AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Arkeolojinin Tarihsel Gelişimi

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Arkeolojinin Tarihi
Arkeolojinin Tarihcesi
Arkeolojinin doğuşu ve gelişi


Arkeolojinin bir uğraş olarak ortaya cıkmasının Ronesans'a denk geldi Bunun nedeni o donem humanistlerinin Eski Yunan'daki felsefeye, demokrasiye ozgur duşunce ortamına ve insana verilen değerden kaynaklandığını soyleyebiliriz Bu nedenlerden dolayı ozellikle soylu kesimler, zengin aileler, kardinaller vb eski Yunan donemine ait eserleri toplamaya ve sergilemeye başladılar Bir nevi moda olarak da gorulebilir bu

O zamanlar arkeoloji daha cok zengin kesim icin bir nevi uğraştı Fakat sonraları bu uğraş, cıkan eserler o kadar merak uyandırıcı oldu ki insanlar arkeolojiye daha bilimsel bir gozle yaklaşmaya başladılar Bu noktada en buyuk etkenlerden biri hic kuşkusuz 18 yuzyılda MO 71 yılında yanardağ patlaması sonucu lav altında kalmış Pompei kentinin incelenmeye başlamasıdır Lav altında kaldığı icin eserler coğu bozulmadan az hasar gorerek yuzlerce yıl orada yatmıştır Yani Pompei şehri arkeolojiye ve Eski Yunan medeniyetine meraklı olanlar icin adeta bir cennet niteliğindeydi Bu noktada JJWincklemann Pompei kentinde yaptığı kazıları bir eserde toplamış ve konu hakkındaki ilk akademik eseri veren şahıs olmuştur Bundan sonra arkeoloji bir bilim olarak kabul gormeye başlamıştır

Eski Yunan medeniyetine duyulan ilgiye rağmen On Asya Arkeolojisi pek ilgi cekmemiştir Ta ki Napeleon'un Mısır'a 1789'da duzenlediği sefere kadar Napolyon bu sefer sonucu Mısır'dan eski Yunan medeniyetinden cok daha onceki devirlere ait eserler getirmesiyle On Asya Arkeolojisi de ilgi cekmeye ve canlanmaya başlamıştır Mısır'da ki en ilgi cekici şey hic kuşkusuz hiyeroglif denilen resim yazısıydı Bircok bilim adamı bu yazıyı cozmeye calışmış ancak şans Champallion'a gulmuştur Bu andan itibaren On Asya Arkelojisi'nin popularitesinin Klasik Arkeoloji'yi bile gectiği soylenebilir Mısır bir ilgi odağı haline gelmiş ve bir cok bilim adamı akınlar halinde Mısır'a kazı icin gitmeye başlamışlardır

Kendi şahsi fikrime gore Eski Yunan Medeniyeti bu kadar ilgi cekmeseydi bile eninde sonunda Eski Mısır ile ilgilenen birileri cıkacağına inanıyorum Cunku insanın her zaman gecmişe ve bilinmeyene karşı doğal bir ilgisi vardır ve Mısır bu iki ozelliği uzerinde toplamıştır Gunumuzde arkeoloji cok fazla yol kat etmesine rağmen hala mısır hakkında bilinmeyen yuzlerce şey vardır

1800'lerde tum dunyayı saran hammadde ihtiyacı buyuk devletlerin ilgisini Anadolu ve Ortadoğu devletleri uzerinde toplamıştır Bu bolgelerin araştırılması icin bircok Avrupa devleti Ortadoğu ve Anadolu'ya arkeolog unvanı altında bir cok casus gondermişlerdir Her ne kadar amacları farklı olsa da bu casusarkeologlar gittikleri bolgede bir cok kazı ve araştırma yaparak arkeolojiye yadsınamaz bir katkı da bulunmuşlardır

