SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Bebek Eğitimi ve Gelişimi Hakkında Bilgi
Bebeğin yaşamı boyunca onu etkileyecek gelişimlerin en başında bilişsel Gelişim vardır.
Bu dönemde bebeğin gelecekteki kişiliğinin temelleri atılır. Bir yaşına gelinceye kadar bebeğin beyni gelişiminin %70ini tamamlar.
Bebek düny Aya gelişinin ilk üç yılında olağanüstü bir gelişme sergiler. Bebekler bağlantı için hazır konumda olan yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ile doğarlar. İnsan yaşamının ilk yıllarında, Beynin kabuk bölgesinin her cm2sinde saniyede 30,000 bağlantı oluşur. Beynin kabuk bölgesi bebeklerin doğuştan getirdikleri muhteşem bir yapıdır. Gelişmeye en yatkın beyin bebeklerin beynidir.
Öğrenmek bebekler için biyolojik bir ihtiyaçtır. Bebek doğduğu günden itibaren öğrenmeye başlar. Öğrenme süreci içinde 5 duyu organı çok ö nemli bir rol oynar. Bebek etrafındaki düny aya duyuları ile Anlam verir. Bakarak, dinleyerek, dokunarak, koklayarak çevresi ve insanlarla ilişki kurmaya başlar. Tüm bunların yanı sıra kendini besleme konusunda son derece yararlı emme refleksini de beraberinde getirir. Yaşamının ilk yılı, bebeğin beyin gelişimindeki en hızlı süreçtir.
Beynin beslenmesi için Oksijen ve şeker dışında başka beslenme kaynaklarına da ihtiyacı vardır. Bu kaynaklar bebeğin bedeninin dışında, yakın çevresinden gelen 5 duyu organı kanalı ile bilgi ve deneyim sunan ses, ışık, koku ile dokunuştur. Bunların uygun zamanda ve yeterli düzeyde olması gerekir. Aksi takdirde beyin/ zeka ve bunların bileşkesi olan yeteneklerinin üst sınırına hiçbir zaman ulaşamayacağı büyük bir olasılık olarak düşünülmektedir.
Çocuk, Dünyanın pasif alıcısı değildir. Bilgiyi kazanmada aktif bir role sahiptir.
Doğumdan dil öğrenmeye kadar geçen dönemde (0-2 yaş arasında) beyin olağanüstü bir gelişme gösterir.
Anne ve babalar çoğu kez bebeğin ilk üç aylık döneminde beslenme ve uyumaktan başka bir şey yapmadıklarını düşünürler. Bunun sebebi zekânın ve duygunun gelişimini izlemeye olanak veren konuşmanın bu döneme eşlik etmemesidir. Bebek bir yaşına geldiğinde beyin tüm gelişiminin %70”ini tamamlamaktadır.
Bebeğin iletişimi doğumla birlikte başlayan ve tüm yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bebekler doğdukları andan itibaren çevrelerindeki sesleri algılamaya, sesler çıkarmaya ve içinde yaşadıkları toplumda konuşulan dilin temel yapısını kazanmaya başlamaktadır.
Dil gelişimi doğumla birlikte başlar ve bu süreç insanın tüm yaşamı boyunca devam eder. dil, tüm kuralları ile birlikte geçirilen yaşantılar sırasında doğal olarak öğrenilmektedir.
Okuma ve yazma daha sonraki dönemlerde Dil Gelişimine katılır
Çocuklar dili, çevresindekileri dinleyerek, taklit ederek, geri iletimi algılayarak deneyimlerini ve düşüncelerini paylaşarak öğrenmektedir.
Öğrenmek bebekler için biyolojik bir ihtiyaçtır. Bebek etrafındaki dünyaya duyuları ile bir anlam verir. Bakarak, dinleyerek, dokunarak, koklayarak çevresi ve insanlarla ilişki kurmaya başlar.
Bebek dünyaya geldiği andan itibaren çevresini anlama çalışmasını sürekli bir şekilde sürdürür. Basitten başlayarak gittikçe karmaşıklaşan zihinsel bir süreç geliştirir. Çocuğun çevreyi keşfederken kullandığı temel araçlar, doğuştan getirdiği duyusal ve hareketsel yetenekleridir.
Dokunma gibi basit duyusal verilerden, tutma, emme gibi basit hareketlerle işe başlayan bebek, temel süreçlerin üstüne yenilerini koyarak çevresini anlayabilecek bilişsel Sistem geliştirmeye başlar.
Bilişsel gelişimin devam edebilmesi için çocuğun çevre ile etkileşim içinde olması gerekir. Diğer gelişim aşamalarındaki gelişimler de bilişsel gelişime yapılan bir yatırımdır. Çocuk bu gelişim aşamalarında edindiği deneyimleri zihnine kaydeder ve kullanmaya başlar.
Çocuğa bakan kişilerin (anne, baba ve bakan kişi) alacakları danışmanlık çok önemlidir
Bebeklik döneminde gelişim alanlarının gelişmesine katkıda bulunmak amaçlı bebeğe verilecek eğitim ve bilinçli olarak bebeğe beş duyu su dikkate alınarak uyaran verilmesi çok önemlidir.
MATURE Eğitim ve Aile Danışmanlığı Merkezinde 0-3 yaş döneminde çocuğu olan ailelerin bilinçlendirilmesi ve bebeklerin eğitimsel takibinin yapılabilmesi amaçlı özel bir eğitim sistemi 1995 Ocak ayında başlatılmıştır. dünyada bir benzeri olmayan MATURE Eğitim eğitim programının çocukların gelişimine ilişkin sonuçları çok sevindiricidir.
