Hoş Geldin!

Bize kaydolarak topluluğumuzun diğer üyeleriyle tartışabilir, paylaşabilir ve özel mesaj gönderebilirsiniz.

Şimdi Kaydolun!

Arif Şirin

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Admin

Yönetici
Site Sorumlusu
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
265.241
Çözümler
4
Tepkime puanı
1
Puan
38
Doğum Tarihi
10 Haziran 1949


Şehir
Giresun


Ülke
Türkiye


Burç
İkizler

Giresun`un Alucra ilçesine bağlı şimdiki ismi ile Yükselen eski adı ile Hapu köyünde 10 Haziran 1949`da doğdu. Babası yörenin sevilen simalarından rahmetli Muharrem Çavuşun (Muharrem Şirin) oğlu Mehmet Bey, annesi Fatma hanım da, yine komşu köy Demirözü`nden aynı şekilde sevilen rahmetli Gençağa Eşkünoğlu`nun kızıdır. Babasının memuriyeti dolayısıyla, ilk ve ortaokulu Samsun`da bitirdikten sonra, hayli kalabalık olan ailesine kısa zamanda maddi yardım yapabilmek düşüncesiyle öğretmen okuluna başladı. 1969-1970 döneminde Perşembe İlköğretim Okulundan mezun oldu. Okul süresi boyunca kışları okuyup yazları rençberlik yapan bir öğrenci idi.
İlk göreve başladığı okul, ailesinin bulunduğu Samsun`da Karaoyumca köyündeki ilkokuldur. Bir yıllık stajyerlik süresinden sonra, yine Samsun`da Devgeriş köyüne tayin ol du. 1972 yılında yine aynı köyde stajyerlik yapmakta olan ve ona ömrü boyunca en büyük desteği veren Süheylâ hanımla evlendi. Devgeriş köyünde beş yılı öğretmenlik, dört yılı ise okul müdürlüğü olmak üzere dokuz yıl hizmet vermiştir.
İnançlarından ve prensiplerinden asla taviz vermeyen bir kişiliğe sahip olan Ozan Arif, o devrin yöneticilerinin büyük baskısı ile, maalesef 1979 yılında öğretmenlik mesleğinden ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Öğretmenlik mesleğini şok seven Ozan Arif`in çok başarı lı takdirnamelerle dolu meslek hayatına rağmen, o günün şartlarında başka bir tercihi de kalmamıştı.
Derken, 12 Eylül 1980 olaylarıyla birlikte, inanan, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, memleketin, milletin bekasını düşünen bir çok vatansever insan gibi yanlış değerlendirilmekten çok büyük bir üzüntü duyan Ozan Arif, ailesini, çocuğunu ve hepsinden önemlisi, öz vatanı Türkiye`yi geride bırakarak, 24 Eylül 1980 tarihinde Almanya`ya gitti. Onbir yıllık acı bir ayrılıktan sonra, 5 Kasım 1991`de nihayet memleketine ve vatanına geri dönmesi nasip oldu. Bu süre zarfında, dünyada nerede bir müslüman Türk insanı varsa onu gidip bularak, milli heyecanın filizlenmesine yardımcı olmuş ve önemli görevler almıştır. Daha çocuk yaşlarda iken Kerem ile Aslı`yı, Leyla`ile Mecnun`u, Karacaoğlan`ı, Köroğlu`nu, Dadaloğlunu, Yunus`u ve daha nicelerini okuyarak aşk cönklerini ezberleyen Ozan Arif, Karadeniz`de, yaşadığı yörede hayli yaygın olan irticalen Türkü söyleme sanatı sayesinde çok meşhur oldu. Hatta eskiden destan satıcılarının Ozan Arif`e destanlar yazdırıp, daha sonra bunları bastırarak dağıtmaları sebebiyle, yörede ismi çok duyulan bir aşık olmuştur.
İlk olarak ortaokul ikinci sınıfta sesine aşık olduğu bağlama ile tanışan ve hayli dar olan aile bütçesinden biriktirdiği harçlıklarla, 1964`te İstanbul`da bulunan Şemsi Yasıtman saz evinden 15 liraya aldığı bir bağlama ile ses ve saz dünyasının içine giren Ozan Arif, o gün bugündür hiç susmadan ve hak bildiği yoldan taviz vermeden gönül dostlarına seslenmektedir.
ÖDÜLLERİ
Güzel sanatlara yeteneği, şiire ilgisi ve özellikle şairliğe olan kabiliyetinden dolayı okul çağlarında şiir ve resim dallarında birincilikler ve ödüller almaya başlayan Ozan Arif`in başarıları hayatının ileriki yıllarında yöresel sınırları aşıp Türkiye genelinde de devam etti.
Birçok şiir ve Halk Edebiyatı yarışmalarında üstün başarı gösteren Ozan Arif`in Türk Halk Edebiyatı`nın şiir, atışma, muamma, irticalen şiir söyleme, lebdeğmez (dudakdeğmez), güzelleme ve diğer dallarında çeşitli tarihlerde aldığı Türkiye birincilikleri, sertifikalar ve ödüller vardır.
Bunların yanında Konya`da Türkiye Aşıklar Bayramı`nda değişik yıllarda, değişik dallarda birincilikler elde eden Ozan Arif, yine Konya Aşıklar Bayramı`nda 1976, 1977 ve 1978 yıllarında her dalda altın madalya kazanmıştır.
Lakin kendisi onun için en büyük ödülü şöyle ifade ediyor:
“…ortaokul çağlarında çocuk yaşta bu sevdaya gönül vermişim. O yaşlardan beri verdiğim mücadelenin karşılığını, tertemiz yüreklerde sevgi sarayları kurarak aldım. Ülküdaşlarımın sevgi ve muhabbetinden daha büyük beşeri ödül olamaz.”
 
