AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Ermeni Kültürü,Ermeni Kültürü Hakkında Bilgi

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Ermeni bayramları,ermeni yemekleri,
ermeni müzikleri,ermenilerin kültürel özellikleri
Ermenilerin Kökenim 1
Anadolu'nun bugün halen yaşamış en eski kavimlerinden biri olan Ermenilerin kökeni kimi kaynaklara göre Urartular'a dek uzanır Tarihçilerin üzerinde uzlaştığı temel görüşlerden biri ise, Ermenilerin, MÖ 700'lerde Fırat'ın doğusuna yerleşen HintAvrupa kökenli Phrygialılar'ın bir kolunun, bölgenin eski halklarının kalıntıları (Urartular, Hurriler) ve Kafkas kökenli halklarla karışmasından meydana geldiğidir
Çevreden gelen aralıksız akınlarla yaşadıkları bölgede ayakta kalmaya çalışan Ermeniler'in tarihi, sona ermek bilmeyen bir devlet kurma ve yitirme mücadelesini anlatır Başta İranlılar, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Araplar ve değişik Türk Beylikleri edinmek üzere pek çok ulusla savaşan, tarih boyunca çoğu zaman kendi toprakları üzerindeki egemenliklerini yitiren Ermeniler, buna karşın dillerini ve kültürlerini yaşatmayı, kısaca var olmayı becerebildiler
Hıristiyanlık ve Ermeniler
Ermeniler, Hıristiyanlık'la başlangıçta MS 1yüzyılda tanıştı İsa'nın havarilerinden Aziz Tadeos, Aziz Bartolomeos ve takipçilerinin çabaları doğru o güne dek putperest olan geniş bir Ermeni topluluğu Hıristiyanlığı kabul etti Romalılar'ın buna karşı çıkmasına, 197 ve 230 yıllarında, Anadolu'da yaşamış Hıristiyan Ermeniler'i kırımdan geçirmesine karşın Hıristiyanlığın Ermeniler aralarında yayılması durdurulamadı Nihayet 301 yılında, Aziz Krikor'un önderliği sonucunda 3 Dırtad, Hıristiyanlığı Ermeni Krallığı'nın devlete ait dini olarak kabul etti
Kutsal metinlerin Ermenice'ye çevirilmesi ihtiyacı, Aziz Mesrob'un 404 yılında Ermeni alfabesini yaratmasıyla sonuçlandı Altın Çağ olarak adlandırılan bir kültürel devrimin kapılarını açan bu gelişme, Ermeni ulusunun ileride, farklı alanlara yönlendirilmiş imkansızlıklar aşağı bile varlığını koruyabilmesini sağlayan en önemli unsur olacaktı
451 yılında toplanan Kadıköy Konsili'nin kararlarını benimsemeyen ve o tarihten bu yana Hıristiyanlık içerisinde egemen bir kol olarak yaşamayı sürdüren Ermeni Kilisesi, bugün sekiz milyonu aşkın üyesiyle, dünyada 50 milyondan pozitif üyesi yer alan Kadim Ortodoks Kiliseler ailesine mensuptur
Bizans Başkentinde Ermeniler
İstanbul Doğu Roma İmparatorluğu'nun merkezi olduktan daha sonra, 360 yılında Ermeni Katolikosu (Başpatrik) 1 Nerses'in Yassıada'ya sürüldüğü sırada başkentte minik bir Ermeni cemaati zaten vardı Bizans İmparatorları 6 ve 10 yüzyıllarda Ermeniler'in İstanbul'a göçünü teşvik ettiler
Katolikos 2 Hovhannes (565574), Persler'e karşı başarısız bir isyandan sonra, çoğu Ermeni soylusunun refakatinde İstanbul'a sığındı Ermeniler kendi dilleriyle ibadete başladılar, Bizans ordusunda paralı asker olarak atama yaptılar ve imparatorluk içinde yüksek makamlara eriştiler İmparator Moris, Mezizios, İmparator FilipikosVartan, Ardavazd, Alexios Museles, Bardanes, Arsaber, Leo V, İmparator Makedonyalı Vasil, RomanosLekapenos gibi birçok Bizans yöneticisi, Sezar Bardas, Gramerci Ioannis, Fotios ve Filozof Leo gibi bilim adamları ayrıntılarıyla ya da kısmen Ermeni idi Depremden hasar görebilen Aya Sofya'nın kubbesinin onarımını üstlenen mimar, Ani'li bir Ermeni'ydi ve Dırtad adını taşıyordu
Osmanlı Döneminde İstanbul Ermenileri
Ermeni cemaati ile yakın ilişki içerisinde olan Fatih Sultan Mehmet, Bizans döneminde Batı Anadolu, Trakya ve Balkanlar'daki Ermeniler üstünde nüfuzu olan ve o tarihe değin Bursa'da bulunan Ruhani Reislik makamını 1461 yılında Patriklik seviyesine yükseltti Müslüman bir Sultan'ın bir Hıristiyan Patrikliği'ni tesisi, daha önce güya görünmeyen bir olay olarak tarihe geçti
15 ve 18 yüzyıllarda, Kırım, Doğu Anadolu, İran ve Kafkasya'dan çoğu Ermeni İstanbul'a göç etti Gitgide Artarak genişleyen Osmanlı topraklarındaki bütün Ermeni cemaatleri İstanbul Ermeni Patriği'ni milletbaşı olarak tanıdılar
İstanbul'daki ilk Ermeni matbaası, bir din adamı olan Apkar Tıbir göre açıldı (1567) Bitlisli 9 Hovhannes Golod İstanbul Patriği seçilince (1715) Ermeni cemaatinin yaşamında kültürel bir rönesans başladı Batı Ermenicesi grameri hazırlandı Ruhbanlık dışı ilk Ermeni okulu Tıbranots Kumkapı'da öğretime açıldı (1790) İstanbullu'ların birincil Ermenice gazetesi, Lro Leke Medzi Derutyan Osmanyan (Büyük Osmanlı Devleti Gazetesi) yayımlanmaya başlandı (1832) Birincil İstanbul Ermeni tiyatro kumpanyası Hasköy'de perdelerini açtı (1858) 1850'lerin sonunda, Ermeni okullarının sayısı yalnızca İstanbul'da 40'ı aşıyordu Yayımlanan Ermenice gazete sayısı ise 20'yi buluyordu
