Av. Filiz Saraç yazdı: 6 Şubat depremlerinin 2. yılında afetle mücadelede neredeyiz?
İstanbul Barosu Önceki Başkanı Av. Filiz Saraç yazdı: 6 Şubat depremlerinin 2. yılında afetle mücadelede neredeyiz?6 Şubat depremlerinin 2. yılındayız. Depremin yol açtığı afet toplumu her yönü ile derinden yaralamış, sonuçları halen hissedilmektedir.
Deprem, afet türlerinden en çok can ve mal kaybına neden olandır.
Afetlerin yaşandığı ülkemizde doğa olaylarının afete dönüşmemesi için gerekli tedbirlerin alınması konusunda bilincin oluşturulması, bu konuda ilgili kurum ve kuruluşların görevlerini titizlikte yapmalarının temininde, etkili soruşturma yapılmasının ve bu konuda sorumluların tespitinin önemi açıktır.
Ülkemizde pek çok yerleşim alanı aktif faylarla idare edilen alüvyon yerleşim alanlarına kurulmuştur. Yerleşim alanlarının tektonik ve zemin özellikleri açısından elverişsiz yerlere kurulması, aktif fay hatları ve çevresinde oluşturulan yapılaşma ve deprem elverişsiz zemin üzerine yapı inşası; yapım sırasında projelendirme, yapım, malzeme ve işçilik hataları; denetimlerin gerektiği şekilde yapılmaması depremde can ve mal kayıplarının yaşanmasına neden olmaktadır.
Depremden doğan zararlarda sorumluların tespitinde, bir binanın yapımındaki planlamadan yıkılmaya kadar tüm sürecin irdelenmesi gerekmektedir. Binaların çökmesinde çoğu kez alanın imara açılmasından, binanın yıkılmasına kadar olan aşamada sorumlu değil, sorumlular zinciri vardır.
Depremden doğan zararlarda sorumluların tespitinde, bir binanın yapımındaki planlamadan yıkılmaya kadar tüm sürecin irdelenmesi gerekmektedir. Binaların çökmesinde çoğu kez alanın imara açılmasından, binanın yıkılmasına kadar olan aşamada sorumlu değil, sorumlular zinciri vardır.
Afetlerde kusurlular arasında genellikle kamu görevlileri için yasa ile ayrı bir prosedür öngörülmüştür. Kusuru olanların olaydaki ihmallerinin yeterince soruşturulmaması, yargı önüne çıkarılmaması yargılama prosedürüne ilişkin bir sorun olarak devam etmektedir.Bu cezasızlık sonraki yıllarda da failleri yüreklendirmektedir.
Bu cezasızlık sonraki yıllarda da failleri yüreklendirmektedir.
1959'dan bugüne çıkan aflarla kaçak yapılaşmanın artışına neden olunmuşken, son olarak 2018 yılında getirilen ve 'İmar Barışı' olarak bilinen imar affı ile bu yanlış devlet politikası devam etmiştir.
1959'dan bugüne çıkan aflarla kaçak yapılaşmanın artışına neden olunmuşken, son olarak 2018 yılında getirilen ve 'İmar Barışı' olarak bilinen imar affı ile bu yanlış devlet politikası devam etmiştir.
Afet “öncesi” ve “sonrası” olarak ele alınmalıdır. “Afet öncesi”nin önleme, hazırlıklı olma, zarar azaltma; “afet sonrası”nın müdahale, iyileştirme, yeniden yapılanma aşamaları bulunmaktadır. Depremlere hazırlıklı olmak topyekün bir mücadeleyi gerektirmektedir. Bu nedenle kurumlar arası iletişimsizlik ve toplumsal hizmet birimlerinin birbirlerinden kopuk çalışmamaları önem taşımaktadır.
Afet durumunda her kurumun işleyişine ilişkin aksamaların ne olacağı, afet senaryoları dediğimiz karinelere göre öncesinde belirlenerek afet öncesi, anı ve sonrasında yapılacaklar ilgili yasalarında yer almalıdır.
Afetlere açık bir ülke olmamız, afetlerin temel hakların en önemlisi olan yaşam hakkını ihlal etmesi, genel olarak da tüm kanunların üzerinde yer alması gereken temel haklarla yakından ilgili olması mevzuatına da verilmesi gereken önemi göstermektedir.
Afetlere açık bir ülke olmamız, afetlerin temel hakların en önemlisi olan yaşam hakkını ihlal etmesi, genel olarak da tüm kanunların üzerinde yer alması gereken temel haklarla yakından ilgili olması mevzuatına da verilmesi gereken önemi göstermektedir.
