AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Borçlu olan bir kişi zekat kabul edebilir mi?

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Borçlu olan bir kişi zekat alabilir mi?
Konuyla ilgili şöyle bir hadis vardır
Ebu Said el Hudrî (ra) ’den rivayete tarafından, şöyle demiştir:
Peygamber (asm) zamanında bir adam satın aldığı meyvelerden nedeniyle hasar etmiş borçları da çoğalmıştı Resulullah (asm):
“Ona tasaddukta bulunun dedi Halk Müziği ona yardım ettiler Bu yaptıkları yardımlar borcunu ödeyecek miktara ulaşmadı Bunun üstüne Resulullah (asm) o kimsenin alacaklarına:
“Ne bulursanız alın bulunanlardan başka size verilebilecek bir şey yoktur buyurdular (Ebu Davud, İbni Mace, Süneni Tirmizi)
Zekatın Verileceği Yerler:
Zekat verilecek kimseler, Müslüman fakirler, miskinler, borçlular, yolcular, mükâtebler (sözleşmeli köleler), mücahidler ve amiller (zekat toplayıcıları) olmak üzere yedi kısımdır Şöyle ama:
1) Fakir: İhtiyacından fazla olarak nisab mikdarı bir mala sahib olmayan kimsedir Bu kimsenin esas ihtiyaçlardan olan evi, konut eşyası ve borcuna eşit parası bulunsa da, yeniden fakir sayılır
2) Miskin: Hiç bir şeye sahib olmayıp yemesi ve giymesi için dilenmeye yoksul olan fakir kimsedir
3) Borçlu: Bundan maksad, borcundan pozitif nisab mikdarı mala sahib olmayan veya kendisinin de başkasında malı varsa da, alması mümkün olmayan kimsedir Böyle borçlu olan kimseye zekat vermek, borcu olmayan fakire vermekten daha faziletlidir
4) Yolcu: Bundan maksad, malı memleketinde kalıp elinde bir şey bulunmayan garib kimsedir Böyle bir adam yalnız ihtiyacı değin zekat alabilir, ihtiyaçtan artı alması helal olmaz bununla beraber bu gibi kimselerin muhtemel olunca borç almaları, zekat almalarından daha iyidir
Kendi memleketinde bulunduğu halde malını kaybeden ve bu nedenle yoksul durumda kalan kimse de yolcu hükmündedir Bunlar, sonradan mallarını ele geçirmekle, almış oldukları zekat paralarından arta kalanı sadaka olarak fakirlere vermeleri gerekmez
5) Mükâteb: Bir layık karşılığında azad edilmek üzere efendisi ile bir anlaşma yapmış olan köle ya da cariye demektir Böyle borç altına girmiş olan bir köleyi bir lahza önce hürriyetine kavuşturmak için ona zekat verilebilir Ama bir kimse, kendi mükâtebine zekat veremez Çünkü bunun yararı kendisine dönmüş olur
6) Mücahid: Bundan maksad, Allah yolunda gönüllü olarak savaşa bulunma istediği halde, yiyecekten, silahdan ve öteki şeylerden mahrum olan kimse demektir Böyle bir kimseye, ihtiyaçlarını gidermesi için zekat verilebilir Buna: Fi sebilillah infak Allah yolunda masrafdenir
7) Amil: Bundan maksad, yönetici kadar meydandaki zekat mallarının zekatlarını toplamakla görevlendirilen kimsedir Buna Saî, tahsildarda denir Böyle bir görevliye, bu çalışması boyunca, fakir olmasa bile, ailesinin ve kendisinin ihtiyaçları için yeterince zekat verilebilir
Yukarıda gösterilen yedi kısımdan her biri, zekatın verileceği yerdir Bir kimse zekatını bunlardan herhangi birine verebileceği gibi, bir kısmına veya tümüne de dağıtabilir aynı zamanda nisab mikdarına ulaşmayan bir zekatın, bunlardan yalnız birine verilmesi daha faziletlidir Çünkü bu ihtiyacı karşılamış bulunur
Bir fakire bir elden nisab mikdarı zekat devretmek caiz ise de, keraheti vardır Fakat fakirin borcu varsa ya da topluluk nüfusu olur da bu zekatı onlarla bölüştüğü süre nisab mikdarı kendilerine düşmezse, bunda kerahet yoktur
Bir fakir, bir zenginden malının zekatını isteyerek mahkemede dava edemez Çünkü zekatın o davacı şahsa verilmesi bir borç değildir aynı zamanda bu bir ibadet olduğundan sahibinin din anlayışına bırakılmıştır
alıntı
Cevap: Borçlu olan bir kişi zekat kabul edebilir mi?
Hanefîlere göre zekât alabilecek borçlu, borcu olan ve buna tekabül eden arz dışarıda nisaba ulaşan malı bulunmayan kimsedir Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b Hanbel'e göre kendi ihtiyacı için borçlanan kimse ile başkaları veya toplum menfaatine borçlanan kimse aralarında ayrım vardır:
a) Kendi ihtiyacı için borçlananlar: Yiyecek, giyecek, evlenme, tedâvi, yerleşim, konut eşyası, çocuğunu evlendirmek, tazminat ödemek gibi ihtiyaçları sebebiyle borçlanan kimseler ile sel, yangın vb felâketlere uğrayan ve borçlu düşen kimselere ihtiyaçlarını karşılayacak, bellerini doğrultacak ölçüde zekât verilir Ancak bu kimselerin borçlarını ödeyecek diğer para ve aslî gereklilik maddeleri dışarıya mallarının olmaması, borcun içki, kumar, zinâ vb haram giderler için yapılmamış bulunması şart koşulmuştur Bu yönüyle zekât, tüm İslâm ülkesi vatandaşlarına şâmil, önceden ödenmiş prime göre yok, ortaya meydana çıkan ihtiyaca kadar ödeme yapan bir sigorta müessesesi olmaktadır
b) Başkalarının menfaati ya da amme menfâati, iyilik ve hayır için borçlananlar: Mülk ya da kan davası yüzünden aralarında uyuşmazlık çıkmış kişi ya da toplulukların arasını bulmak, ihtilâfı sona erdirmek, barışmayı temin etmek için şahsen ödeme yapan, varsa zarar ve ziyanı yüklenen kimseler bu uğurda yaptıkları borca eşit miktarda zekât alabilirler; kendileri zengin de olsalar bu miktarı alabilirler Kabîsa b Muhârik böyle bir sebeple borçlanmış ve Rasûlullah'a (sa) gelmiş, zekât faslından talepte bulunmuştu; Hz Peygamber (sa) şöyle dedi:
Dilemek fakat şu üç kimse için helâl olur: 1 Başkası nâmına angarya yüklenen kimseye, verdiğini alacak kadar istemek helâl olur, o miktarı alınca durur (kendisi varlıklı olduğu için diğer alamaz); 2 Başına gelen felâketin malını mülkünü süpürüp götürdüğü kimse belini doğrultacak, maişetini tedarik edecek dek isteyebilir; 3 Kendi kabîlesinden aklı başında üç kişinin filan fakir düştüdiyebileceği kimse ihtiyacını giderecek kadar isteyebilir Ey Kabîsa! Bunlardan başkasının istemesi haramdır; alırsa haram yemiş olur (Müslim , Zekât, 109; Ebû Dâvûd, Zekât, 26; Nesâî, Zekât, 80, 86)
Yetimhane, fakirler için hastane, câmi, mektep gibi iyilik, hayır ve hizmet müesseseleri yaptırma uğrunda borçlanan kimseler de bu son grup içinde mütâlaa olunmuşlardır (Nevevî, Ravzu'ttâlibîn, elMektebu'lİslâmî neşri, c III, s 319; erRamlî, Nihâyetü'lmuhtâc, elHalebî neşri, c VI, s 185)
Bir Takım muâsır İslâm âlimleri, fâizsiz tüketim kredisi (elkarzu'lhasen) belirlemek üzere kurulacak bir sandık ya da müessesenin de bu fasıl içinde yer alabileceğini ileri sürmüşlerdir (Kardâvî, age, s 634)
Hayrettin KARAMAN *
 