0-3 yaş döneminde gelişimleri izlenen ve MATURE Eğitim programı verilen sağlıklı çocukların gelişim düzeylerini değerlendirme sonuçları 0-3 yaş çocuklarına eğitim vermenin önemini göstermektedir.
Aile İçi Eğitim
Aile içinde çocuğa karşı tutum çocuğun karekterinin gelişmesinde çok önemli bir etkendir. Bundan dol ayı anne babanın çocuğa tutarlı bir şekilde, anlayış ve sabırla yaklaşması gerekir. Aile ortamı çocuğun sosyalleştiği ilk ortam olduğundan çocuğa karşı bilinçli yaklaşım gelecekte kendine güvenli, sağlıklı düşünebilen, uyumlu, sevmeyi ve sevilmeyi bilen, sorumluluk ve kişilik sahibi bireyler yetişmesi için ilk adım olacaktır.
Çocuğumu “doğru” yetiştireceğim demekten çok çocuğuma nasıl yaklaşırsam onun için daha iyi bir ebeveyn olurum demelisiniz. Çocuğunuza sevgi ile yaklaşmanız bir ön kaşuldur bunun dışında şu noktalara dikkat etmek gerekir:
Çocuğunuzu yetiştirirken onun sizin istediğiniz kişiliğe bürüneceğini düşünmeyin. Onunla kurduğunuz iyi ilişki sayesinde ona tavsiyelerde bulunabilirsiniz.
Onun size saygılı olmasını istediğiniz kadar siz de ona saygı göstermelisiniz.
Ona yeterince zaman ayırın ve hoşgörülü davranmaya çalışın (kendi fikirlerini söyleme şansı tanıyın).
Örnek bir aile olmaya çalışın ve hatalarınız olduğunda bunu kabullenin, ona asla yalan söylemeyin.
Bazı şeyleri sizinle yaşayarak öğrenmesini sağlayın.
Onun yanlışlarıyla fazlaca ilgilenmekten çok doğrularını yakalamaya çalışın.
para kullanmasını öğretmeye çalışın, boşuna para har cama k yerine gerektiğinde harcamasını öğretin.
Onu devamlı başkalarıyla kıyaslamaktan kaçının ve kendisini aşmasını sağlayın.
Ona ilgi göstermekten kaçınm Ayın ama bunu aşırıya kaçırmayın bundan sıkılabilir.
Size yardım etmek istediğinde ona fırsat verin ve onu gayretinden ötürü kutlayın. Bu ona kendine güvenme duygusunu verecektir.
Hatalarını gördüğünde onu suçlamayın yapması gerekenin ne olduğunu söyleyin.
Eğitimine ö Nem verin devamlı öğretmeniyle iletişim halinde olun.
Ödevlerinde yardımcı olun ama asla onun yapması gerekeni siz yapmayın.
Araştırmacı olmasına önem verin. Kendinize bir konu belirleyin ve bunu beraberce araştırın.
Onu övmekten kaçınmayın bunu yaparken de aşırıya kaçmayın.
Üstünden gelemeyeceği yükler vermekten kaçının.
Onunla hiçbir konuda pazarlık etmeyin, rüşvet vermekten kaçının.
Davranışlarına dikkat edin sürekli aynı hatayı yapıyorsa neden böyle davrandığını araştırın ve ona bunu düzeltmesinde yardımcı olun.
toplum içinde onu asla suçlam ayın, bunu yalnız olduğunuz zamanda güzel bir biçimde söyleyin.
Onu sevdiğinizi ona söyleyin, bunu göstermekten asla kaçınmayın.
Yatmadan önce çocuğunuza kitap okuyun, okuma alışkanlığı bu yaşlarda edinilir. Eğer mali durumunuz elveriyorsa ona resimli kitaplar alın okuma bilmese de kitaplarla aşina olması ilerde okulda daha başarılı olmasına yardımcı olacaktır..
Bütün çocukların da büyükler gibi ayrı bir birey olduğunu unutmayın. Onlara bir birey gibi yaklaşın, kişisel isteklerine saygı duyun.
Hata yapması için ona fırsat verin, kimse düşmeden bisiklete binmeyi öğrenemez.
Çok fazla kural koymayın ama olan kurallara da uyun.
Bebeğiniz Hareketlenmeye Başladığında
Bebeğinizin yavaş yavaş hareketlenmeye ve etrafını keşfetmeye başladığı dö Nem, bebeğinizin öğrenmesi ve zihinsel gelişimi için oldukça önemli bir dönemdir. Bebek dün yayla temas kurmak için kollarını ve bacaklarını daha çok kullanmaya başladıkça nesnelerin niteliklerini daha yakından tanır. Ayağının altındaki çimen, toprak, halı, seramik, ahşap gibi zeminleri fark eder ve hangi oyuncağın en rahat hangi yüzeyde kullanılabileceğini algılamaya başlar. Bu dönemde anne ve babalar, bebeklerinin nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu ve her olayın içinde yer almak istediklerini fark ederler.
Bebeğiniz, dokuzuncu ve onikinci aylar arasındaki dönemde harekete geçer. Ortalığı keşfeder, inceler ve de Neyler yapar. Bu dönemde bebeğinizin etrafını keşfetmeye başlamasıyla beraber yapabildiklerine bir Göz atalım:
Bebeğim oturmaya ve emeklemeye başlıyor
Bebekler yaklaşık dokuz aylık olduklarında,
Destek almadan dik oturabilir ve otururken etrafına dönebilir. Otururken oyuncaklarıyla oynayabilir.
