AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Ege Bölgesinin Çevre Sorunları

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Ege Bölgesinin Çevre Sorunları nedir
Ege Bölgesinin Çevre Sorunları hakkında bilgi
EGE BÖLGESİNDE YER ALAN NEHİRLER VE ÇEVRE SORUNLARI
Tarihin ilk çağlarından beri manâlı olan yerleşimlere tanıklık etmiş olan Gediz Havzası,adını Murat Dağlarından doğup,İzmir Körfezinin kuzeyinden denize dökülen 400 km uzunluğundaki Gediz Nehrinden almıştırGediz nehri kendisine bağlanan 50 civarında emrindeki dereleri Ege Bölgesinin en yüksek ikinci noktası Murat dağı (2312 m) Şaphane dağından doğan değişik kollarla çoğalan Gediz nehri güneybatı ve batı yönünde akarak Salihli'nin kuzeyinde Adala'da Gediz Ovasına girmekte ve akışı batıya yöneltmektedir
Bu bölgede güneydoğudan gelen Alaşehir çayıyla birleşen Gediz,Manisa ovasında kuzeyden gelen Kum çayı ve güneyden Nif çaylarıyla birleşerek Menemen boğazını takiben Foça'nın güneyinde ve İzmir Kuş cennetinin kuzeyinde Maltepe yakınlarında 400 km' nin üstünde bir uzunluğa eriştikten sonradan İzmir Körfezinin dış kısmında Ege denizine dökülmektedir1886 yılına değin İzmir Körfezine dökülen Gediz'in getirdiği materyallerle körfezi doldurma tehlikesini durdurmak için yatağı değiştirilerek bugünkü yatağı oluşturulmuştur
1721895(1800 km2) hektarlık bir alanı kapsayan Gediz havzası Batı Anadolu'da Büyük Menderes'ten daha sonra en büyük havzadırHavzanın temel akarsuyu Gediz nehri olup,önemli kolları Murat çayı,Selendi çayı,Gördes çayı,Kum çayı, Nif çayıdırDoğal bir göl olan Marmara gölü(depolama hacmi 320000000m3) ve yapay bir göl olan Demir köprü barajı en kayda değer göllerdirGediz ve belli başlı kolları üzerinde enerji,içme suyu sağlama,taşkın kontrolü gibi amaçlarla yapı edilmiş farklı alanlara yönlendirilmiş su tutma ve biriktirme tesisleri bulunmaktadırBunlardan en önemlisi 1960 yılında Salihli sınırları içinde Gediz üstüne yapı edilen Demir köprü barajıdır(su kapasitesi depolama hacmi 1105000000m3)
Toprak dolgu tipinde olan barajın yüksekliği 77 m,yığın uzunluğu 543 m,göl alanı 4800 ha ve uzunluğu 20 km' dirGediz'in esas kollarından Alaşehir çayı üzerinde inşa edilen Afşar barajı, Alaşehir ilçesi sınırları zarfında olup 525 ha büyüklüğündedir(depolama hacmi 84000000m3) Alaşehir çayının tabi kollarından Derbent çayı üstünde yapı edilen Buldan barajı ise Buldan ilçesi zarfında olup 310 ha büyüklüğündedir(depolama hacmi 44800000 m3)Bunlar dışarıya Gediz ilçesi sınırları içinde Gümele göleti , Adala Karataş'da Adala regülatörü,'de Ahmetli regülatörü,Emiralem'de Emiralem regülatörü,Gördes çayı üstünde Çömlekçi regülatörü bölgede yer alan öteki su birikme tesisleridir
Kütahya,Uşak,Manisa ve İzmir il sınırları içinde bulunan Gediz ve esas kollarının suladığı bereketli tarım alanları,Ege bölgesinin meyve ve sebze ihtiyacını karşılamaktadırSalihli'de Gediz havzasının yüksek verim gücüne sahip tarım toprakları üzerinde yer almaktadırHavzada yer alan önemli mesken merkezleri içinde Manisa İl Merkezi, Akhisar, Alaşehir, Demirci,Gördes, Kula, Salihli, Eşme, Ahmetli, Gölmarmara,Köprübaşı Sarıgöl, Saruhanlı, Selendi, Turgutlu, Menemen, Foça ve Gediz ilçe merkezleri yer almaktadır
