Dunyanin temeli nedir?

[Admin]

Dünyanın temeli nedir?​

Son spekülasyonlar çekirdeğin en iç kısmının altın, platin ve diğer siderofil elementlerle zenginleştirildiğini göstermektedir. Dünya’yı içeren madde, bazı kondrit göktaşları ve Güneş’in dış kısmı ile temel yollarla bağlantılıdır. Dünya’nın temelde bir kondrit göktaşı gibi olduğuna inanmak için iyi bir neden var.

40 yıl sonra Dünya nasıl olacak?​

İşte 40 yıl sonraki dünya… – 3 sene içinde 80 ülkede kadın liderlerin sayısı daha önce görülmemiş şekilde artacak. Dini gruplar devletin içine girmek için uğraşacak. – Dünyadaki güç merkezleri çok kutuplu olacak.
100 yıl sonra ne olacak?
Şehirler daha kalabalık, gökdelenler daha uzun olacak; yer altı hatta su altında bile binalar olacak. Raporu hazırlayan uzay bilimci Dr. Maggie Aderin-Procock’a göre, tıp ve teknoloji geliştikçe insanın yaşam ömrü de her 10 yılda bir artmaya devam edecek.
4 milyar yıl sonra ne olacak?
Samanyolu ile Andromeda’nın buluşması 4 milyar yıl sonra gerçekleşecek. Bu çarpışmadan sonra yaklaşık 2 milyar sene sonra Andromeda ve Samanyolu bir bütünün parçaları olacaklar. Dünya ve Güneş bu çarpışmadan sonra diğer yıldızlar ile kaynaşmayacaklar fakat bugün olan dengeler alt üst olacak.

Dünya Kaç bin yıldır var?​

Jeologların edindiği kapsamlı ve geniş bilimsel kanıtlara dayanarak, Dünya’nın yaşının yaklaşık 4,54 milyar yıl (4,54×109 yıl) olduğuna karar verilmiştir.

Dünyanın özellikleri nelerdir kısaca?​

Kısaca Dünya Gezegeninin Özellikleri
100 yıl sonra dünyamızda neler olacak?
Rapordan çıkan belli başlı sonuçlar şunlar: Yani, gittiğiniz her yere evinizi de götürebileceksiniz! * Gökdelenler nanoteknoloji sayesinde daha yüksek olacak. Hatta gökdelenlerin bir kısmı da yeraltında olacak. * Üç boyutlu yazıcılar sayesinde odanızda olmasını istediğiniz mobilyalarınızı kendiniz üretebileceksiniz.
500 yıl sonra dünya nasıl olacak?
“500 YIL SONRA DÜNYA HARİTASI DEĞİŞEBİLİR” Bilim adamlarına göre havaya atılan çok fazla karbondioksitin sonucunda sıcaklıkların daha fazla artması ve bunun da Grönland ve Antarktika’da tehlikeli derecede sıcak yaz günlerine ve buzların erimesine neden olabileceği tahmin ediliyor.