Sürünerek, emekleyerek veya poposunun üzerinde kayarak ileri Doğru hareket edebilir. Bazı bebekler hiç emeklemese de, bir şekilde hareket edebilir.
Bebek dört ayak yürürken ters bir U harfine benzer. Kalçaları bükülmüştür, dizleri karnının altında toplanmıştır, kolları omuzlarını ve gövdesini yerden yüksekte tutmaktadır ve bacaklarının alt kısmı ile ellerinin üstünde ilerler. Kimi zaman kalçasını iyice yukarı kaldırır ve yere sadece elleri ve ayaklarıyla temas eder.
Kendisini çekerek ayağa kalkabilir ve bazen ayakta kalakalır, yakında poposunun üstüne düşmeyi de öğrenecektir.
Başparmağını ve işaret parmağını kullanarak küçük nesneleri tutmayı becerir. Halıya düşen veya masanın altına yuvarlanan bütün küçük şeyleri bulabileceğinden emin olabilirsiniz.
İşaret parmağıyla düğme, anahtar ve priz gibi şeyleri kurcalar.
Sizi sürekli görebilmek ister. Oyun sırasında başını kaldırıp yanında olup olmadığınıza bakar, hatta sizi gözden kaybettiğinde çok telaşlanır. Bebeğiniz, yabancıları, hatta tanıdığı insanları bile sert bakışlarla ve çığlıklarla karşılayabilir. Kalabalıktan sıkıldığını düşünmeyin; bebeğiniz, ailesi ve yakın çevresiyle, bu çevrenin dışında olan insanları birbirlerinden ayırmayı öğreniyor sadece.
Konuşuyormuş gibi sesler çıkarmaya başlar. Hatta ara sıra, bebeğinizden “anne” ve “baba” gibi sözcükler duyabilirsiniz. Bunları sevinçle karşılamanız, o sözcüklerin özel olduğunu ifade edecektir.
Kendi adını bilir, bazı sözcükleri yarım söyler ve çevresinde konuşan insanlara büyük ilgi gösterir. Ne de olsa yeni bir dil öğreniyordur.
İlk dişleri çıkar. Bunlar genellikle alt ve üst kesici dişlerdir.
Geceleri yine uyanmaya ve huysuzlanmaya başlar. Çünkü gün boyunca gördüğü insanları ve yaşadığı eğlenceyi özlemiştir.
Sadece kucağa alınmakla mutlu olmaz. Artık insanların arasına karışıp, çevrede olan bitenlerin bir parçası haline gelmek istiyordur.
Beslenmesini ele almak üzeredir. Bu aşamada elle yiyebileceği lokmalar ve ayrıca bardaklar çok ilgisini çeker, çünkü işaret ve başparmağı ile nesneleri kavramanın zevkini almıştır.
oyuncaklarını fırlatarak, etrafa vurarak, sallayarak ve parçalayarak kendisi için yepyeni bir eğlence yolu geliştirir. Anne veya babasının her attığını geri getirmek için yanında olması durumunda değmeyin keyfine.
dünya çapında bir atlet bile hareketlenmeye başlayan bir bebekle baş edemez. Bir bebeğin hareketlerini aynen taklit etmeye çalışan bir atlet sadece 4 saatte bitkin düşerken, bebek, bu hareketlere sekiz saat daha devam etmiştir. Bebeğin dayanıklılığı, yoğunlaşmasına bağlıdır. Hareketlerinin son derece yorucu olmasına rağmen bunlara öyle bir yoğunlaşmıştır ki, ne kadar yorgun olduğunu fark edemez bile. İşte bu nedenle bir an oldukça hareketliyken, az sonra kucağınızda uyuyakalabilir.
Bebeğin Tuvalet Eğitimi
Tuvalet eğitimi, bağırsak ve idrar torbası boşaltımında bilinçli kontrol edinimi süre-cine verilen addır. Bu süreçte sadece yukarıda anlatılan fizyolojik olgunlaşmanın gerçekleşmesine değil, psikolojik ve duygusal olgunlaşmaya da bağlı bir süreçtir. Dolayısıyla her çocuğun tuvalet eğitimine başlama çağı, yaşıtlarından ayrı olarak değerlendirilmelidir. Aşağıdaki koşulları gerçekleştirebilen çocukların genel olarak tuvalet eğitimine hazır oldukları düşünülür:
Anne ve babanın davranışlarını taklit etmek,
Eşyaları ait oldukları yere koyabilmek,
“Hayır” diyerek bağımsızlığını sergileyebilmek,
Tuvalet eğitimine ilgi göstermek,
Yürüyebilmek ve oturabilmek,
Sıkıştıklarını anlayabilmek ve söyleyebilmek,
Giysilerini indirip kaldırabilmek,
Birkaç saat boyunca alt ıslatmadan durabilmek.
Çocukların çoğu tuvalet eğitimi görmeye 18. ila 24. aylar arasında hazır olur.