Gediz havzasının 1990 yılında yapılan nüfus sayımlarına tarafından toplam nüfusu yaklaşık 1500000'durKırsal kesimde yaşayan nüfus 700000 kadar olup bunun %41' i orman için kenarında yaşayan orman köylüsü oluşturmaktadır
Sıradan takvim yüzeysel su potansiyeli 195 milyar m3 olan havzanın % 40' ı denetleme altına alınmıştırGediz'in çaylarından biri olan Alaşehir çayı,Alaşehir ve Salihli ovalarını suladıktan daha sonra Salihli'nin 4 km kuzeyinde Gediz'e bağlanırYılda 8 ay kurudur Yağışlar başladığı süre akışa geçer Salihli yakınlarında Gediz'e bağlanan Kurşunlu,Irlamaz ve Sart dereleri sulama kapasitesi açısından manâlı derelerdir
Gediz havzası çok önemli bir liman kenti olan İzmir'e yakın olması sebebiyle endüstriyel gelişime uygundurHavzada dokuma,tarımsal,makine,yiyecek,orman ürünleri,kimya,elektronik,toprak ürünleri sanayileri ile madencilik mevcutturTarımı yapılan ürünler aralarında buğday, arpa,tütün, pamuk, üzüm, sebze bahçesi, çavdar, zeytin, darı, sebze ve meyve çeşitleri bulunmaktadır
Gediz havzası tipik Akdeniz iklimindedirYazları sıcak ve verimsiz,kışları ılık ve yağışlıdırHavza alanında Temmuz ve Ağustos aylarında fazla az olmak üzere hemen her mevsimde yağış görülmektedirYıllık yağış toplamı 492 mm(Salihli ort) ile 726 mm (Manisa) arasında değişmekte ve havza ortalaması 609 mm kadardır
Ortalama debisi 300m3 olan Gediz ile beraber Gediz Havzasının bereketli tarım arazilerini sulamaktadırGediz nehrinin kış aylarında 1m3'ye kadar çıktığı,yaz aylarında ise 10 m3sn'ye dek düştüğü görülmüştür
Gediz Nehri Murat dağından başlayan ve Ege denizine kavuşarak son bulan yolculuğu boyunca,her yıl 5800000 ton materyali de beraberinde taşımaktadır
Gediz havzasındaki sulanabilir bölge miktarı 522000 ha olup bu alanın % 74'ü olan 386000 ha alan sulanabilir nitelikte ova alanıdırOva alanları havzanın orta ve batı kesimlerinde Gediz nehri ve ona bağlanan iki asıl kol Alaşehir çayı ve Kum çayı çevresinde yoğunlaşmıştırGediz havzasında bugüne değin yapılan çalışmalarda havzanın sulanabilir ova arazisinin % 52'si olan 200000 ha civarında bölge sulu tarıma açılmıştır
Gediz havzası içinde yer alan akarsularda,son yıllarda sayıları giderek azalmakta olan sazan,yayın balığı,tatlı su kefali,kaba burun,bıyıklı balık,alman levreği,siroz balığı gibi balıklara rastlanmaktadır
Gediz havzası ova tabanındaki yatak genişliği 150200 m derinliği ise 23 m olan Gediz nehri,Demir köprü barajı yapılmadan önce kış aylarında 500600 m genişliğinde bir taşkın yatağı oluşturmaktaydıBaraj tamamen akışı denetleme altına alınan Gediz'in eski taşkın yatağı ile bundan öbür olarak bir fazla alan, kum ocakları olarak kullanılmak da ve çabuk bir şekilde imha edilmektedirKum ocaklarının sebep olduğu çevresel sorunlar ayrı bir başlık altında incelenmektedir
