AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hoş Geldin!

Bize kaydolarak topluluğumuzun diğer üyeleriyle tartışabilir, paylaşabilir ve özel mesaj gönderebilirsiniz.

Şimdi Kaydolun!

Emes Hastalığı Hakkında Bilgi - Multipl Skleroz Nedir

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Multipl Skleroz Bilgi - Emes Hastalığı Nedir - MS - Emes




Multipl skleroz ya da kısaca MS olarak söylenen hastalığınız olduğunu doktorunuzdan öğrendiniz. MS sinir sisteminin kronik bir hastalığıdır. Belirtileri basit bir görme bulanıklığından tam bir felç arasında değişir. Çok çok nadiren öldürücüdür.


MS’in nedeni nedir



Bugünkü bilgilerimize göre MS’a kesin neden olabilecek bir sebep ortaya konulamamıştır. Yapılan değişik araştırmalarda, hastalığa neden olabilecek çok çeşitli nedenler (daha önce geçirilmiş virütik infeksiyonlar, çevreden kaynaklanan bazı zehirli maddeler, beslenme alışkanlıkları, coğrafi faktörler, vücudun savunma sisteminde bozukluk…) ileriye sürülmüşse de hiç birisi kesin neden olarak ortaya konulamamıştır.


MS nasıl oluşur



Vücuttaki sinir lifleri - hem beyinde hem de omurilikte - myelin olarak adlandırılan ve sinir liflerinin etrafını saran koruyucu bir kılıfla sarılıdır. Bu bir elektrik kablosunun etrafını saran koruyucu olan ve kısa devreleri önleyen plastiğe benzetilebilir. Multipl skleroz bu myelin kılıfının yıkılması sonucu ortaya çıkar. Myelin kılıfı herhangi bir yerden yıkıldığında - parçalandığında beyinden çıkan ya da beyine giden elektrik akımları yavaşlar ve ilgili yerlere gidemez ya da yanlış yerlere doğru yönlenir. Böylece MS’un belirtileri ortaya çıkar. Bunlar yama şeklinde, beynin ya da omuriliğin değişik yerlerinde aynı veya farklı zamanlarda, birden çok yerde (Multiple) ortaya çıkar. Ve bu yerlerde, parçalanan myelin kılıfı yerinde sert bir doku (Skleroz) oluşur.


Kılıf erimesi-harabiyeti - sert doku düzelir mi



Genellikle vücut tarafından tamir edilir ve harabiyete bağlı oluşan şikayetlerde bu düzelme ile ortadan kalkar. Ancak bazen atakların sık olması, düzelmeye-tamire fırsat vermez ve sekeller (kalıcı fonksiyonel bozukluklar) ortaya çıkar.

Ne kadar sıklıkla ortaya çıkar?
Hastalığın sıklığı ülkeden ülkeye, iklimden iklime farklılıklar gösterir. Ilıman iklimlerde daha sık olarak izlenir. Kadınlarda, erkeklere göre biraz daha az oranda izlenir. Ortalama olarak 100.000 kişide 5 ile 30 kişide görülür.


MS’un belirtileri nelerdir



Çok değişik şekilde ortaya çıkabilir. Bu belirtiler beyni, beyinciği, beyin sapını ve omurilikte etkilediği yerlere göre değişmekle birlikte genel olarak; vücutta uyuşmalar, kas güçsüzlüğü, aralıklı bitkinlik, hareketlerde dengesizlik, bulanık-çift görme, baş dönmesi şeklinde ortaya çıkabilir. Bu belirtiler tek başına ya da birden fazlası bir arada ortaya çıkabilir. Bazıları hastalığın başlangıç döneminde ortaya çıkar, bazıları ise geç dönemde ortaya çıkabilir.

