AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Cumhuriyet Yılları

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
52.415
Tepkime puanı
1
Puan
1
Siyasal
Türkiye Büyük Halk Meclisi, 1 Kasım 1922'de aldığı tarihi kararında, saltanata son vermiştir Bu tarihi kararın da açık bir belirtisi olarak, 1921 Anayasası ile yeni siyasal rejime geçilmiştir Fakat, Cumhuriyet resmen bildiri edilmemiştir
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Nisan 1923'te seçimlerin yenilenmesine karar vermiş ve yeni kurulan Meclis, Lozan'da elde edilen antlaşmayı onaylamıştır Lozan Uzlaşma Antlaşması'nın kabulü ve 6 Ekim 1923'te Türk Ordusunun İstanbul'a girmesi ile Türk vatanının bütünlüğü gerçekleşmiş ve bu nedenle bir tayin kapanmış ve yeni bir görev açılmıştır Siyasal rejimin 23 Nisan 1920'den itibaren kaydettiği gelişmelere yerinde devlet şeklini bulmak da bir zorunluluk haline gelmiştir
Cumhuriyet'in Kabulü 25 Ekim 1923 günü gelişen bir kabine bunalımı, Büyük Halk Meclisi'nde egzersiz güçlüğünü ortaya çıkardı 28 Ekim 1923 günü akşamına kadar kabine kurulamaması üzerine, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Çankaya köşkünde yemek yemek sırasında arkadaşlarına; Yarın Cumhuriyet duyuru edeceğizdiyerek görüşünü açıklamıştır 29 Ekim günü Halk Müziği Fırkası Meclis Grubunda, Bakanlar Kurulunun oluşturulması konusunda tartışıldı Sorun çözülemeyince, Gazi Mustafa Kemal Paşa'dan düşüncelerini açıklaması istendi Mustafa Kemal Paşa, bunalımdan çıkış yolunu Anayasanın değiştirilmesi zorunluluğu ile açıkladı Cumhuriyetin ilanını hedefleyen tasarıyı da grubun bilgisine sundu
Grupta akım eden uzun müzakereler sonunda, Cumhuriyetin ilanı kabul edildi Parti Grubu'ndan sonradan, Meclis toplanarak hazırlanan kanun tasarısını aynen kabul etti Yaşasın Cumhuriyetsesleri arasında gece saat 2030'da Cumhuriyet bildiri edildi Cumhuriyetin ilanı 1921 tarihli Anayasanın bir takım maddelerinin değiştirilmesine dair 364 No'lu Kanunun kabulü ile olmuştur Bu kanunla, Anayasanın 1, 2 , 4, 10, 11 ve 12'nci maddeleri kayda değer ölçüde değiştirilmiştir Bu önemli şansın dönmesi, 29 Ekim günü üretilmiş ve aynı gün, Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılarak, Gazi Mustafa Kemal Paşa oybirliğiyle yeni Türk Devletinin ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir
Ulusal Eğitim
Atatürk, zaferden sonradan, yeni Türkiye'nin kurulmasının eğitime dayandığı, en kayda değer ve en onurlu görevin eğitim işleri olduğu ve milli eğitim işlerinde kuşkusuz başarıya ulaşılması gerektiği inancını taşıyordu Her gittiği yerde, katıldığı toplantıda, eğitimin temel ilke ve hedeflerini ortaya koymuş, cehaletin eğitim yoluyla ortadan kaldırılabileceğini belirtmiş, öğretmenleri yüceltmiştir
Daha Kurtuluş Savaşı yıllarında, Sakarya Savaşı'nın hazırlıkları esnasında Atatürk 16 Temmuz 1921'de bir Maarif Kongresi topladı Bu kongrede Türkiye Milli Eğitim işlerinin bir programını düzenlemek nedeniyle, milli kültürün önemini belirtmiş ve milli eğitim sisteminin gereğinden laf etmiştir Şimdiye değin peşine düşüp takip olunan tahsil ve edep usullerini milletimizin tarihi tedenniyatında (gerilemesinde) en önemli bir amil olduğu kanaatindeyim Onun için bir milli terbiye programından bahsederken, eski devrin hurafatından ve evsafı fıtriyemizle hiç de münasebeti olmayan yabancı fikirlerden şarktan ve garptan gelebilen bilcümle tesirlerden uzak, seciyei milliye ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyorum Çünkü zekayı millimizin inkişafı tammı oysa böyle bir kültür ile tedarik olunabilir
1 Kasım 1928'de Latin esasından alınan harfler, (Türk dilinin özelliklerini bildiren işaretlere de yer vererek) Türk harfleriadıyla 1353 Sayılı Kanunla kabul edilmiştir Yazı dilinde kullanılan Arap harflerinin yerine Türk harflerinin alınmasını açıklayan Harf Devrimi yapılmıştır
Arap harflerinin Türkler tarafından kullanılması, İslamiyet'in kabulünden sonradan başlamış fakat bu harfler, Türk diline hiç bir süre uyamamıştır Türkçe, Arap harfleri ile basit yazılıp okunamıyordu Harf İnkılabının hedefi, okuyup yazmayı kolaylaştırmak ve yaymak, çağdaş öğretim ve eğitimin gerçekleşmesini sağlamaktı Harf İnkılabının birincil adımı, 20 Mayıs 1928'de 1288 sayılı kanunla, Arap rakamlarının kullanılmasına son verilerek, uluslararası rakamların kabulü ile başlamıştı
Atatürk, 9 Ağustos 1928 gecesi İstanbul'da Sarayburnu Parkı'nda düzenlenmiş bir şenlik sırasında, Harf Devrimini halka duyurmuştur; Arkadaşlar, hoş dilimizi tanımlamak için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz Arkadaşlar, bizim hoş düzenli, varlıklı lisanımız (dilimiz) yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak mecburiyetindeyiz Lisanımızı emin kavramak istiyoruz Bu yeni harflerle behemehal böylece çabuk bir zamanda çok iyi bir surette anlaşacağız ama, Milletimizin yazısıyla kafasıyla bütün uygarlık aleminin yanına olduğunu gösterecektir Vatandaşlar, yeni Türk harflerini çabuk öğreniniz Tüm millete, kadına, erkeğe, köylüye, çobana, hamala, sandalcıya öğretinizdemiştir Harf Devrimi, büyük bir tarihi olaydır Çünkü, sosyal, kültürel ve siyasi alanda geniş yankıları olmuştur
1 Kasım 1928'de Latin alfabesine dayalı yeni Türk Alfabesinin kabulünden sonra, 24 Kasım 1928'de yayımlanan Millet Mektepleri Talimatnamesi gereğince, yurdun her köşesinde Halk Müziği Mektepleri açılmış, halka yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir Atatürk bu çalışmalara Millet Mektepleri Başöğretmenisıfatıyla katılmıştır
Kültür
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir Yazar, yapana sadık kalmazsa değişmez gerçeklik, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alırK Atatürk
Atatürk, milletimizi ve dünyayı eski bir tarih anlayışından, yeni bir tarih görüşüne götürmek ve bu yolda çalışmalar gerçekleştirmek için, 12 Nisan 1931'de Türk Tarihi Muayene Cemiyeti'ni (Türk Tarih Kurumu) kurmuştur Türk Tarih Tezi diye bir ivedi ortaya atılmıştır Kültür alanında yeni bir tarih görüşünün ifadesi olan bu teze göre; Türk milletinin tarihi şimdiye dek yazıldığı gibi yalnız Osmanlı tarihinden ibaret değildir Türk'ün tarihi çok daha eskidir ve temasta bulunduğu milletlerin medeniyetleri üstüne etki etmiştir
Osmanlı Devletinin ümmet tarihi anlayışından, Türk milletinin kendi tarihine kavuşması, ahali tarihi anlayışını kabul etmesi gerekli idi Halk tarihi anlayışını zorunlu kılan özel sebepler de vardı
Bunlar :
1 Türklerin sarı ırktan olduğuna dair dünyada yazılmış olan yanlış bilgiler
2 Türklerin sarı ırktan gösterilmesinin bir sonucu olarak medeni yetenek ve istidattan yoksun olduğu yolundaki yanlış görüş ve iddialar
3 Türk toprakları üstünde yabancıların tarihi iddiaları
Aleyhimizde kullanılan tabanca, defalarca gerçeğe aykırı şekilde yazılan, değiştirilen tarih idi Tarihimizi hakiki yapısı ile ortaya koymak, Türklük ve soy yurdu hakkında hakiki tarihi bilgileri dünya kamuoyuna duyurmak, Türk Tarihi araştırmalarının amacı idi *
 
