Anonim turkuler ve hikayeleri

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Anonim turku hikayeleri

Burada tum turkulerin hikayelerini vermek mumkun değildir Ancak bazı bilinen turkulerin hikayeleri şoyledir:


Bitliste 5 Minare


Bu Turku aslında bir ağıtdır, Rus işgalin'den sonra Bitlis'de her yer harabeye doner Savaş sırasın'da kacan bir Baba oğul, duşmanın geri cekilmesin'den sonra Bitlise geri donmeye karar verirler Bir rivayete gore Dideban Dağına kadar ulaştık'dan sonra Babası oğlunu onden yollar ve Şehir'de halen yaşayanlar varmı diye bakmasını ister Oğlu bir sure sonra geri doner ve uzak'dan babasına seslenir :Baba beş minare'den başka hic birşey kalmamış
Baba bunu duyduğun'da o kadar cok uzulur ki yere coker ve ağıt yakmaya başlar: Bitlis'te beş minare, beri gel oğlan beri gel, Yureğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel


Bitlis' te Beş Minare

Bitlis'te Beş Minare Beri Gel Oğlan Beri Gel,
Yureğim Dolu Yare Beri Gel Oğlan Beri Gel
İsterem Yanen Gelem Beri Gel Oğlan Beri Gel,
Cebimde Yok On Pare Beri Gel Oğlan Beri Gel


Tufeğim Dolu Sacma Beri Gel Oğlan Beri Gel,
Kacma Vururum Kacma Beri Gel Oğlan Beri Gel
Doksan Dokuz Yarem Var Beri Gel Oğlan Beri Gel,
Bir Yare De Sen Acma Beri Gel Oğlan Beri Gel


A Cemile'm Cemile'm

Calıtlı koyunden olan Cemile, biraz oynak ve yolsuzca, fakat guzel bir kadındır Bu turku 1928'de sevdalıları tarafından cıkarılmıştır; kaili malum değildir

Abdo'nun Mezarı

Bu Urfa ağıtı, Abdo ve Muslum isimli bahcıvan iki kardeşin hazin oykusudur Olay gunumuzden 7075 yıl once yaşanmıştır Buyuk kardeş Abdo'ya anası ve babası, dayısının kızını isterler Abdo buna razı olur Lakin, kucuk kardeşi Muslum bu kıza yanıktır, sevdalıdır Ailesine bu kıza kendisinin sevdalandığını ve onunla kendisinin evlenmesinin uygun olduğunu soyler Ailede huzursuzluk cıkar iki kardeş birbirine duşman olur Abdo bir gun bahcede yatarken kardeşi Muslum onu oldurur

DERYALAR

Kırcaliyle Arda Arası
Saat Sekiz Sırası(Yusuf Um Saat Sekiz Sırası)
Ardalılar Ağlıyor (Yusufum)
Yoktur Caresi
Aman Bre Deryalar Kanlıca Deryalar
Biz Nişanlıyız
İkimizde Bir Boydayız
Biz Delikanlıyız

Cıkar Aba Poturunu
Dalgalar Artacak
Demedim Mi Ben Sana Yusufum
Kayığımız Batacak

Kırcaliyle Arda Boylarında
Kimler Gidecek
Civanda Yusufumun Garip Annesine
Kimler Haber Verecek

Yusuf ile Feride birbirlerini cok severler ancak aileleri bir turlu evlenmelerine razı gelmez Yusuf bir gun kafasında bir plan yapar Arda Nehrini sevdiğiyle gecerek izlerini kaybettirip yeni bir hayat kurmayı duşler
Bu durumu ferideye anlatır Feride Arda ' ya bizim kayıklar dayanmaz gitmeyelim der ama nafiledir Feride Yusuf un ısrarlarına dayanamaz ve Ardayı aşmayı kabul eder Ancak şans yuzlerine gulmez ve daldalar kayığı devirir Yusuf ta boğularak olur feride bir şekilde kurtulmayı başarır ancak Yusufun olumu O' nu cok yaralar ve bu turkuyu soyleyerek ağıt yakar


Ağlama Gozlerim Mevlam Kerimdir

Parca dort dortluk olarak kayıtlı, son dortlukte Abdal Pir Sultan adı gecmektedir Ne var ki Pir Sultan Abdal hakkında yazılmış kitaplarla ilgili olarak en son, en guvenilir eser olarak gorduğumuz İbrahim Aslanoğlu'nun Pir Sultan Abdallar adlı kitabında boyle bir şiire rastlayamadık Muhtemelen kaynak şahıs turkuyu okurken, bunu kendi inancına yakın bulduğu icin Pir Sultan Abdal'a mal etmiştir Şiirin beş dortluk olarak bir kaynakta Doğu Anadolu'da yaşamış halk şairlerinden Aşık Kurbani adına kaydedilmiş olduğunu gorduk Bizim kanaatimiz turkunun sozlerinin Kurbani'ye ait olduğu yonundedir