Afetin hukuki yönü sadece afetten doğan zarar sonrası ceza ve tazminat boyutu olarak değerlendirilmemeli; afet yönetiminin zarar azaltıcı yönü başta olmak üzere önleyici mevzuatının hazırlanmasına da önem verilmelidir.
Afet, hukukun çok çeşitli dallarını ilgilendirmektedir. Afet mevzuatı, doğa olayının afete dönüşmemesi için öncelikle hazırlık ve zarar azaltma yönünden yapılması gerekenleri belirlemeli; afet meydana geldiğinde ise toplumun her alanında hangi kuralların devreye gireceğini önceden düzenlemiş olmalıdır. Ülkemizde afetin mevzuatı derli toplu bir şekilde olmadığı gibi, ilişkili hukuk alanlarında da ne olacağı kendi kanunlarında dahi çoğu kere yer almamaktadır. Bu da afet anında kaos doğurmaktadır.
Risklerin afete dönüşmemesi, zararlı sonuçlarının en aza indirilmesi ise toplumun her kesiminde, çok paydaşlı işbirliğini ve katılımı; tıp, hukuk, teknik pek çok alanda afetler için ayrıca çalışmalar yapılmasını, bu çalışmaların da koordinasyonunu gerektirmektedir.
Diğer yandan rant odaklı bakış açısı ile hazırlanan yasalar afetlerin zararlı sonuçlarının azaltılmasındaki samimi mücadeleler açısından da en büyük sorun haline gelmiştir.
Diğer yandan rant odaklı bakış açısı ile hazırlanan yasalar afetlerin zararlı sonuçlarının azaltılmasındaki samimi mücadeleler açısından da en büyük sorun haline gelmiştir.
Kendi kendine çöken binaların olduğu ülkemizde, imar afları ile afetle mücadele bir yana, afetlere davetiye çıkarılmıştır! O günlerde bir müjde gibi sunulan imar barışı denilen af yasasının zararlı sonuçlarını 6 Şubat depreminde acı bir şekilde yaşadık.
Kendi kendine çöken binaların olduğu ülkemizde, imar afları ile afetle mücadele bir yana, afetlere davetiye çıkarılmıştır! O günlerde bir müjde gibi sunulan imar barışı denilen af yasasının zararlı sonuçlarını 6 Şubat depreminde acı bir şekilde yaşadık.
Kamu görevlilerinin yargılanma prosedüründeki aksamalar, objektiflikten uzak kararlar vurdum duymazlığı artırmakta, tüm sorumluların yargı önüne çıkarılmaması rant için ihmalleri cesaretlendirmektedir.
Afet yönetiminin günümüzde genel kabul gören temel yaklaşım ve prensipleri olan “Kapsamlı Yaklaşım”; “Tüm Tehlikelerin Dikkate Alınması Yaklaşımı”; “Bütünleşik Yaklaşım”; “Afete Hazır, Dayanıklı Toplum Yaklaşımı”nın uygulamaya yansıması hukuk alanı ile gerekli koordinasyonun sağlanması ile olabilecektir.
Bir binanın yapımındaki süreç dikkate alındığında, imara açılmasından binanın yıkılmasına kadar olan aşamada sorumlular zincirinin pek çok halkası bulunmaktadır.
Bir binanın yapımındaki süreç dikkate alındığında, imara açılmasından binanın yıkılmasına kadar olan aşamada sorumlular zincirinin pek çok halkası bulunmaktadır.
Yerleşime uygun olmayan alanların yapılaşmaya açılması, yapıların denetimsizliği depremlerin afete dönüşmesinde en önemli nedenlerdir.
Afetlerde kusurlular arasında genellikle kamu görevlileri için yasa ile ayrı bir prosedür öngörülmüştür. Kusuru olanların olaydaki ihmallerinin yeterince soruşturulmaması, yargı önüne çıkarılmaması yargılama prosedürüne ilişkin bir sorun olarak devam etmektedir.
Bolu Kartalkaya’da yaşanan yangından doğan acıların temelinde de denetimsizlik ve rant odaklı bakış açısının yer aldığı açıktır.
Bolu Kartalkaya’da yaşanan yangından doğan acıların temelinde de denetimsizlik ve rant odaklı bakış açısının yer aldığı açıktır.
Denetimsizlik, rant odaklı bakış açısı, cezasızlık tehlike ve doğa olaylarının afete dönüşmesinde ana etkendir. Afetle mücadelenin ilk adımı bu zihniyetle mücadeledir.