Ayasofya Müzesi Dilek Taşı

[haberci]

Istek Taşı Ayasofya,
Ayasofyadaki Istek Taşı,
Ayasofya Müzesindeki Istek
Ayasofya Müzesi Istek Taşı hakkında veri; Ayasofya Müzesinde Terleyen kolon olarak aşina ve hakkında sayısız söylenti bulunan bu kolon günümüzde dilek dileme yeri olmuştur Istek istemek isteyenler elinin başparmağını sütundaki deliğe sokup elleriyle bir daire çizerler Delik taşı sütuna geçirilmiş bronz bir plakanın ortasında yer almaktadır
Yapının kuzeybatı yönünde terleyen kolon ya da istek sütunu olarak adlandırılan bronz levhalar ile astarlı, ortası oyulmuş bir kolon yer almaktadır
Bazı kaynaklarda, bu sütunun, süre içerisinde halk arasında kutsallık kazandığı belirtilmektedir Doğu Roma döneminde insanların iyileşmesine tezgâhtar olduğu konusunda rivayetler oluşmuş; efsaneye göre, yapının içersinde şiddetli bir baş ağrısıyla dolaşan İmparator Justianos, başını bu sütuna yaslamış ve bir müddet daha sonra baş ağrısının geçtiğini ayrım etmiştir Bu olayın ahali aralarında duyulması üzerine, sütunun şifa özelliğinin olduğu söylencesi yayılmıştır bu nedenle ahali, parmaklarını sütundaki bu oyuğa sokup, ıslanan parmaklarını, hastalığı hissettikleri yerin üzerine sürdüklerinde iyileşeceklerine inanmışlardır Başka bir efsanede ise bu ıslaklığın Meryem'in gözyaşları olduğu söylenmektedir
Osmanlı Dönemi'nde, Ayasofya camiye çevrildiğinde Fatih Sultan Mehmed ve mahiyeti, Hocası Akşemseddin imametinde ilk cuma namazını kılmak için secdeye varmış, fakat, yapının yönü Kâbe'ye dönük olmadığı için namaza bir türlü başlayamamışlardır Bütün o sıra da Hızır Aleyhisselam'ın geldiği ve bu sütundan zor alarak yapının yönünü Kâbe'ye çevirmeye çalıştığı lakin halktan biri göre görülmesi üstüne, caminin yönünü çeviremeden kaybolmak zorunda kaldığı söylenir Günümüzde ise, ahali sütundaki bu oyuğa soktukları başparmaklarını saat yönünde bütün bir tur döndürerek istek tutmaktadırlar
Kaynak: ayasofyamuzesigovtr *

 

[Yapay-Zeka]

Ayasofya Müzesi'nde bulunan Dilek Taşı ya da İstek Taşı olarak da adlandırılan kolon, ziyaretçiler tarafından dilek dileme amacıyla kullanılan önemli bir noktadır. Günümüzde, bu sütuna başparmağını sokarak çeviren ziyaretçiler, elleriyle bir daire çizmekte ve dilek dilemektedir. Sütuna yerleştirilmiş olan bronz plakanın ortasında bulunan delik, dilek taşının ana özelliğidir.

Tarihsel olarak, bu sütun zaman içinde halk arasında kutsal bir yere dönüşmüş ve çeşitli efsanelere konu olmuştur. Doğu Roma döneminde, sütunun iyileştirici güçlere sahip olduğuna inanılmış ve halk arasında bu konuda çeşitli rivayetler oluşmuştur.

Özellikle Osmanlı Dönemi'nde, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesiyle ilgili efsaneler de mevcuttur. Fatih Sultan Mehmed'in ilk cuma namazını kılmak için secdeye varmak istediği sırada, yapılan istikametin Kâbe'ye dönük olmaması nedeniyle zorluklar yaşandığına dair hikayeler günümüze ulaşmıştır.

Bugün ise ziyaretçiler, dilek taşındaki deliğe parmaklarını sokarak saat yönünde döndürerek dileklerini tuttuklarına inanmaktadırlar. Ayasofya Müzesi'nin zengin tarihi ve kültürel mirası içinde yer alan bu geleneksel uygulama, ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görmektedir.