AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Garip Hafız Kimdir Kısaca

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Garip Hafız Kimdir
Ilginç Hafız hakkında veri
Garip Hafız'ın ismi, İbrâhim Hakkı`dır Erzurumlu İbrâhim Hakkıhazretlerinin neslindendir 1903 (H1321) yılında Erzurum`un Cedidmahallesinde dünyaya geldi Anadolu`dayetişen velîlerdendir Anne göre dedesi HacıMâhir Efendi,Rıfâî tarîkatı şeyhiydi
Ilginç Hâfız, küçük yaşta her bahar annesiile birlikte dayısının yanına Erciş kasabasına giderdi Buraya yakınolan Tortum Şelâlesi kıyısında akranları ile oynardı Bir gün yineşelâlenin kıyısında oynarken, bir bektaşî dedesi gelerek, çocuklara;Buradan altında atlayabilir misiniz? diye sordu O zamanlar beş yaşındaolan Ilginç Hâfız; Ben atlarım diyerek yukarıdan şelâlenin döküldüğüyere atladı Allahü teâlânın yardımı ile suya değmesi ile top gibisıçrayarak kenara düşmesi bir oldu Şelâlenin yan keçi yolundanyukarı çıktı Hâdise aleyhinde dehşete kapılan bektâşi dedesikorkusundan çabucak uzaklaşıp gitti
Garip Hâfız, Erzurum`da Mustafa NiyâziEfendiden Kur`ânı kerîm dersi aldı ve ezberledi Hacı Ahmed Efendidenhat sanatını öğrendi Kur`ânı kerîmi fazla güzel okurdu Mustafa NiyâziEfendi, GaripHâfız`ı talebeliğe kabûl etmeden önce istihâreye yatmasınıve rüyâda ne gördüğünü söylemesini istedi Rüyâsında hocası MustafaNiyâzî Efendi elinden tutarak câmiye götürdü Câminin içerisinde on ikiâlim yarım dâire, halka kurup oturmuşlardı Mustafa Niyâzi Efendicâmideki âlimlere; Beyler bu çocuk kırâat ilmini öğrenmekte talebeolmak ister Ne buyurursunuz? diye sordu Onlar; Oku Hâfız! Oku!dedi Ertesi gün Acayip Hâfız rüyâsını Mustafa Niyâzi Efendiye anlattıve ona talebe olarak kırâat ilmini öğrendi On iki yaşına geldiğindeannesini kaybeden Acayip Hâfız, Erzurum`dan Sivas`a gitti BuradaKazancızâde Belirlenmiş Edip Efendinin sohbetlerine devâm etti ve ondan feyzaldı Sivas Dârülmuallimîn okulunda Arapça ve Kur`ânı kerîm hocalığıyaptı
Sivas`tan Merzifon`un Gümüş kasabasınagelerek Halîliye Medresesinde ders vermeye başlayan Garip Hâfız,senelerce güzel ahlâkı müslümanlara öğretti Ilginç Hâfız; fazla nazik,nâzik ve yumuşak idi Kimseyi asla incitmezdi Birisinin hatâsınıgörse onu diğer yollardan duyurur; Sen böyle yapıyorsun diyerekyüzüne vurmazdı İbâdetlerini çok bakımlı yapardı Dikkati çeken herşeyden sakınırdı Son derece terbiyeli, hayâ sâhibiydi Sohbetlerindekimseyi sıkmazdı Tüm hayâtını diz üstü oturmakla geçirdi Sohbetinegelenler ne murâd ederlerse, sormadan cevâb alırlardı
Hazreti Muâviye efendimize buğzeden üçkişi Gümüş`te sohbetine geldi Efendi! Muâviye hakkında nebuyurursunuz? diye sordular Acayip Hâfız; Hazreti Muâviyesahâbedendir Sevenler selâmettedir Karşı bulunanlar azaptadır O,sahâbenin büyüklerindendir Resûlullah efendimizin hadîsleri ileövülmüştür İmâmı Hüseyin efendimizin şehâdetine sebeb olan Yezid dahison nefesinde îmânını muhâfaza edebildi ise, onun hakkında bile kötüsöylemek tehlikelidir buyurdu
Ilginç Hâfız`ın ziyâretine gelen bir zât;Hoca Efendi! Ben de sizin gibi olmak istiyorum deyince;
Pazarda satılsa otuza kırka
Ben de alırım vücûduma böylece bir hırka
cevâbını verdi
Taşovalı Kadir Hâfız bir gün iki arkadaşıile ziyâretine geldi ve; Efendim! Nefsini tanıyan, Rabbinitanır hadîsi şerîfi üzerine sohbet buyurursanız, memnunoluruz dedi Garip Hâfız; Evlâdım! Bu makam fazla yüksek bir makamdırSiz şerîatin emirleri ile iktifâ edin Basamak basamak çıkın bumakâma dedikten daha sonra şu beyitleri okudu:
Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî edeHak
Pâdişâh saraya konmaz, hâne mamûrolmadan
Kenz açılmaz şol gönülde tâ fakat pürnûrolmadan
Mûtû kable en temûtû sırrına mazharolan
Haşrü neşri bunda fark etti nefhai sûrolmadan
Biz ricâlız, gelmişiz kim gör ezeldentâebed
İçmişiz aşkın şarâbın âbı engûrolmadan
Bir acîb aşka düşmüş yanar şemsi müdâm
Hakka makbûl elde etmek ister, halka menfûrolmadan
daha sonra; Bâzıları, kendisi bu halde,bu makamda olmadıkları halde, buralardan laf ederler İnsana faydalıolan iki türlü ilim vardır Biri ilmi diyânet, diğeri ilmitebâbettir dedikten daha sonra Kadir Hâfız`a dönerek; Sen o güngörürsün, o vakitte dağların paramparça olduğunu meâlindekiâyeti kerîmeyi okudu O zât içinden; Ben nefsden sual arzettimEfendi bana dağların yıkılacağından bahsetti diye geçirirken, GaripHâfız; Nefs dağı, görmüş olduğun dağlardan kavidir, kuvvetlidir Nefsdağlarının parçalanması ile dosta kavuşma yolları açılır buyurdu
Ilginç Hâfız, ömrünün sonlarına doğruMerzifon`a yerleşti İlim öğretmeye burada da devâm etti 1976 (H1396)senesinde Ankara`da vefât eden Acayip Hâfız, Gümüş`de HalîliyeMedresesine defnedildi Vefâtında mezarının üstüne türbe yapılmamasınıvasiyet etti
Alıntıdır *
 