MS’in santral sinir sisteminin bir çok alanını etkilemesi kliniğe de yansımakta ve hastalarda birden çok belirtiye sebep olmaktadır. Hastalığın ilk atağında genellikle tek bir bulgu bulunmakla birlikte, birden fazlada bulgu da bulunabilmektedir. Ataklarda en sık görülen belirtiler, bir tarafta veya bir veya birden çok ekstremitede kuvvetsizlik, uyuşukluk gibi kuvvet kaybı veya duyu bozukluğu, bir gözde ağrılı görme kaybı veya bulanık görme, çift görme, yürüyüş bozukluğu(yalpalayarak yürüme), konuşma bozukluğu, dengesizlik, idrar yapmada zorluk veya idrar kaçırma, cinsel fonksiyon bozuklukları, yorgunluk gibi bulgular değişik sıklıkta görülebilmektedir. Egzersiz veya çok sıcak bir banyodan sonra veya sıcak havalarda uzun süre güneşlenmek yada infeksiyonlara bağlı vücut ısısının yükseldiği durumlarda mevcut nörolojik bulguların ağırlaşması MS’te görülen belirtilerdendir. Başın öne doğru ani eğilmesi ile kol ve bacaklarda ani bir iğnelenme ve elektriklenme şeklinde hissin ortaya çıkması MS’li hastalarda bulunabilen diğer bir belirtidir. Bunların dışında MS’te nadir olarak karşılaşılabilecek bulgular arasında lisan fonksiyonlarında bozukluk (Afazi), epileptik nöbet, psikiyatrik bozukluklar (Psikoz, affktif bozukluklar, depresyon), unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilerdir. Yukarıdaki belirtilerden bir veya daha fazlası birarada bulunabilir. Bazıları hastalığın başlangıç döneminde ortaya çıkar, bazıları ise geç dönemde ortaya çıkabilir. Fakat unutmamak gerekir ki bu belirti ve bulgular MS’e özgü olmayıp birçok nörolojik hastalıkta görülebilmektedir. Bu belirtileri olanlarda MS’i düşündürebilecek en önemli ip uçları şunlardır. Şikayetlerin genç yaşta (20-40 yaş) başlaması, beyinin değişik yerlerinin tutulduğuna ait birden çok belirtinin olması ve bu belirtilerin tekrarlayıcı nitelikte olması yani belirli bir süre devam edip tam yada tama yakın düzelmesi ve bir süre sonra aynı veya değişik bulguların tekrar başlamasıdır. Bir örnek vermek gerekirse 5 yıl önce bir gözde 15-20 gün kadar sürerek düzelen görme kaybı bulunan 20 yaşındaki bir hastada bundan 1 yıl sonra bir ay içinde düzelen dengesizlik, bir tarafında his kusuru, yalpalayarak yürüme ve konuşma bozukluğu yakınmasının bulunması ve son olarak idrar kaçırma, çift görme ve bir tarafında kuvvetsizlik gelişmesi ataklarla seyreden bir MS hastasına örnek olarak gösterilebilir.
Görüldüğü gibi MS’te birçok belirti ve bulgu bulunmakta ve hastalık değişik şekilde seyredebilmektedir. Fakat hastalık herkesi aynı şekil ve şiddete etkilemez. Belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Hatta aynı kişide hastalığın seyri zaman içinde değişkenlik gösterir. Bazı hastalarda her atakta aynı şikayetler bulunurken bazılarında her atakta farklı belirtiler bulunabilir. Ataklarda ortaya çıkan bulgular bazen tam düzelirken bazen hafif şeklinde kalabilir veya hiç düzelme görülmeyebilir veya bir atakta bazı belirtiler tam düzelirken bazıları aynı şekilde kalabilir. Bazı hastalarda klinik belirtiler atak ve düzelmelerle seyrederken zaman içinde giderek ilerleyen bir seyir alabilir. Bazılarında ise başlangıçtan itibaren giderek kötüleşen ve hiç düzelme görülmeyen bir seyir gösterebilir.



Atak ne demektir



Yukarıda belirtilen, MS ortaya çıkış şikayetlerinin ayrı zamanlarda, önceden tahmin edilemeyen şekilde ortaya çıkmasıdır. Klinik bulgulardan bir ya da bir kaçının en az 24 saat süreyle ortaya çıkması ve bunların en az 1 ay süreyle devam etmesidir. Günler, haftalar veya aylarca süren ataklar olabilir. Genellikle ardından düzelme dönemi ortaya çıkar.

Ataklar önceden tahmin edilebilir mi?
Hastaya ve hastalığın tipine göre ataklar değişmekle birlikte, atakların ne zaman ve ne sıklıkla ortaya çıkacağı önceden kesinlikle tahmin edilemez.


MS’un farklı şekilleri



Evet, seyir olarak hastalığın dört tipi vardır.