Borçlu olan bir kişi zekat alabilir mi?

Bu konuda farklı mezheplere göre farklı görüşler bulunmaktadır. Hanefi mezhebine göre, zekât alabilecek borçlu kişi, borcu olan ve buna denk gelen miktarda mala sahip olmayan kimsedir. Diğer taraftan, Malikî, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre ise kendi ihtiyacı için borçlananlar ile başkalarının veya toplumun menfaati için borçlananlar arasında ayrım yapılır.

Kendi ihtiyacı için borçlananlar, yiyecek, giyecek, tedavi, konut gibi temel ihtiyaçlar için borçlanan kimselerdir. Bu kişilere, ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde zekât verilebilir. Ancak bu kişilerin borcunun içki, kumar, zina gibi haram alanlar için olmaması ve dışarıda nisaba ulaşan mala sahip olmamaları gerekmektedir.

Başkalarının menfaati veya amme menfaati için borçlananlar ise, barışı sağlamak, huzur ortamı yaratmak gibi toplumsal fayda sağlayan borçlar için zekât alabilirler. Bu kişilerin zengin olmaları durumunda bile bu tür borçları için zekât alabilirler.

Sonuç olarak, borçlu olan bir kişi, ihtiyacı için ya da toplumun menfaati için borçlanmışsa ve belirli şartları sağlıyorsa zekât alabilir. Mezheplere göre farklılık gösteren bu konuda, borçlu olduğu halde zekâtı gerektiği durumlarda alabilir.
 
Geri
Üst