SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Hun imparatorluğu - Hunların kurduğu imparatorluk - Hun imparatorluğunun kökeni - Avrupa Hun imparatorluğu
Türk tarih literatüründe Avrupa Hun İmparatorluğu olarak adlandırılır. Hunlar, Avrasya kökenli bir boylar konfederasyonudur.
350 yılında Asya bozkırlarından batı yönünde harekete geçmişler; dönemlerine göre çok gelişmiş silah ve donanımları, yüksek hızları ve üstün savaş taktikleriyle önlerine çıkan kavimleri sürerek ya da egemenlik altına alarak Avrupa'nın neredeyse tamamını işgal etmişlerdir. Hunların baskısıyla oluşan bu büyük hareketlilik Avrupa'nın sosyal, kültürel, demografik yapısını alt üst eden ve bugünkü yapının temellerini oluşturan Kavimler Göçü'nü başlatmıştır.
Dilleri ve Kökenleri
Avrupa Hun İmparatorluğu'nun kökeni olan Büyük Hun İmparatorluğu'nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.
Otto Maenchen - Helfen, Hunların dilleriyle ilgili olarak sadece bazı kabilelerin adlarının bilindiğini belirterek bu kabilelerin adlarının Türk diline benzediğini ileri sürdü. Hunların bilinen kişi isimlerinin bir kısmının kaynağı bulunamazken, bulunanlar ise Türk, Pers, Cermen dilleri kökenine aitti. Hunların, Pers ve Cermen dili ile Kafkasya ve Avrupa'da karşılaştığı bilinmektedir. Otto Maenchen-Helfen, "Hunların Dünyası" adlı çalışmasında elindeki verilerden hareketle Hunların yöneticilerinin ve halkının büyük çoğunluğunun Türk dili konuştuğunu savundu.
David Christian ise, Hun konfederasyonunun içinde çok sayıda Türk dili konuşanların varolma ihtimalinden bahseder ve en azından Attila zamanında Pontus bozkırlarında (Pontic-Caspian steppe: Karadenizin kuzeyinden Hazar Denizi'nin doğusuna kadar uzanan bozkır.) Türk dili konuşanların bulunduğunu aktarmaktadır.
Columbia Enyclopedia 'ya göre ise Hunlar, Ak Hunlar, Macarlar, Moğollar ve Türkler ile olan taktik ve alışkanlıkların benzerliğine rağmen, bu halklar ile bağlantılı olma olasılığı hafiftir ve Macarlarla Türklerin ise bilinmemektedir. Ancak Macar Türkolog Rásonyi, Macarların kökeni ile ilgili şunları söylemiştir: "Türkler Macar’ların babası, Fin-Ugorlar ise anasıdır.”
Başkentler
Hun İmparatorluğu'nun başkenti farklı kaynaklarda Segedin ve Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin Budin kesimi yakınlarındaki Sycambria olarak geçmektedir.
Batı hunlarında ekonomi
Batı Hunları klasik Türk atlı göçebe ekonomik hayatına sahipti. Günümüzde bile bazı yerlerde görülen bu anlayış gerçek bir göçebelik değilidir. Hiç bir yere bağlı kalmayıp oradan oraya göçenler bazı bedevi ile baı kazak kabileleridir. Hunlarn da dahil olduğu Türk göçebeliğinde yaylaklar ve kışlıklar vardır. Havlar ısındığında daha üst rakımlardaki yaylaklara kışın ise daha aşağıdaki kışlıklara geçilirdi. Her boy ve aşiretin temel olarak yaylak ve kışlağı belli idi. Yani oradan oraya sürekli göçen bir topluluktan bahsetmiyoruz. Kroniklerin ve arkeolojik verilerden de bunu anlıyoruz. Hunların yaptığı temel ekonomik faaaliyet koyun ve at yetiştiriciliğidir. Koyundan yün deri et süt elde edip sütten yoğurt peyninir ve kızm yapmaktaydılar. Atlar hem kılları hem derileri hemde binek hayvanı olarak çok değerliydi. büyükbaş hayvan yetiştiriciliği tercih edilmiyordu. Sayısıda hunlar arasında çok azdır. Hunlar büyük çoğunlukla koyun postunda yapılma çadırlarda kalırlardı. Macaristana geldiklerinde bir kısmının got tarzı evlerde yaşadıklarınıda biliyoruz. Hunların dokumayı bilmemesi veyahut çiftçilik yapmadığını bazı batılı yazarlar yazmışlardır fakat arkeolojik kanıtlar bunu yalanlamaktadır. Hunlar keten elbiseler dikmişlerdir. Bazı kurganlardan çıkan demir oraklarda onların bir kısmının tarımla uğraştığını göstermektedir.
Hunlar roma ile ticarette köle , at ve kürk ihraç etmişler ipek , şarap ve sialha-silah eşyası ithal etmişlerdir. Hunların şarabı ve ipeği sevdiğiniz biliyoruz. Kronikler Attilanın sarayının ipekten yapıldığını bildirmektedir. Hunların altın ihtiyacını ticaret , roma ordusunda yaptıları paralı askerlik ve Romalrının hunlara ödediği haraç ve vergiler ile sağlanıyordu. Hunların para bastığına dair bir bilgimiz yok. Roma para birimi olan Solidus u kullandıklarını biliyoruz
alıntı
Türk tarih literatüründe Avrupa Hun İmparatorluğu olarak adlandırılır. Hunlar, Avrasya kökenli bir boylar konfederasyonudur.