Tuvalet eğitiminde başarı için çocuğun hazır olması kadar önemli başka bir şey de, ailelerin tavrı ve çocuklarına tuvalet eğitimi vermeye hazır olup olmadıklarıdır. Çocuklarını yönlendirmeleri, özendirmeleri ve desteklemeleri gerekir. Yanlış veya erken tuvalet eğitimi duygusal bozukluklara yol açabilir, çocukla bakıcısının arasında-ki ilişkiyi zedeleyebilir, hatta çocuğun bedensel sağlığını bile etkileyebilir. Ancak yine de ailelerin çoğu tuvalet eğitimi konusundaki bilgileri sağlık uzmanlarından değil; arkadaşlarından, kendi ailelerinden ya da içgüdülerinden elde ederler.
Farklı tuvalet eğitimi yöntemlerinin verimliliğine ilişkin karşılaştırmalar deneye da-yalı çalışmalarla yapılmış olsa da, çocuk odaklı yaklaşım adı verilen bir eğitim yön-temi son yıllarda popülerlik kazanmış ve rakibi olan aile odaklı yaklaşıma tartışma-sız bir üstünlük sağlamıştır. Bu yöntem, olumlu ve olumsuz yönlendirmelerin sürek-li ve zaman zaman zorla yapılmasını gerektiriyordu. Bu yöntem hakkında yayımlanmış veri olmasa da, zamanından erken başlatıldığı, sadece anne ve babanın değil, çocukla ilgilenen diğer kimselerin de tuvalet eğitimini bir an önce tamamlayıp kirli bezlerle uğraşmaktan kurtulmak için gösterdiği aşırı ilgiye (büyükannenin çocuğu bütün gün lazımlığın üstünde oturtması gibi) dayandığı bilinen gerçeklerdir. Ancak daha fazla gerilime yol açtığı kesin olan bu yaklaşımın, tuvalet eğitimini daha erken sağladığına ilişkin hiçbir kanıt yoktur.
Brazelton tarafından 1962 yılında geliştirilen çocuk odaklı eğitim yöntemi, tuvalet eğitiminde etkin katılımcının çocuk olduğunu varsayar. Çelişkileri ve gerilimi en aza indirmek üzere tasarlanmıştır ve esnekliğin önemini vurgular. Tuvalet eğitimine adım adım ulaşılır:
Çocuk tuvalet eğitimine hazır hale geldikten sonra, yere bir lazımlık ko-nur.
Anne veya baba çocuğu giyinik halde lazımlığın üzerinde birkaç dakika otur-tur.
Çocuktan, lazımlığın üzerine bezsiz oturması istenir.
4. Çocuk lazımlığa oturmaya ilgi gösterdikten sonra, bezini her kirlettiğinde la-zımlığa götürülebilir. Bez lazımlığın üzerinde değiştirilir ve kirli bez lazımlı-ğa atılır.
5. Çocuk günde birkaç kez lazımlığa götürülerek idrar veya dışkının “denk geti-rilmesi” sağlanır. Zaman içinde çocuğa uyandıktan sonra, yemeklerin ardın-dan ve yatmadan önce lazımlığa oturması öğretilir.
6. Lazımlık çocuğun odasına yerleştirilir. Bez kısa süreler için çıkarılır ve çocuğa yalnız başına dışarı çıkabileceği gösterilir.
7. gece için eğitim vermeden önce, çocuğun gün boyunca bağırsaklarını ve idrar torbasını kontrol edebilir hale gelmesi beklenir. Çocuk gece eğitimine ilgi gös-termeye başladığında, anne veya baba çocuğu akşamın erken saatlerinde u-yandırıp lazımlığa oturtabilir.
Birkaç saat boyunca alt ıslatmadan durabilmek.
Bebeğin Gelişimi ve Eğitimi
Bebeğin yaşamı boyunca onu etkileyecek gelişimlerin en başında bilişsel gelişim vardır.
Bu dönemde bebeğin gelecekteki kişiliğinin temelleri atılır. Bir yaşına gelinceye kadar bebeğin beyni gelişiminin %70ini tamamlar.
Bebek dünyaya gelişinin ilk üç yılında olağanüstü bir gelişme sergiler. Bebekler bağlantı için hazır konumda olan yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ile doğarlar. İnsan yaşamının ilk yıllarında, beynin kabuk bölgesinin her cm2sinde saniyede 30,000 bağlantı oluşur. Beynin kabuk bölgesi bebeklerin doğuştan getirdikleri muhteşem bir yapıdır. Gelişmeye en yatkın beyin bebeklerin beynidir.
Öğrenmek bebekler için biyolojik bir ihtiyaçtır. Bebek doğduğu günden itibaren öğrenmeye başlar. Öğrenme süreci içinde 5 duyu organı çok önemli bir rol oynar. Bebek etrafındaki dünyaya duyuları ile anlam verir. Bakarak, dinleyerek, dokunarak, koklayarak çevresi ve insanlarla ilişki kurmaya başlar. Tüm bunların yanı sıra kendini besleme konusunda son derece yararlı emme refleksini de beraberinde getirir. Yaşamının ilk yılı, bebeğin beyin gelişimindeki en hızlı süreçtir.
Beynin beslenmesi için oksijen ve şeker dışında başka beslenme kaynaklarına da ihtiyacı vardır. Bu kaynaklar bebeğin bedeninin dışında, yakın çevresinden gelen 5 duyu organı kanalı ile bilgi ve deneyim sunan ses, ışık, koku ile dokunuştur. Bunların uygun zamanda ve yeterli düzeyde olması gerekir. Aksi takdirde beyin/zeka ve bunların bileşkesi olan yeteneklerinin üst sınırına hiçbir zaman ulaşamayacağı büyük bir olasılık olarak düşünülmektedir.
Çocuk, dünyanın pasif alıcısı değildir. Bilgiyi kazanmada aktif bir role sahiptir.