1. İyi huylu MS (Benign): Bu tipte hafif ataklar vardır ve atakları tam düzelme takip eder. Zamanla biriken bir kötüleşme olmaz ve kalıcı bir hasar bırakmaz. Genellikle bu tipte ilk belirti az hissetme-uyuşma gibi yakınmalardır. Ancak hastalığın başlangıcından 10-15 yıl sonra, bazı olgularda küçük sekeller bırakabilir. MS li hastaların yaklaşık %20’si bu tipe girer.

2. Tekrarlayan ve düzelen tip (Relapsing-remitting): MS’luların yaklaşık %25’i bu gruba girer. Erken dönemde genellikle benign tipe benzer ve ataklardan sonra tam iyileşmeler olur. Ataklar gün ve hafta veya aylarca sürebilir. Ataklar daha önceki bulguların alevlenmesi veya yeni bir şikayet oluşması şeklinde olabilir. Yine de, tekrarlayan ataklar sonrası bazı sekeller kalabilir.

3. İkincil ilerleyen tip: Başlangıcı “tekrarlayan ve düzelen” tip gibidir. Fakat tekrarlayan ataklar sonrası düzelme daha zorlaşabilir, hatta durabilir. Böylece sekeller artabilir. Bu grup, hastalığın başlangıcının 15-20 yılı içinde ortaya çıkar.

4. Birincil ilerleyen tip: Ataklarla birlikte ya da ataksız seyir gösterebilir. Ataklı seyirde hastalığın başlangıcından itibaren giderek artan fonksiyonel kayıp (sakatlık) ataklarla daha da şiddetlenebilir ve giderek kalıcı fonksiyonel bozukluklar artar. MS’luların az bir kısmı bu gruba girer.

Bulaşıcı mıdır?
Bulaşıcılık MS için söz konusu değildir.

Kanserleşme söz konusu mudur?
Kanserleşme mümkün değildir ve MS bir çeşit kanser değildir.


MS ailevi midir



Aileden geçen hastalık özelliklerini taşımaz, anneden ya da babadan çocuğa geçmez. Ancak, ailesinde MS olan bireylerin hastalığa yakalanma şansı, ailesinde MS olmayanlara göre daha yüksektir.


MS tanısı nasıl konur



Hastanın şikayetlerinin dinlenmesi ve muayenesi sonrası, tanıyı koymak için genellikle beyin görüntüleme filmi (Magnetic Resonance Imaging veya MRI ) ve beyin omurilik suyu incelemesi ve bazı yardımcı incelemeler yapılır. Bunların sonucunun bir arada değerlendirilmesiyle, bir nöroloji hekimince tanı kolaylıkla konur. Beyin omurilik suyu alınması hasta için hatta hekim içinde zor olsa da MS tanısı için önemlidir.


Olası-olabilir MS nedir



Yukarıda belirtilen şekilde genellikle tanı koymak kolay olmasına rağmen nadir de olsa, bazen tanı koymak zor olabilir ve kesin tanı aylar-yıllar süren takipler sonrası konabilir. Bu durumdaki MS’lu hastalar “olası-olabilir MS” olarak adlandırılır.

Hastalığın seyri nasıldır?
Hastalığın seyri genellikle iyi huyludur. Seyir yukarıda anlatılan MS tipleriyle yakın ilişkilidir.

Hastalığın seyrinin iyi olduğunu gösteren deliller var mıdır?
Kısmen evet. Genellikle kadınlarda, duyusal şikayetlerle ortaya çıkması durumunda ve atakların hafif şiddetli olması, atak aralarının uzun olması ve tama yakın düzelme iyi seyir lehine değerlendirilir.


MS’in tedavisi



Bir dereceye kadar evet. Tedaviyle atakların hem sıklığı hem de ağırlığı azaltılabilir.

Tedavisi nasıldır?
MS’un üç çeşit tedavisi vardır.

1. ATAK TEDAVİSİ: Bugün için dünyanın her yerinde damardan yüksek doz kortikosteroid uygulanması ve ardından giderek azaltılan dozda ağızdan tedaviye devam edilerek sonlandırılmasıdır.

2. SEMPTOMATİK TEDAVİ: Bu tedavi şeklinde hastada ortaya çıkmış olan nörolojik bozuklukların ve şikayetlerin (uyuşukluk, idrar kaçırma, uykusuzluk şikayetleri gibi…) ilaçla ya da fizik tedavi ile mümkün olduğunca giderilmeye çalışılmasıdır.

