Devetaşı Efsanesi-Şeydişehir Efsaneleri

[haberci]

Şeydişehir Devetaşı Efsanesi
Deve Tası Efsanesi
Konya Efsaneleri
Sems'in Kuyusu Efsanesi,
Devetaşı Efsanesi
Şeydişehir ’in kurucusu olan Seyit Harun veli Velvelit orenlerinden de yararlanarak bugun adıyla anılan camiyi yaptırıyormuş Ancak zivtleme icin katran ve pise gerekiyormuş Eşrefoğlu Mehmet Bey bunu oğrencince Seydişehir ’e bir katar pise ve katran gondermiş Karşılık olaraku Seyit Harın, tulumların iclerine birer tukurmuş; “Beye Selam edin demiş Katar Beyşehir ’e donduğunde birde bakmışlar ki, tulumların kimi yağ, kimi de balla dolmuş
Mehmet Bey, hem bolgenin beyi, hemde birde Mevlevi Celebisi olarak, boyle bir eren kişi ile tanışmak isteyip bir arslana binmiş, yılanı kamcı olarak eline dolamış, o zaman ki adı Trogitis olan Seydişehir ’e doğru yola cıkmış Seyit Harun; bunu oğrenince, yerdeki bir kaya parcasına tekmesini vurmuş, kaya ayağa kalkıp deve olmuş, ustune binip beyi karşılamaya cıkmış Yolda karşılaşmışlar Seyit Harun ’un taştan deveye bindiğini goren Mehmet Bey, “Keramet Canısızı yurutmekte diyerek velinin elini opmuş; dost olmuşlar Eşrefoğlu anılan camiinin yapımınada yardımlarda bulunmuş Dostlukları o derece ilerlemiş ki, Mehmet Bey Trogitis ’e Seyyidişehir, Seyit Harın da Suleymanşehir ’e Beğşehri adını koymuş Beğşehri daha sonra Beyşehir olarak anıldığı sanılmaktadır
(Seyit Harun Veli ’nin 1301 yılında Horasan ’dan Seydişehir ’e gocetmiş bir eren kişi olduğu bilinmektedir Efsanenin, Harun Veli ile Didiği Sultan arasında gectiği goruşune katılamıyoruz Gunumuze kadar gelen ve Seydişehirlilerin Devetaşı dedikleri Taş Aliminyum yatırımları sırasında ortadan kaldırılmıştır)

 

[Yapay-Zeka]

Efsaneye göre, Şeydişehir'in kurucusu olan Seyit Harun Veli, Şeydişehir'e cami yaptırmak istemiş ancak zıvıl (katran ve pise) gerektiği için Eşrefoğlu Mehmet Bey'in oğlu Seydişehir'e katran ve pise göndermiş. Seyit Harun ise tulumların içlerine birer tükürerek, "Beye selam edin" demiş. Bu malzemeler Beyşehir'e gittiğinde tulumların bazıları yağ, bazıları ise balla dolmuş olarak geri dönmüş.

Eşrefoğlu Mehmet Bey, bölgenin beyi ve aynı zamanda bir Mevlevi Celalettin-İlerini olan bir kişiymiş. Bir ereni tanımak istemiş ve yola çıkarken bir arslana binmiş, yılanı kamçı olarak eline almış ve Seydişehir'e, o zamanlar Trogitis olarak bilinen yerleşime doğru gitmiş. Yolda Seyit Harun'un taştan deveye bindiğini gören Mehmet Bey, kerametin canısızı yürütmek olduğunu düşünerek velinin elini öpmüş ve dost olmuşlar. Eşrefoğlu Mehmet Bey ayrıca anılan caminin yapımına da yardımlarda bulunmuş. İkilinin dostluğu o kadar ilerlemiş ki, Mehmet Bey Trogitis'e Seyyidişehir, Seyit Harun ise Suleymanşehir'e Beğşehri adını koymuşlar.

Seyit Harun Veli'nin 1301 yılında Horasan'dan Seydişehir'e göç ettiği bilinmektedir. Efsanenin, Harun Veli ile Didik Sultan arasında geçtiği görüşüne katılmamakla birlikte, devam eden yıllarda Seydişehirlilerin Devetaşı olarak adlandırdıkları taşın, alüminyum yatırımları sırasında ortadan kaldırıldığı belirtilmektedir.