Sizden gelen bilgilere göre, siyasal alanda Türkiye'de önemli gelişmeler yaşanmış. Türkiye Büyük Halk Meclisi'nin 1 Kasım 1922'deki kararıyla saltanata son verilmiş ve yeni siyasal rejime geçilmiş. Lozan Antlaşması'nın kabulü ve Türk Ordusunun İstanbul'a girmesiyle Türk vatanının bütünlüğü sağlanmış. Cumhuriyetin resmen ilanı ise 29 Ekim 1923 tarihinde gerçekleşmiş, Gazi Mustafa Kemal Paşa yeni Türk Devleti'nin ilk Cumhurbaşkanı seçilmiş.

Ulusal eğitim alanında da Atatürk'ün büyük katkıları olmuş. Eğitimin önemine inanan Atatürk, milli eğitim işlerine büyük önem vermiş. Maarif Kongresi toplantısında milli eğitim sistemine dikkat çekilmiş ve milli kültürün önemi vurgulanmış. Ayrıca, Türk harflerinin kabul edilmesiyle yapılan Harf Devrimi eğitimin ve yazı dilinin modernleşmesinde önemli bir adım olmuştur.

Kültür alanında da Atatürk'ün öncülüğünde Türk Tarih Kurumu'nun kurulması ve Türk Tarih Tezi'nin ortaya atılması dikkat çekiyor. Bu tez, Türk milletinin tarihinin sadece Osmanlı tarihinden ibaret olmadığını belirtiyor ve Türk milletinin daha geniş ve köklü bir tarihe sahip olduğunu vurguluyor. Atatürk, tarih yazmanın ve tarih yapmanın önemine vurgu yaparak, milletin tarihine sahip çıkılmasını önemsemiş. Ayrıca, yanlış tarih bilgilerinin düzeltilmesi ve Türk tarihinin hakiki yapısının ortaya konulması üzerine çalışmalar yapılmış. Bu sayede Türk tarihine ilişkin yanlış algı ve iddiaların düzeltilmesi hedeflenmiş.
 
Geri
Üst