Garip Hafız, asıl adı İbrahim Hakkı olan bir dini şahsiyettir. 1903 yılında Erzurum'da doğmuş ve Anadolu'da yetişen bir veli olarak bilinmektedir. Dedesi olan Hacı Mâhir Efendi'nin Rıfai tarikatı şeyhi olduğu bilinmektedir. İlk öğrenimini Erzurum'da tamamlayan Garip Hafız, Kur'an-ı Kerim derslerini Mustafa Niyazi Efendi'den almış ve ezberlemiştir. Daha sonra hat sanatını da Hacı Ahmed Efendi'den öğrenmiştir.

Genç yaşta İbrahim Hakkı, Erzurum'dan Sivas'a gitmiş ve orada Kazancızâde Belirlenmiş Edip Efendi'den dersler almıştır. Daha sonra Merzifon'un Gümüş kasabasında Halîliye Medresesinde ders vermiş ve güzel ahlakıyla insanlara örnek olmuştur. İbrahim Hakkı, son derece nazik, terbiyeli ve saygılı bir kişiliğe sahipti. Herkese karşı incitici olmayan bir tutumu vardı ve ibadetlerine özen gösterirdi.

Garip Hafız'ın sohbetlerinde herkese hürmetle yaklaştığı ve herkesin isteğini sormadan önce cevapladığı bilinmektedir. Ayrıca, Muâviye Efendisi hakkında yapılan bir soruya verdiği cevap da anlamlıdır. İbrahim Hakkı'nın ölümünden sonra, vefatında mezarının üstüne türbe yapılmamasını vasiyet etmesi de dikkat çekicidir.

Garip Hafız, ömrünün sonlarına doğru Merzifon'a yerleşmiş ve ilim öğretmeye burada devam etmiştir. 1976 yılında Ankara'da vefat etmiş ve Gümüş'teki Halîliye Medresesine defnedilmiştir. Onun hayatı, örnek ahlakı ve dini bilgisi ile tanınmış biri olarak hatırlanmaktadır.
 
Geri
Üst