350 yılında Asya bozkırlarından batı yönünde harekete geçmişler; dönemlerine göre çok gelişmiş silah ve donanımları, yüksek hızları ve üstün savaş taktikleriyle önlerine çıkan kavimleri sürerek ya da egemenlik altına alarak Avrupa'nın neredeyse tamamını işgal etmişlerdir. Hunların baskısıyla oluşan bu büyük hareketlilik Avrupa'nın sosyal, kültürel, demografik yapısını alt üst eden ve bugünkü yapının temellerini oluşturan Kavimler Göçü'nü başlatmıştır.
Dilleri ve Kökenleri
Avrupa Hun İmparatorluğu'nun kökeni olan Büyük Hun İmparatorluğu'nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.
Otto Maenchen - Helfen, Hunların dilleriyle ilgili olarak sadece bazı kabilelerin adlarının bilindiğini belirterek bu kabilelerin adlarının Türk diline benzediğini ileri sürdü. Hunların bilinen kişi isimlerinin bir kısmının kaynağı bulunamazken, bulunanlar ise Türk, Pers, Cermen dilleri kökenine aitti. Hunların, Pers ve Cermen dili ile Kafkasya ve Avrupa'da karşılaştığı bilinmektedir. Otto Maenchen-Helfen, "Hunların Dünyası" adlı çalışmasında elindeki verilerden hareketle Hunların yöneticilerinin ve halkının büyük çoğunluğunun Türk dili konuştuğunu savundu.
David Christian ise, Hun konfederasyonunun içinde çok sayıda Türk dili konuşanların varolma ihtimalinden bahseder ve en azından Attila zamanında Pontus bozkırlarında (Pontic-Caspian steppe: Karadenizin kuzeyinden Hazar Denizi'nin doğusuna kadar uzanan bozkır.) Türk dili konuşanların bulunduğunu aktarmaktadır.
Columbia Enyclopedia 'ya göre ise Hunlar, Ak Hunlar, Macarlar, Moğollar ve Türkler ile olan taktik ve alışkanlıkların benzerliğine rağmen, bu halklar ile bağlantılı olma olasılığı hafiftir ve Macarlarla Türklerin ise bilinmemektedir. Ancak Macar Türkolog Rásonyi, Macarların kökeni ile ilgili şunları söylemiştir: "Türkler Macar’ların babası, Fin-Ugorlar ise anasıdır.”
Başkentler
Hun İmparatorluğu'nun başkenti farklı kaynaklarda Segedin ve Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin Budin kesimi yakınlarındaki Sycambria olarak geçmektedir.
Batı hunlarında ekonomi
Batı Hunları klasik Türk atlı göçebe ekonomik hayatına sahipti. Günümüzde bile bazı yerlerde görülen bu anlayış gerçek bir göçebelik değilidir. Hiç bir yere bağlı kalmayıp oradan oraya göçenler bazı bedevi ile baı kazak kabileleridir. Hunlarn da dahil olduğu Türk göçebeliğinde yaylaklar ve kışlıklar vardır. Havlar ısındığında daha üst rakımlardaki yaylaklara kışın ise daha aşağıdaki kışlıklara geçilirdi. Her boy ve aşiretin temel olarak yaylak ve kışlağı belli idi. Yani oradan oraya sürekli göçen bir topluluktan bahsetmiyoruz. Kroniklerin ve arkeolojik verilerden de bunu anlıyoruz. Hunların yaptığı temel ekonomik faaaliyet koyun ve at yetiştiriciliğidir. Koyundan yün deri et süt elde edip sütten yoğurt peyninir ve kızm yapmaktaydılar. Atlar hem kılları hem derileri hemde binek hayvanı olarak çok değerliydi. büyükbaş hayvan yetiştiriciliği tercih edilmiyordu. Sayısıda hunlar arasında çok azdır. Hunlar büyük çoğunlukla koyun postunda yapılma çadırlarda kalırlardı. Macaristana geldiklerinde bir kısmının got tarzı evlerde yaşadıklarınıda biliyoruz. Hunların dokumayı bilmemesi veyahut çiftçilik yapmadığını bazı batılı yazarlar yazmışlardır fakat arkeolojik kanıtlar bunu yalanlamaktadır. Hunlar keten elbiseler dikmişlerdir. Bazı kurganlardan çıkan demir oraklarda onların bir kısmının tarımla uğraştığını göstermektedir.
Hunlar roma ile ticarette köle , at ve kürk ihraç etmişler ipek , şarap ve sialha-silah eşyası ithal etmişlerdir. Hunların şarabı ve ipeği sevdiğiniz biliyoruz. Kronikler Attilanın sarayının ipekten yapıldığını bildirmektedir. Hunların altın ihtiyacını ticaret , roma ordusunda yaptıları paralı askerlik ve Romalrının hunlara ödediği haraç ve vergiler ile sağlanıyordu. Hunların para bastığına dair bir bilgimiz yok. Roma para birimi olan Solidus u kullandıklarını biliyoruz
alıntı