SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Atalarımızın Kurdukları Vakıflar Nelerdir?
Atalarımızın Kurdukları Vakıflar
ATALARIMIZIN KURDUKLARI VAKIFLAR
1- Camiler, mescitler... (Bu topraklar üzerinde birer mühür gibidir.)
2- Medreseler, mektepler, kütüphaneler... (İlim ve irfanın belgesidir.)
3- Çeşmeler, havuzlar, kuyular... (Zarâfetin ve bediî zevklerin belirtisidir.)
4- Kervansaraylar, hastaneler, mer’alar... (Bunlar da insan ve hayvanlara verilen değerlerin bir başka göstergesidir.)
Ayrıca;
•Yolda kalanlara, ilimlerle uğraşanlara yardım vakfı.
• Fakir kızlara çeyiz hazırlama vakfı.
•Yoksul ve kimsesizlerin cenazesini kaldırma vakfı.
•Esirleri azat etme, onların ihtiyaçlarını karşılama vakfı.
•Hasta leyleklerin bakımı ve tedavisi için,
Bursa’da ki Guruba-ı Hane-i LAKLAKAN Hastanesi vakfı.
•Kitapların ciltlenmesi vakfı.
•Kaldırımların bakılması ve onarılması vakfı.
•Öksüz çocukları emzirme ve büyütme vakfı.
•Sokakları aydınlatma, temizleme ve gece bekçisi görevlendirme vakfı.
•Çocukları gezdirme ve meyve yedirme vakfı.
•Camilerin ve medreselerin duvar yosunlarını temizleme vakfı.
•Su dağıtma vakfı.
•Güreş ve ok meydanları hazırlama vakfı.
•Mola taşı dikme vakfı. (hamallar dinlenmesi için)
•Sadaka Taşı.
Kısaca, dünyaya gelen bir çocuk vakıf bir evde doğar, vakıf bir beşikte büyür, vakıf bir okulda okur, vakıf bir binada görev yapar ve maaş alır, vakıf bir teneşirde yıkanır, vakıf bir tabutla taşınır ve vakıf bir mezarlığa defnedilirdi. Bu nedenle Osmanlı Devlet-i Âli’ye’ye, bir vakıf medeniyeti desek mübalâğa yapmış olmayız. Zirâ Osmanlı Devleti’nde yapılan hizmetlerin 5’te 3’ü vakıflar kanalıyla yürütülmekteydi.
Vakfı bir insan kurar, fakat o ebedi olur. Vakfedilen mal, sahibinin mülkünden çıkar. satılmaz, bağışlanmaz, miras bırakılamaz.
Atalarımızın Kurdukları Vakıflar
ATALARIMIZIN KURDUKLARI VAKIFLAR
1- Camiler, mescitler... (Bu topraklar üzerinde birer mühür gibidir.)
2- Medreseler, mektepler, kütüphaneler... (İlim ve irfanın belgesidir.)
3- Çeşmeler, havuzlar, kuyular... (Zarâfetin ve bediî zevklerin belirtisidir.)
4- Kervansaraylar, hastaneler, mer’alar... (Bunlar da insan ve hayvanlara verilen değerlerin bir başka göstergesidir.)
Ayrıca;
•Yolda kalanlara, ilimlerle uğraşanlara yardım vakfı.
• Fakir kızlara çeyiz hazırlama vakfı.
•Yoksul ve kimsesizlerin cenazesini kaldırma vakfı.
•Esirleri azat etme, onların ihtiyaçlarını karşılama vakfı.
•Hasta leyleklerin bakımı ve tedavisi için,
Bursa’da ki Guruba-ı Hane-i LAKLAKAN Hastanesi vakfı.
•Kitapların ciltlenmesi vakfı.
•Kaldırımların bakılması ve onarılması vakfı.
•Öksüz çocukları emzirme ve büyütme vakfı.
•Sokakları aydınlatma, temizleme ve gece bekçisi görevlendirme vakfı.
•Çocukları gezdirme ve meyve yedirme vakfı.
•Camilerin ve medreselerin duvar yosunlarını temizleme vakfı.
•Su dağıtma vakfı.
•Güreş ve ok meydanları hazırlama vakfı.
•Mola taşı dikme vakfı. (hamallar dinlenmesi için)
•Sadaka Taşı.
Kısaca, dünyaya gelen bir çocuk vakıf bir evde doğar, vakıf bir beşikte büyür, vakıf bir okulda okur, vakıf bir binada görev yapar ve maaş alır, vakıf bir teneşirde yıkanır, vakıf bir tabutla taşınır ve vakıf bir mezarlığa defnedilirdi. Bu nedenle Osmanlı Devlet-i Âli’ye’ye, bir vakıf medeniyeti desek mübalâğa yapmış olmayız. Zirâ Osmanlı Devleti’nde yapılan hizmetlerin 5’te 3’ü vakıflar kanalıyla yürütülmekteydi.
Vakfı bir insan kurar, fakat o ebedi olur. Vakfedilen mal, sahibinin mülkünden çıkar. satılmaz, bağışlanmaz, miras bırakılamaz.