SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Atatürkün Ankaraya Gelişi İle İlgili Şiirler
Atatürkün Ankaraya Gelişi Şiirleri
ANKARA
Ankara’da doğdu gün;
Öğün Türk oğlu öğün.
Tan yeridir Türklüğün,
Bahtı ak, taşı kara
Adı büyük Ankara.
Ordu kuruldu,
Düşman orda vuruldu.
Türk’e bir kale oldu.
Bahtı ak, taşı kara
Yurdun kalbi Ankara.
Harp meydanı orası
Başkomutan ovası
Bahtı ak, taşı kara
Can evimiz Ankara.
H.Ali YÜCEL
Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi
Davullar çalıyor, insanlar çoşkulu,
Dumlupınar’ın zeybeği geliyordu işte.
Ankara heyecanlı millet bekleyişte,
Kucak açtı herkes sevgili Atatürk’e.
Duygulu, dopdoluydu gözleri ama!
“Ya istiklal ya ölüm”dü söylediği millete
Elleriyle yakarken bağımsızlık ateşini
Türk milleti için Ankara tepelerinde.
Birkan Soylu
Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi.(27 Aralık)
27.Aralık.1919,
Ankara’da bir güneş,parladı,biliyoruz;
Dikmen ufukları’ndan,saçtı ışıklarını,
Bulmuştu karşısında,özden âşıklarını.
Kentli-köylü Ankara,bastı O’nu bağrına,
Çünkü tam inanmıştı,kahraman olduğuna.
Oğuz soylu Seymenler,’Kızılca Gün’ dediler,
O gün karşılarında,kurtarıcı gördüler.
Kös davullar çaldılar,oyunlar oynadılar,
Ata’nın onuruna,gösteriler sundular.
Bunu gören Atatürk,memnun oldu yürekten,
Duydu Ankaralı’ya,kat kat güven yürekten.
Kurdu karargâhını,Keçiören sırtına,
Çalıştı gece-gündüz,yurt bağımsızlığına.
Seçilen Temsilciler,geldiler bütün yurttan,
Kurdu Millet Meclisi,seçildi Başkomutan.
İntizamlı bir ordu,hazırladı savaşa,
Vatanı düşmanlardan,kurtardı baştan başa.
Kurdu Cumhuriyeti,yaptı devrimlerini,
Değiştirdi milletin,o kötü kaderini.
Değişmez başkent yaptı,yurduna Ankara’yı,
Çünkü hiç unutmadı,gördüğü o vefayı.
Artık her yıl coşuyor,bugün bütün Ankara,
Şerefini taşıyor,Türkiye’nin Ankara…
Naim Yalnız
ANKARA
Ey insan arşı yayla! Ey bozkır! Ey Ankara!
Seslen bana: Ben senden nasıl uzak yaşarım;
Bahtım, senin bağrından ayrıldığım an kara,
Ben sendeki gözlerden feyz alarak yaşarım.
“Halep ordaysa arşın burda.” dersen ne çıkar?
Sende al atım için meydan da cirit de var.
Başka yerin sahrası hız almaya bile dar!
Ben sende heyecanım şahlanarak yaşarım!
Koşarım bozkırlarda gem bilmeyen bu tayla,
Hislerim sürü sürü benim, bağrım da yayla.
Ana gibi, yar gibi kaynaştım Ankara’yla,
Alnım gökten yukarı, mermerden ak yaşarım.
Fatih’in gemileri nasıl kaydı karada?
Nasıl bir sızı vardır şerefli bir yarada?
Ben böyle imkânsızlık içinde Ankara’da,
Hayatımı sürerim, hislerimi yaşarım.
Gönlümü atsalar da dünyanın bir ucuna,
Düşer bir gülle gibi Ankara’nın burcuna,
Bilmem şahin sığar mı avuçların ucuna,
Ankara’da ben böyle çırpınarak yaşarım.