3. İMMUNMODULATOR TEDAVİ: Hastalığın nedeni bağışıklık-savunma sistemindeki bozukluk sorumlu tutulduğu için, gerek atak sıklığını azaltmak gerek hastalığın ilerlemesini engellemek amacıyla uygulanan bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi yöntemidir.

Tedaviyle tam olarak iyileşebilir mi?
Bugün için maalesef HAYIR. Ancak, MS üzerinde dünyanın her yerinde bir çok çalışmalar yapılmakta ve her geçen gün tedavi konusunda yeni ilerlemeler kaydedilmektedir. Umuyoruz ki, yakın zamanda etkili tedavi şekilleri bulunacak ve kullanımlarına geçilecektir.

Tedavi için dünyada neler yapılıyor?
Bugün için öncelikle hastalığı tetikleyen esas neden ortaya konulmaya çalışılmakta ve bir çok yeni ilaç araştırılmaktadır. Bunların bir kısmı kobay hayvanlar üzerinde halen denenmekte, bir kısmı da insanlar üzerinde deneme aşamasındadır. Son 3-5 yıldır tedavi amacıyla onaylanıp, piyasaya sürülen ilaçlarda vardır. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi hastalığın tipine göre tedavi şekilleri farklılık arzetmektedir. Bundan dolayı her ilaç her hastada kullanılamamaktadır.

Özel bir beslenme gerektirir mi?
MS nedeni olarak beslenme alışkanlıkları suçlanmıştır. Ancak bugün beslenmedeki eksiklikler ya da fazlalıkların neden olduğu konusunda elimizde kesin bir veri yoktur. MS plakları sonuçta sinir kılıfı dışındaki yağ kılıfının erimesi olarak düşünülmüş ve özel yağ asidleri içeren diyetlerle onarıma yardımcı olunmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalardan olumlu sonuç alınamamıştır. Yinede hayvansal yağların diyetten azaltılması ve bitkisel yağlara ağırlık verilmesi tavsiye edilmektedir.

Çocuk sahibi olabilir miyim?
Elbette. MS’lu kadınların (ve erkeklerin) bir çoğu çocuk sahibidir.

Gebelik, MS seyri üzerinde olumsuz etki eder mi?
Gebelik sırasında kadın vücudunda çeşitli hormon değişiklikleri olur. Bu değişiklikler hastalığın aktivitesini azaltır! Ancak anne için, doğumdan sonraki ilk altı ayda yeni bir atak ortaya çıkma riski normal zamana göre 2-3 kat artmaktadır. Ancak yapılan çalışmalarda, gebelik sonrası ortaya çıkan bu atakların uzun dönemde sekelleri arttırmadığı gösterilmiştir. (Bu noktada şunu da belirtmek gerekir, hastalık için alınan bazı ilaçlar anne karnındaki çocuk üzerinde olumsuz etki yapabileceğinden, gebelik istenmesi durumunda sizi takip eden hekime danışılmalıdır.)

Depresyon sık mıdır?
Depresyon ve bazı diğer psikiyatrik hastalıklar nispeten sık olarak izlenirler. Bunların bazılarının hastalığın kronik seyretmesi sonucu ortaya çıktığı kabul edilir. Diğer bir kısmının ise kişide MS ortaya çıkmadan önce var olduğu, hatta hastalığın nedeni olduğu iddia edilir.

İdrar problemi sık mıdır?
Hemen hemen MS’un tüm formlarında değişik derecelerde idrar yapma ile ilgili problemler ortaya çıkar. Bu idrara yapamama (tam veya yeterince boşalamamış hissi şeklinde), idrarı tutamama, çok sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma hissi şeklinde olabilir. Bu idrar kesesinin hissini alan ya da idrar yaparken idrar torbasını kasan sinirlerin tutulumuna göre farklı bulgular verir ve genellikle nörojenik mesane olarak adlandırılır.

İdrar yolu enfeksiyonu sık mıdır?
Üriner enfeksiyon, özellikle kadınlarda sık olarak izlenir.

