AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Atatürk'ün Çocukluk Anısı

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.379
Tepkime puanı
1
Puan
1
Atatürk'ün Çocukluk Anısı
Mustafa'nın kız kardeşi Makbule rahatsızlandığı için çiftlikte kalmıştı Bugün Mustafa kimsesiz bakla tarlasında bekçilik yapacaktı Şu karga kovalama işinin öyle bir zorluğu kalmamıştı Bakla tarlasına gelmeye başladığı ilk günlerde kargalar Mustafa'nın ne derece engebeli bir muhalif olduğunu anlamışlar ve onun uyguladığı yöntemi harikulade bir mücadele örneği göstermelerine rağmen boşa çıkaramamışlar, çekilip gitmişlerdi Mustafa sabahtan erkenden bakla tarlasına gelince tarlanın tam ortasında yer alan kulübenin önüne bir sandalye çıkarıp oturdu Aradan yarım saat geçmeden canı sıkılmaya başladı Böyle abes oturmak O ’na göre değildi O, bir şeylerle meşgul olsun, bir işe yarasın, faydalı olsun isterdi Dayısının bakla tarlasında bekçilik yapmakla bir işe yarıyordu, yardımsever oluyordu, lakin bunlar yeterli miydi? Hayır, tatmin edici değildi Ne yapabilirdi? Kulübede birkaç tane ders kitabı vardı Kitap en iyi arkadaştı Okurdun, öğrenirdin, fikirlerin gelişirdi Mustafa bir kitap alıp okumaya başladı Böylesi çok daha iyiydi, ayrıca artık canı da sıkılmıyordu
Aradan iki saat geçmişti Mustafa ilerdeki tarlaların arasındaki patika yoldan yaşlı bir adamın geldiğini fark etti Ihtiyar adamın yanında bir kuzu vardı Onun gelip tarlanın kenarındaki bir ağacın altına oturmasını fırsat haberdar olan Mustafa yerinden kalktı, kitabı kulübeye bıraktı ve yaşlı adamın yanında gitti Mustafa söze şöyle bir antre yaptı: Merhaba dede, nereye böyle?
Ihtiyar adam:
Yolcuyum ben evlat, kasabaya oğlumun yanına gidiyorum Bu kuzuyu toruna armağan olarak götürüyorum Geçen ay köye gelmişlerdi, bir hafta kaldılar Torun kuzu diye tutturmuştu Ben de, derhal çok küçükler, azıcık büyüsünler bir tane sana getiririm dediydim Alsın kuzuyu besleyip büyütsün Dünyada en önemli şey sevgidir Sevgisiz kalmış bir insan kuru bir ağaca aynı Vaktinde onun kalbine sevgi tohumu ekilmemiştir, sevmek öğretilmemiştir Bir bilinmezlik içinde bocalar durur Yüzyıllardır süregelen amaçsız kargaşayı sevgi yoksunu halk müziği çıkardılar Toplumları birbirine düşman ettiler Sonuçta bunun acısını insanlık çekti İnsanlara sevgiyle yaklaşmalı, onların kalplerine sevgi tohumu ekmeliyiz Sevmek fazla güzel bir duygudur ve insanı hayata bağlar Sevelim, sevilelim, hayatın tadına varalım
Yaşlı adam konuşurken Mustafa oturmuş ve anlattıklarını merakla dinlemişti Şimdi söz hakkı Mustafa'nındı:
Büyükbaba, bazı ırk nedense vatanlarını sevmiyorlar Ben vatanımı fazla seviyorum ve bu vatanın evladı olduğum için gurur duyuyorum Derhal vatanlarını sevmeyenler vatanını sevmeyi nasıl öğrenecek ve ben vatan sevgimi nasıl geliştirebilirim Tavsiyelerin neler olacak?
Mustafa'nın coşku doymuş konuşması yaşlı adamı şaşırtmıştı On yaşlarındaki bir çocuğun bu derece bilgili ve aydınlatılmış olması, düşüncesini korkusuzca söyleyebilmesi, öğrendiklerini yeterli bulmaması, yeni bir şeyler daha öğrenmek için soru sorması fikir alır gibi değildi Hani bu yaşlardaki kaç çocuğun aklına gelirdi vatan sevgisi?
Ihtiyar adam düşüncelerinden sıyrılınca, gülümseyerek: Evlat, adını demedin bana, neydi adın?deyince Mustafa: Dede, benim adım Mustafadedi Bunun üzerine ihtiyar adam: Sana tavsiyem Büyük Vatan Şairi Namık Kemal olacak Namık Kemal, türlü engellemelere karşın vatanını fazla sevdiğini haykırmaktan çekinmedi Bu uğurda çok acı çekti, fakat hiçbir acı O'nu vatanına hizmetten alıkoyamadı
Mustafa:
Bundan daha sonra Namık Kemal2in şiirlerini daha bir tartı vererek okuyacağıma laf veriyorum Dede, sevinç nedir sence? Ben mutlu olmak insandan insana değişken diyorum dedi Ihtiyar adamın mutluluk hakkında söyledikleri şunlar oldu:
Mutluluk yaşamsal bir gerçektir yani yaşamda mutluluk vardır ve her insanın mutluluğu ayrıdır Hakkın olan mutluluğu başkalarının mutluluğuna gölge düşürmeden dilemek sana kalmıştır mutlu olmak için büyük şeyler arzu etmek gerekmez İnsan isterse bir kelebeğin uçuşunu görüp mutlu olabilir Herneyse Mustafa yavaş yavaş kalkayım Hava kararmadan kasabaya varmalıyım Anlattıklarımın sana bir tutam faydası olduysa ne mutlu bana İyi günler dilerim
Mustafa:
Ne çağrıda bulunmak dede, ayrıca de fazla faydası oldu Ben de sana iyi günler dilerim Yolun açık olsun dedi Mustafa ihtiyar adam gittikten daha sonra kulübeye döndü ve sandalyesine oturarak konuşulanları düşünmeye başladı *
 