Bebeğin yaşamı boyunca onu etkileyecek gelişimlerin en başında bilişsel Gelişim vardır.
Bu dönemde bebeğin gelecekteki kişiliğinin temelleri atılır. Bir yaşına gelinceye kadar bebeğin beyni gelişiminin %70ini tamamlar.
Bebek düny Aya gelişinin ilk üç yılında olağanüstü bir gelişme sergiler. Bebekler bağlantı için hazır konumda olan yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ile doğarlar. İnsan yaşamının ilk yıllarında, Beynin kabuk bölgesinin her cm2sinde saniyede 30,000 bağlantı oluşur. Beynin kabuk bölgesi bebeklerin doğuştan getirdikleri muhteşem bir yapıdır. Gelişmeye en yatkın beyin bebeklerin beynidir.
Öğrenmek bebekler için biyolojik bir ihtiyaçtır. Bebek doğduğu günden itibaren öğrenmeye başlar. Öğrenme süreci içinde 5 duyu organı çok ö nemli bir rol oynar. Bebek etrafındaki düny aya duyuları ile Anlam verir. Bakarak, dinleyerek, dokunarak, koklayarak çevresi ve insanlarla ilişki kurmaya başlar. Tüm bunların yanı sıra kendini besleme konusunda son derece yararlı emme refleksini de beraberinde getirir. Yaşamının ilk yılı, bebeğin beyin gelişimindeki en hızlı süreçtir.
Beynin beslenmesi için Oksijen ve şeker dışında başka beslenme kaynaklarına da ihtiyacı vardır. Bu kaynaklar bebeğin bedeninin dışında, yakın çevresinden gelen 5 duyu organı kanalı ile bilgi ve deneyim sunan ses, ışık, koku ile dokunuştur. Bunların uygun zamanda ve yeterli düzeyde olması gerekir. Aksi takdirde beyin/ zeka ve bunların bileşkesi olan yeteneklerinin üst sınırına hiçbir zaman ulaşamayacağı büyük bir olasılık olarak düşünülmektedir.
Çocuk, Dünyanın pasif alıcısı değildir. Bilgiyi kazanmada aktif bir role sahiptir.
Doğumdan dil öğrenmeye kadar geçen dönemde (0-2 yaş arasında) beyin olağanüstü bir gelişme gösterir.
Anne ve babalar çoğu kez bebeğin ilk üç aylık döneminde beslenme ve uyumaktan başka bir şey yapmadıklarını düşünürler. Bunun sebebi zekânın ve duygunun gelişimini izlemeye olanak veren konuşmanın bu döneme eşlik etmemesidir. Bebek bir yaşına geldiğinde beyin tüm gelişiminin %70”ini tamamlamaktadır.
Bebeğin iletişimi doğumla birlikte başlayan ve tüm yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bebekler doğdukları andan itibaren çevrelerindeki sesleri algılamaya, sesler çıkarmaya ve içinde yaşadıkları toplumda konuşulan dilin temel yapısını kazanmaya başlamaktadır.
Dil gelişimi doğumla birlikte başlar ve bu süreç insanın tüm yaşamı boyunca devam eder. dil, tüm kuralları ile birlikte geçirilen yaşantılar sırasında doğal olarak öğrenilmektedir.
Okuma ve yazma daha sonraki dönemlerde Dil Gelişimine katılır
Çocuklar dili, çevresindekileri dinleyerek, taklit ederek, geri iletimi algılayarak deneyimlerini ve düşüncelerini paylaşarak öğrenmektedir.
Öğrenmek bebekler için biyolojik bir ihtiyaçtır. Bebek etrafındaki dünyaya duyuları ile bir anlam verir. Bakarak, dinleyerek, dokunarak, koklayarak çevresi ve insanlarla ilişki kurmaya başlar.
Bebek dünyaya geldiği andan itibaren çevresini anlama çalışmasını sürekli bir şekilde sürdürür. Basitten başlayarak gittikçe karmaşıklaşan zihinsel bir süreç geliştirir. Çocuğun çevreyi keşfederken kullandığı temel araçlar, doğuştan getirdiği duyusal ve hareketsel yetenekleridir.
Dokunma gibi basit duyusal verilerden, tutma, emme gibi basit hareketlerle işe başlayan bebek, temel süreçlerin üstüne yenilerini koyarak çevresini anlayabilecek bilişsel Sistem geliştirmeye başlar.
Bilişsel gelişimin devam edebilmesi için çocuğun çevre ile etkileşim içinde olması gerekir. Diğer gelişim aşamalarındaki gelişimler de bilişsel gelişime yapılan bir yatırımdır. Çocuk bu gelişim aşamalarında edindiği deneyimleri zihnine kaydeder ve kullanmaya başlar.
Çocuğa bakan kişilerin (anne, baba ve bakan kişi) alacakları danışmanlık çok önemlidir
Bebeklik döneminde gelişim alanlarının gelişmesine katkıda bulunmak amaçlı bebeğe verilecek eğitim ve bilinçli olarak bebeğe beş duyu su dikkate alınarak uyaran verilmesi çok önemlidir.
MATURE Eğitim ve Aile Danışmanlığı Merkezinde 0-3 yaş döneminde çocuğu olan ailelerin bilinçlendirilmesi ve bebeklerin eğitimsel takibinin yapılabilmesi amaçlı özel bir eğitim sistemi 1995 Ocak ayında başlatılmıştır. dünyada bir benzeri olmayan MATURE Eğitim eğitim programının çocukların gelişimine ilişkin sonuçları çok sevindiricidir.