Gediz nehri de ülkemizdeki bir fazla endüstriyel,evsel ve tarımsal faaliyetlerde kullanılan kirleticilerle her geçen gün artarak kirlenmektedirEge'yi boydan boya kuşatan Büyük Menderes,Minik Menderes ve Bakır çay da Gediz ile aynı kaderi paylaşmaktadırBir zamanlar her tarafında dolaştıkları topraklara yaşam taşıyan ve bu özellikleriyle Ege'nin can damarları sayılan bu akarsular maalesef hemen yalnızca zehir yani ölüm taşımaktadırSanayi kuruluşlarının atıkları, kullanılmayan temizleme tesisleri, kanalizasyonlar, evsel atıklar,tuğla yapımında kullanılmak için harcanan milyonlarca metreküp verimli toprak ve bilinçsizce kullanılan yer altı suları,söz konusu nehirlerin kirlilik sebepleridir Kaynağından billur gibi çıkan suların denize döküldükleri yerde,had safhaya ulaşan kirlilikleri gözle görülür düzeydedirSon zamanlarda sıkça meydana gelen ve artık adeta kanıksanan balık ölümleri bunun bedensel örneği durumundadır Bölgede bulunan,arıtmasız olarak resmileşmiş ya da arıtması tatmin edici olmayan organize sanayi bölgeleri kirliliğin ilk kez gelen nedenleri arasındadırNehirlerde yapılan kum alımları,jeotermal suların bilinçsiz kullanılması ve kullanılmayan temizleme tesisleri de kirliliği körükleyen etkenlerdir
Gediz nehri birincil kirliliği adını aldığı ilçede kaplamaktadırBurada yapılan şaphanenin atıkları nehre bırakılmaktadırUşak'ta bulunan,iki sanayi sitesinin 50'ye yakın iplik imalathanesinin ve tekstil fabrikalarının arıtma tesisleri bulunmamaktadır Kula'daki 130 cilt tesisinin atıkları tamamen Gediz'e verilmektedirAyrıca Salihli'de 35 tabakhane günde 3000m3 atık suyunu,belediye ise 12000m3 evsel atık suyu Alaşehir çayı yoluyla Gediz'e bırakmaktadır
Günde 18000m3 harcanan Manisa Organize Sanayi Bölgesi mevcut arıtma tesisinin eksik kalması nedeniyle harcanan suyun 5500 m3'ünü hiç bir temizleme alt tutmaksızın Gediz'e boşalmaktadır 2Organize Sanayi Bölgesinde 57 cilt atölyesinden arıtılmadan bırakılan suyun miktarı ise günde 3000m3 civarındadırAyrıca Gediz'in en büyük yan kollarından Kemalpaşa'dan geçen Nif çayı da çevresindeki 200'e yakın hayvan besleme tesisinin atık boşaltma yeri konumundadır
Ödemiş,Bozdağ yakınlarından doğan ve Kuşadası'ndan Ege denizine boşalan Minik Menderes nehri,yatağından alınan kumlar yüzünden küçük göletler haline dönüşmüştür Yaz aylarında çamur halini alan nehir, kış aylarında yağışların başlamasıyla üzerine bırakılan evsel atıklar birleşerek kirlenir
Soma yakınlarından doğan Bakır dere ise Soma termik santralinden çıkan atık suları,Aliağa çevresinde yer alan sanayi tesislerinin atık sularını Bergama,Kınık Belediyelerinin evsel atık sularını Çandarlı körfezine kadar getirmektedir