Ermenilerin Kökeni 2
Ermeni Katolik cemaati özellikle Fransız Elçisi'nin çabalarıyla 1831 yılında İstanbul'da resmi olarak oluştu Bu tarihten 20 sene dek daha sonra, 1853'te bu kez İngiliz Elçisi ile Amerikalı misyonerlerin çabaları sonucunda, Ermeni Protestan cemaati kuruldu
Ermeni cemaati 15 ve 19 yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'na sayısız devlet ve bilim adamı, böylece paha biçilmez sanatkâr verdi Ermeni mimarlar başkent İstanbul'u camiler ve saraylar ilk kez almak üzere, birbirinden güzel yapılarla donattı Bu yapıların pek birçok bugün de ayakta duruyor ve kenti süslemeye devam ediyor
Ermeni cemaatinin kendi sosyal ve kültürel meselelerine ilişkin talepleri 1840'lı yıllardan başlayarak, değişik oluşumlarla Babı Alî'den karşılık buldu Sultan 1 Abdülmecit'in emriyle, Ermeni cemaatinin yönetimi için ilk devlete ait Ruhanî ve Cismanî Meclisler 1847 yılında oluşturuldu Nizamnamei Ahalii Ermeniyân adını içeren cemaat tüzüğü ise 17 Mart 1863'te Sultan 1 Abdülaziz kadar onaylandı Halkın iradesine siklet veren ve toplum yöneticilerini seçimle göreve getiren Nizamname, ülkemizdeki halkçılaşma sürecinin şayet de birincil yazılı belgesi oldu
19 yüzyılın sonlarına dek, İstanbul Ermeni Patrikliği'ne Orta Doğu'dan Avrupa'ya, Kuzey Afrika'dan ABD'ye çok geniş bir cemaat topluluğu alt bulunuyordu Ancak, Osmanlı İmparatorluğu artık çözülme sürecine girmişti Farklı Alanlara Yönlendirilmiş milletler imparatorluktan ayrılıp, bağımsızlıklarını duyuru ettiler Osmanlı Ermenileri'nin büyük çoğunluğu Osmanlı Devleti'nin geleceğine olan inancını sürdürüyordu, ama bazıları, mevcut hengâme ortamında can ve mülk güvenliğinden üzüntü duyduğunu açıklama ederken buna kültürel otonomi gibi taleplerini de ekliyordu Ufak bir azınlık ise özgür kazanmanın peşindeydi Büyük devletlerin de çabaları sonucunda, kadim TürkErmeni dostluğu yavaş yavaş yerini güvensizlik ortamına bıraktı Ermeni literatürüne Medz Yeğern (Büyük Facia) olarak geçen tehcirin sonuçları yıkıcı oldu (1915)
Cumhuriyet Döneminde Ermeniler
1923'te Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu yeni Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi Osmanlı'daki çok milletli sistem kaldırılarak, millet devlet ve yurttaşlık sistemi benimsendi Ermeniler resmen azınlık statüsüne geçtiler İstanbul Ermeni Patrikliği 192227 arasında 5 sene patriksiz kaldıktan sonradan Muşlu I Mesrob Türkiye Ermenileri'nin 80 Patriği oldu
Medeni Kanun'un kabulüyle birlikte Osmanlı döneminde uygulanan her cemaati kendi dini yasalarına tarafından yönetme şekli ortadan kaldırıldı Patrikler cemaatin dini ve sosyal kurumlarının ruhani gözetmeni sayıldı
1935'te Vakıflar Kanunu Devlete Ait Gazete'de yayımlandı Kilise, okul, hastane, yetimhane gibi Ermeni kurumlarının ast olduğu tüm vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün denetimine geçirildi 1942'de çıkartılan Varlık Vergisi Kanunu tüm diğer azınlıklar gibi Ermeniler üzerinde de yıkıcı etkiler yarattı
Cumhuriyet döneminde açılan ilk ve tek ruhban okulu, Üsküdar'daki Surp Haç Tıbrevank Ruhban Okulu oldu (1954) Fakat 1969'da okulun teoloji bölümü İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nce kapatıldı
Ermeni cemaati Kurucu Meclis'e olduğu gibi, daha sonraki yıllarda TBMM'ye de milletvekilleri gönderdi Dr Zakar Tarver ve Mıgırdiç Şellefyan'dan sonra, 1960 tarihinden itibaren ise Meclis'te hiçbir Ermeni milletvekili yer almadı
Türkiye Ermenileri Patrikliği'nin 500 kuruluş yılı 1961 yılında kutlandı Yetim bir tehcir çocuğu olan Yozgatlı Patrik I Şnorhk, yurtdışında Türk diplomatlarına yönelen terörizmin gitgide artarak tırmandığı engebeli bir dönemde devir yaptı Verdiği demeçlerde, diaspora Ermenileri'nin Türkiye aleyhtarı gösterilerini hiçbir zaman onaylamayacağını bildirdi ilk kez bir Cumhuriyet çocuğu, İstanbullu II Karekin, Türkiye Ermenileri 83 Patriği seçildi (1990) Cemaati 2000'li yıllara taşıyacak olan 84 Patrik ise İstanbullu II Mesrob oldu (1998)
Bu topraklardaki geçmişi 2700'ü yılı aşan Türkiye Ermenileri, bugün 70 bini aşkın üyesiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük azınlık nüfusunu oluşturuyor Büyük çoğunluğu İstanbul'da elde etmek üzere 33 kiliseye, ilk, orta ve lise derecesinde 20 eğitim kurumuna sahip olan Türkiye Ermeni Cemaati hem, hastane, vakıf, dernek gibi farklı alanlara yönlendirilmiş cemaat kurumlarını da kendi bağışlarıyla ayakta tutuyor *
 
