Ecel hakkında ayetler
Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup derhal Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da «Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye dek ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?» dediler Onlara de ki: «Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için öbür dünya daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez»
Nisâ : 77
Sizi bir çamurdan yaratan, sonradan ölüm zamanını takdir eden oysa O'dur diğer taraftan O'nun katında muayyen bir ecel (kıyamet günü) vardır Siz hâla belirsizlik ediyorsunuz
En'âm : 2
Geceleyin sizi öldüren (öldürür gibi uyutan), gündüzün de ne işlediğinizi bilen; daha sonra emin ecel tamamlansın diye gündüzün sizi dirilten (uyandıran) O'dur Sonra dönüşünüz yine O'nadır Sonunda O, yaptıklarınızı size haber verecektir
En'âm : 60
Her ümmetin bir eceli vardır Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler
A'râf : 34
De ancak: «Ben kendime bile Allah ’ın dilediğinden diğer ne bir hasar ne de bir avantaj verme gücüne sahibim» Her ümmetin bir eceli vardır Ecelleri geldiği zaman bundan böyle ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler
Yûnus : 49
Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, daha sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi, görev edilmiş bir süreye dek güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım»
Hûd : 3
Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, orada hiçbir canlı bırakmazdı Lakin onları takdir edilen bir müddete dek erteliyor Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler
Nahl : 61
Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ama, ben sizi, «Allah'a kulluk edin; O'na karşısında gelmekten sakının ve bana itaat edin ancak, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)» diyerek apaçık uyaran bir kimseyim Bilinmeli ancak Allah'ın görev ettiği vâde gelince, bundan böyle o ertelenmez Keşke bilseydiniz!
Nûh : 3 *
Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup derhal Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da «Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye dek ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?» dediler Onlara de ki: «Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için öbür dünya daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez»
Nisâ : 77
Sizi bir çamurdan yaratan, sonradan ölüm zamanını takdir eden oysa O'dur diğer taraftan O'nun katında muayyen bir ecel (kıyamet günü) vardır Siz hâla belirsizlik ediyorsunuz
En'âm : 2
Geceleyin sizi öldüren (öldürür gibi uyutan), gündüzün de ne işlediğinizi bilen; daha sonra emin ecel tamamlansın diye gündüzün sizi dirilten (uyandıran) O'dur Sonra dönüşünüz yine O'nadır Sonunda O, yaptıklarınızı size haber verecektir
En'âm : 60
Her ümmetin bir eceli vardır Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler
A'râf : 34
De ancak: «Ben kendime bile Allah ’ın dilediğinden diğer ne bir hasar ne de bir avantaj verme gücüne sahibim» Her ümmetin bir eceli vardır Ecelleri geldiği zaman bundan böyle ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler
Yûnus : 49
Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, daha sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi, görev edilmiş bir süreye dek güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım»
Hûd : 3
Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, orada hiçbir canlı bırakmazdı Lakin onları takdir edilen bir müddete dek erteliyor Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler
Nahl : 61
Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ama, ben sizi, «Allah'a kulluk edin; O'na karşısında gelmekten sakının ve bana itaat edin ancak, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)» diyerek apaçık uyaran bir kimseyim Bilinmeli ancak Allah'ın görev ettiği vâde gelince, bundan böyle o ertelenmez Keşke bilseydiniz!
Nûh : 3 *