Atatürk'ün çocukluk anısında, Mustafa'nın bakla tarlasında bekçilik yaptığı bir günü detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Kız kardeşi Makbule'nin rahatsızlığı sebebiyle çiftlikte kaldığı bu gün, Mustafa bakla tarlasında bekçilik yapacaktır. Kargaların tarlayı zarar vermesini engellemek için uyguladığı yöntem sayesinde kargaların boşuna uğraştığını göstermiş ve onları uzaklaştırmıştır.

Mustafa, çalışmadan oturmanın kendisine göre olmadığını düşünerek kulübedeki ders kitaplarından birini alıp okumaya karar verir. Kitapları en iyi arkadaşı olarak gören Mustafa, bilgiye olan merakıyla zamanın nasıl geçtiğini fark etmez.

Daha sonra yaşlı bir adam ve yanındaki kuzuyla karşılaşan Mustafa, yaşlı adamın anlattığı sevgi ve vatan sevgisi üzerine önemli düşünceler edinir. Mustafa'nın vatan sevgisiyle ilgili soruları, yaşlı adamı şaşırtırken, ondan alacağı tavsiyelerle kendini geliştirmeyi hedefler.

İhtiyar adam, Mustafa'ya Büyük Vatan Şairi Namık Kemal'in vatan sevgisi konusundaki tutkusundan bahsederek ona örnek olması gerektiğini ifade eder. Ayrıca mutluluk üzerine yapılan konuşmada, her insanın mutluluğunun farklı olduğu ve küçük şeylerden de mutluluk duyulabileceği vurgulanır.

Mustafa, yaşlı adamın hikayelerinden ve tavsiyelerinden etkilenerek kendisini geliştirmeye karar verir ve Namık Kemal'in şiirlerini daha detaylı okuyacağına söz verir. Bu anlamlı sohbetin ardından Mustafa, yaşlı adamı uğurlayarak düşüncelere dalar ve konuşulanları düşünmeye başlar. Bu anı, Mustafa'nın genç yaşta bile düşünceli, meraklı ve vatanına sevdalı bir birey olduğunu göstermektedir.
 
Geri
Üst