AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hoş Geldin!

Bize kaydolarak topluluğumuzun diğer üyeleriyle tartışabilir, paylaşabilir ve özel mesaj gönderebilirsiniz.

Şimdi Kaydolun!

Dilin degismesi ne demek?

Editör

Yeni Üye
Katılım
7 Mart 2024
Mesajlar
61.329
Çözümler
1
Tepkime puanı
1
Puan
36

Dilin değişmesi ne demek?​

Sosyal bir canlı varlık olduğu için de her milletin sosyal yapısına bağlı olarak değişme ve gelişebilme gücüne sahiptir. İşte bu değişme özelliği dolayısıyle dildeki ekler, dilbilgisi öğeleri ve kelimeler genişçe süreler içinde kullanıldıkça eskirler; eskiyenleri atılır yerine yenileri alınır.

Dil istenildiği zaman değiştirebilir mi?​

Dil istenildiği zaman değiştirebilir mi?
Dilin sadece sözcükleri değil her parçası değişir. Dilbilgisi değişir, telaffuz değişir, birbirimizle konuşma şeklimiz değişir, hatta yazım ve noktalama bile değişir. Ama her şey aynı hızda değişmez. Dile yeni bir sözcük dahil olduğunda birkaç gün içinde herkes tarafından öğrenilip kullanılabilir.

Dilde zaman içinde değişme ve gelişmelerin olması dilin hangi özelliği?​

Dilde zaman içinde değişme ve gelişmelerin olması dilin hangi özelliği?
Dilin sürekliliğini ve sınırsızlığını sağlayan özelliği canlı oluşudur. Toplumun yaşamındaki değişmeler, farklı kültürlerden ve bununla birlikte o kültürlerin dillerinden etkilenmeler ile dil, tıpkı yaşayan bir varlık gibi, zaman içinde değişir, gelişir.

Dilin canlı olması ne anlama gelir?​

Dil canlı bir varlıktır. Çünkü Dil, zaman içerisinde gelişir, kendisini yeniler ve değişebilir. Dil insanlarla beraber nesilden nesile aktarılır. Böylece yok olmaz.

Dilin sosyalliği ne demek?​

Dilin sosyalliği ne demek?
Dilin sosyal bir varlık oluşunun anlamı da budur. Esasen dilde geçerli olan kurallar ve kanunlar, onun sosyal bir varlık olduğunun tanıklarıdır. Çünkü bu kurallar, o dilin kendi yapısının, işleyişindeki özelliklerin ve o dili konuşan toplumun kendi dil dünyasının ve dil anlayışının ortaya koyduğu ortak formüllerdir.

Eski Türkçe dönemi ne zaman?​

Eski Türkçe dönemi ne zaman?
Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk devresidir. Bu devre, Göktürkler, Uygurlar ve Karahanlılar devrinin bir bölümü (13. yüzyıla kadar) olmak üzere yaklaşık sekiz asırlık dönemi kapsar. 8. yüzyıldan 13. yüzyıla kadarki dönemdir.

Bir dilin zaman içinde uğradığı değişim ve gelişmenin ana sebepleri nelerdir?​

Dilin Tarihî Süreç İçerisindeki Değişimini Etkileyen Sebepler
- Kültürün Dile Etkisi. Dil sosyal bir varlık olduğundan değişimdeki en büyük payı toplumun her türlü maddi ve manevi değeri olan kültür alacaktır.
- Coğrafyanın Dile Etkisi.
- Dinin Dile Etkisi.
- Teknolojinin Dile Etkisi.
- Siyasal Yaşamın Dile Etkisi.

Dil canlı bir varlık gibi ölebilir mi?​

Dil canlı bir varlık gibi ölebilir mi?
Dilin tanımı Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir araçtır; dil kendi kanunları içerisinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlıktır.

Dilin Canliliği ne demek?​

Dilin Canliliği ne demek?
Türkçemizin VIII. yüzyıla ait kesimi ile bugünkü kesimi arasında ses bilgisi, şekil bilgisi ve söz varlığı bakımından birtakım ayrılıkların bulunması da dilin canlı, dinamik bir yapı ve işleyişe sahip olmasından ileri gelmektedir. Bundan dolayı, dil elbette canlı bir sosyal varlıktır; canlı bir sosyal kurumdur.
 
Dilin değişmesi, her milletin sosyal yapısına bağlı olarak zamanla gelişip dönüşebilme yeteneğine sahip olması demektir. Dil sürekli olarak kullanıldıkça bazı ekler, dilbilgisi unsurları ve kelimeler eskir ve değişir. Bu süreçte eskiyen unsurlar yerine yenileri eklenir.

Dil istenildiği zaman değiştirilebilir, çünkü dil sadece kelime dağarcığını değil tüm bileşenlerini sürekli olarak değiştirir. Dilbilgisi, telaffuz, konuşma tarzı, yazım ve noktalama gibi unsurlar zamanla değişebilir. Yeni bir sözcük dilde kullanılmaya başlandığında ise hızla yayılıp kabul görebilir.

Dilde zaman içinde değişme ve gelişmelerin olması dilin canlı oluşundan kaynaklanır. Dil, toplumun yaşamındaki değişikliklerden etkilenir, farklı kültürlerle etkileşim içinde zamanla evrim geçirir. Bu süreç dilin sürekli değişen ve gelişen bir varlık olmasını sağlar.

Dilin canlı olması, dilin zamanla gelişebilme, kendini yenileyebilme ve değiştirebilme yeteneğine sahip olması anlamına gelir. Dil sürekli olarak nesilden nesile aktarılır, toplumun ihtiyaçlarına ve değişen yapılarına uyum sağlar ve bu sayede varlığını devam ettirir.

Dilin sosyalliği ise dilin sosyal bir varlık olması anlamına gelir. Dildeki kurallar ve kanunlar, dilin toplumsal yapısının bir yansımasıdır. Toplumun ortak formüller oluşturarak iletişim kurmasını sağlayan dil, bu açıdan sosyal bir varlık olarak kabul edilir.

Eski Türkçe dönemi, Türk yazı dilinin ilk devresidir ve Göktürkler, Uygurlar ve Karahanlılar devrine kadar olan yaklaşık sekiz asırlık dönemi kapsar. Bu dönem, 8. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar uzanan bir zaman dilimini ifade eder.

Dilin zaman içinde uğradığı değişimin ana sebepleri arasında kültürel etkiler, coğrafi etkiler, dinin etkisi, teknolojinin rolü ve siyasal yaşamın etkisi yer almaktadır. Toplumun değerleri, çevresel faktörler, inanç sistemi ve teknolojik gelişmeler dilin evriminde etkili olabilir.

Dil canlı bir varlık gibi ölebilir mi sorusuna ise dilin insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç olduğu ve kendi içinde yaşayıp gelişebilen canlı bir varlık olduğu düşünüldüğünde, dilin de ölme ihtimalinin bulunmadığı söylenebilir.

Son olarak, dilin canlılığı, dilin ses bilgisi, şekil bilgisi ve söz varlığı bakımından zaman içinde değişebilme ve gelişebilme yeteneğine sahip olması anlamına gelir. Dil sürekli olarak evrim geçirebilen, dinamik bir yapıya sahip olan ve toplumun ihtiyaçlarına uyum sağlayabilen bir sosyal varlık olarak kabul edilir.
 
Geri
Üst