İdrar yolu enfeksiyonunu önlemek için neler yapılabilir?
Öncelikle günlük yeterli miktarda sıvı alarak yeterli idrar çıkışını sağlamalısınız. Yaklaşık günde altı bardak kadar sıvı (1600-1800 ml) almalısınız. Bu alımla günde yaklaşık 800-1000 ml idrar çıkışı sağlanabilir ve günde 4 veya 5 kez idrar yapma ihtiyacınız ortaya çıkar. Birde C vitaminini içeren besinleri (portakal, limon..) almanız idrarınızı asitleştirerek enfeksiyon gelişimini önlemede yardımcı olabilir.

Diğer önemli bir olayda, sakatlığa bağlı hareketi sınırlı olan ve idrar yapmayla ilgili problemi olan kişilerin temizliğine mümkün olduğunca dikkat etmesidir. Bu çok basit ama etkili bir enfeksiyon önleme yöntemidir. Bu önerileri yerine getirdiğiniz halde eğer idrar yaparken yanma, çok sık idrara çıkma, idrar yaptığınız halde yeterince boşalamama gibi şikayetiniz olursa ikinci adım, erkenden hekiminize problemi bildirmektir.

Cinsel fonksiyonlarda bozulma oluşur mu?
Bazen. Özellikle omur ilik tutulumu sonrasında, değişik şekillerde hem kadın hem de erkeklerde cinsel fonksiyonlarda bozulma / yetersizlik ortaya çıkabilmektedir.

Sıcakta şikayetler artar mı?
Yaz aylarında ve sıcak banyo sonrası MS’un bazı belirtilerinde artış ortaya çıkabilmektedir.

Egzersizin yararı var mıdır?
Öncelikle şunu belirtmek gerekir; temel olarak MS kasların değil sinirlerin bir hastalığıdır. Ancak sinirlerin tutulumuna bağlı ikincil olarak kaslarda değişik şekillerde etkilenebilirler (kaslarda devamlı kasılma, kaslarda incelme gibi). Egzersiz MS’un neden olduğu kılıf erimesini önleyemez ve bunu tersine çeviremez. Ayrıca hastalığınızın var olan NÖROLOJİK seyrini değiştirmez. Ancak kendinizi ruhsal açıdan daha iyi, canlı hissetmenizi sağlar. Yorgunluğunuzu azaltabilir, uykunuzu düzeltebilir ve günlük yaşamınızı daha çok bağımsız yapmanızı sağlayabilir.

Kaplıcalar yarar sağlar mı?
Sıcak su içeren kaplıcalar şikayetlerinizin artışına neden olabilir.

Nasıl bir egzersiz yapılmalı?
Aşırı egzersiz yorgunluğunuzu, güçsüzlüğünüzü, ağrınızı ve kaslarınızdaki sertliği arttırabilir. Dolayısıyla aşırı olmasından kaçınmalısınız. Özellikle eklemleri ilgilendiren kaslarınızda güçsüzlük varsa aşırı zorlamadan dikkatli egzersiz yapmalısınız. Ekleminize zarar verip şikayetlerinizi daha da arttırabilir. Rehabilitasyon uzmanının, sizin hastalığınızın derecesine göre tavsiye edeceği egzersizleri uygulamalısınız.


EMES HASTALIĞI hakkında



EMES HASTALIĞI hakkında bilgi arayan biriyseniz ya da bu hastalığı ilk defa duyuyorsanız lütfen dikkatle okuyun bu yazıyı.

Ben yaklaşık 4 senedir MS yani MULTİPL SKLEROZ hastasıyım . Hayatım bu hastalıktan sonra gerçek anlamda değişmiş olsa da ben şanslı biriyim. Anlatıldığı üzere bu hastalık

* ''Beyin ve omurilikteki miyelin kılıfı hasarı'' olarak tanımlanıyor.

* Belirtileri kişiden kişiye farklılık gösteriyor.

* Halk arasında bulaşıcı olduğu, deli hastalığı olduğu düşünülse de aslında bu saçma sapan fikirler cehaletten kaynaklanıyor.

* EMES HASTALIĞI sebebi bilinmeyen otoimmün hastalıklardan biridir.

* Beyin ve omuriliğin hastalığı ya da daha da açarsak merkezi sinir sisteminde bağışıklık sistemimizin bir şekilde vücudumuzda oluşmasına sebep olduğu hasarın tıbbi açılımıdır MULTİPL SKLEROZ.

