Çocukların Karakteri Doğum Sırasına Göre Nasıl Değişiklik Gösterir?

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Çocukların karakterleri sadece DNA yapısına göre değişiklik göstermemekle birlikte Ailenin çocukla iletişimi, ona davranışı ve Ailedeki doğum sırasının, çocukların kişiliklerini de etkileği söylenmektedir.

Bu görüşün doğruluğunu Psikoloji de ‘kardeş kuramı’ nı ortaya çıkaran Psikolog Alfred Adler’e göre ‘Ailede kaçıncı çocuk olarak doğduğunuz karakterinizi belirleme de kayda değer önem taşır’ sözünde de görmekteyiz.

Doğum sırası kişilik oluşumunu etkileyen tek şey olmasa da Adler, doğum sırasının, bireyin mizacını etkilediğini söyler. Peki ilk çocuk, ortanca çocuk, ailenin en küçük çocuğu, tek çocuk veya ikiz olmak kişinin geleceğini nasıl şekillendiriyor?

Keyifli okumalar..

İLK ÇOCUKSANIZ...
Ailenin ilk çocuğu mükemmeliyetçilik eğiliminde oluyor. Bunun sebebi ise tecrübesiz olan anne ve babanın çocuklarını en doğru şekilde yetiştirmek istemesi. Sonuç olarak bu mükemmeliyetçilik bir müddet sonra çocuğa da geçiyor.

Kardeşi doğana kadar anne ve babasının sevgisinin hepsini almaktadır. Bu yüzden kardeşi doğunca ‘tahtını yitirmiş kral’ gibi hissetmeye başlarlar. Tekrar o sevgiyi kazanma çabaları sonucunda diğer kişilerin sevgileri olmaksızın bağımsız ayakta kalmayı öğrenirler. Daha sonraki yaşamlarında da tutucu, güç yönelimli ve lider özelliklere sahip olabilirler.

ORTANCA ÇOCUKSANIZ...
Ortanca çocuklar dünyaya geldiklerinde hazırda sorumluluğu üstlenmiş büyük bir kardeş vardır. Bu yüzden ortanca çocuklara aileler daha az sinirli ve daha hoşgörülü davranmaktadırlar.

Anne ve babasının sevgisini doğduğu andan başlayarak büyük çocukla paylaşır. Bu da ikinci çocuğun daha sosyal olmasını sağlar.

İlk çocuklara oranla, ortancalar pek de mükemmeliyetçi olmamakla beraber daha çok aile içindeki yerlerini belirginleştirmek ve aile bireylerine kendilerini kabul ettirmek için çabalamaktadırlar.

Kolay adapte olan, yaratıcı ve beceriklidirler. Ayrıca doğumundan başlayarak bir rakiple karşı karşıya kalması sonucu yarışmacı ve hırslı olma eğilimindedirler.

AİLENİN EN KÜÇÜĞÜYSENİZ...
Ailedeki en son çocuk rahatlık açısından en şanslı olandır. Sadece anne babanın değil tüm aile üyelerinin sevgisini alarak şımartılır. Önündeki kardeşlerini gözlemleyerek onları daha güçlü görüp yarışamayacağını düşünür ve bağımsızlık eksikliği-güçlü yetersizlik gibi duygular hissedebilir.

En son doğan çocuk bütün dikkatleri üzerine çekmeye çalışan, ailenin en sevimlisi rolünü üstlenendir. İnsanların dikkatini çekmek ve sempatilerini kazanmayı severler.

Ailenin en küçüğü diğer kardeşlere göre daha özgür ruhlu olur. Macerayı severler ve hayatın akışından keyif almayı en çok bu çocuklar bilir. Pek çok uyarıcıyla karşı karşıya kalması ve rekabetle başa çıkması sonucu kendini evdeki diğer çocuklara karşı çok iyi geliştirir.

Son doğan çocukların karşılaştığı en büyük sorun yaptıklarının özel olmadığını düşünmeleridir. Çünkü ilk çocuk yüzmeyi öğrendiğinde bu aile için büyük bir olaydır fakat sıra son çocuğa geldiğinde kimse ilk çocuktaki kadar heyecanlanmayabilir.

TEK ÇOCUKSANIZ...
Tek çocuklar genelde ailenin ilk çocuğunun yaşadığı deneyimleri yaşar. İlk çocuktan farkı, ilgi ve alakayı bölüşmek zorunda kaldıkları başka bir kardeşlerinin olmamasıdır. Böylelikle ailenin tüm desteğini alabilirler. Tek çocuk, yetişkinlerle ve yaşlı insanlarla iyi anlaşır. Bu durum mükemmeliyetçiliği ve başarılı olma hırsını tetikler. Eleştirildiklerinde çok hassas olabilirler.

Tek çocuklar tabi ki de tüm dikkatleri üzerine çekmeye bayılırlar. Yaptıklarının onaylanmasını isterler. Detaylara odaklanmayı severler. Rahatlarına düşkündürler. Bu özellikler sebebiyle hayatta büyük başarılara imza atsalar da, kendilerini mutlu etmekle ilgili zaman zaman sıkıntı yaşayabilirler.

Rekabet içinde olacağı bir kardeşe sahip olmadığı için ve anne tarafından genelde şımartılmaya daha meyilli oldukları için babayla rekabete girebilmektedirler. Bunun oluşmaması için anne ve babanın işbirliğiyle çocuğa yaklaşmalıdır. Anne ve babadan ilgiye alışık olan çocuk bağımlılık ve benmerkezcilik gibi yaşam tarzları benimseyebilir. İleriki dönemlerde yaşıtlarıyla sorun yaşadıkları da sık sık görülebilir.

İKİZ İSENİZ ..
İkizlerde genelde biri diğerinden daha baskın olan bir çocuk vardır ve ilk doğan gibi davranmaktadır. Bu durumun zaman zaman istisnaları vardır. Buna rağmen İkizler genelde birbirinden güç alır ve bu birlikten güç ve özgüven doğar. Fakat yalnız kalma ve tek vakit geçirmeyle ilgili sorun yaşayabilirler. Ne senle nede sensiz deyimi tam olarak onlar için söylenmiştir. Topluluk içinde onay ve destek arayan bir profil çizebilirler. Rekabete doğum anından itibaren alışıklardır. Çünkü hayata gözlerini açtıkları andan itibaren rakipleri vardır. İkizlerden biri evlendiğinde ya da evden uzaklaşma durumlarında diğer çocukta ayrılık kaygısına ve depresyona neden olabilir.

Fakat bu sonuçların her zaman kesin verilere sahip olmadığını kabul etmek zorundayız. Çünkü araştırmalar etnik köken, eğitim, ailenin ekonomik durumu ve aile içerisindeki ilişkiler gibi önemli sosyal faktörleri göz önüne almamaktadır. Doğum sırası bireyin kişiliği veya zekası üzerinde belli etkilere sahip olduğu gibi ailedeki çocuk-ebeveyn ilişkisinin ve çocuğun yetiştirilme tarzının da bu çocukların karakterleri üzerindeki daha önemli faktörler olduğu bilinmelidir.

Şunu unutmayın ki, en büyük çocuklar, ortanca, son doğan ve ya ikiz çocuklar arasında karakter olarak büyük farklar olabilir.

Aynı zamanda evlat edinilen çocuklarda, çocuğu dünyaya getiren anne ve baba değil, onu evlat edinen anne ve babanın, çocuğa sundukları kardeş ya da aile ortamının davranışları ve çocuğun kişisel özelliklerinin oturmasında çok daha etkilidir
 
Geri
Üst