Anadolu gunumuzde olduğu gibi gecmişte de Avrupa ve Asya arasında bir kopru gorevi goruyordu Bu da Anadolu uzerinde sayısız uygarlığın kurulmasına neden olmuştu Gecmişe karşı giderek artan merak insanları Anadolu'ya yoneltmiştir Osmanlı Devleti'nin bu konudaki ilgisiz tutumu ve duyarsızlığı mezar soyguncuları ve bilim adamları icin Anadolu'yu ilgi odağı yapmıştır Osmanlı Devleti'nin o donemde yabancılar tarafından cıkarılan eserleri para karşılığı onlara satması ise şu an cok acısını cektiğimiz bir kayıp olmuştur Dışarı goturulen eserler arasında şu an British Museum'da sergilenmekte olan Bergama Zeus Sunağı bile vardı

Sonuc olarak Anadolu bu devirde tam bir yağma altındaydı Bunlar arasında en buyuk zararı veren hic kuşkusuz Schilemann'dır Schilemann Canakkkale'de bulunan Troya'yı kazmıştır Yalnız bu kazı arkeolojik bir kazı olmaktan cok uzak bir mezar hırsızının yapacağı gorunumde bir kazıdır Bu kazı sonucunda değeri para ile olculemeyecek derecede onemli eserler bulmuştur Bunlar arasında Akha Kralı Agamennon'un altın maskesi, Troya'lı Helen'in değerli taşlardan yapılmış takılarını sayabiliriz Bu takıları Schilemann sevgilisine hediye etmiştir ve gunumuzde yeri bilinmemektedir Schilemann bu kazı sonucunda hoyuğe cok fazla zarar vermiştir ve belki de bulduğundan cok daha fazlasını yok etmiştir

Anadolu'ya bu kadar yağma yapılmasından sonra en sonunda, konuyla ilgili bir kac kişinin (orneğin Fethi Ahmet Paşa) calışmalarıyla Osmanlı Devleti de en sonunda arkeoloji ile ilgilenmeye başlamıştır

Bu devirde Fethi Ahmet Paşa'nın Turk arkeolojisine katkısı cok buyuktur Abdul Mecit'i onun Yalova'da bulduğu Kral İnsantine'e ait taşları da kullanarak bir muze kurmaya ikna etmiştir ve muze bazı kaynaklara gore 1845, bazı kaynaklara gore de 1846 yılında kurulmuştur Bu muzenin adı Kraliyet ve ya saltanat muzesi anlamına gelen Muzei Humayun'du Osmanlı Devleti'nde arkeoloji icin en onemli gelişmelerden biri Marif Nazırı Saffet Paşa sayesinde gercekleşmiştir Saffet Paşa bir genelge yayınlamıştır bu genelge butun vilayetlere gonderilmiştir Genelgede bulunan butun tarihi eserlerin Muzeye teslim edilmesi emredilmektedir Bu sırada muzenin başına ilk kez resmi bir mudur getirilmiştir Bu mudur Goold adında bir İngiliz'di Goold'tan sonra Mahmut Nedim Paşa muze mudurluğune getiriliyor ve bu donemde muze ortadan kaldırılıyor

Bundan sonra toplanan eserlerin birikmesi uzerine Cinili Koşk muze olarak kullanılmaya başlanıyor Butun bunlara rağmen Anadolu'da ki yağma ise halen devam etmekte Aydınların baskısıyla ilk AsarAtika yayınlanıyor ancak bu yağmayı daha cok artırıyor(daha once belirtildiği uzere bkz Bolum 2: Arkeolojinin Tarihi) Sonuc olarak Osamanlı Devleti'nde tum bu calışmalara rağmen arkeoloji konusunda kayda değer bir başarı sağlanamamış ve cok değerli tarihi eserler tek tek yurt dışına gitmeye devam etmiştir Bunun nedeni Osmanlı Devleti'nin kulturel konulara olan ilgisizliğinden kaynaklandığını soyleyebiliriz Konuya gercekten ciddi bir bicimde yaklaşacak biri olmadığı icin Osmanlı da ilgisizliğini surdurmuştur