* Yaşam kalitesini düşürmüş olsa da günümüzde kullanılan bir çok tedavi yöntemi ve tedavi destekleyici yöntemlerle hastalığın sebep olmuş olduğu aksaklıklar büyük ölçüde giderilebiliyor.

* Tüm hastalıklarda ve yaşamın her anında olduğu gibi pozitif düşünce ve yaklaşımlar hastalığın seyrini önemli ölçüde etkileyebiliyor.

* HAYATINIZI CEHENNEME ÇEVİRMEYİN! Emes hastası olmak demek herşeyin bittiği anlamına gelmez. Eğer ki EMES hastası olduğunuzdan şüpheleniyor yada MS hastası olduğunuzu öğrenmişseniz öncelikle sakin olun.

* Yaşam o kadar güzel ve tabiat o kadar kucaklayıcı ki eğer isterseniz size ucsuz bucaksız iyiliğinden faydalanmanıza izin verir. Naturel beslenme ve naturel yaşam belki de şaşırılmaması gereken mutlak sonuç sağlığın habercisidir. Bir düşünün hayatınızda ne kadar çok katkı maddesi VAR? Öncelikle işe tabiattan başlayın derim ben size. En son ne zaman çimeni kokladınız siz ya da yeşilin tonlarına , mavinin tonlarına dokundunuz? Yoksa hatırlamıyormusunuz? Doğru ya teknoloji o kadar gelişti ki gitmek istediğiniz , görmek istediğiniz her yere bir parmak hareketiyle oturduğunuz yerden erişebiliyorsunuz .Peki tadını alabiliyormusunuz , kokusunu , sıcaklığını? Herşey ne kadar teknolojik olmaya başladı böyle? Artık farkına varın yaşam kalitemizi düşüren hastalıklar değil. Teknoloji doğru kullanıldığı zaman bizleri , insanlığı daima ileri götürür ama yok yanlış kullanmaya devam edersek bu anacak ve ancak insanlığın yaşam kalitesini yapaylığıyla beraber o en korktuğumuz sona götürür.KIYAMET YAKIN mış öyle diyorlar peki ya neden? Efendim hastalıklar artacakmış , börtü böcek yeni hayvan türleri , bitki türleri türeyecekmiş falan da fişman . Bunların sebebini hiç düşündünüz mü? Tabiat insanlığın hataları yüzünden hastalanıyor ve önüne geçilemezse dünya tabiat ananın hesabını gerçek suçlulara yani biz insanlara ödetecek. Diyeceğim bu beden de tıpkı dünyamız gibi tıpkı tabiat ana gibi ilgi ve alaka bekliyor. Bedeninize iyi davranın ve bedeninizden hem biyolojik hem de psikolojik anlamda ilgi ve alakanızı esirgemeyin . Yoksa belki de en büyük kıyamet bence sağlığımızın değerini bilmemektir.




Bu besinleri mutlaka yiyin !
12 09 2007
İşte sağlıklı beslenme için her gün yemeniz önerilen 8 yiyecek...

Ispanak
kalp için sağlıklıdır, kemik gelişimi için yararlıdır ve görme gücünü artırır. Yeşil ve yapraklı olması kadar, erkek yiyeceği olarak da bilinir. Önemli miktarda bitki kaynaklı omega 3 ve polik asit içeren ıspanak, kalp hastalıkları riskini, çarpıntıyı ve kemik erimesini önler. Folik asit aynı zamanda penise kan akışını artırır. Her gün bir kase ya da yarım kase haşlanmış ıspanak yemeye çalışın.

Havuç

Kanserle savaşır, bağışıklığı güçlendirir, görme gücünü artırır. Özellikle kırmızı, sarı ya da portakal rengi sebzeler ya da meyveler karotenoid içerir. Kanser, astım, romatizma gibi sorunlar için yararlıdır. Günde yarım kase tüketin.

Yoğurt

Kanserle savaşır, kemik oluşumunda etkilidr ve bağışıklığı güçlendirir. Farklı kültürler yoğurdu kendilerinin bulduğunu söylese de, 2000 yıldan daha eski bir tarihe sahip olan yoğurdun faydaları tartışmasız. Yoğurtta bulunan bakteriler bağışıklık sistemini güçlendirir, vücudu kansere karşı korur. Tüm yoğurtlar probiotik değildir, bu nedenle canlı ve aktif kültüre sahip yoğurt almaya dikkat edin. Kalsiyum ve protein bakımından zengin beslenme için günde bir kase yoğurt tüketin.

