SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Ben Bir Şiir Tuttururum
Şikayetçiydim artık,
Ben temiz bir öyküm olsun diye sızlanırken,
herşey karanlığında büyüyordu hayat denen kundağında zamanın..
Yine ister istemez bir sâdelik tutuyordu şiirlerimi,
Dik durup, tüm imla ve vurgu kurallarına aykırı yazmak isterken...
Yine anlamsız bir yalınlık tutuyordu tüm satırları.
Hep Aralık'tan kalma gri hüzünler vardı gözlerimde,
Ağladıkça hep yanlış anlaşılırdı bakışlarım..
Ve ardından sözlerim..
Oysa, gözyaşlarım sadece sevda tomurcuklarını bırakırdı yüreğime..
Siz baksanızda bunu anlayamazdınız.
Bende inadına susardım.
Konuştuklarımı anlayacağınıza söz verene kadar
Söz vermiştim susacaktım..
Ve siz çoğu kez yine bilmeyecektiniz neden sustuğumu..
Sıvazlanmaya mahkum yüreğim..
Bir gül demeti bulursa, belki o zaman tüm yalınlığı geçerdi cümlelerimin.
Ve şiltesinde ömrümün iki adımlık bir serüven olurdu hayat..
Buruk bir akıl üstüne sakladığım gönlüm, aşikâr cümleler kurmaktan korkuyordu.
Belli ki, çok incinmişti..
Hayat bir serüven..
Serüvendi hayat..
Kararlıydım, herşey gökyüzünün yağmur sonrası güneşe gebe duruşu gibi aydınlanmadan konuşmayacaktım..
İnadımı biliyordunuz..
Güneşle birlikte gülistana sakladığım bir avuç toprak vermesin güllerimi kimsenin eline..
Kendime saklıyordum onu, ve olur ya birgün lazım olurdu..
Bir gül serüveni olurdu hayat.. ve zaman kundağında beklerdi büyümeyi..
Bir tomurcuk büyüyordu şimdi içimde..
Kökü sevda üzerine, aşk üzerine..
Gidince,
Ben bir şiir tuttururum ve kuyulara anlatırım..
Varın uğultu sanın siz, ben çekiyorum gölgemi ruhuma ve yüreğime
Olur ya, bir gün bir kulak karar verir beni dinlemeye
ve bende bu şiirle giderim gönlümce.
Öyküleri kurtarmak gerek bu yalınlıklardan..
Gecelerden ve gri hüzünlerden
Ben giderim..
Sizde kalın öylece
Hayat dediğiniz ''Zan'' ile..
Alıntı
Şikayetçiydim artık,
Ben temiz bir öyküm olsun diye sızlanırken,
herşey karanlığında büyüyordu hayat denen kundağında zamanın..
Yine ister istemez bir sâdelik tutuyordu şiirlerimi,
Dik durup, tüm imla ve vurgu kurallarına aykırı yazmak isterken...
Yine anlamsız bir yalınlık tutuyordu tüm satırları.
Hep Aralık'tan kalma gri hüzünler vardı gözlerimde,
Ağladıkça hep yanlış anlaşılırdı bakışlarım..
Ve ardından sözlerim..
Oysa, gözyaşlarım sadece sevda tomurcuklarını bırakırdı yüreğime..
Siz baksanızda bunu anlayamazdınız.
Bende inadına susardım.
Konuştuklarımı anlayacağınıza söz verene kadar
Söz vermiştim susacaktım..
Ve siz çoğu kez yine bilmeyecektiniz neden sustuğumu..
Sıvazlanmaya mahkum yüreğim..
Bir gül demeti bulursa, belki o zaman tüm yalınlığı geçerdi cümlelerimin.
Ve şiltesinde ömrümün iki adımlık bir serüven olurdu hayat..
Buruk bir akıl üstüne sakladığım gönlüm, aşikâr cümleler kurmaktan korkuyordu.
Belli ki, çok incinmişti..
Hayat bir serüven..
Serüvendi hayat..
Kararlıydım, herşey gökyüzünün yağmur sonrası güneşe gebe duruşu gibi aydınlanmadan konuşmayacaktım..
İnadımı biliyordunuz..
Güneşle birlikte gülistana sakladığım bir avuç toprak vermesin güllerimi kimsenin eline..
Kendime saklıyordum onu, ve olur ya birgün lazım olurdu..
Bir gül serüveni olurdu hayat.. ve zaman kundağında beklerdi büyümeyi..
Bir tomurcuk büyüyordu şimdi içimde..
Kökü sevda üzerine, aşk üzerine..
Gidince,
Ben bir şiir tuttururum ve kuyulara anlatırım..
Varın uğultu sanın siz, ben çekiyorum gölgemi ruhuma ve yüreğime
Olur ya, bir gün bir kulak karar verir beni dinlemeye
ve bende bu şiirle giderim gönlümce.
Öyküleri kurtarmak gerek bu yalınlıklardan..
Gecelerden ve gri hüzünlerden
Ben giderim..
Sizde kalın öylece
Hayat dediğiniz ''Zan'' ile..
Alıntı