Arif Şirin, 10 Haziran 1949 tarihinde Giresun'un Alucra ilçesine bağlı Hapu köyünde doğmuştur. Babası Muharrem Çavuşun oğlu Mehmet Bey, annesi ise Gençağa Eşkünoğlu'nun kızıdır. İlk ve ortaokulu Samsun'da okuduktan sonra öğretmen okuluna başlayarak eğitimini sürdürmüştür. Eğitim sürecinde ailesine maddi olarak destek olabilmek amacıyla öğretmenlik mesleğine yönelmiştir. Şairin öğretmenlik kariyeri, Samsun'daki Karaoyumca köyündeki ilkokulda başlamış, ardından Devgeriş köyüne tayin olmuştur. 1972 yılında Devgeriş köyünde stajyerlik yapan Süheyla hanımla evlenmiştir ve bu köyde dokuz yıl hizmet vermiştir.

Arif Şirin, ilk göreve başladığı yıllarda inançlarından ve prensiplerinden ödün vermeden hareket etmiş ancak dönemin yöneticilerinin baskılarına maruz kalarak 1979 yılında öğretmenlik mesleğinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Ardından, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında ülkenin siyasi atmosferinden rahatsız olan Şirin, ailesiyle birlikte Almanya'ya gitmiş ancak 11 yılın ardından 1991 yılında Türkiye'ye dönüş yapmıştır. Bu süre zarfında dünyanın çeşitli yerlerinde Türk insanlarıyla buluşmuş, milli değerleri yaşatmaya çalışmış ve önemli roller üstlenmiştir.

Ozan Arif'in sanat hayatı, çocuk yaşlardan itibaren şiir ve güzel sanatlara olan ilgisiyle başlamış, birçok yarışmada başarılar elde etmiş ve Türk Halk Edebiyatı'nın çeşitli alanlarında Türkiye birincilikleri kazanmıştır. Konya'da düzenlenen Aşıklar Bayramı'nda da birçok ödül kazanan Şirin, en büyük ödül olarak gönüllerden aldığı sevgi ve muhabbeti nitelendirmiştir.

Arif Şirin, bağlama çalmaya ve türkü söylemeye ortaokul ikinci sınıfta başlamış ve o günden beri bu sanattan hiç kopmamıştır. Kendisi, idealleri uğruna verdiği mücadele ve halkıyla paylaştığı sevgi dolu eserleriyle Türk kültür ve sanatına önemli katkılar sağlamış bir değerimizdir.
 
Geri
Üst