0-3 yaş döneminde gelişimleri izlenen ve MATURE Eğitim programı verilen sağlıklı çocukların gelişim düzeylerini değerlendirme sonuçları 0-3 yaş çocuklarına eğitim vermenin önemini göstermektedir.
Aile İçi Eğitim
Aile içinde çocuğa karşı tutum çocuğun karekterinin gelişmesinde çok önemli bir etkendir. Bundan dol ayı anne babanın çocuğa tutarlı bir şekilde, anlayış ve sabırla yaklaşması gerekir. Aile ortamı çocuğun sosyalleştiği ilk ortam olduğundan çocuğa karşı bilinçli yaklaşım gelecekte kendine güvenli, sağlıklı düşünebilen, uyumlu, sevmeyi ve sevilmeyi bilen, sorumluluk ve kişilik sahibi bireyler yetişmesi için ilk adım olacaktır.
Çocuğumu “doğru” yetiştireceğim demekten çok çocuğuma nasıl yaklaşırsam onun için daha iyi bir ebeveyn olurum demelisiniz. Çocuğunuza sevgi ile yaklaşmanız bir ön kaşuldur bunun dışında şu noktalara dikkat etmek gerekir:
Çocuğunuzu yetiştirirken onun sizin istediğiniz kişiliğe bürüneceğini düşünmeyin. Onunla kurduğunuz iyi ilişki sayesinde ona tavsiyelerde bulunabilirsiniz.
Onun size saygılı olmasını istediğiniz kadar siz de ona saygı göstermelisiniz.
Ona yeterince zaman ayırın ve hoşgörülü davranmaya çalışın (kendi fikirlerini söyleme şansı tanıyın).
Örnek bir aile olmaya çalışın ve hatalarınız olduğunda bunu kabullenin, ona asla yalan söylemeyin.
Bazı şeyleri sizinle yaşayarak öğrenmesini sağlayın.
Onun yanlışlarıyla fazlaca ilgilenmekten çok doğrularını yakalamaya çalışın.
para kullanmasını öğretmeye çalışın, boşuna para har cama k yerine gerektiğinde harcamasını öğretin.
Onu devamlı başkalarıyla kıyaslamaktan kaçının ve kendisini aşmasını sağlayın.
Ona ilgi göstermekten kaçınm Ayın ama bunu aşırıya kaçırmayın bundan sıkılabilir.
Size yardım etmek istediğinde ona fırsat verin ve onu gayretinden ötürü kutlayın. Bu ona kendine güvenme duygusunu verecektir.
Hatalarını gördüğünde onu suçlamayın yapması gerekenin ne olduğunu söyleyin.
Eğitimine ö Nem verin devamlı öğretmeniyle iletişim halinde olun.
Ödevlerinde yardımcı olun ama asla onun yapması gerekeni siz yapmayın.
Araştırmacı olmasına önem verin. Kendinize bir konu belirleyin ve bunu beraberce araştırın.
Onu övmekten kaçınmayın bunu yaparken de aşırıya kaçmayın.
Üstünden gelemeyeceği yükler vermekten kaçının.
Onunla hiçbir konuda pazarlık etmeyin, rüşvet vermekten kaçının.
Davranışlarına dikkat edin sürekli aynı hatayı yapıyorsa neden böyle davrandığını araştırın ve ona bunu düzeltmesinde yardımcı olun.
toplum içinde onu asla suçlam ayın, bunu yalnız olduğunuz zamanda güzel bir biçimde söyleyin.
Onu sevdiğinizi ona söyleyin, bunu göstermekten asla kaçınmayın.
Yatmadan önce çocuğunuza kitap okuyun, okuma alışkanlığı bu yaşlarda edinilir. Eğer mali durumunuz elveriyorsa ona resimli kitaplar alın okuma bilmese de kitaplarla aşina olması ilerde okulda daha başarılı olmasına yardımcı olacaktır..
Bütün çocukların da büyükler gibi ayrı bir birey olduğunu unutmayın. Onlara bir birey gibi yaklaşın, kişisel isteklerine saygı duyun.
Hata yapması için ona fırsat verin, kimse düşmeden bisiklete binmeyi öğrenemez.
Çok fazla kural koymayın ama olan kurallara da uyun.
Bebeğiniz Hareketlenmeye Başladığında
Bebeğinizin yavaş yavaş hareketlenmeye ve etrafını keşfetmeye başladığı dö Nem, bebeğinizin öğrenmesi ve zihinsel gelişimi için oldukça önemli bir dönemdir. Bebek dün yayla temas kurmak için kollarını ve bacaklarını daha çok kullanmaya başladıkça nesnelerin niteliklerini daha yakından tanır. Ayağının altındaki çimen, toprak, halı, seramik, ahşap gibi zeminleri fark eder ve hangi oyuncağın en rahat hangi yüzeyde kullanılabileceğini algılamaya başlar. Bu dönemde anne ve babalar, bebeklerinin nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu ve her olayın içinde yer almak istediklerini fark ederler.
Bebeğiniz, dokuzuncu ve onikinci aylar arasındaki dönemde harekete geçer. Ortalığı keşfeder, inceler ve de Neyler yapar. Bu dönemde bebeğinizin etrafını keşfetmeye başlamasıyla beraber yapabildiklerine bir Göz atalım:
Bebeğim oturmaya ve emeklemeye başlıyor
Bebekler yaklaşık dokuz aylık olduklarında,
Destek almadan dik oturabilir ve otururken etrafına dönebilir. Otururken oyuncaklarıyla oynayabilir.
