istifade etmek mumkundur Doğrudan doğruya guneş enerjisinden su ısıtmak, buhar temin etmek ve bu buharla turbo jenerator calıştırarak elektrik elde etme imkanları bulunduğu gibi, dolaylı yoldan; bitkilerde seluloz şeklinde biriken guneş enerjisinin sıvı veya gaz yakıtlar uretmek suretiyle gelecekte kullanılması da mumkundur
Guneşin ic tabakalarında 12 milyon derece civarında sıcaklığın mevcut olduğu hesaplanmıştır Bu yuksek sıcaklık hidrojen cekirdeğinin eriyip helyum ’a donuşmesine ve bu suretle buyuk miktarda enerjinin acığa cıkmasına sebep olmaktadır
“Bazı hesaplamalara gore guneşte yaklaşık 657 milyon hidrojen bir saniyede 653 ton helyum ’a donuşmektedir Yaklaşık yuzeyde 5530 derece sıcaklık hukum surduğu halde korona bir kac milyon derece kadar ısınır Bir sene icin hesap edilirse guneş 10^18 (1 rakamından sonra 18 adet sıfır olan bir rakam) Kilovat saat enerji yapar
Guneşlerin bir hidrojen Plazmasından meydana geldiğini fizikciler ifade etmektedirler PLAZMA: Cisimlerin dorduncu haline (katı, sıvı ve gaz halinden başka) Yunancada “Kalıplanmış, şekillenme ’ manasına gelen PLAZMA denir
PLAZMA fizikcilere gore 5000 derece veya daha fazla sıcaklıkta ısıtılmış bir gaz olduğu kanaatidir İşte Plazma ’nın muhafazası gercekleşirse (100 milyon derece bir saniye veya daha az bir zaman sabit tutulabilirse) nukleer zincirleme reaksiyon devam ederek enerji uretir Boylece insanoğlunun ihtiyacı olan enerji temin edilmiş olacaktır
Enerji, şuphesiz insanlık tarihinde bu gun olduğu kadar onem arz etmemiştir Ancak bu gun enerji kaynaklarının azalmaya başlaması ve ihtiyacın hızla artması enerjinin onemini arttırdığı gibi insanlığa da bir uzuntu kaynağı olmaya başlamıştır
Teknik seviyenin değişmeyeceği kabul edilirse petrol 1990 yılında sona erecektir 1973 yılındaki hesaplamalara gore petrol rezervleri 90 milyar ton olarak tespit edildi Gecmişte tuketilen enerji ve gittikce ihtiyactaki artış oranları nazara alınırsa petrolun 1992 yılında bitmiş olması gerekir Bu şekilde yapılan hesaplar petrol cağının sonunu hesaplamakta kesin netice vermeyeceği kanaatindeyiz Cunku biliyoruz ki, durmadan yeni kuyular bulunmaktadır 1973 yılında hesaplanan 90 milyar tondan
1960 yılında daha yarısı bile bilinmiyordu Oyleyse petrol ve diğer enerji kaynakları gelecek icin bir uzuntu kaynağı olmasına luzum yoktur Daha fazla petrol kaynaklarının bulunacağı hicbir şekilde utopik sayılmayacağı gibi, yeni keşfedilen (ve edilecek olan) ve tukenmeyen enerji kaynakları insanlığın endişesine su serpecek mahiyettedir
İnsanoğlu tarih boyunca devrinin teknik ve teknoloji imkanlarını kullanarak yeryuzunde, keşfedilen kaynaklardan istifade etmesini bilmiştir Nasıl anne rahminde basit ve kolayca beslenen bir cenin, dunyaya geldiği zaman anne memesini emme gibi bir zahmet ile beslenmesini temin eder, daha sonra buyudukce hem ihtiyacları artarak ve hem de temininde daha fazla gucluklerle karşılaşır Ama iktidarı nispetinde ihtiyaclarını temin eder Yirminci yuzyılda teknik ve teknolojinin doruk seviyeye ulaştığı bir devirde herhalde insanlar, en buyuk ihtiyacları olan enerji teminini ilk insanların elde eniği gibi elde etmek yoluna gitmeyeceklerdir Yeni metot ve imkanları değerlendirerek kainatta yaratılan enerji kaynaklarından istifade edeceklerdir Onun icin insanların karamsar olup endişeye duşmelerine luzum yoktur Diğer taraftan insanları endişeye sevk ederek duşunduren; sanayileşmenin getirdiği cevre kirlenmesi, hızlı nufus artışıyla beslenme eksikliği ve tabii kaynakların tukenmekte oluşu hususları ilerideki sayılarımızda ele alınacaktır