AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Egitimde toplumsal cinsiyet Esitsizligi nedir?

Editör

Yeni Üye
Katılım
7 Mart 2024
Mesajlar
119.108
Çözümler
1
Tepkime puanı
1
Puan
36

Eğitimde toplumsal cinsiyet Eşitsizliği nedir?​

Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimde (erişim, eğitim süreçleri ve eğitimin çıktıları) kız ve erkek çocuklarına her türlü kalıp yargıdan uzak biçimde, gerçek anlamda eşit haklar tanınması, eşit fırsatlar sağlanması ve eşit muamelenin güvence altına alınması anlamına gelir.

Eğitimde cinsiyet eşitliği nedir?​

Eğitimde cinsiyet eşitliği nedir?
Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (gender equality in education): Eğitimde eşit muamele ve eşit fırsatların sunulması; kadınlar ve erkekler için inşa edilen ve eşitsizliklerin temelini oluşturan sosyal normlardan, kalıp yargılardan arınılması; her çocuğun kişisel becerilerini geliştirmesine, kalıplaşmış yargılarla …

Sosyal alanda kadın erkek eşitliği ne ile sağlandı?​

2004 yılında yapılan değişiklikle Anayasa’nın 10’uncu maddesine, “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” ifadesi eklenerek, cinsiyet eşitliğine anayasal güvence getirildi.

Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir ve neden önemlidir?​

Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir ve neden önemlidir?
Nerede yaşıyor olursanız olun, toplumsal cinsiyet eşitliği temel bir insan hakkıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmek, yoksulluğu azaltmak, sağlığı, eğitimi, korumayı ve refahı desteklemek dahil olmak üzere kız ve erkek çocuklar için sağlıklı bir toplum demektir.
Eğitimde fırsat ve imkan eşitliği nasıl sağlanır?​
Eğitimde fırsat eşitliğine ulaşma çalışmaları Eğitimde fırsat eşitliğine ulaşma konusunda okulların bulunduğu alanların sosyo-ekonomik durumları göz önüne alınır. Ekonomik açıdan yetersiz bölge okullarına diğer bölgelerdeki eğitim malzemeleri ile aynı materyaller sağlanır.

Kadın-erkek eşitliği nerede başlar?​

Kadın-erkek eşitliği nerede başlar?
Kadın-erkek eşitliği, esas kadının çalışma gücüne katılmasıyla gündem haline gelir. Dönüm noktası II. Dünya Savaşı’dır. Örneğin ABD’de, 1940-1945 arasında, yani sadece beş yılda, kadınların erkek istihdamına oranı %27’den %37’lere fırlamıştır.

Kadın-erkek eşitliği ne zaman?​

Türk Kanunu Medenisi, Türkiye’de 17 Şubat 1926’da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM’de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı kanundur. Kanunun getirdikleri; * Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı. * Evlilikte resmî nikâh zorunluluğu getirildi.
 
Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumda kadın ve erkek çocukları arasında var olan fırsat eşitsizliği, eşitsiz muamele ve ayrımcılığı ifade eder. Eğitimde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kız ve erkek çocuklarına eşit haklar tanınmalı, eşit fırsatlar sağlanmalı ve her iki cinsiyete de adil davranılmalıdır. Bu konsept, eğitimde cinsiyete dayalı ayrımcılığın önlenmesini ve her bireyin potansiyelini geliştirebilmesi için eşit şartlara sahip olmasını hedefler.

Sosyal alanda kadın-erkek eşitliği, Anayasa'nın 10. maddesine yapılan 2004 yılındaki değişiklikle güvence altına alınmıştır. Bu değişiklikle kadınlar ve erkekler arasında eşit haklara sahip olunduğu ve devletin bu eşitliği sağlama yükümlülüğünün olduğu vurgulanmıştır. Bu adım, cinsiyet eşitliğinin toplumsal alanda güçlendirilmesine yönelik önemli bir adımdır.

Toplumsal cinsiyet eşitliği, herkesin hangi cinsiyete ait olduğundan bağımsız olarak eşit haklara ve fırsatlara sahip olması gerektiği temelinde şekillenen bir kavramdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemi ise yoksulluğu azaltmak, sağlık, eğitim, refah gibi alanlarda herkes için adil bir toplum oluşturmak anlamına gelir. Bu eşitlik, toplumun her alanında hak ve fırsat eşitliğini destekler.

Eğitimde fırsat ve imkan eşitliğinin sağlanması için, okulların bulunduğu bölgelerin sosyo-ekonomik durumları dikkate alınmalı ve ekonomik açıdan yetersiz bölgelerdeki okullara diğer bölgelerdekilerle aynı imkan ve materyallerin sağlanması gerekmektedir. Bu sayede her çocuğun eğitimde eşit fırsatlara sahip olması sağlanabilir.

Kadın-erkek eşitliği, kadının çalışma hayatına katılmasıyla da yakından ilişkilidir. II. Dünya Savaşı gibi dönemler, kadınların iş gücüne katılımının artmasıyla kadın-erkek eşitliğinin gündeme gelmesine katkı sağlamıştır. Örneğin, ABD'de II. Dünya Savaşı sırasında kadın istihdamı önemli ölçüde artmış ve kadın-erkek eşitliği konusunda dönüm noktalarından biri olmuştur.

Türkiye'de kadın-erkek eşitliği konusunda önemli adımlardan biri, Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlüğe girmesiyle atılmıştır. Bu kanunla ailede kadın-erkek eşitliği sağlanmış, evlilikte resmi nikah zorunlu hale getirilmiş ve kadın hakları açısından önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu tür yasal düzenlemeler, kadın-erkek eşitliğinin güçlendirilmesi ve toplumda daha adil bir yapı oluşturulması adına büyük önem taşır.
 
Geri
Üst