Sürünerek, emekleyerek veya poposunun üzerinde kayarak ileri Doğru hareket edebilir. Bazı bebekler hiç emeklemese de, bir şekilde hareket edebilir.
Bebek dört ayak yürürken ters bir U harfine benzer. Kalçaları bükülmüştür, dizleri karnının altında toplanmıştır, kolları omuzlarını ve gövdesini yerden yüksekte tutmaktadır ve bacaklarının alt kısmı ile ellerinin üstünde ilerler. Kimi zaman kalçasını iyice yukarı kaldırır ve yere sadece elleri ve ayaklarıyla temas eder.
Kendisini çekerek ayağa kalkabilir ve bazen ayakta kalakalır, yakında poposunun üstüne düşmeyi de öğrenecektir.
Başparmağını ve işaret parmağını kullanarak küçük nesneleri tutmayı becerir. Halıya düşen veya masanın altına yuvarlanan bütün küçük şeyleri bulabileceğinden emin olabilirsiniz.
İşaret parmağıyla düğme, anahtar ve priz gibi şeyleri kurcalar.
Sizi sürekli görebilmek ister. Oyun sırasında başını kaldırıp yanında olup olmadığınıza bakar, hatta sizi gözden kaybettiğinde çok telaşlanır. Bebeğiniz, yabancıları, hatta tanıdığı insanları bile sert bakışlarla ve çığlıklarla karşılayabilir. Kalabalıktan sıkıldığını düşünmeyin; bebeğiniz, ailesi ve yakın çevresiyle, bu çevrenin dışında olan insanları birbirlerinden ayırmayı öğreniyor sadece.
Konuşuyormuş gibi sesler çıkarmaya başlar. Hatta ara sıra, bebeğinizden “anne” ve “baba” gibi sözcükler duyabilirsiniz. Bunları sevinçle karşılamanız, o sözcüklerin özel olduğunu ifade edecektir.
Kendi adını bilir, bazı sözcükleri yarım söyler ve çevresinde konuşan insanlara büyük ilgi gösterir. Ne de olsa yeni bir dil öğreniyordur.
İlk dişleri çıkar. Bunlar genellikle alt ve üst kesici dişlerdir.
Geceleri yine uyanmaya ve huysuzlanmaya başlar. Çünkü gün boyunca gördüğü insanları ve yaşadığı eğlenceyi özlemiştir.
Sadece kucağa alınmakla mutlu olmaz. Artık insanların arasına karışıp, çevrede olan bitenlerin bir parçası haline gelmek istiyordur.
Beslenmesini ele almak üzeredir. Bu aşamada elle yiyebileceği lokmalar ve ayrıca bardaklar çok ilgisini çeker, çünkü işaret ve başparmağı ile nesneleri kavramanın zevkini almıştır.
oyuncaklarını fırlatarak, etrafa vurarak, sallayarak ve parçalayarak kendisi için yepyeni bir eğlence yolu geliştirir. Anne veya babasının her attığını geri getirmek için yanında olması durumunda değmeyin keyfine.
dünya çapında bir atlet bile hareketlenmeye başlayan bir bebekle baş edemez. Bir bebeğin hareketlerini aynen taklit etmeye çalışan bir atlet sadece 4 saatte bitkin düşerken, bebek, bu hareketlere sekiz saat daha devam etmiştir. Bebeğin dayanıklılığı, yoğunlaşmasına bağlıdır. Hareketlerinin son derece yorucu olmasına rağmen bunlara öyle bir yoğunlaşmıştır ki, ne kadar yorgun olduğunu fark edemez bile. İşte bu nedenle bir an oldukça hareketliyken, az sonra kucağınızda uyuyakalabilir.
Bebeğin Tuvalet Eğitimi
Tuvalet eğitimi, bağırsak ve idrar torbası boşaltımında bilinçli kontrol edinimi süre-cine verilen addır. Bu süreçte sadece yukarıda anlatılan fizyolojik olgunlaşmanın gerçekleşmesine değil, psikolojik ve duygusal olgunlaşmaya da bağlı bir süreçtir. Dolayısıyla her çocuğun tuvalet eğitimine başlama çağı, yaşıtlarından ayrı olarak değerlendirilmelidir. Aşağıdaki koşulları gerçekleştirebilen çocukların genel olarak tuvalet eğitimine hazır oldukları düşünülür:
Anne ve babanın davranışlarını taklit etmek,
Eşyaları ait oldukları yere koyabilmek,
“Hayır” diyerek bağımsızlığını sergileyebilmek,
Tuvalet eğitimine ilgi göstermek,
Yürüyebilmek ve oturabilmek,
Sıkıştıklarını anlayabilmek ve söyleyebilmek,
Giysilerini indirip kaldırabilmek,
Birkaç saat boyunca alt ıslatmadan durabilmek.
Çocukların çoğu tuvalet eğitimi görmeye 18. ila 24. aylar arasında hazır olur.
Tuvalet eğitiminde başarı için çocuğun hazır olması kadar önemli başka bir şey de, ailelerin tavrı ve çocuklarına tuvalet eğitimi vermeye hazır olup olmadıklarıdır. Çocuklarını yönlendirmeleri, özendirmeleri ve desteklemeleri gerekir. Yanlış veya erken tuvalet eğitimi duygusal bozukluklara yol açabilir, çocukla bakıcısının arasında-ki ilişkiyi zedeleyebilir, hatta çocuğun bedensel sağlığını bile etkileyebilir. Ancak yine de ailelerin çoğu tuvalet eğitimi konusundaki bilgileri sağlık uzmanlarından değil; arkadaşlarından, kendi ailelerinden ya da içgüdülerinden elde ederler.