Ermeni kültürü oldukça zengin ve tarihi derinliğe sahip bir kültürdür. Ermeni bayramları, Ermeni yemekleri, Ermeni müzikleri ve Ermenilerin kültürel özellikleriyle ilgili detaylı bilgi vermek isterim:

Ermeni bayramları, genellikle dini ve kültürel temellere dayanır. Örneğin, Ermeni Noel'i olarak kutlanan Zadig Gaghant, Meryem Ana Bayramı, Vaftizci Yahya Bayramı gibi dini bayramlar bulunmaktadır. Ayrıca Ermeniler, Vartanants Savaşı'nı anmak için Vartanants Bayramı'nı kutlarlar. Bunların yanı sıra, Ermenilerin milli bayramları da bulunmaktadır.

Ermeni yemekleri, genellikle zengin çeşitliliği ve lezzetleriyle dikkat çeker. Kebap, dolma, sarma, pilav, lahmacun gibi geleneksel Türk mutfağının etkisiyle de şekillenen yemeklerin yanı sıra, harisa, khorovats, dolma ve baklava gibi özgün Ermeni yemekleri de bulunmaktadır.

Ermeni müzikleri, genellikle duygusal ve melankolik bir yapıya sahiptir. Enstrümanlar arasında duduk (ney), ud, keman gibi çalgılar sıkça kullanılır. Ermeni halk müziği genellikle danslara eşlik ederken, kilise müziği de önemli bir yere sahiptir.

Ermenilerin kültürel özellikleri arasında dil, edebiyat, sanat, mimari ve el sanatları gibi alanlarda önemli bir mirasa sahip olmaları bulunmaktadır. Ermenice, Ermeni kültürünün temel taşlarından biridir ve zengin bir edebiyat geleneğine sahiptir. Ayrıca Ermeni kiliseleri, katedralleri ve manastırlarıyla meşhurdur. El işi ve el sanatları da oldukça gelişmiş ve detaylıdır.

Ermenilerin kökeniyle ilgili verdiğiniz bilgiler ise Ermeni tarih ve kültürünün derin bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir. Urartular dönemine kadar uzanan kökenleri, karışık ve zorlu tarihi süreçleri, Hıristiyanlıkla olan ilişkileri ve kültürel miraslarını koruma çabaları, Ermenilerin geçmişten günümüze büyük mücadeleler verdiğini ve kimliklerini koruduğunu göstermektedir.

Ermeni kültürü hakkında verdiğiniz detaylı bilgiler için teşekkür ederim. Ermeni kültürü, tarih ve mirasının korunması ve tanıtılmasında büyük öneme sahiptir.
 
Geri
Üst