Ecel ve ömür ile ilgili hadisler
İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) omuzumdan tuttu ve: Sen dünyada bir garib ya da bir yolcu gibi olbuyurdu İbnu Ömer (radıyallahu anh) hazretleri şöyle diyordu: Akşama erdinmi, sabahı umma, sabaha erdinmi akşamı umma Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap Hayatta iken de vefat için hazırlık yap Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25, (2334)
147 İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) birgün yere çubukla, kare biçiminde bir şekil çizdi Daha Sonra, bunun ortasına bir hat çekti, onun dışarıya da bir hat çizdiSonra bu hattın ortasından itibaren bu ortadaki hatta istinad eden bir kısım minik çizgiler attı
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu çizdiklerini şöyle açıkladı: Şu çizgi insandır Şu onu saran kare çizgisi de eceldir Şu dışarı uzanan çizgi de onun emelidir (Bu emel çizgisini kesen) şu ufak çizgiler de müsibetlerdir Bu musibet oku yolunu şaşırarak insana değemese bile, öteki biri değerinde Bu da değmezse ecel oku değerinde
Buhârî, Rikak 3; Tirmizî, Kıyamet 23, (2456); İbnu Mace, Zühd 27, (4231)
148 Hz Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yere bir çizgi çizdi ve: Bu insanı temsilcilik ederbuyurdu Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: Bu da ecelini temsilcilik ederbuyurdu Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten daha sonra: Bu da emeldirdedi ve ilâve etti: İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) pat diye geliverir
Buhârî, Rikak 4; Tirmizî, Zühd 25, (2335); İbnu Mâce, Zühd 27, (4232)
149 İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) omuzumdan tuttu ve: Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi olbuyurdu
İbnu Ömer (radıyallahu anh) hazretleri şöyle diyordu: Akşama erdinmi, sabahı bekleme, sabaha erdinmi akşamı umma Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap Hayatta iken de vefat için hazırlık yap
Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25, (2334)
Tirmizî'nin rivayetinde, gezgin gibi olsözünden sonradan şu ziyade var: Kendini mezar ehlinden added
150 Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) elindeki iki çakıl(dan birini yakına, diğerini uzağa) atarak: Şu ve şu neye kötüye işaret ediyor biliyor musunuz?dedi Cemaat: Allah ve Resûlü daha iyi bilirdediler Buyurdu ki: Şu (uzağa düşen) emeldir, bu (yakına düşen) de eceldir (Kişi emeline gelmek için gayret ederken ulaşmadan ölüverir)
Tirmizî, Emsâl 7, (2874)
151 Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular fakat: Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenabı Hakk, her değişiklik özür ve bahâneyi kaldırmıştır
Buhârî Rikak 4; Tirmizî, Da'vât 113, (3545), Zühd 23 (2332); İbnu Mâce, Zühd 27, (4236), Metin Buhârî'den alınmıştır
bunlarda ayetler:
Her ümmetin takdir edilmiş bir eceli vardır
Ecelleri geldiği süre ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri giderler (Yunus suresi, ayet: 49)
Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır (Münâfikûn 6311) *
İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) omuzumdan tuttu ve: Sen dünyada bir garib ya da bir yolcu gibi olbuyurdu İbnu Ömer (radıyallahu anh) hazretleri şöyle diyordu: Akşama erdinmi, sabahı umma, sabaha erdinmi akşamı umma Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap Hayatta iken de vefat için hazırlık yap Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25, (2334)
147 İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) birgün yere çubukla, kare biçiminde bir şekil çizdi Daha Sonra, bunun ortasına bir hat çekti, onun dışarıya da bir hat çizdiSonra bu hattın ortasından itibaren bu ortadaki hatta istinad eden bir kısım minik çizgiler attı
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu çizdiklerini şöyle açıkladı: Şu çizgi insandır Şu onu saran kare çizgisi de eceldir Şu dışarı uzanan çizgi de onun emelidir (Bu emel çizgisini kesen) şu ufak çizgiler de müsibetlerdir Bu musibet oku yolunu şaşırarak insana değemese bile, öteki biri değerinde Bu da değmezse ecel oku değerinde
Buhârî, Rikak 3; Tirmizî, Kıyamet 23, (2456); İbnu Mace, Zühd 27, (4231)
148 Hz Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yere bir çizgi çizdi ve: Bu insanı temsilcilik ederbuyurdu Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: Bu da ecelini temsilcilik ederbuyurdu Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten daha sonra: Bu da emeldirdedi ve ilâve etti: İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) pat diye geliverir
Buhârî, Rikak 4; Tirmizî, Zühd 25, (2335); İbnu Mâce, Zühd 27, (4232)
149 İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) omuzumdan tuttu ve: Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi olbuyurdu
İbnu Ömer (radıyallahu anh) hazretleri şöyle diyordu: Akşama erdinmi, sabahı bekleme, sabaha erdinmi akşamı umma Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap Hayatta iken de vefat için hazırlık yap
Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25, (2334)
Tirmizî'nin rivayetinde, gezgin gibi olsözünden sonradan şu ziyade var: Kendini mezar ehlinden added
150 Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) elindeki iki çakıl(dan birini yakına, diğerini uzağa) atarak: Şu ve şu neye kötüye işaret ediyor biliyor musunuz?dedi Cemaat: Allah ve Resûlü daha iyi bilirdediler Buyurdu ki: Şu (uzağa düşen) emeldir, bu (yakına düşen) de eceldir (Kişi emeline gelmek için gayret ederken ulaşmadan ölüverir)
Tirmizî, Emsâl 7, (2874)
151 Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular fakat: Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenabı Hakk, her değişiklik özür ve bahâneyi kaldırmıştır
Buhârî Rikak 4; Tirmizî, Da'vât 113, (3545), Zühd 23 (2332); İbnu Mâce, Zühd 27, (4236), Metin Buhârî'den alınmıştır
bunlarda ayetler:
Her ümmetin takdir edilmiş bir eceli vardır
Ecelleri geldiği süre ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri giderler (Yunus suresi, ayet: 49)
Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır (Münâfikûn 6311) *