AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Feminizm ve Varoluşculuk

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
52.415
Tepkime puanı
1
Puan
1
Feminizm ve Varoluşculuk nedir,
Feminizm ve Varoluşculuk hakkında bilgi
Feminizm ve Varoluşculuk
Feminist kuramlar icinde kadının kişi olarak kendi benliğini oluşturması gerektiği goruşu varoluşculuk felsefesinden turetilmektedir Bu konuda en onemli calışmaları Simone de Beauvoir ikinci cinsisimli kitabı ile yapmıştır Yazar bu kitabında goruşlerini şoyle acıklamaktadır: Erkeğin, kendisini cocukluktan itibaren hissettiren avantajı, bir insan uğraşının hicbir şekilde bir erkek olarak yazgısına ters duşmemesidir
Buna karşılık kadından, kadınlığını gercekleştirebilmesi icin kendisini nesne ve kurban haline getirmesi istenir: bu da, egemen ozne olma iddialarını bir yana bırakmak zorunda kalması demektir Ozgurleşmiş kadının durumuna ozellikle damgasını vuran, işte bu celişkidir Eksik olmayı kabul etmediği icin kendisini kadın roluyle sınırlandırmak istemez; ote yandan kendi cinselliğini yadsımak da eksik olmak anlamına gelir Erkek, cinselliği olan bir insandır: kadında ancak cinselliği olan bir insan olduğu zaman erkek ile eşit bir birey olur Kadınlığını yadsıması insanlığının bir bolumunu yadsıması demektirVaroluşcu felsefeye gore insan doğayı aşabildiği olcude insandır İnsan olmak sadece yaşamak değil, yaşama değer katacak projeler uretmek, yeni araclar icat etmek, geleceği bicimlendirmektir Var olan koşullara boyun eğen, insanlıktan uzak yaşama koşullarını da benimsemiş olmaktadır Kısacası insan yaşadığı surece varlığının anlamını sorgulamak zorundadır
Beauvoir'e gure Ataerkil toplum duzeninde kadın, ensoi ya da oteki rolune mahkUm edilirken, erkek poursoi'nin aşkın ayrıcalıklarının tadını cıkarıyordu Tasan aracılığıyla doğaya ve kadına egemen olduBu bağlamda kadınların var olan toplumsal duzende oteki olarak yaşamayı kabul edip icselleştirirlerse şizofreniye ve umitsizliğe kapılacağını soylemektedir Bu aynı zamanda nesne olmayı da kabul etmek anlamına gelmektedir Yazar diğer feminist yazarlar gibi kadınların kendilerini geliştirebilmek icin akılcı ozelliklerini ve eleştirel yetilerini guclendirmelerini onermektedir Kadınlar nesne olmayı ret ederlerse onları nesne olarak gorenleri, onları ozne olarak gormeye zorlayacaklarını soylemektedir
Adrienne Rich ise, kadınların, onlara ideolojik olarak boyun eğdiren sahtelikleri kırabilmeleri icin, kendi haklarında doğruyu soylemeyi oğrenmelerinin zorunlu olduğuna dikkat ceker Feministlerin de kendi doğrularının değerlendirileceği karşı bir gelenek yaratmaları gerekmektedir, cunku gercekliğin toplumsal inşasıortak bir caba gerektirmektedir Kişinin gercekliği ve doğrularının değer gormesi, toplumsal hayatta başkaları ile etkileşimi sayesinde olmaktadır Boylece ataerkil kulture karşı alternatif bir tanıklık ile onu tanımlamak ancak, ona karşı alternatif bir otekikultur oluşturabilecek tir Alternatif otekikulturun oluşumu icin ise radikal feminist kuramcılar farklı cozum yollan uretmektedirler
Alıntı
 
Feminizm ve varoluşçuluk arasındaki ilişki, kadının birey olarak kendi benliğini oluşturması gerektiği görüşünün varoluşçuluk felsefesinden türetildiği şeklinde ifade edilir. Bu konuda en önemli çalışmaları yapan isimlerden biri ise Simone de Beauvoir'dir. Beauvoir, "İkinci Cins" adlı kitabında erkek ve kadın arasındaki toplumsal cinsiyet rollerini ve bu rollerin yarattığı çelişkileri ele almaktadır.

Beauvoir'a göre, ataerkil toplum düzeninde kadın ensoi ya da öteki rolüne mahkum edilirken, erkek poursoi'nin aşkın ayrıcalıklarını deneyimlemektedir. Kadınlar var olan toplumsal düzende öteki olarak yaşamayı kabul edip içselleştirirlerse şizofreniye ve umutsuzluğa kapılabilirler. Bu durum aynı zamanda nesne olmayı kabul etmek anlamına gelir. Beauvoir, kadınların kendilerini geliştirebilmeleri için akılcı özelliklerini ve eleştirel yetilerini güçlendirmeleri gerektiğini vurgular. Kadınlar nesne olmayı reddederlerse, onları nesne olarak görenleri onları özne olarak görmeye zorlayacaklarına inanır.

Diğer bir feminist yazar Adrienne Rich ise, kadınların ideolojik baskılara karşı doğrularını ortaya koymalarının önemine dikkat çeker. Feministlerin kendi doğrularının değerlendirileceği ve karşı bir gelenek yaratmaları gerektiğini belirtir. Gerçekliğin toplumsal inşası ortak bir çaba gerektirir ve kişinin gerçekliği ve doğrularının toplumsal hayatta değer görmesi, başkalarıyla etkileşim içinde olmaktan geçer. Bu sayede ataerkil kültüre karşı alternatif bir tanıklık oluşturulabilir ve ona karşı alternatif bir diğer kültür inşa edilebilir.

Sonuç olarak, feminizm ve varoluşçuluk arasındaki bu ilişki kadının bireysel ve toplumsal kimliğini oluşturması, özgürlüğünü kazanması ve toplumsal cinsiyet rollerine karşı çıkması yoluyla kadınların varoluşsal sorunları ele almasını sağlar. Bu düşüncelerin ışığında, kadınların kendi özneleşmeleri ve güçlenmeleri, toplumsal cinsiyet eşitliği ve adaleti için mücadele etmeleri önemli bir adımdır.
 
Geri
Üst