Büyük Menderes'te başlangıçta Uşak'ta kirlenmektedirTürkiye deri üretiminin % 65'ini karşılayan organize sitesinde yer alan 400'e yakın ufakbüyük tepe işletmenin krom ve zırnık içeren zehirli atık sular,iki büyük seramik fabrikasının ve Uşak şeker fabrikasının atık suları da arıtıma tabi tutulmamaktadır 8 milyon ton su arıtılmadan Dokuz sele ve Banaz yoluyla Adıgüzel barajına gelmektedirDenizli'de tekstil sektörünün,tabakhanelerin,mezbahanın atık suları,evsel atık sular,kanalizasyon aracılığıyla Çürük su,Sarı akarsu ve Gökpınar dereleri yoluyla Bmenderes'e ulaşmaktadırYörede açılan jeotermal kuyulardan meydana çıkan bor mineralleri de Bmenderes'i kirleten nedenler arasındadır Aydın'da direkt DSİ kanallarına bahşedilen atık sular,Nazilli'deki Sümer bank Basma Sanayi Fabrikasının, Köytaş fabrikasının ECC Kimya Sanayinin, bölgede bulunan zeytinyağı fabrikalarının atık suları düzenli çalışmayan belediye arıtma tesislerinden çıkan evsel atık sular kirlilik sebeplerindendirBMenderes Bafa gölüne dökülmekte ve Bafa gölünün her geçen gün tuzluluk oranının artmasına sebep olmakta ve toplu balık ölümlerine zemin hazırlamaktadır Ege Bölgesi'nin can damarları konumundaki bu nehirlerin doğal yapılarının insan faaliyetleri sonucunda bozulması ile ortaya çıkan ve tekrar insan sağlığı başta elde etmek üzere tarım ve su ürünlerini de negatif yönde etkileyen ve gözle görülen mevcut tehlikelerin dışarıda meydana gelebilecek ilk kez tehlikelerden de söz etmek mümkündürBu alanlardan oluşabilecek iki büyük tehlikelerden söz edilebilir : 1Nehir sularından yararlanamayan çiftçiler yer altı sularını kullanmaya yönelecektirHavzada mevcut yer altı su seviyesi 7 m'den 120 m'ye dek düşmüştürBozulan dengeler depreme niçin olabilirTehlike özellikle İzmir için saniye de 20 m3 suyun çekildiği Gediz havzası için laf konusudur
2Çaylara,derelere,nehirlere sorumsuzca bırakılan sınai atıklar yar altı sularına karışarak bugün balıklara yaptığını yarın insanlara yapıp kitlesel zehirlemeye yol açabilir
Gediz havzasının 200000 ha'lık alanında yer alan fazla zengin yer altı suyu(aküfer), çiftçiler göre 78 m' den çıkarılarak sulandırma suyu nedeniyle kullanılmaktaydıAncak kapasitesini zorlayarak çarpık kentleşmenin ve çarpık benekli sanayinin içinde kalan İzmir faydalanma suyu tedarik etmek amacıyla Gediz havzasından su çekmeye başlamıştır Göksu,Gölbey ve Sarıkız su kaynaklarından 20 m3sn'lik akış ile,su kaynaklarının kapasitesinin dışında bir su tedarik şekli gerçekleştirilmektedir Gediz havzasının yer altı su seviyesi,bunun gibi yanlış kullanımlar sonucu 7 km yakınlıktan 120 km'ye kadar düşmüştür
Aşağıda Gediz Sulama Projesi uygulamaya geçtikten sonra sulama suyu yetersizliği ile karşılaşan Gediz havzasında hidrojen çevrim sistemi bozulmuş ve yöresel kuraklık oluşmaya başlamıştırGediz havzasında İzmir'e kullanım suyu karşılayan proje gelecekte telafisi imkansız felaketlere niçin olabilecektirSu seviyesinin fazla derece düşmesi,doğal dengenin bozulması ve bunu takip edecek olan büyük depremlerin olması kaçınılmazdır