Farklı tuvalet eğitimi yöntemlerinin verimliliğine ilişkin karşılaştırmalar deneye da-yalı çalışmalarla yapılmış olsa da, çocuk odaklı yaklaşım adı verilen bir eğitim yön-temi son yıllarda popülerlik kazanmış ve rakibi olan aile odaklı yaklaşıma tartışma-sız bir üstünlük sağlamıştır. Bu yöntem, olumlu ve olumsuz yönlendirmelerin sürek-li ve zaman zaman zorla yapılmasını gerektiriyordu. Bu yöntem hakkında yayımlanmış veri olmasa da, zamanından erken başlatıldığı, sadece anne ve babanın değil, çocukla ilgilenen diğer kimselerin de tuvalet eğitimini bir an önce tamamlayıp kirli bezlerle uğraşmaktan kurtulmak için gösterdiği aşırı ilgiye (büyükannenin çocuğu bütün gün lazımlığın üstünde oturtması gibi) dayandığı bilinen gerçeklerdir. Ancak daha fazla gerilime yol açtığı kesin olan bu yaklaşımın, tuvalet eğitimini daha erken sağladığına ilişkin hiçbir kanıt yoktur.
Brazelton tarafından 1962 yılında geliştirilen çocuk odaklı eğitim yöntemi, tuvalet eğitiminde etkin katılımcının çocuk olduğunu varsayar. Çelişkileri ve gerilimi en aza indirmek üzere tasarlanmıştır ve esnekliğin önemini vurgular. Tuvalet eğitimine adım adım ulaşılır:
Çocuk tuvalet eğitimine hazır hale geldikten sonra, yere bir lazımlık ko-nur.
Anne veya baba çocuğu giyinik halde lazımlığın üzerinde birkaç dakika otur-tur.
Çocuktan, lazımlığın üzerine bezsiz oturması istenir.
4. Çocuk lazımlığa oturmaya ilgi gösterdikten sonra, bezini her kirlettiğinde la-zımlığa götürülebilir. Bez lazımlığın üzerinde değiştirilir ve kirli bez lazımlı-ğa atılır.
5. Çocuk günde birkaç kez lazımlığa götürülerek idrar veya dışkının “denk geti-rilmesi” sağlanır. Zaman içinde çocuğa uyandıktan sonra, yemeklerin ardın-dan ve yatmadan önce lazımlığa oturması öğretilir.
6. Lazımlık çocuğun odasına yerleştirilir. Bez kısa süreler için çıkarılır ve çocuğa yalnız başına dışarı çıkabileceği gösterilir.
7. gece için eğitim vermeden önce, çocuğun gün boyunca bağırsaklarını ve idrar torbasını kontrol edebilir hale gelmesi beklenir. Çocuk gece eğitimine ilgi gös-termeye başladığında, anne veya baba çocuğu akşamın erken saatlerinde u-yandırıp lazımlığa oturtabilir.
Birkaç saat boyunca alt ıslatmadan durabilmek.
Bebeğin Gelişimi ve Eğitimi
Bebeğin yaşamı boyunca onu etkileyecek gelişimlerin en başında bilişsel gelişim vardır.
Bu dönemde bebeğin gelecekteki kişiliğinin temelleri atılır. Bir yaşına gelinceye kadar bebeğin beyni gelişiminin %70ini tamamlar.
Bebek dünyaya gelişinin ilk üç yılında olağanüstü bir gelişme sergiler. Bebekler bağlantı için hazır konumda olan yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ile doğarlar. İnsan yaşamının ilk yıllarında, beynin kabuk bölgesinin her cm2sinde saniyede 30,000 bağlantı oluşur. Beynin kabuk bölgesi bebeklerin doğuştan getirdikleri muhteşem bir yapıdır. Gelişmeye en yatkın beyin bebeklerin beynidir.
Öğrenmek bebekler için biyolojik bir ihtiyaçtır. Bebek doğduğu günden itibaren öğrenmeye başlar. Öğrenme süreci içinde 5 duyu organı çok önemli bir rol oynar. Bebek etrafındaki dünyaya duyuları ile anlam verir. Bakarak, dinleyerek, dokunarak, koklayarak çevresi ve insanlarla ilişki kurmaya başlar. Tüm bunların yanı sıra kendini besleme konusunda son derece yararlı emme refleksini de beraberinde getirir. Yaşamının ilk yılı, bebeğin beyin gelişimindeki en hızlı süreçtir.
Beynin beslenmesi için oksijen ve şeker dışında başka beslenme kaynaklarına da ihtiyacı vardır. Bu kaynaklar bebeğin bedeninin dışında, yakın çevresinden gelen 5 duyu organı kanalı ile bilgi ve deneyim sunan ses, ışık, koku ile dokunuştur. Bunların uygun zamanda ve yeterli düzeyde olması gerekir. Aksi takdirde beyin/zeka ve bunların bileşkesi olan yeteneklerinin üst sınırına hiçbir zaman ulaşamayacağı büyük bir olasılık olarak düşünülmektedir.
Çocuk, dünyanın pasif alıcısı değildir. Bilgiyi kazanmada aktif bir role sahiptir.