Bu Osman Hamdi Bey'in muze komisyonuna secilmesine değin surmuştur Muzenin başına getirilmiş ve yeni bir muze kurulmasını istemiştir Muzeye ek binalar yapılmış ancak bununla yetinmeyip yeni bir muze acma talebini hayata gecirmeyi başarmış ve ilk arkeoloji muzesinin yapılmasını sağlamıştır Bunun yanında bir de kutuphane kurmuştur Aydınların desteğiyle 1877'de 2 AsarAtika'nın yayınlanmasını sağlamış ve boylece tarihi eserlerin yurtdışına gitmesi onlenmiştir Osman Hamdi Bey bundan sonra tum enerjisini yapılan kazıları denetlemeye, restorasyon calışmalarına ve yurt dışına kacırılan eserlerin geri getirilmesine harcamıştır Osman Hamdi Bey'in Turk arkeolojisine katkısı cok buyuktur Halkı az da olsa kulturlendirmeyi başarmıştır Osmanlı Devleti'nin dort bir koşesinde kazı başlatmış ve bu kazılar Kurtuluş Savaşı'na kadar devam etmiştir


Ancak Osman Hamdi Bey'in tum bu cabalarına rağmen 1 Dunya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin sadece savaş, askeri ve siyasi konulara odaklanmasıyla eser kacakcılığı tamamen kontrolden cıkmıştır ve bu Turkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına değin boylece surup gitmiştir

Turkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra Ataturk arkeoloji konusuna cok onem vermiş ve Toprağın ustundekilere ne kadar sahip cıkıyorsak altındakilere de o kadar sahip cıkmalıyızsozuyle desteklemiştir İlk olarak Ahlatlıbel ve Alacahoyuk olmakla birlikte yurdun dort bir yanında kazılar başlatmıştır Bir arkeoloji okulu acılmasını istemiş

ve şu an ki Dil ve TarihCoğrafya Fakultesi Arkeoloji bolumunun acılmasını ve bu bolum icin yurtdışından hocaların getirilmesini sağlamıştır Bunun yanında Belleten adında hala yayınlanmakta olan bir arkeoloji dergisinin cıkarılmasını istemiştir

Ataturk Anadolu topraklarında yatan tarihi gecmişin farkındaydı ve bu yuzden arkeolojiye bu kadar onem vermiştir Başlattığı kazıların hala bircoğu devam etmektedir Bunun yanında arkeoloji bolumunu acmakla bu zenginliği incelemek icin Turk arkeologlar yetiştirilmesini sağlamıştır ve bu bolumden şu an dunyaca tanınan arkeologlarımızdan bazıları (Orneğin: Ekrem Akurgal, Tahsin Ozguc, Nimet Ozguc, Kutlu Emre) yetişmiştir Bunun yanında Turk Tarih Kurumu'nun kurulmasını sağlamıştır

Şu an Turkiye eserlerin bolluğu, guzelliği ve ozellikle ceşitliliği bakımından dunyada en on sırada yer alan 34 ulkeden biridir Ataruk'un arkeolojiye buyuk onem vermesi ve Turk Tarih Kurumu'nu kurması sayesinde Turk Arkeologları her bakımdan gerekli kitap, arac ve araştırma giderlerine sahip oldukları icin Turk Arkeolojisi Batı standartları olcusundedir

Ataturk Selcuk ve Osmanlı tarihine değer verildiği olcude, Eski Anadolu uygarlıklarına da onem vermiş ve yurdumuzun eski eserler yonunden dunyada on sırada yer almasını sağlamıştır Eski uygarlıkların ortaya cıkarılması hem turizm yonunden kultur varlıklarımızı zenginleştirmiş hem de Turkiye'nin dışarıdaki kotu tanınmış imajının buyuk olcude duzelmesine yardımcı olmuştur
 
Geri
Üst