Behçet Kemal ÇAĞLAR
Atatürkün Ankaraya Gelişi Şiirleri
ANKARA
Ankara’da doğdu gün;
Öğün Türk oğlu öğün.
Tan yeridir Türklüğün,
Bahtı ak, taşı kara
Adı büyük Ankara.
Ordu kuruldu,
Düşman orda vuruldu.
Türk’e bir kale oldu.
Bahtı ak, taşı kara
Yurdun kalbi Ankara.
Harp meydanı orası
Başkomutan ovası
Bahtı ak, taşı kara
Can evimiz Ankara.
H.Ali YÜCEL
Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi
Davullar çalıyor, insanlar çoşkulu,
Dumlupınar’ın zeybeği geliyordu işte.
Ankara heyecanlı millet bekleyişte,
Kucak açtı herkes sevgili Atatürk’e.
Duygulu, dopdoluydu gözleri ama!
“Ya istiklal ya ölüm”dü söylediği millete
Elleriyle yakarken bağımsızlık ateşini
Türk milleti için Ankara tepelerinde.
Birkan Soylu
Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi.(27 Aralık)
27.Aralık.1919,
Ankara’da bir güneş,parladı,biliyoruz;
Dikmen ufukları’ndan,saçtı ışıklarını,
Bulmuştu karşısında,özden âşıklarını.
Kentli-köylü Ankara,bastı O’nu bağrına,
Çünkü tam inanmıştı,kahraman olduğuna.
Oğuz soylu Seymenler,’Kızılca Gün’ dediler,
O gün karşılarında,kurtarıcı gördüler.
Kös davullar çaldılar,oyunlar oynadılar,
Ata’nın onuruna,gösteriler sundular.
Bunu gören Atatürk,memnun oldu yürekten,
Duydu Ankaralı’ya,kat kat güven yürekten.
Kurdu karargâhını,Keçiören sırtına,
Çalıştı gece-gündüz,yurt bağımsızlığına.
Seçilen Temsilciler,geldiler bütün yurttan,
Kurdu Millet Meclisi,seçildi Başkomutan.
İntizamlı bir ordu,hazırladı savaşa,
Vatanı düşmanlardan,kurtardı baştan başa.
Kurdu Cumhuriyeti,yaptı devrimlerini,
Değiştirdi milletin,o kötü kaderini.
Değişmez başkent yaptı,yurduna Ankara’yı,
Çünkü hiç unutmadı,gördüğü o vefayı.
Artık her yıl coşuyor,bugün bütün Ankara,
Şerefini taşıyor,Türkiye’nin Ankara…
Naim Yalnız
ANKARA
Ey insan arşı yayla! Ey bozkır! Ey Ankara!
Seslen bana: Ben senden nasıl uzak yaşarım;
Bahtım, senin bağrından ayrıldığım an kara,
Ben sendeki gözlerden feyz alarak yaşarım.
“Halep ordaysa arşın burda.” dersen ne çıkar?
Sende al atım için meydan da cirit de var.
Başka yerin sahrası hız almaya bile dar!
Ben sende heyecanım şahlanarak yaşarım!
Koşarım bozkırlarda gem bilmeyen bu tayla,
Hislerim sürü sürü benim, bağrım da yayla.
Ana gibi, yar gibi kaynaştım Ankara’yla,
Alnım gökten yukarı, mermerden ak yaşarım.
Fatih’in gemileri nasıl kaydı karada?
Nasıl bir sızı vardır şerefli bir yarada?
Ben böyle imkânsızlık içinde Ankara’da,
Hayatımı sürerim, hislerimi yaşarım.
Gönlümü atsalar da dünyanın bir ucuna,
Düşer bir gülle gibi Ankara’nın burcuna,
Bilmem şahin sığar mı avuçların ucuna,
Ankara’da ben böyle çırpınarak yaşarım.
Behçet Kemal ÇAĞLAR