AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Anneler günü hikayeleri 2009

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
ANNE ’NİN GÖZYAŞLARI
Orta yaşlı kadın, evin içinde telaşlı bir haldeydi Eşyaların yerini değiştiriyor, örtüleri düzeltiyor, arada bir mutfağa gidip pişmekte olan yemeğe bakıyor, yeniden salona dönüyordu Sokaktan gelen her seste pencereye koşuyor, her duyduğu kapı zilinde de, başkasının zili olduğunu anlayıp üzülüyordu
Başka şehirde iş bulan oğlu, ayrıca uzakta yerde olduğundan ayrıca de müsade alamadığından 2 aydır gelememişti Orta yaşlı kadın, büyük bir özlemle oğlunun gelmesini ümit ediyor, kulağı zil sesinde, ayak sesinde telaşla bekliyordu Her anneler gününde, çocuğunun ona “Anneciğim, annler günün kutlu olsun diyerek, boynuna sarılmasına pek alışmıştı ki, yarı oğlu kapıdan giriverecek ve koşup boynuna sarılacaktı, sonradan da onun için hazırladığı tatlılardan yiyecekti Ama oğlu geleceğini söylememişti ama Bayan, boynu bükük düşündü, “ya gelmezse, ya müsade alamadıysa İçini özlem dolu bir alevin yalayıp geçtiğini hissetti
Kadın sabah hazırlığa başlamıştı Telaşlı halini gören eşi, sorup durmuştu; Bu telaşın niye? diye fakat cevabını bir türlü alamamıştı Sonunda da bayan; “Bu gün evde işim çok, sen gitgez birazcık diye ısrar ederek, eşini ricaminnet dışarı çıkarmıştı “Ya, telaşımın nedenini anlarsa, ya saatlerce beklediğim halde oğlum gelmezse diye düşünmüştü “Gelmezse düşüncesiyle yeniden yüreği titremişti
Saatler geçip gidiyordu, öğlen edinmek üzereydi; “Gelemiyorsan, bir telefon et bari, ‘anneciğim ’ de İçinde sıkıntı armaya başlamıştı; “Anneler gününü hatırasına yapmak için bir telefon bile etmeyecek mi acaba? Ben böyle bekliyorum lakin o olur ya hatırlamadı bile ‘Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur ’ sözü anneler için de geçerli olur mu hiç Olamaz canım, bir telefon eder en azından Hoş telefon yetmez, özledim yavrumu, kara gözlerini, afacan gülüşünü Hıh afacan, dediğimi duysa yeniden darılır, ‘Beni çocuk gibi sevme ’ der Benzeri nasıl seveceksem…
Çocuğunu düşündükçe, onunla konuştuğunu düşündükçe yüzü gülüyor, haberdar olmadan bir anda neşeleniyordu Sonradan duvardaki saate gözü takılıyor, yeniden durgunlaşıyordu “Gelmeyecek, telefon bari etse diye düşündü gönülsüzce “Sesini bari duymuş olurum Bütün böyle düşünürken, cep telefonunun sesiyle irkildi, omuzlarında bir bitkinlik, bakışlarında bir burukluk telefona uzandı, ekranına baktı, arayan oğluydu
Sevinmeli miydi? sevinemedi …acaba …acaba gelemeyeceğini söylemek için mi aramıştı Telefonda kutlayıp geçecek miydi anneler gününü, sarılamayacak mıydı yavrusuna?
Açtı telefonu;
Alo
Alo, nasılsın anneciğim?
Sağol yavrum, sen nasılsın?
İyiyim anneciğim
Ne yapıyorsun, işler nasıl?
Azıcık zorlama oldu lakin alıştım, keza bu şehre, ayrıca de işe alıştım
Pek mi yavrucuğum
Söylemiyordu işte ne telefonda kutluyordu, ne de gelmiyeceğini söylüyordu Sonunda dayanamayıp sordu;
Müsade aldın mı yavrum?
Evet anneciğim, müsade aldım Sen nerden bildin
Nerden mi, anneler günü için izin almadın mı?
Ha, anneler günü doğru ya Anneler günün kutlu olsun anneciğim
Sen sen bunun için müsade almadın mı?
Ah anneciğim, fazla sevdiğim, benim için çok kayda değer bir bayanı görmeye gideceğimi söyledim Şefim de müsade verdi Hemen onun yanına gidiyorum
Orta ihtiyar bayan durakladı, sesine başat olmaya çalıştı
O Kadar mi, nasıl biriymiş bu?
Anneciğim, belirlenmiş ol bana, senin daha önce yaptığın yemeklerden daha lezzetlisini, daha önce yaptığın tatlılardan daha tatlısını yapmıştır, beni bekliyor hemen
Ben… şey… cilalı yavrucuğum Şey, umarım o da seni seviyordur
Sevdiğine eminim anne, zaten bu ilk iznimi sırf onu bakmak için aldım Babam nerde anne?
Dışardaydı yavrum Hah kapı çalıyor, sanırım baban geldi
Tamamlanmış anne selamlama söyle, ben de güzel koku gibi kokuların geldiği, dünya da en çok layık verdiğim bir dünya güzüelinin kapısındayım
Tamamlanmış yavrum, söylerim Daha Sonra yine ara yavrum Allah ’a itimat ol
Telefonu kapattı Ama ne değin özlemişti oğlunu, ne değin görmek istiyordu Kapıya eli uzanırken, gözünden süzülen yaşlara engel olamıyordu
Kapıyı açtığında, boynuna atılan oğlunun “Canım anneciğim, anneler günün kutlu olsun! diye bağırması sanki bir rüya sahnesiymiş gibi geldi Oğlu; “Anneciğim, seni sevindirecek bir sürpriz yapayım dedim, lütfen ağıt dese de, annesi sevinçten hıçkıra hıçkıra ağlıyordu
Ahmet Ünal ÇAM *
 
Bu hikaye gerçekten duygusal bir anlatıma sahip. Annenin oğlunu ne kadar çok özlediğini ve beklediğini hissedebiliyoruz. Oğlunun annesine yaptığı sürpriz ziyaret, annenin yüreğini ne kadar sevindirdiği çok güzel bir şekilde ifade edilmiş.

Annenin oğlunu görmeyi ne kadar çok istediğini ve beklediğini anlatan detaylar, okuyucunun duygularına dokunuyor. Oğlunun annesine duyduğu sevgi ve saygı da hikayenin en güzel noktalarından biri.

Ayrıca hikayede kullanılan dil de oldukça etkileyici. Anlatımın akıcı olması ve duyguların doğal bir şekilde aktarılması, hikayenin içine çekiyor ve okuyucunun olaylara kolayca dahil olmasını sağlıyor.

Sonuç olarak, bu hikaye duygusal bir anne-oğul ilişkisini başarılı bir şekilde işlemiş. Okuyucuya hem hüzünlü anlar yaşatan hem de mutluluğun tarifsiz duygularını yaşatan bir öykü. Teşekkürler, paylaşım için.
 
Geri
Üst