Ağlarsa Anam Ağlar

On dokuzuncu yuzyılda İmparatorluğumuzdan ayrılmak isteyen kucuk devletler yer yer ayaklanmalar cıkarırlardı Bunlardan birisi de Karadağ idi Anadolu Turk gencleri bir yandan collerde, bir yandan Balkanlarda uzun yıllar kanlarını akıttılar Bu turku Karadağ'a giden gencin ağzından soylenmiştir

Ah Bir Ateş Ver

Uzun ve yorucu bir seferden donen Dumlupınar denizaltısı, Nağra Burnu acıklarında İsvec bandıralı Nabuland Şilebi ile Carpıştı Sessiz, soğuk ve bulanıktı gece Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar birkac saniye icinde sulara gomuldu Gemideki 81 kişilik murettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bolumundeki torpido dairesine sığındı Mahsur kalanların su yuzune fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak icin herkes seferber oldu Bu arada oksijeni idareli kullanmaları icin, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı turku soylememeleri ve sigara icmemeleri konusunda uyarılar yapıldı Ancak saatler suren kurtarma calışmalarının sonunda, umutların tukendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, herşey yine aynı sozcuklerle anlatıldı; konuşabilirler, turku soyleyebilirler ve hatta sigara bile icebilirler Şamandıradaki telefon hattının obur ucundan, tum Turkiye, denizaltıda tevekkulle olume yapılan huzunlu ama başı dik turkusunu dinledi

Bu turku de Canakkale savaşlarında şehit olan askerlerimiz icin yakılmıştır

Canakkale İcinde

Canakkale icinde aynalı carşı
Ana ben gidiyom duşmana karşı
Of gencliğim eyvah

Canakkale icinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gencliğim eyvah

Canakkale ustunu duman burudu
On ucuncu fırka harbe yurudu
Of gencliğim eyvah

Canakkale icinde toplar kuruldu
Vay bizim uşaklar orda vuruldu
Of gencliğim eyvah

Canakkale icinde bir dolu testi
Analar babalar umudu kesti
Of gencliğim eyvah

Yuksek Yuksek Tepelere Ev Kurmasınlar

Cok eskiden koyun birinde Zeynepi simli cok guzel bir kız vardır Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i koylerindeki bir duğunde yabancı koylerden gelen Ali isimli bir genc gorur Ali Zeynep'i cok beğenir ve koyune donduğunde kızın babasına hemen gorucu gonderir Zeynep'i Ali'ye verirler Kısa bir zaman sonra duğunleri olur Ali, Zeynep'i alıp aşırı koyune goturur
Zeynep'in gelin gittiği koy ile kendi koyu arası uc gun uc gece ceker Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl goremez Bu ozlem Zeynep'in yureğinde her gun biraz daha buyuyerek dayanılmaz bir hal alır Koyun buyuk bir tepesinde bulunan evinin bahcesine cıkarak kendi koyune doğru donup icin icin kendi yaktığı turkuyu mırıldanır ve gozleri uzaklarda sıla ozlemini gidermeye calışırmış
Oysa kocası, Zeynep'in bu ozlemine pek aldırış etmez Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar Sonunda bu ozlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara duşurur
Gun gectikce hastalığı artan Zeynep'in duzelmesi icin, koyden gelip gidenler de anasının babasının cağrılmasını salık verirler Başka care kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider Altı gun altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam ustu Zeynep'in anası babası koye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar Perişan bir halde Zeynep hala turkusunu mırıldanmaktadır Aynı turkuyu anasına babasına da soylemeye başlar Cevresindeki butun koy kadınları duygulanıp goz yaşı dokerler Annesi fenalıklar gecirir ve bayılır
Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık cok gec kalınmıştır Bir daha onmaz, sonu olumle biter Herkes Zeynep icin goz yaşı doker İşte o gun bu gundur bu turku ayrılığın turkusu olarak soylenip durur

Yuksek yuksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor gormesinler

Ucan da kuşlara malum olsun ben annemi ozledim
Hem annemi hem babamı hem koyumu ozledim

Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa ucsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse

Ucan da kuşlara malum olsun ben annemi ozledim
Hem annemi hem babamı hem koyumu ozledim
 
Geri
Üst