Domates

Kanserle savaşır, kalp için sağlıklıdır ve bağışıklığı güçlendirir. Domatesle ilgili bilmeniz gereken iki şey var; Kırmızılar en iyisidir çünkü kabuklarında bol miktarda likopen vardır. Taze olanlardaki likopen vücut tarafından kolay emilir ve güç verir. Likopen bakımından zengin beslenme mesane, akciğerler, prostat, cilt ve mide knserleri için yararlıdır. Günde 22 mg likopen almayı hedefleyin yani günde 8 kırmızı cherry domates yiyin ya da bir bardak domates suyu için.

Mavi yemiş (yaban mersini)

Beyin uyarıcı, kanserle savaşan, kalbe yararlı ve bağışıklığı güçlendiricidir. Diğer meyvelerden dahaz az bilinen mavi yemiş kanser, diyabet ve yaşa bağlı hafıza sorunlarından (Bu nedenle beyin yemişi olarak da adlandırılır ) korur. Mavi yemiş kardiyovasküler sistemi güçlendirici , C ve A vitamini ve lif içerir. Günde 1 kase mavi yemiş ya da yarım kase dondurulmuş mavi yemiş yiyin.

Fasulye

Kasları güçlendirir, beyni uyarır ve kalbi korur. Tüm baklagiller kalp için yararlıdır ancak fasulye aynı zamanda beyin için de faydalıdır. Günde yarım kase yenilmesi yüksek kaloriyi de düşürür.

Ceviz

Beyin uyarıcı, kas güçlendirici, kanserle savaşan, kalbe yararlı ve bağışıklığı güçlendiricidir. Somon balığındaki daha zengin omega 3 kaynağına sahip ceviz, diğer kuru yemişlerin tek başına sahip oldukları yararların hepsine sahiptir. Ara öğünlerde 7 ceviz yiyin.

Yulaf

Kasları güçlendirir, beyni uyarır ve kalp sağlığını korur. Emilimi kolay lif içeren yulaf, kalp hastalıkları riskini azaltır. Yulaf karbonhidrat da içerse de, lif bakımından zengin olması şeker oranını azaltır. Yarım kase yulaf 10 gr şeker içerir. Bu da kaslar için gerekli enerjiyi sağlar.

Ayrıca LİKOPEN hakkında daha detaylı araştırma yapmanızı öneriririm.

Likopen nedir?

Likopen sebze ve meyvelerde doğal alarak bulunan karoten familyasına ait bir pigmenttir. Bir çok araştırma göstermiştir ki likopen prostat kanseri, sindirim sistemi, göğüs kanseri, akciğer kanseri ve yaşlılıktan dolayı oluşan kalp dejenerasyonunu aktif olarak engelleyebilir.

Kanseri önler mi?

Kanser riski bir çok nedenlere bağlıdır. Beslenme önemli olanlarından biridir. Uzun bir zamandan beri, taze besin ve işlenmiş meyve ve sebze yemek sağlıklı beslenme olarak kabul edilmektedir. Domates ve domates ürünleri likopen içeriği olarak zengindir. Likopenin vucutta anti-oxidant olarak görev yapmaktadır. Şu anda herhangi bir yiyeceğin kanseri önleyeceği sonucuna varmak çok erken ise de, araştırmalar umut vericidir.

Nasıl çalışır?

Likopen vucut tarafından absorve edilen bir anti-oxidant’tır ve zarar görmüş hücreleri onarmaya yardımcı olur. Anti-oxidant’lar kansere sebebiyet verebilecek DNA oxidasyonuyla savaşan bir bileşimdir. Kandaki likopen miktarı arttıkça, okside edilmiş bileşikler azalır.

Nelerde Likopen bulunur?

İnsan vucudu likopen üretemez fakat besinlerde hazır olarak bulunur. Tropikal meyvelerde, karpuzda, kırmızı greyfurtta bulunur. Ancak likopenin %85’i domates ve domates ürünlerinde bulunur. Sırasıyla domates salçası, ketçap, domates suyu likopence zengindirler. Araştırmalar göstermiştirki kan sistemimiz likopeni en iyi şekilde işlenmiş domatesten (salça, ketçap v.b.) absorve etmektedir.

Alintidir.
 
Geri
Üst