Atıklarını Gediz'e boşaltan Uşak, Kemalpaşa, Manisa Organize Sanayi tesislerinin zehirli maddeleri yer altı sularına karışmaktadır Gelişen siyanür konsantrasyonunun yüzlerce kişinin ölümüne sebep olabileceği göz ardı edilmemelidirÖzellikle Menemen boğazındaki Türkeli,Maltepe,Seyrek köy,Indirimli köy,Musabey,Ulucak,Geren köy ve Bağ arası gibi ikâmetgâh birimlerine oturan insanlar,zehirleme tehlikesiyle karşısında karşıya bulunmaktan huzursuz olmaktadır
2530 sene öncesine dek Gediz nehri ve Nif çayı suları içme suyu kalitesinde iken bugün canlı kültürünü bile iyice değil edebilecek kirlilik düzeyine ulaşmıştır
alıntı:gema Vakfı *
 
Ege Bölgesinde yer alan Gediz Havzası çevresindeki nehirlerin ve çevrenin karşı karşıya olduğu çeşitli önemli çevre sorunları bulunmaktadır. Gediz Nehri, Murat Dağı'ndan doğup İzmir Körfezi'ne kadar akan 400 km uzunluğundaki bir nehir olup, üzerinde birçok olumsuz etkiye sahip olan faktör bulunmaktadır. Havzanın suladığı tarım arazileri büyük öneme sahip olup, Gediz Nehri ve kolları üzerinde yapılan barajlar ve su tutma tesisleri ile sulama, içme suyu sağlama ve taşkın kontrolü gibi amaçlarla su yönlendirilmektedir.

Ancak, Gediz Havzası çevresindeki endüstriyel faaliyetler, tarımsal atıklar, evsel atıklar ve arıtılmamış atık sular nedeniyle nehirlerin ve çevrenin kirlenmesi büyük bir sorun haline gelmiştir. Sanayi tesislerinin atıkları, kanalizasyon suları, arıtma tesislerinin yetersizliği, tarımsal atıklar ve kum ocakları gibi faktörler nehirlerin ve çevrenin kirlenmesine yol açmaktadır. Balık ölümleri, su kirliliği ve tarım alanlarının sularının kirlenmesi gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Özellikle Gediz Nehri'nin kirlenmesi çeşitli ilçe ve şehirlerdeki sanayi atıkları, arıtılmamış evsel atıklar ve tarımsal atıklar nedeniyle ciddi boyutlara ulaşmıştır. Uşak, Kula, Salihli gibi yerleşim yerlerinde bulunan sanayi tesislerinden kaynaklanan atıklar nehir sularını kirletmekte ve çevreye zarar vermektedir. Ayrıca, yer altı sularının aşırı kullanımı ve yer altı su seviyelerinin düşmesi gibi sorunlar da havzada yaşanan çevre sorunları arasındadır.

Bu durum, bölgedeki tarım ve su kaynaklarının zarar görmesine neden olmaktadır. Çiftçilerin yer altı sularını kullanma eğilimlerinin artması, su kıtlığı ve kuraklık risklerini beraberinde getirebilmektedir. Gediz Havzası'ndaki su kaynaklarının yanlış kullanımı, su seviyesinin düşmesi ve hidrojen çevrim sisteminde bozulmalar meydana getirebilmekte olup, gelecekte ciddi felaketlere neden olabilecek potansiyel tehlikeler barındırmaktadır.

Sonuç olarak, Ege Bölgesindeki Gediz Havzası çevresinde yaşanan çevre sorunlarına karşı bilinçli ve tedbirli bir şekilde hareket etmek, sanayi atıklarının kontrol altına alınması, arıtma tesislerinin düzenli çalışması, tarımsal ve evsel atıkların uygun şekilde bertaraf edilmesi gibi önlemler alınması gerekmektedir. Bu sayede nehirlerin ve çevrenin korunması, tarım alanlarının sağlıklı kalması ve su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi sağlanabilir.
 
Geri
Üst